Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Büyükada Davası’nda tüm sanıklar beraat etti


Kamuoyunda “Büyükada Davası” olarak bilinen yargılamada İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, dört sanık hakkında beraat kararı verdi.

Bugünkü karar duruşmasında esas hakkındaki mütalaasını sunan duruşma savcısı Yasef Tuna Çetin, Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran’ın terör örgütleriyle ilişkide bulunduklarını gösteren kesin delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatlerini, Taner Kılıç’ın ise örgüt üyeliği iddiasıyla tutuklanmasını talep etti.

Aynı mahkeme başka bir heyetle bugün beraate hükmettiği Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç’a “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla 6 yıl 3 ay, insan hakları savunucuları Günal Kuşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran’a “örgüte yardım” suçlamalarından 1 yıl 13 ay hapis cezası vermişti.

Yargıtay bu kararı 22 Kasım 2022’de bozunca yargılama yeniden yapıldı. İlk yargılamada yedi sanık hakkında beraat kararı verilmişti, bugün verilen beraat kararları ile tüm sanıklar beraat etmiş oldu.

Taner Kılıç: “Hala masumiyetimi kanıtlamak için mücadele ediyorum”

Davanın bugünkü duruşmasında 22 sayfalık savunmasını mahkemeye sunan Taner Kılıç, FETÖ üyeliği delili olarak kabul edilen bylock uygulamasını kullanmadığının çeşitli uzman raporlarıyla sabit olduğunu söyledi.

Bu davada 14 ay tutuklu kalan Kılıç, “Yargıtay, Bylock kullanımına ilişkin delillerin incelenmesi gerektiğini belirterek davayı mahkemenize geri gönderdi. Bu (inceleme) önceki duruşmalarda farklı zamanlarda yapıldı ve kullanıcı kimliğimi Bylock ile ilişkilendiren hiçbir kanıt bulunamadı. Yaklaşık 30 yıldır aynı telefon abone numarasını kullanıyorum, 2012 yılından gözaltı tarihime kadar aynı IMEI numaralı cep telefonumu kullanıyordum. Mahkeme farklı zamanlarda inceleme yaptı ve kullanıcı kimliğimi ByLock ile ilişkilendiren hiçbir kanıt bulunamadı Mahkemeye sayısız bilirkişi görüşü sunuldu, ancak hala masumiyetimi kanıtlamak için mücadele ediyorum. 2017 yılında AİHM’e başvurdum ve mahkeme oybirliğiyle tutukluluğumun haksız ve keyfi olduğunu onayladı” dedi ve beraatini istedi.

Günal Kurşun: “Ajandık, vatan hainiydik, teröre yardımla suçlandık”

Soruşturmanın başlangıcından itibaren uzun bir süre iktidara yakın medya tarafından hedef gösterildiklerini belirten Günal Kurşun ise insan hakları savunucusu olduğunu, aynı faaliyetlerini bugün de yapacağını dile getirdi.

2017 Haziran’da gözaltına alındıktan sonra davanın ilk duruşmasına kadar yaklaşık dört ay tutuklu kalan Kurşun savunmasında, “Büyükada Davası’nda medyada kapı çok yüksekten açıldı. Ajandık, vatan hainiydik. Önce terör örgütü üyesi olmamakla birlikte teröre yardımla suçlandık. Geçen hafta gelen mütalaada beraatımız isteniyor. Maşallah yargımızın durumunu gösteriyor. Benim faaliyetim insan hakları savunuculuğudur. Aynı faaliyetleri bugün de yaparım yapıyorum da. Beraatimi istiyorum” ifadelerini kullandı.

“Buruk bir mutluluk yaşıyoruz, ilk günden belli olan gerçeklik bugün mahkeme kararıyla tescil edildi”

Mahkemenin verdiği beraat kararı sonrası Uluslararası Af Örgütü’nün sosyal medya hesabından bir açıklama yayınlayan Taner Kılıç, altı yıldır devam eden dayanışmaya teşekkür etti.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı, “Bugün ilk gözaltına alınmamdan itibaren altıncı yıldönümünde buruk bir mutluluk yaşıyoruz. İlk günden belli olan gerçeklik bugün mahkeme kararıyla tescil edildi. Bu süreçte benim için önemli olan insan hakları konusundaki dayanışma oldu. Bunu cezaevinde sürecinde başlayarak hala deva eden etrafımda muazzam bir dayanışmaya muhatap oldum. Bu harika bir duyguydu. Yurt içinden ve dünyanın birçok yerinden almış oldum mektuplar, destek mesajları hayatım boyunca unutulmayacak duygular yaşattı” dedi.

Agnes Callamard’dan “mahkemeler muhalifleri susturmak için silah olarak kullanılıyor” çıkışı

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard mahkemenin verdiği beraat kararlarını sevindirici olduğunu söyledi.

Yazılı bir açıklama yayınlayan Callamard, ““Bugünkü karar, akıl almaz boyutlarda bir haksızlığa son verdi. Mahkumiyet kararları nihayet bozulduğu için büyük bir rahatlama duyuyoruz; ancak bu kararların verilmiş olması yıllar sonra bile akla mantığa sığmıyor. Beş yıldan uzun süre boyunca, bu dört cesur insan hakları savunucusuna yöneltilen temelsiz suçlamaların birbirini izleyen mahkemeler tarafından gerçekmiş gibi kabul edilmesiyle adaletsizlik çarklarının döndüğüne tanık olduk. Bugünkü karar, buna benzer siyasi güdümlü yargılamaların gerçek amacını ortaya koydu; o da mahkemelerin muhalif sesleri susturmak için silah olarak kullanılmasıdır.”

Exit mobile version