Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

HDP’li Turan: Savaşa aktarılan kaynaklar kesilmeden Türkiye ekonomisi düzelmez


ANKARA – HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Turan, iktidarın savaş, kur ve faiz politikasına dikkat çekerek, “Savaşa aktarılan kaynaklar kesilmeden Süpermenlerin, Türkiye ekonomisini krizden çıkarması mümkün değildir” dedi.

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekonomi ve Tarım Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Turan, kurdaki artış ve ekonomideki son gelişmelere ilişkin partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Türkiye, seçimlerin üzerinden bir süre geçmemesine rağmen çok büyük bir iktisadi bunalımın pençesinde olduğunu belirten Turan, “Bugün yüzde 5’in üzerinde artan kurun bize gösterdiği şey aslında iktidarın başından beri halının altına süpürdüğü şeyleri yokmuş gibi gösterdiği, seçimden sonra popülist iddialar sonrasında tek tek nasıl ortaya çıktığını bize gösteriyor” dedi.

 

‘ERDOĞAN EKONOMİYİ YÜKSEK KURA MAHKUM ETTİ’

 

Uzun bir dönem boyunca eldeki bütün döviz rezervini yakma pahasına kuru baskılanma çabalarının yavaş yavaş son bulduğunu belirten Turan, kurun ciddi bir şekilde yükselişe geçtiğini ifade etti. Turan, şunları söyledi: “Bu açıdan seçim öncesinde sözünü ettiğimiz iktidarın devamı koşullarında ekonominin çok daha kötü hale geleceği, gelir dağılımı eşitsizliğin giderek boyutlanacağı öngörümüz tam anlamıyla çıkmış durumda. Hem de henüz bir ay bile geçmeden. Türkiye’nin içinde olduğu ekonomik kriz bir çöküşe dönüşmüşken, iktidar bu defa Süpermen arayışları içerisine girdi. Mehmet Şimşek’in ekonominin başına getirilmesiyle birlikte zannediyor ki Türkiye’nin temel yapısal problemleri çözülecek ve ekonomi rayına oturacak. Akıl dışı para ve maliye politikalarını ısrarla savunan Erdoğan zihni sinir projesine bağlı bir biçimde Türkiye ekonomisini düşük faiz, düşük TL ve yüksek kura mahkum etti. Bu dönem içerisinde yaşam maliyeti krizinin özellikle emekçiler ve yoksullar açısından ne kadar boyutladığını gelir dağılımı eşitsizliğinin ne kadar arttığını tencerenin kaynamakta ne kadar zorlandığını hep beraber gördük. Sanki krizin sebebi kendileri değil de başkalarıymış gibi dışarıdan ekonomiye bir başka isim atamak suretiyle var sayılıyor ki ülkedeki iktisadi dengeler düzene girecek. Öncelikle sunu şöyleyeyim Türkiye ekonomisi Süpermenlerle düzelmesi mümkün olmayan bir ekonomidir. Türkiye ekonomisi ancak alternatif bir ekonomi politikasıyla alternatif bir üretim ve paylaşım politikası ile düzene girecektir. Onun haricinde AKP’nin 2002-2007 döneminde dışarıdan gelen yoğun krediye dayalı olarak görece ekonomiyi toparladığı izlenimi nasıl günün sonunda fiyasko ile sonuçlanmışsa, dışarıdan yatırımcı çekmeye dayalı Türkiye’de ekonomik açıdan üretimin temel alınmamasını esas alan bu yaklaşım çözüm olmayacaktır. Yani, uluslararası alanda dolaşan kredinin borsaya çeşitli finans aygıtlarına ya da doğrudan yatırım biçiminde Türkiye’ye çekilmesi, Türkiye’deki problemleri asla ve asla çözmeyecektir. Tam tersine aslında kurun üzerindeki basının giderek azalıyor olmasıyla birlikte kurun yükselmesi ülkede ne yazık ki var olan yaşam maliyeti krizini daha da derinleştirecektir. Özetle üretici sektörleri açısından duruma bakıldığında girdi maliyetlerinin yükselmesi çıktının da yani ürünün de daha fiyatlanmasına yol açacaktır. Bugün TÜİK’in verilerine göre bile bakıldığında TÜİK’in o gerçeği yansıtmayan verileri bile gıda enflasyonun yüzde 50’nin üzerinde olduğunu söylüyor. Oysa bu çok daha fazla.”

 

21 YILLIK TAHRİBAT

 

Tarımda 21 yıldır sürdürülen politikalara işaret eden Turan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni ekonomi programı neyi içerecek ki gıda fiyatlarını düşürecek? Tarımda 21 yıllık zaman dilimi içerisinde yaratıkları tahribat iki günde onarılabilecek durumda değildir. Kaldı ki yeni gelecek olan tarım bakanın da gıda enflasyonun düşürmek için ne tedbirler alacağını bilmiyoruz. Özellikle üretimin giderek azaltılması, tarım bakanlığının bir ithalat bakanlığına dönüştürülüyor olması gibi sebeplerle tarımı bitirme seviyesine getirdi. Neo liberal siyasetin tarım üzerindeki etkilerini yaşadık, yaşıyoruz. Gıda enflasyonunu düşürmek için tedbiriniz nedir?”

 

‘DIŞARIDAN KAYNAK ÇEKME YOKSULLUĞU DERİNLEŞTİRECEK’

 

Sıcak parayı ülkeye çekip sorunları çözmenin dışında bir çözümlerinin olacağı kanısında olmadığını kaydeden Turan, “İhracatı artırmak dış ticaret ve cari açığı azaltmak yollu politikaların dışarıdan kaynağa bağlı olarak sağlanmasına dönük politikaların günün sonun sonunda Türkiye’nin çok daha fazla borçlanmasına sebep olacağını, yoksulluğun, gelir dağılımı adaletsizliğinin çok daha fazla yoğun olacağını bugünden öngörebilmek için kahin olmaya gerek yok. Siyasete genel bir kanı vardır, hep denir ki tencerenin devirmeyeceği iktidar yoktur, oysa çok önemli tarihsel süreçlerde ekonomik krizin ciddi bir biçimde boyutlanması umutsuzluğa, mutsuzluğa, yarınsızlığa mahkum edilmiş geniş kesimlerin, otoriter bir lider etrafında yana yana gelen motivasyonunu çok artırmıştır” dedi. 

 

‘ÖNCELİĞİMİZ ENFLASYONUN DÜŞÜRÜLMESİ’

 

Çözüm önerilerine dikkat çeken Turan, “Öncelikle sermayeye geniş destekler, sermayeye bir servet transferi yönelimleri bir kenara bırakarak özellikle en alttakilerin yoksulların, işçilerin, emekçilerin gelir durumunu düzeltmek için enflasyona yönelik olarak ciddi tedbirlerin alınmasıdır. Bu da ekonomide demokrasiden geçer. Bu da aynı zamanda üretimin demokratik şekilde planlanmasından geçer. Özellikle kırsal bölgelerde tarımla iştigal eden vatandaşın ekonomik durumunun iyileştirilmesinden geçer. İşçilerin sendikalarda örgütlenmesinden, ondaki engellerin ortadan kaldırılmasından geçer. Türkiye daha iyi üreten katma değerli mal üreten ve elde ettiği geliri de kendi içerisinde adaletli bir biçimde paylaşacak bir ekonomik perspektife sahip olmadığı sürece Süpermenlerin, Türkiye ekonomisini düzenlenebilmesi, içinde olduğu krizden çıkarabilmesi mümkün değildir. Biz HDP olarak neyin nasıl yapılmasını gerektiğini gayet iyi biliyoruz? Ekonominin nasıl düzelebileceğini gayet iyi biliyoruz. Savaşa, sermayeye İHA’ya, SİHA’ya aktarılan kaynakların yoksullara aktarılmasıyla birlikte ekonominin düzeleceğini ülkemizde herkesin çok daha mutlu olacağın hep beraber görüyor ve teyit ediyoruz” diye konuştu. 

 

‘ÇÖZÜM ÜRETMEYE DEVAM EDECEĞİZ’

 

 Günlerin son derece ağır geçtiğini belirten Turan, şunları söyledi: “Ancak her olumsuz durumu olumluya çevirecek buradan demokratik bir ülkeyi yaratacak irademiz halk desteğimiz ve motivasyonumuz yerindedir. Genel olarak siyasette olduğu gibi ekonomide de bir gölge kabine gibi kabineyi ekonomi yönetimini bundan sonra da denetleme takip etmeye ve ülke kamuoyuyla yapıcı önerilerimizi paylaşmaya devam edeceğiz. İnanıyorum ki HDP olarak Yeşil Sol Parti olarak gelecek günler daha güzel olacak. Hakça adil bir ekonomiyi el birliğiyle yaratacağız.”

 

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version