CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, 6 Şubat depremlerinde büyük yıkım ve kayıpların yaşandığı seçim bölgesi Hatay’da bölgede hala yaşanan sorunları ve yetkililerden taleplerini ANKA Haber Ajansı’na anlattı.
Kara, “Yaşadığımız ekonomik zorluklar ve ağır maddi külfetlerden dolayı özellikle deprem bölgelerinde kiracılara verilen 3 bin lira gibi bir yardımın artık bir hükmünün kalmamış olmasıdır. 3 bin lira gibi bir rakamın acilen yükseltilerek günün koşullarına, ekonomik koşullarına göre endekslenmesi çok ivedi ve acil olarak yapılacak bundan sonraki düzenlemeler arasında yer almalıdır” dedi. Deprem bölgesindeki elektrik ve su faturalarına ilişkin olarak da “Elektrik faturaları, su faturaları, doğalgaz faturalarının merkezi idare tarafından, Hazine tarafından karşılanmasına ilişkin olarak bir düzenleme acilen ve ivedi olarak yapılmalıdır. Çünkü bu bölgedeki insanlar işini, aşını, evini kaybetti. Dolayısıyla erteleme bir bakış açısı olamaz” diye konuştu.
Kara, şöyle konuştu:
“Hatay’da 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketinin üzerinden neredeyse altı aya yakın bir süre geçti. Ancak buna rağmen bizler yaralarımızın sarılmasını, acılarımızın bitmesini beklerken birden fazla her gün değişen ve yenilenen sorunlarla karşı karşıyayız. Örneğin; geçen hafta karşımıza çıkan kamuoyuna yansıyan ihalelerin yandaşlara, çıkar sahiplerine verilmesiyle ilgili haberimiz basında da yayınlandı. Şöyle ki; AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın dünürüne Antakya’da yapılan TOKİ ihalesinin verilmesi ve buradan bir rant ve çıkar elde etmek üzere kamuoyunu meşgul etti. Biz buna ciddi anlamda karşı duruyoruz ve bu konunun takipçisi olacağımız ifade ettik. Çünkü şimdiye kadar olduğu gibi bugün de mevcut iktidar kamu ihalelerini yandaşlarına ve kendi nüfuzu altında olan kimselere, yakınlarına vererek bu sermayenin, bu servet transferinin ve bu servet devşirmenin bir şekilde her zaman olduğu gibi yolunu arıyor. Kamu ihaleleri şeffaflıktan ve halka hesap verebilirlikten yoksun olarak yandaşlara veriliyor.
“AFAD VE E-DEVLET SİSTEMİNDE AZ HASARLI GÖRÜLDÜĞÜ İÇİN ÜÇ BİN LİRALIK KİRA YARDIMINI DAHİ ALAMAYAN BİRÇOK VATANDAŞIMIZ VAR”
Bir başka husus; 6 aydan uzun bir zamana yayılan bu süreçte hala Hatay’da hayat normale bir türlü dönmedi. Birçok ağır hasarlı binanın şu anda yıkım işlemi gerçekleştirilmedi. Öncelikle orta hasarlı binaların yıkılacağı ifade edilerek birçok vatandaşımız orta hasarlı binalarının içerisindeki pimapenleri, kapı kollarını, musluk başlarına kadar sökerek ‘en azından evimizin yıkılacağını düşünüyoruz’ hissiyatıyla bu olayı gerçekleştirdi. Fakat iktidar hemen çark etti. Dedi ki; ‘Hayır biz orta hasarlı binaları yıkmıyoruz.’ Bunun dışında az hasarlı binalarda oturan vatandaşlarımız evleriyle ilgili olarak hak sahipliği başvurusunda bulunamıyor. Aslında şöyle ki; az hasarlı binaların içerisine oturabilmek için de psikolojik olarak insanlar çok zor durumdalar. Bunun bir an evvel az hasarlı binalara sahip olan vatandaşlarımız için de iyileştirmelerin ve bazı maddi desteklerin de kendilerine sunulması gerekmekte.
Konteyner ve yardımların ulaşması hususunda bizim de anlam veremediğimiz bir planlama yapılıyor. Ağır hasarlı binaların varlığı durumunda özellikle kiracı konumunda olan vatandaşlarımız da büyük mağduriyetler yaşıyorlar. Şöyle ki; kiracının haberi olmadan ev sahibi gidiyor, bazı usullerle itirazlarını gerçekleştirerek evlerini az hasarlı duruma getiriyorlar. Bu noktada fiziksel olarak evi ortada olmayan, ağır hasarlı olan kiracı mağdur oluyor. Ne 15 liralık yardımı alabiliyor ne de AFAD’ın sisteminde veya e-devlet sisteminde az hasarlı görüldüğü için üç bin liralık kira yardımını dahi alamayan birçok vatandaşımız var.
“NUMARATAJ VE ADRES DEĞİŞİKLİKLERİNDEN DOLAYI HAK SAHİPLİĞİ BAŞVURULARINA MÜRACAT EDEMEYEN BİRÇOK VATANDAŞIMIZ VAR”
Bir başka husus; özellikle numarataj ve adres değişikliklerinden dolayı hak sahipliği başvurularına müracaat edemeyen birçok vatandaşımız var. Muhtarlıklara gidiyorlar, AFAD’a gidiyorlar, belediyelere gidiyorlar. Özellikle yaşanan bilgi kirliliği, ne yapacaklarını bilememeden ve plansızlıktan ötürü insanlar adres değişikliğinden kaynaklanan bu sorunları da çözme noktasında büyük zorluklar yaşıyorlar.
“HATAY’DA ESNAFLAR ÇOK CİDDİ SIKINTILARLA KARŞI KARŞIYA”
Hatay’da esnaflar çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıyalar. Hatay’da işletmeler, mükellefler bu mükelleflerin işlerini gören meslek odaları, esnaf odaları büyük bir sıkıntı içerisindeler. Çünkü 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem sonucunda ticari faaliyetlerini bir nebze de olsa kısmi olarak veya tamamen durdurmak durumunda kalan birçok işletme oldu. Bugün 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem sonrasında birçok işetmenin makinası, ekipmanı ve işletmesinin tüm müştemilatı hasar altında kaldı. Bu işletmelerimiz için de faaliyetlerini bundan sonra sürdürebilmeleri için vergisel açıdan sosyal güvenlik primleri açısından da ciddi olarak bir yük ve külfet altındadırlar. Dolayısıyla ticaretle uğraşan bu mükelleflerimize de önümüzdeki bir yıl içerisinde muafiyetlerin ve istisnaların mutlaka getirilmesi gerekir. Esnaflara yapılacak olan konteyner iş yerleriyle ilgili sağlıklı ve doğru planlama yapmak zorundayız.
“HAŞERE VE BÖCEK, KÜÇÜK AKREPLER, YILARLARLA İLGİLİ HALKIMIZDAN BİZE GELEN BİRÇOK SORUN VE TALEBİ ALIYORUZ”
Hatay’da haşere ve böcek sorunu, küçük akrepler, yılanlarla ilgili halkımızdan bize gelen birçok sorun ve talebi alıyoruz. Burada merkezi idarenin özellikle depremden etkilenen ve en ağır yıkımı hisseden Hatay’a mutlaka elini uzatması gerekiyor. Bakanlıkların bu bölgeye özel ‘afet bölgesi olarak’ addetmesi ve buradaki ticari, sosyal, ekonomik hayata katkı koyacak şekilde düzenleme ve planlamalarını acil bir şekilde yapması gerekiyor.
Elektrik faturaları, su faturaları, doğalgaz faturalarının merkezi idare tarafından, Hazine tarafından karşılanmasına ilişkin olarak bir düzenlemenin acilen ve ivedi olarak yapılmasıdır. Çünkü bu bölgedeki insanlar işini, aşını, evini kaybetti. Dolayısıyla erteleme bir bakış açısı olamaz.
“EN ÖNEMLİ SORUNLARDAN BİRTANESİ DE BİNALARIN YIKIMI ESNASINDA ÇIKAN TOZ BULUTLARI VE MOLOZ ATIKLARI, İNŞAAT KALINTILARI”
Asrın felaketinden sonra yaşadığımız en önemli sorunlardan bir tanesi de özellikle ağır hasarlı binaların yıkımı esnasında ortaya çıkan toz bulutları ve moloz artıkları, inşaat kalıntıları. Bunlar bir yerden bir yere taşınırken ciddi anlamda problemlere sebep oluyorlar çünkü taşıma esnasında kamyonlar, ayrıştırma esnasından özellikle mahallelerde ve çevrede ciddi bir kirlilik oluşturuyorlar. Bölgemiz hali hazırda zaten ağır sanayiden ve hava kirliliğinden dolayı ciddi bir kirlilik etkisine sahipken bundan sonraki süreçte özellikle ağır hasarlı binaların yıkıntılarının taşınması esnasında sulak alanlarının dışına, yerleşim alanlarının dışına çıkılması çok önemli.
Bundan sonraki süreçte halk sağlığı, kalp damar hastalıklarına, kanser vakalarındaki artışlara sebebiyet vermemek adına bugünden itibaren daha sağlıklı bir planlamanın yapılması ve Anayasanın da 56. maddesi gereği herkesin sağlıklı, dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğundan ötürü bu tedbirlerin bir an evvel alınması çok önem arz etmektedir.
“YAŞADIĞIMIZ EKONOMİK ZORLUKLARDAN DOLAYI DEPREM BÖLGELERİNDE KİRACILARA VERİLEN ÜÇ BİN LİRA GİBİ BİR YARDIMIN ARTIK HÜKMÜNÜN KALMAMIŞ OLMASIDIR”
Hatay’da yaşadığımız bir diğer husus da özellikle kiracı ve ev sahipleri açısından verilen yardımların birbiriyle örtüşüyor olmaması. Yaşadığımız ekonomik zorluklar ve ağır maddi külfetlerden dolayı özellikle deprem bölgelerinde kiracılara verilen üç bin lira gibi bir yardımın artık bir hükmünün kalmamış olmasıdır. Üç bin lira gibi bir rakamın acilen yükseltilerek günün koşullarına, ekonomik koşullarına göre endekslenmesi çok ivedi ve acil olarak yapılacak bundan sonraki düzenlemeler arasında yer almalıdır.”
Kaynak: ANKA
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***