Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

CHP’de yeni yönetim ne anlama geliyor?


ANKARA – Türkiye’de ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) yeni yönetim yapısının, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı devam ettirme kararının bir işareti olup olmadığı tartışılıyor.

CHP’de Faik Öztrak, Bülent Kuşoğlu, Lale Karabıyık ve Ahmet Akın’ın dışında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) yenilendi ancak Parti Meclisi’nden (PM) yapılan atamalarda “Kılıçdaroğlu ekibi” özelliğinin ön plana çıktığı değerlendirmesi yapılıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yakınlığı nedeniyle Gökhan Günaydın’ın MYK yerine CHP TBMM Grubu yönetiminde Grup Başkanvekili olarak görevlendirilmesi de “CHP Genel Merkezi’nden uzak tutma” olarak yorumlandı.

Yeni MYK’sıyla Kılıçdaroğlu’nun CHP’de olası lider adaylarına kapıyı açacak bir geçiş sürecini mi başlatacağı yoksa 2024 Mart ayında yapılacak yerel seçimleri gerekçe göstererek genel başkanlık görevini korumaya mı alacağı merak konusu.

CHP’de Meclis ve genel merkez yönetiminde kadın siyasetçiler ağırlıklı bir tablo oluşturmasıyla Kılıçdaroğlu’nun önemli ölçüde yenilenme algısı oluşturmayı amaçladığı ileri sürülse de parti tabanında bunun yeterli olmadığı eleştirileri dile getiriliyor.

Kılıçdaroğlu, Oğuz Kaan Salıcı’nın genel başkan yardımcısı sıfatıyla yürüttüğü parti örgütü sorumluluğuyla ilgili yeni MYK’da görevlendirme yapmadı ve böylece örgütü tümüyle kendisini bağlı hale getirerek, partide neler olacağıyla ilgili soru işaretleri yarattı.

Bununla birlikte, parlamento seçiminde başarısızlık yaşandığı görüşünü ifade eden Murat Karayalçın, Kılıçdaroğlu’na adeta destek verirken, CHP’nin parti örgütünde yapısal sorun ve kapasite düşüklüğü olduğunu kaydetti.

CHP’de “parti örgütünce adaylar belirlenmeli” görüşünü savunmasına rağmen Karayalçın’ın, CHP’nin il ve ilçe teşkilatlarında 14 Mayıs öncesinde rahatsızlığa yol açan, milletvekili aday listesi belirlenmesinde “ön seçim yapılmaması” kararında Kılıçdaroğlu’nun rolüne değinmemesi dikkat çekti. CHP’de 8 Nisan günü milletvekili aday listesi taslağı hazırlığı MYK üyeleriyle ortaklaşa yapılsa da 14 Mayıs’ta illerde CHP’nin hangi adaylarla temsil edileceği konusunda son karar Kılıçdaroğlu’na aitti.

Bugünkü MYK fotoğrafında Gökhan Günaydın’ın İstanbul’da olması nedeniyle yer almaması da göze çarptı. Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka’nın da önceden planlanmış programı nedeniyle MYK’ya katılmadığı aktarıldı.

Kılıçdaroğlu, bugün ayrıca CHP’nin dış politikadan sorumlu başdanışmanlık koltuğuna emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz’ün yerine, İstanbul Milletvekili seçilen emekli Büyükelçi Namık Tan’ı getirdi. Kılıçdaroğlu’nun, CHP’de medyadan sorumlu başdanışmanlıktan dün ayrılan Tuncay Özkan’ın yerine ise Ankara Milletvekili seçilen eski basın müşaviri Okan Konuralp’i getireceği bilgisi paylaşıldı.

Kurultay süreci Ekim ayına yetiştirilebilecek mi?

Kılıçdaroğlu, parti tüzüğü uyarınca dün görevlendirdiği MYK üyeleriyle bugün ilk toplantısını yaparak, olağan kurultay kararını resmileştirdi.

CHP Parti Sözcüsü görevini yürütmeye devam ederek, kameralar karşısına geçen Faik Öztrak, “Bugün kongreler takvimini başlatma kararını alındı. Söylemiştim, yasal, asgari süreler dikkate alınarak bu takvimi en hızlı şekilde tamamlayacağız. Mevzuattaki asgari sürelere uyarak en hızlı şekilde kongreler takvimimizi tamamlayacağız. Bu Ekim olur, Ekim ortası olur. Yolda yürürken bir bakalım” dedi.

Öztrak’ın açıkladığı takvim uyarınca 6 Haziran itibariyle yasal itirazlar için tanınması gerekli zorunlu süre aralıkları hesaplandığında üç aylık süreçte en geç 15 Ekim’e kadar ilçe ve il kongreleriyle kurultay aşamasına gelinecek.

CHP yönetiminde bugün eğer illerde kongre sonuçlarıyla ilgili itirazlar olmazsa takvimi kısaltmak gerektiği de konuşuldu. Aksi takdirde CHP 38. Olağan Kurultayı, 30 gün öncesinde ilan edilmesi gerekliliği nedeniyle Kasım ayında yapılabilecek. Eğer illerde süreç hızlıca ve itirazsız tamamlanabilirse CHP yönetiminde Ekim ayında Kurultay’ın yapılabileceği görüşü hakim.

Öztrak, Kılıçdaroğlu’na yönelik istifa talebiyle ilgili soruya karşılık ise “CHP bir çadır partisi değildir. Dünyada gerçekten eşine az rastlanır bir maziye sahip olan asırlık bir partidir. Yerleşik usullere sahiptir. Bu partide kimse tek başına aklına estiği gibi karar alamaz. Bütün kararlar partinin yetkili kurullarında tartışarak alınır” ifadesini kullandı. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun istifa etme yönünde eğilimi olmadığı kesinlik kazandı. CHP’de sadece Kurultay iradesiyle yönetim değişikliğine kapı aralanmış görünüyor.

Karayalçın “örgüt başarısız” dedi ama Kılıçdaroğlu’na değinmedi

CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliği açısından genel başkanlıktan öte partide yapısal sorunun tartışılması gerektiğini savunan Murat Karayalçın ise, 14 Mayıs’ta parlamento seçimi başarısızlığını gündeme taşıdı ve parti örgütünü başarısız bulduğunu açıkladı.

CHP’nin Kurultay sürecini olumlu karşıladığını kaydeden Karayalçın, Twitter paylaşımıyla Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçiminin 28 Mayıs’taki ikinci turunda aldığı sonucu “kazanım” olarak yorumlarken, 14 Mayıs’taki TBMM seçimini ise “başarısızlık” olarak değerlendirdi.

Karayalçın, “Sn. Kılıçdaroğlu seçim sürecinde yüksek bir performans ortaya koymuştur. Adil olmayan bir seçimde alınan yüzde 48’lik oy ciddi bir kazanım olarak görülmelidir. Ancak Partimizin TBMM seçiminde, hem de 4 parti ile birlikte, yüzde 25 dolayında oy alabilmiş olması ise ciddi bir başarısızlık olarak görülmelidir. Eğer parlamenter sistemde olsaydı, bu oy oranı, başarısızlığın ötesinde bir hezimet olarak değerlendirilecekti” dedi.

Meclis seçiminde başarısızlık nedeni olarak gösterdiği parti örgütünde “düşük siyaset kapasitesi” bulunduğunu söyleyen Karayalçın, “Örgütümüz yıllardır; broşür-afiş-pankart işleri ile seçim güvenliği ile sınırlı olan bir çalışma içine kapatılmıştır. Kuşkusuz bunlar da parti görevleridir. Ancak örgütün birincil görevi siyaset üretmek ve bir ölçüde bununla da bağlantılı olarak partinin adaylarını belirlemek olmalıdır. Örgüt kapasitesinde düşüklük bunların tümünün eşzamanlı olarak yerine getirilememesi durumunda ortaya çıkar. Önümüzdeki Kurultay sürecinde, seçimlerde yaşanan taktik ve stratejik yanlışlıkların tartışılacağını biliyorum, buna genel başkanlık konusu da eklenebilir. Oysa bana göre, asıl tartışılması gereken konu, CHP’de düşük kapasiteye yol açan yapısal sorunlardır. Bu sorunlar CHP’nin merkez ve taşra örgütlerinin yeniden yapılandırılması ile aşılabilir” ifadesini kullandı.

Hamzaçebi’nin “parti içi muhalefet” işaretiyle Kurultay hazırlığı olacak mı?

CHP’de seçmen ve parti tabanı itibariyle kongre süreçleriyle parti örgütünün il ve ilçe teşkilatlarında değişiklik yapılması yeterli mi yoksa Kılıçdaroğlu’nun liderliğini devredeceği üst yönetim değişikliği sözkonusu olacak mı? Bu soruya yanıtta CHP yönetiminin yaklaşımı, “Kurultay karar verecek” şeklinde.

CHP 38. Olağan Kurultayı’nda ise, genel başkan ve PM seçimi yapacak delegeler nasıl belirlenecek, partide ilçe ve il teşkilatlarındaki kongre süreçlerinde tabandan değişim olacak mı, yoksa Kılıçdaroğlu’nun liderliğine onay verecek isimler mi görev alacak gibi soruların yanıtları merak konusu.

Kemal Kılıçdaroğlu’yla yıllarca yakın çalışma arkadaşı olmuş Akif Hamzaçebi ise, “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı seçimi için çok çaba göstermişse de başarılı olamamıştır. Partimiz milletvekili genel seçiminde de başarısız olmuştur” çıkışında bulunmasıyla dikkat çekti.

Murat Karayalçın ve CHP’deki mevcut yöneticilerin aksine Hamzaçebi, “Milletvekili sayımız 2018’e kıyasla ciddi şekilde düşmüş, Partimizin oy oranı da Sayın Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olarak girdiği ilk seçim olan 2011 seçimlerindeki seviyesinin altına inmiştir. Kimse bu sonuçlardan bir başarı öyküsü yaratmaya kalkışmasın. Ortada Genel Başkanımız ve Partimiz açısından tam bir başarısızlık vardır” dedi. Devamında, “Seçim sonuçları doğru değerlendirilmediği ve bunun gereği yapılmadığı takdirde gelecek bugünden daha kötü olacaktır. Yerel seçimler yaklaşıyor bu konuları konuşmayı erteleyelim demek partiye ve ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür” diyen Hamzaçebi, adeta Kurultay süreciyle ilgili parti içi muhalefetin işaretini verdi.

CHP’de lider adayı Ekrem İmamoğlu’nun ise, 2024 Mart ayında İBB Başkanı adayı olacağı ve kendisiyle ilgili siyasi yasak kararıyla ilgili gelişmeleri değerlendirmek istediği iddiası söz konusu. Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasındaki son günlerdeki görüşmeler de CHP yönetimince “belediye başkanlarıyla istişareler” şeklinde açıklandı.

Ankara kulislerinde İmamoğlu etkisiyle CHP yönetiminde değişiklik talebi hayata geçirilmezse de gelecek günlerde kamuoyuna görüşlerini açıklayacak Hamzaçebi gibi aktörlerce CHP’de değişim için çalışılacağı görüşü gündemde.

Şimdi gözler, CHP 38. Olağan Kurultayı öncesinde Kılıçdaroğlu’nun liderlikte geçiş süreci olacağı mesajını verip vermeyeceği ile genel başkanlıkta devam etme ısrarı durumunda karşısında parti içi muhalefet olup olmayacağına çevrildi.

Exit mobile version