Osman ÇAKLI
İSTANBUL – 6 Şubat depremlerinin ardından depremden en çok etkilenen kentlerden biri olan Hatay’da hukuki sorunlar giderek arttı. Yalnızca Hatay Barosu’nun son dönemde 30’dan fazla suç duyurusu bulunuyor. Suç duyuruları ve açılan davalara dair net verinin bulunmadığı Hatay’da yasal sorunlarla ilgili oluşan yoğunluğa cevap verebilecek ne bir adliye ne de yeterli personel bulunmuyor. Öte yandan depremzedeler ise yasal sorunlar karşısında muhatap bulmakta zorlanıyor.
Görüştüğümüz avukat ve gönüllülerin anlatına göre Hatay’da en çok sorun olan yasal sorunlar şöyle:
- Mülkiyet hakkından doğan maddi kayıp sorunları
- Hasar tespitiyle ilgili yaşanan aksaklık ve belirsizlik
- Veraset ilamından dolayı oluşan karışıklığın getirdiği miras hakkı
- Dolandırıcılık ve güvenlik sorunları
Peki Hataylılar, artan yasal sorunlarla nasıl mücadele edecek. Bu sorunun cevabını Hatay Barosu Başkanı Hüseyin Cihat, gönüllü avukat Mehtap Sert ve Dayanışma Gönüllüleri’nden Halil Ertunç ile konuştuk.
‘İMAR, MÜLKİYET VE GÜVENLİKLE İLGİLİ SORUNLAR BAŞI ÇEKİYOR’,
İmar, mülkiyet ve güvenlik gibi sorunlardan doğan hukuki süreçler karşısında yasal haklarını bilmeyen ve muhatap bulamayan depremzedeler, aynı zamanda enkaz kaldırma ihalesini alan şirketlerin kişisel eşyalarına el koymasına da tepkili. Depremzedelerin kişisel eşyalarına el koyulmasına karşı hukuki süreç başlatıldığını söyleyen Hatay Barosu Başkanı Hüseyin Cihat, en çok hangi yasal sorunlarla karşılaşıldığına dair şu ifadeleri kullandı:
“Zor şartlarda çalışan ve gönüllü gelen kolluk güçleri, görev süreleri uzadıkça hırçınlaşmaya başlayıp şiddet uygulamaya başladı. Vatandaşlarımız bundan da rahatsız ve bu şiddete gönüllü olarak diğer barolardan gelen avukat arkadaşlarımız da şiddete uğradı. Öte yandan insanların iyi niyetini suistimal etmeye çalışan kişi ve grupların dolandırıcılık yaptığını görüyoruz. Hatay’ın ileriki süreçte daha ağır sorunlarla karşılaşmaması adına çevre yasasına aykırı depolama alanlarına dair yasal süreçleri başlattık. Hatay Türkiye’nin Çernobil’i olmasın diye mücadele ediyoruz. İmardan, mülkiyet haklarına ve güvenliğe kadar 30’un üzerinde suç duyurumuz var.”
‘DEVLETİN TATMİN EDİCİ AÇIKLAMASI YOK’
Kendisi de depremzede olan ve depremzedelerin hukuki sorunlarıyla ilgili çalışmalar yürüten avukat Mehtap Sert ise devletin geleceği gösteren tatmin edici açıklamalarının olmadığına vurgu yaptı. İnsanların evlerinin yıkıldığı yerlerde devletin nasıl katkısı olacağına dair bilinmezlik olduğunu anlatan Sert, sorunun daha net anlaşılması için şu örneği verdi:
“Mesela depremzedeler TOKİ’ye başvurduklarında eski yerlerinde devlet kamulaştırma mı yapacak? Buna dair bir cevap olmadığı için kaygı oluştu. Ciddi derecede hasarlı olan yerleri depremzedeler tadilat edip, evlerinde tekrar oturmak için çalışmalar yapıyor. İdare mahkemelerinde açılmış çok sayıda hasar durumunu değiştirme davaları var. Evlerini kaybetmeme duygusuyla hareket ediliyor. İskenderun Mustafa Kemal Mahallesi oldukça kıymetli bir yer. Oradaki bir ev yıkıldığında size TOKİ’den ev verilecekse bu şehir merkezine oldukça uzak bir yerde oluyor. Ulaşım sorunları yaşanacak ve daha kıymetli olan bir yerde maddi kayba uğrayacaklar.”
‘MAHKEME SAYISI ARTIRILDI’
Daha çok hasar durumunun değiştirilmesine ilişkin davalara dahil olduğunu anlatan Sert, çadır ve konteynerlerin Hatay’ın sıcak olması nedeniyle yaşanabilecek düzeyde olmadığını belirtti. Bu nedenle insanların evlerin hasar durumunu değiştirerek barınma sorununa çare aradığını sözlerine ekleyen Sert, şöyle devam etti:
“Dava sayısı açısından size bir veri sunamam ama Hatay’da idare mahkeme sayısı ikiden, altıya çıkarıldı. Başka bir hukuki sorun ise kimin önce kimin sonra öldüğü anlaşılamadığından veraset ilamında ortaya çıkıyor. Birlikte ölüm karinesi diye bir şey var. Eşlerin her ikisinden hangisinin önce ya da sonra öldüğü bilinmediğinden karışıklık oluyor. Yani miras durumu bu karineye göre değişiyor. Noterler de bu ayrıntıyı bilmediği için çok karışıklığa neden olundu. Sulh hukuk mahkemelerinde veraset ilamına dair davalar birikti. Eşlerin birlikte öldüğü kabul edildiğinde, erkeğin mirası kendi tarafına kadının mirası kendi tarafına geçiyor.”
MUHATAPLIK ANLAMINDA ÖRGÜTLÜ DAVRANMA DUYGUSU ÖNE ÇIKIYOR
Depremden sonra kamu kurumlarının ilk elden tespit işlemleri yapmadığına değinen Sert, bunun da mal kaybı açısından maddi kayıplara neden olduğunu bu nedenle mağduriyetler yaşandığını ifade etti. Birikmiş fazla dosya olduğunu sözlerine ekleyen Sert, güvenlikle ilgili de hukuki süreçlerin olduğunu söyledi. Birbirine benzer çok fazla dava olması ve depremzedelerin muhatap bulamayıp, neyi nasıl yapamayacağını bilmemesinden dolayı birlikte hareket etme duygusunun ortaya çıktığını sözlerine ekleyen Sert, örgütlü davranılmasının muhataplık anlamında da kolaylaştırıcı olacağını söyledi:
‘BİLGİ KİRLİLİĞİ YAYILIYOR İNSANLAR DOLANDIRILIYOR’
Ancak Hatay’da mahkeme sayısı her ne kadar artmış olsa da personel eksikliğine de değinen Sert, “Deprem yaşamış birçok hakim geri dönmedi ve deprem nedeniyle tayin istedi. Bir tıkanıklık yaşanıyor. İş yükü şu an bir insanın kaldırabileceğinden çok daha fazla. Dernekleşme bilgi kirliliğini önleme amacıyla oldukça önemli. Bilgi kirliliğinden doğan sorunlar nedeniyle yanlış yerlere para harcanıyor. İnsanlardan 20 bin lira para toplayan yapı denetim firmalarının olduğu söyleniyor. Ankara’dan tanıdığı olduğunu söyleyenler var ve bu insanların kim olduğu meçhul. Dernekleşme en azından yasal çerçevede muhatabın kim olduğunu gösterecektir” dedi.
‘SADECE İSKENDERUN’DA 300’DEN FAZLA DEPREMZEDE DERNEKLEŞME İSTİYOR’
Dayanışma Gönüllüleri’nden Halil Ertunç, hukuki sorunlar etrafında dernekleşme süreci başlattıklarını ve yalnızca İskenderun’da 300 depremzedenin süreç içerisinde olduğunu ve bir arada hareket etmek istediklerini söyledi. 6 Şubat depremlerinden sonra yaşamın bir nebze normale dönmeye başladığı Hatay’da DASK, imar gibi sorunlarının biriktiğini anlatan Halil Ertunç, depremzedelerin muhatap bulamadığını ve ne yapacaklarını bilmediklerini belirtti. Avukat ve mühendis arkadaşlarının teknik anlamda depremzedeler ile toplantılar gerçekleştirdiğini ifade eden Ertunç, dernekleşmenin muhataplık anlamında kolaylaştırıcı olacağını vurguladı. Hukuki sorunlar karşısında muhatap arayışlarının devam ettiği Hatay’da yasal hakların korunması, dolandırılma riskine karşı dernekleşmenin önemine değinen Ertunç şöyle konuştu:
“İnsanlar yılmış durumda. Muhtarlar dahi muhatap bulamıyor. Bir grup oluşturduk, 300’ün üzerinde yalnızca İskenderun’dan doğru talep oldu. Hatay genelindeki faaliyetleri tamamladıktan sonra derneği bayram sonrası ya da temmuzun ilk haftası hayata geçirmiş olacağız.”
Binlerce aileye hijyenik alan: Dayanışma Gönülleri Hatay’da yaşam alanı kurdu
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***