Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Erdoğan’ın ‘Yardımcı’ tercihi de şaşırtmadı: Tartışmalı isimler yine bürokrasinin zirvesinde

Erdoğan’ın ‘Yardımcı’ tercihi de şaşırtmadı: Tartışmalı isimler yine bürokrasinin zirvesinde



GERÇEK GÜNDEM – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla dün gece Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararlarına göre, bakanların yardımcıları belli oldu.

Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, 17 bakanlığa 68 bakan yardımcısı atandı.

Atama kararlarına göre, muhalif siyasetçilere açılan ceza davalarının hakimlerinden Akın Gürlek ve Gezi Davası’ndan Libya’da öldürülen MİT mensubu haberine kadar birçok tartışmalı karara imza atan Hasan Yılmaz, Adalet Bakanı yardımcıları oldu.

Hamza Yerlikaya, ‘sahte lise diploması’ tartışmalarının gölgesinde bir kez daha Gençlik ve Spor Bakanı Yardımcısı olurken, imam hatiplerde Türkçe konuşulmasının yasaklanmasını isteyen Nazif Yılmaz da Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Yardımcısı olarak atandı.  

GÜRLEK, SİYASETÇİLERE CEZA DAVALARIYLA BİLİNİYOR

Muhalif siyasetçilere açılan ceza davalarıyla bilinen Akın Gürlek, dün gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yine Adalet Bakanı yardımcılığına atandı.

Hakimlik döneminde pek çok tartışmalı karara imza atan Gürlek, Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımamasıyla biliniyor. Gürlek, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na tazminat davası açmış ve davayı kaybetmişti.

Gürlek, hakimlik döneminde tutuklu HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP’li eski milletvekili Sırrı Süreyya Önder’e hapis cezası vermişti.

Gürlek, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, ardından 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı görevlerini de yürütmüştü.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’na ilişkin verdiği hak ihlali kararını uygulamayarak AYM’nin kararını da tanımayan Gürlek, ayrıca gazeteci Can Dündar’ı “kaçak” ilan etmiş ve gayrimenkullerine el koyma kararı vermişti.

Gürlek, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladığı için “terör örgütü propagandası” suçundan 2,5 yıl hapis cezası vermişti.

Avukatların yargılandığı davada da görev alan Gürlek, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) üyesi, 6’sı tutuklu 20 avukatın “Terör örgütü yöneticiliği” ve “Terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı davada toplam 159 yıl hapis cezası kararına imza atmıştı.

Adalet Bakanlığı Bakan Yardımcısı olarak atanan diğer bir isim ise Hasan Yılmaz. Gezi Davası’ndan Libya’da öldürülen MİT elemanıyla ilgili habere açılan davaya kadar birçok tartışmalı karara imza atan Yılmaz, ‘AKP’nin prototip savcısı’ olarak biliniyor.

LİBYA’DA ÖLDÜRÜLEN MİTÇİ HABERİ

Yılmaz, Libya’da hayatını kaybeden MİT mensubunu ifşa ettikleri gerekçesiyle Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun da yer aldığı 8 gazeteci hakkında soruşturmayı yürütmüştü. İddianamede, gazetecilerin 8 yıldan 19 yıla kadar hapislerini isteyen Yılmaz, dosyada gizlilik kararı bulunmasına rağmen belgeleri yandaş gazetelere vermekle suçlanmıştı.

OSMAN KAVALA VE GAZETECİ DENİZ YÜCEL

Yılmaz, Gezi Direnişi davasında 15 isimle beraber yargılanarak beraat eden Osman Kavala hakkında, beraat ettiği gün “casusluk” suçlamasıyla gözaltı kararı vermiş ve yeniden tutuklatmıştı. 64 sayfalık iddianame hazırlayan Yılmaz, Kavala’yı “anayasal düzeni değiştirmek” ve “casusluk” suçlamaları yöneltmişti.

Die Welt muhabiri Deniz Yücel’in Türkiye’de ‘örgüt propagandası yapmak’ suçundan yargılanmasına ve 1 yıl tutuklu kalmasına sebep olan iddianameyi hazırlayan isim de Hasan Yılmaz’dı. Yücel, yargılamanın sonunda 2 yıl, 9 ay hapis cezası almıştı.

UĞUR KURT’A ‘ÖLÜ MUAYENE’ İŞLEMİNİ YAPMADAN ADLİ TIP’A GÖNDERMİŞTİ

2014 yılında, İstanbul’da Okmeydanı’ndaki Cemevi’nde bir cenazeye katılan Uğur Kurt, polisin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetmişti.

Kurt’un öldürülmesinden bir gün sonra yani 23 Mayıs’ta yapılan ölü muayene işlemine ilişkin tutanakta Başsavcı Vekili Orhan Kapıcı’nın iddiasının aksine soruşturmayı yürüten Hasan Yılmaz’ın değil, Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Talip Kalkan’ın imzası yer almıştı.

Tutanakta, “22.5.2014 günü öldüğü bildirilen Uğur Kurt isimli şahsa ait cesedin nöbetçi savcı Hasan Yılmaz tarafından ölü muayenesi yapılmadan Adli Tıp Kurumu morguna gönderildiği görüldü” notu yer almıştı.

146 AVUKAT HAKKINDA GÖZALTI TALEBİ

Yılmaz, 13 Haziran 2017 tarihli talep yazısında İstanbul’da görev yapan 146 avukat hakkında gözaltı kararı vermişti.

Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili Suudi Arabistan Konsolosluğu’ndaki aramayı ve Adnan Oktar soruşturmasını da Hasan Yılmaz yürütmüştü.

“SİYASETTE, BÜROKRASİDE YÜKSELMEK İÇİN… GÜLEN’İ ZİYARET ETTİM”

Adalet Bakanlığı bakan yardımcılığına atanan Ramazan Can ise milletvekiliyken Fethullah Gülen’i ziyaret ettiğini açıklamıştı.

AKP Kırıkkale Milletvekiliyken Gülen’i ziyaret ettiğini söyleyen Can, partisinin il başkanlığındaki bir toplantıda çekilen videoda, “Arkadaşlar ben Amerika’ya gittim. Ziyaret ettik. Şimdi derler ya ‘Suçsuz olan ilk taşı atsın’ diye. 17/25 Aralık arifesinden önce gerek siyasette, gerek ticarette, gerekse bürokraside yükselme o yolla oluyordu” ifadelerini kullanmıştı.

 

SAHTE LİSE DİPLOMALI YERLİKAYA BİR KEZ DAHA BAKAN YARDIMCISI

Lise diplomasının sahte olduğu mahkeme kararıyla tescillenen Hamza Yerlikaya ise, bir kez daha Gençlik ve Spor Bakanı Yardımcılığı görevine atandı.

Eski AKP Milletvekili Hamza Yerlikaya, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı ve Vakıfbank Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı iken belgede sahtecilik suçundan yargılanmıştı. Yerlikaya’nın sahte lise diploması kullandığı Ağustos 2022’de mahkemece tescillenmişti.

TÜRKÇEYİ YASAKLAYAN MİLLİ EĞİTİM BAKANI YARDIMCISI NAZİF YILMAZ

Milli Eğitim Bakanı yardımcılığına atanan Nazif Yılmaz daha önce “Türkçe öldü”’ diyerek imam hatiplerde Türkçe konuşulmasının yasaklanmasını istemişti.

Önceki görevi Din Öğretimi Genel Müdürü olan Yılmaz, İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği’nde de (ÖNDER) çalıştı.

Nazif, imam hatiplerde Türkçe konuşulmasının yasaklanmasını önerdiği bildirisinde, “Arapça öğretilirken ikinci bir dil kullanılmaması gerekir. Öğrenciler, öğretmenleri ile ancak Arapça diyalog kurabileceklerdir. Öğrenci teneffüslerde öğretmeni ile ancak Arapça konuşabilir. Ya konuşur ya da yanında tercüman getirir” ifadelerini kullanmıştı.

Yılmaz, “Türkçe konuşmanın yasak olmasıyla öğrenciler mecbur kaldıkları için ister istemez Arapça konuşmaya başladılar. Rüyalarında dahi Arapça konuşanlar oldu” demişti.

Kaynak: Gerçek Gündem

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version