Raporun Türkiye kısmında, iktidara yakın medyanın dezenformasyon uygulayarak, Fransa’ya karşı düşmanca bir vizyonu ülkede yaymaya çalıştığı iddiasına yer verildi.
Fransız Ulusal Meclisi tarafından hazırlanan bir raporda, Türkiye’nin Rusya ve Çin’in uyguladığı yöntemlerden ilham alarak, resmi politika aracılığıyla Fransa’ya karşı “düşmanca” bir politika izlediği iddia edildi.
“Yabancı güçlerin siyasi, ekonomik, mali müdahaleleri” konusunda oluşturulan araştırma komisyonu tarafından hazırlanan rapor Meclis’e sunuldu.
“Türkiye dezenformasyon uygulayarak, Fransa’ya karşı düşmanca tavır izliyor”
Raporun Türkiye kısmında, devlet medyası veya iktidara yakın medyanın dezenformasyon uygulayarak, Fransa’ya karşı düşmanca bir Türk vizyonunu ülkede yaymaya çalıştığı görüşü dile getirildi.
Raporda, sahte hesaplar ile sosyal medya üzerinden de bu propagandanın geliştirildiği iddia edildi.
Fransa İç Güvenlik İstihbarat (DGSI) Şefi Nicolas Lerner’in araştırma komisyonundaki açıklamalarına yer verilen raporda, Türk devletinin diaspora üzerindeki kontrolünü güçlendirmek için çalıştığı ifade edildi.
Türkiye’nin izlediği dış politikanın genelde Fransız dış politikasıyla uyuşmadığını belirten DGSI Şefi, Ankara’nın bu ülkedeki Türklerin yanı sıra Fransızları da entegre ettiği diasporasına büyük ilgi gösterdiğini belirtti.
“Türkiye’de iktidar yurt dışı seçmenini etkilemeye çalışıyor”
Fransa’daki Türklerin ülkelerindeki seçim için oy kullanabildiğine işaret eden Lerner, Ankara’nın bu seçmenleri etkileme çabalarına dikkat edilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Dışarıdan gelecek etkilere karşı uyanık olunması gerektiğini yineleyen DGSI Şefi, “Fransız topraklarında yaşayan bir kişi, yalnızca bu ülkenin yasalarına ve Fransa tarafından kararlaştırılan yaşam kurallarına tabi olmalı. Bu nedenle, elbette, dikkatli olunması gerekir.” dedi.
Diyanet vurgusu
Raporda Fransa İslam Konseyi içinde Türkiye’deki iktidarın etkili olmaya çalıştığı iddia edildi ve bir dönem Fransa İslam Konseyi’nin bir başkan yardımcısının Türkiye’deki iktidara yakın bir isim olduğu kaydedildi.
Komisyona bilgi veren Siyasal Bilgiler Profesörü Frederic Charillon, Türkiye’nin “Fransa İslam Konseyi yönetimi üzerinden, bazen sindirmeye dönüşen bir etki stratejisi geliştirdiğini” söyledi.
Diyanet’in yurt dışındaki çalışmalarına yer verilen raporda, Avrupalı Parlamentosu üyesi Nathalie Loiseau’nun Fransa’daki Müslümanların din ve inanç faaliyetlerinin bir kısmının Türkiye tarafından yönetilmeme girişiminin de dikkate alınması gerektiği yolundaki uyarısı yer aldı.
“Erdoğan Türk kökenli olsun olmasın Fransa’daki bütün Müslümanları ‘stratejik etki alanında’ görüyor”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2018 yılında Fransa’ya yaptığı ziyarette yaptığı konuşmada, “Fransa’daki Müslümanlar benim korumam altında” şekildeki açıklamasına atıfta bulunulan raporda, bu açıklamayla Erdoğan’ın Türk kökenli olsun olmasın Fransa’daki bütün Müslümanları “stratejik etki alanında” gördüğü ifade edildi.
Avrupalı Parlamentosu üyesi Nathalie Loiseau, Milli Görüş’ün Fransa’daki 70’e yakın cami yönetimini elinde tuttuğu ve Fransa’ya en çok yurt dışından imam gönderen ülkelerin başında geldiğini bildirdi.
Fransa’ya yönelik karşıt kampanya nasıl geliştiriliyor?
Fransa’da 2020 yılı ekim ayında Samuel Paty isimli bir öğretmenin başı kesilerek öldürülmesi sonrası yaşanan gelişmelere atıfta bulunulan raporda, Ulusal Güvenlik ve Savunma Sekreteri Stéphane Bouillon’un komisyondaki ifadelerine geniş yer verildi.
Bouillon, komisyona özetle şunları söyledi: “Samuel Paty’nin öldürülmesinden sonra …çok sayıda saldırının hedefi olduk. Bununla başa çıkmak için, bir dizi site ve IP adresi tespit eden, bunların izini Anadolu Haber Ajansı’na kadar süren ve bu kampanyanın Türkiye kökenli olduğu sonucuna varan görev gücü kurduk. Saldırıdan birkaç ay sonra sona bunlar erdi, ancak Türkiye’den yönlendirilen özellikle de Ortadoğu, Afrika veya başka yerlerdeki Fransız politikasına yönelik eleştirileri hâlâ görüyoruz.”
“AKP’ye yakın Cojep, Fransız siyasetinde etkili olmaya çalışıyor”
Avrupa Parlamentosu dışarıdan müdahalelerle ilgili araştırma komisyonu başkanı Raphael Glucksmann Türkiye’nin Fransa topraklarında şiddet uygulayacak kadar ileri gidebilen Bozkurtlar gibi dini dernekler veya siyasi hareketler aracılığıyla Avrupalı ülkelere müdahale etme gücüne sahip olduğunu ifade etti.
Raporda, Türk yeraltı dünyasıyla bağlantılı, silahlı, aşırı milliyetçi ve aşırı şiddet yanlısı bir örgütün temsilcileri olan Bozkurtların, Avrupa topraklarında düzenli olarak Kürtlere ve Ermenilere saldırdığı iddia edildi.
Raporda bunun dışında Avrupa’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu COJEP aracılığıyla, Türkiye’deki iktidara partisi AKP’nin Fransız siyasetinde etkili olmaya çalıştığı bildirildi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***