Hükümet kanadında, LGBT karşıtı söylemler giderek artarken son olarak geçtiğimiz Pazar günü İstanbul Trans Onur Yürüyüşü’ne katılan LGBTİ+’lara polis müdahale ederek eyleme katılan çok sayıda kişiyi gözaltına almıştı.
Peki son yıllarda LGBT karşıtı yaşanan olaylar ve İstanbul’da 2015 yılından beri İstiklal Caddesi’nde Onur Yürüyüşü’ne izin verilmemesi, Türkiye’deki LGBT toplumunda nasıl karşılık buluyor? VOA Türkçe’ye konuşan LGBT birey Beha Yıldız ve LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları Derneği (LİSTAG) kurucu üyelerinden avukat Tülay Savaş, iktidarın LGBT’leri yok etmek istediğini belirterek baskının her geçen gün daha da arttığını, ancak mücadeleden hiçbir zaman vazgeçmeyeceklerini ifade ediyor.
“Hükümet yetkililerinin LGBT karşıtı söylemleri halkı olumsuz yönde etkiliyor”
Bu yıl 9’uncusu düzenlenen Trans Onur Yürüyüşü’ne katıldıktan sonra gözaltına alınanlardan biri olan trans birey Beha Yıldız, Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünden bu yıl mezun olmuş. VOA Türkçe’ye konuşan Yıldız, hükümet yetkililerinin LGBT karşıtı söylemlerinin halkı olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekiyor.
Yıldız, “Süleyman Soylu çıkıyor bir şey söylüyor insanlar sokaklardan bize bir şeyler fırlatıyor. Bunlar maalesef oluyor. Biz bunları biliyoruz ve tüm derdimiz de bu. Çünkü deneyimlerimiz bize bunu gösterdi. Nasıl hayatta kalırız, nasıl bu toplum içinde savaşırız biz bunu çok iyi biliyoruz zaten. Bu yüzden de yaşamaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Transların Türkiye’de yaşanan ekonomik krizden kaynaklı finansal sorunları olduğunu da kaydeden Yıldız, “Enflasyon ya da fiyatların artışı bizim barınma maliyetlerimizi, çalışma maliyetlerimizi, hormona erişim maliyetlerimizi, yaşam maliyetlerimizi arttırıyor. Bunun yanında eğitime erişememe problemimiz var. Bugün belki bir transın okul kazanması yine kolay ama o okulu okuması çok daha zor” dedi.
18 Haziran Pazar günü gözaltına alınmasıyla ilgilide konuşan Yıldız, “Orada aslında çok bilinmeyen bir şey yok. Oradaki işkenceci polislerin biz isimlerini de biliyoruz, kimlerle görüşüyorlar onları da biliyoruz. Oradaki polislerin bir tiyatro oynadıklarını da biliyoruz. Aslında oradaki her polis Süleyman Soylu’ya, Erdoğan’a ‘ben işimi yapıyorum’u göstermeye çalışıyor. Bizlere ne kadar barbarca davranırlarsa o kadar ödüllendirileceklerini düşünüyorlar ama bunun gerçek olmayacağını söyleyebilirim. Çünkü hepsini yargılatacağız. Bizlere kimse böyle davranamaz” diye konuştu.
“Ak Parti örgütlenmeyi unutturdu”
Susarak hiçbir hakkın kazanılamayacağını ifade eden Yıldız, örgütlenmenin önemine de vurgu yaptı. Yıldız, “Şu anda AKP hükümetinin belki de bizlere unutturduğu en büyük ve en önemli şeylerden biri örgütlenme. Aslında suç ifade eden bir anlamı da yok. Tek olan bir araya gelmek, konuşmak ve birbirimizin sorunlarına çözüm bulmak. Herkesin biraz o cesareti ağzına, eline, kalbine alıp bir şeyleri söylemesi gerekiyor. Biz translar bunu yaptık” dedi.
“Trans yürüyüşü sorunlara bütüncül, herkesin derdini dinleyen bir yerden bakılması gereken bir insan hakları mücadelesidir”
Trans pride ve Trans Onur Yürüyüşü’nün kendileri için neden çok önemli olduğuyla ilgili de görüş bildiren Yıldız, “Translar olarak öz örgütlenmelere ihtiyacımız var. Kendi seslerimizi duyurmaya ihtiyacımız var ve bu yürüyüş de bunun araçlarından biriydi. Bizim dertlerimiz var, barınma problemi, eğitim problemi, yaşama problemi gibi bir sürü problemimiz var. Bu yürüyüş; bu sorunlara bütüncül, herkesin derdini dinleyen bir yerden bakılması gereken bir insan hakları mücadelesi” ifadelerini kullandı.
“LGBTİ+ bireylere saldırıların artmasından endişe ediyoruz”
LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları Derneği LİSTAG, çocukları veya yakınları LGBT birey olan ailelere destek ve dayanışma amacıyla kurulmuş. 2008’den beri faaliyette olan dernek her ay ailelere ücretsiz bilgilendirme ve paylaşım toplantıları düzenliyor. Kızı da bir LGBT birey olan LİSTAG’ın kurucu üyelerinden avukat Tülay Savaş, VOA Türkçe’ye açıklamalarda bulundu. LGBT aileleri olarak çok tedirgin olduklarını ifade eden Savaş, sözlerine şöyle devam etti:
“Diğer aileler neyse biz de oyuz. Biz uzaydan gelmedik, çocuklarımız da uzaydan gelmedi. Özellikle translar dış görünüşleri nedeniyle zaten daha çok saldırıya uğruyorlar. Bundan sonra da daha fazla olacağı endişesi bizleri çok üzüyor. İktidarın LGBTİ+’ları ayrıştırması, hedef göstermesi 7-8 yıldır artarak devam ediyor. Bu durum, iktidarın bir politikası haline geldi. Artık bütün hedefleri LGBTİ+’ları yok etmek gibi. Biz bunu böyle algılıyoruz.”
“Barışçıl protesto gösterilerinin yasal olarak yapılması gerekir”
Geçen yıl düzenlenen Onur Yürüyüşü’nde kızının hiçbir eyleme katılmadığı halde gözaltına alındığını belirten Savaş, polisin ters kelepçe kullanmasından kaynaklı kızının kolunda hala bir sıkıntı olduğunu söyledi.
Onur yürüyüşünün herkes için yapıldığını ifade eden Savaş, “Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nde herkes onuru bakımından eşit olarak dünyaya gelir diye yazar. Barışçıl olarak yapılan toplumsal protesto gösterilerinin yasal olarak yapılması gerekiyor. Yasalarımız böyle emrediyor. Ama fiili olarak bu yasalar hiçe sayılıyor ve korkunç derecede şiddetle gözaltına alınıyorlar. Bunun da hukukla herhangi bağlantısı yok” diye konuştu.