Oğulcan ÖZGENÇ
ANKARA – Son üç yılda tırmanan enflasyon ve düşen alım gücünün en çok etkilediği alanlardan biri konut piyasası. Türkiye’de Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük kentlerin yanı sıra neredeyse her ilde konut fiyatları geçen yıla göre yüzde 100’den fazla arttı. Ancak herkesin gücü ev almaya yetmiyor. Bu noktada barınmak için kiralık konutlar adres oluyor. Kiracı olarak yaşamak da, ev sahibi olmak da özellikle ekonomik kriz koşullarında sorunlara gebe.
Hükümet gittikçe büyüyen konut yangınını şimdilik, kira zammını geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yüzde 25’te sınırlandıran düzenlemeyle dindirmeye çalışıyor. Ancak ev sahiplerini ve kiracıları etkileyen düzenleme kağıt üstünde kalıyor. Taraflar düzenlemeye bağlı kalmaksızın uzlaşmayı tercih ederken, emlakçılar neredeyse arabuluculuk görevi üstleniyor. Meslek odaları, fahiş fiyatların önüne geçmek için uygulanan düzenlemeyi kiracılar açısından olumlu değerlendirse de, kademeli kira geçişinin piyasayı rahatlatacağı görüşünde.
Türkiye’deki kira sorununu, Ankara’da öğrencilerin yoğun yaşadığı Çukurambar/100. Yıl Semti’ndeki ev sahipleri, emlakçılar ve kiracılarla konuştuk.
HEM KİRACI HEM EV SAHİBİ: EVLERİNİ SATMAYI TERCİH EDENLER VAR
Ankara’nın Çukurambar ve 100. Yıl bölgelerinde konut sahibi olan Neslihan Kocadayı, kiracıları korumak üzere uygulanan bu düzenlemenin adil olmadığını ve mal sahiplerini mağdur ettiğinden şikayet etti. Kiraların halihazırda yüksek olduğu bölgelerde, mülklerini düşük kiraya vermenin hiçbir ev sahibinin işine gelmeyeceğini ifade eden Kocadayı, “Kiracının beş yılı dolmadıysa ev sahibi olarak yüzde 25 ile sınırlı kalıyoruz ve bu hesapla çok komik bir rakam oluyor. Dolayısıyla bu ciddi bir problem yaratıyor. Elbette ev sahibinin uzun yıllar yatırım yaparak aldığı mülkleri için 3-5 bin lira kira almak işine gelmez. Bunun yerine faizler bu kadar yüksekken mülkünü satışa çıkarıp, satıştan aldığı parayı vadeli bir hesaba yatırır” diyerek ev sahiplerinin ev satışına yönelmesinde bu yasanın da etkili olabileceğine dikkat çekti.
Kocadayı, şu an ev kiralarının 15 bin lira civarlarında olduğu 100. Yıl bölgesindeki konutu için dört yıllık kiracısından 3 bin lira kira aldığını ifade etti. Geçen sene yüzde 25 tavan uygulaması sebebiyle kirayı artıramadığını belirten Kocadayı, avukatlık bürosu için kullandığı ofisinde ise kiracı: “Kendi mülkümü kiraya verip evime yakın olduğu için başka bir ofiste kiraya çıktım. Aldığım kirayla, ofisimin kirasını ancak karşılayabiliyorum. 100. Yıl’daki mülküm için uzlaşmak üzere kirayı 9 bin lira yapmayı teklif ettim. Kimi ev sahipleri de çocuğum gelecek gibi bahanelerle kiracılarını evden çıkarmaya çalışıyor.”
İLK GİRİŞİMDE UZLAŞIP YENİDEN ZAM İSTEYEN EV SAHİPLERİ…
Ev sahiplerinin çeşitli bahaneleriyle konuttan çıkartmak istediği kiracılardan birisi de, üniversite öğrencisi Ali. 100. Yıl bölgesindeki İşçi Bloklarında oturan Ali, burada iki senedir kiracı. İlk kira sözleşmesinin 2 bin 500 lira olduğunu ifade eden Ali, “Ev arkadaşım evden ayrıldığı için sene sonunda tekrar kira sözleşmesi yapmamız gerekti. Ev sahibi bunu bahane ederek kirayı 4 bin 500 liraya çıkarttı. O dönem bunu kabul ettim çünkü evden çıksam hem masraf etmiş olacak hem de daha yüksek fiyatlı bir eve kiraya çıkmak zorunda kalacaktım. 4 bin 500’e razı oldum, uzlaşmayı tercih ettim” diye konuştu.
Birkaç ay önce ise uzlaştığı ev sahibinin kendisine tahliye kararı ilettiğini belirten Ali, bölgedeki ev kiralarının 10-15 bin lira bandında olduğunu belirterek “Ev sahibim beni evden çıkarıp evi daha yüksek fiyata kiralamak istiyor. Bu yüzden çocuğunu yerleştireceği bahanesiyle evden çıkmamı istiyor. Kendisiyle konuşmak istediğimde ise bunu reddediyor. Dava açacağım” ifadelerini kullandı.
EMLAKÇI: KİRACILAR 10 KAT KİRA VERMEMEK İÇİN UZLAŞIYOR
Çukurambar’da emlakçılık yapan Gürsel Şerife Güzelgün, düzenlemenin hem kiracılar hem de ev sahipleri için sorunlar yarattığını belirtti. Güzelgün, yüzde 25 tavan uygulamasının kağıt üstünde kaldığını ve bu biçimde devam edeceğini belirterek, “İnsanlar uzlaşarak yüzde 50-60 zammı kabul edip oturduğu konuttan ayrılmamayı tercih ediyor çünkü bulunduğu evden çıktığında verdiği kiranın en az 10 katı kadar kira vermek zorunda kalacak. Bununla beraber taşınma masrafları da var” dedi.
‘YÜZDE 25 SINIRI BİRÇOK TOPLUMSAL OLAYA GEBE’
Güzelgün, Çukurambar’da dört yıldır yaşayan bir kiracının 4-5 bin lira arasında kira verdiğini ve bu miktarın şu anda piyasanın çok altında olduğunu ifade etti. Güzelgün, makul ve kademeli bir geçişin çözüm olabileceğini belirterek, “Bu demek değil ki şu anda 4 bin liraya oturan kiracı 20 bin lira ödemeye başlasın. Yüzde 25 sınırı birçok toplumsal olaya gebe ve bu uygulama kağıt üzerinde kalacak” diye konuştu.
‘EMLAKÇILIK ARTIK ARABULUCULUK İŞİNE DÖNDÜ’
Düzenlemenin ev sahipleri ve kiracılar arasında üniversite öğrencisi Ali’nin yaşadığı gibi sürtüşmelere neden olduğuna dikkat çeken Güzelgün, emlakçılığın neredeyse arabuluculuk işine dönüştüğünü belirtti. Kira artış dönemlerinde telefonlarının kilitlendiğini ifade eden Güzelgün, şu ifadeleri kullandı: “Bakanlığın üstlendiği arabuluculuk işe yaramaz. Hukukun öngördüğü ile sokağın öngördüğü her zaman örtüşmüyor. Dolayısıyla bu tür kararlar alınırken meslek odalarının, bölge temsilciliklerinin önerileri alınmalı. Böyle kararların pratikte uygulanırlığı yok.”
‘KADEMELİ GEÇİŞ PİYASAYI RAHATLATIR’
Ankara Tüm Emlakçılar Odası Başkanı Hakan Akçam da, düzenlemenin enflasyon oranıyla sınırlanmasının hem kiracılar hem de ev sahipleri için daha iyi olabileceğini söyledi.
Bakanlığa önerilerde bulunduklarını ifade eden Akçam, “Kademeli bir yöntem önerdik. İlk bir yıl içinde konutunu kiralayanlara yüzde 25, üçüncü yılda yüzde 40, dördüncü yılda ise yüzde 50 uygulansın. Fahiş fiyatın önüne geçmek için yüzde 25 uygulaması iyi bir yöntem ancak kademeli geçiş piyasayı daha da rahatlatır” dedi.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***