Artı Gerçek – Türkiye İşçi Partisi’nden Hatay Milletvekili seçilmesine rağmen tutukluluğu devam eden Avukat Can Atalay’ın serbest bırakılmaması karşısındaki tepkiler sürüyor.
Gezi Parkı Protestoları Davası kapsamında, Silivri Cezaevi’nde bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Can Atalay, Soma Katliamı, Çorlu Tren Faciası, Ermenek Maden Faciası, Sakarya Hendek Havai Fişek Patlaması ve Aladağ öğrenci yurdu yangını gibi pek çok toplumsal davada görev aldı. Söz konusu davalarda mağdur olan veya yargılananların aileleri tutuklu milletvekili Can Atalay’ın tahliye edilmesi için çağrı yaptı.
‘CAN ATALAY BİZE ADALETİ ÖĞRETEN KİŞİDİR’
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018’de meydana gelen, yedisi çocuk 25 kişinin öldüğü tren faciasında, 14 yaşındaki kızı Bihter Bilgin’i, kız kardeşleri Emel Duman ve Derya Kurtuluş’u ve 5 aylık yeğeni Beren Kurtuluş’u kaybeden Zeliha Bilgin, şunları söyledi:
“Can Atalay’a defalarca mektup yazdım ama asla gönderemedim, hiçbirini tamamlayamadım. Verdiğim adalet mücadelesinde bana adaleti öğreten kişi şu anda tutuklu. Ben o davalara girdiğim zaman o davada Can varsa adaleti bulmasam bile 5 yıldır, ‘Oh be, Can Atalay burada tamam’ diyordum, o kadar gönlüm, içim rahat giriyordum. Ben Can’ın içeride oluşunu kabullenemedim, ona yapılan haksızlığı kabullenemedim. Kendime yapılan haksızlık için zaten 5 yıldır mücadele veriyorum. Çok değerli avukatlarla bu yolda yürüyoruz. Bunlardan bir tanesi de Can Atalay. Bize adaleti öğreten kişidir.
‘O KALKIP KONUŞTUĞU ZAMAN SANKİ BEN KONUŞUYORDUM’
Biz Can Atalay’la sesi susturulmak istenenlerin sesi olarak görmüştüm kendimi. İlk davamıza girdiğimizde kapılar yumruklanmıştı. Çorlu tren katliamında ben dört canımı kurban verdim. Biz içeri alınmadık. Bir sürü bahanelerle biz kapının dışında kaldık. Defalarca kapıya vurarak ‘Lütfen aileler burada’ dediler. En sonunda o kapıyı kırmak zorunda kaldık. O kapıyı kırmam gerekiyormuş. Ben adaleti böyle arıyordum. O, bize güç veriyordu, adalet veriyordu. Davada da birçok arkadaşlarım bana ‘Zeliha çok doğru bir karar verdin Can Atalay ve ekibini bu davaya alarak’ dediler. Arkadaşlarımızla konuşurken, ‘Can gelecek mi acaba?’ diyorduk. O kalkıp konuştuğu zaman sanki ben konuşuyordum, sanki Bihter’imin hakkı için canını verecekmişçesine konuşuyordu, adaleti arıyordu.
‘BU CANLARI KATLEDENLERİN KATİLLERİ DIŞARIDA AMA BİZİM ADALET ARAYAN AVUKATIMIZ TUTUKLU’
301 madencinin hayatını kaybettiği Soma davasında Can vardı, 12 çocuğun yanarak katledildiği Adana Aladağ’da Can vardı, 18 madencinin hayatını kaybettiği Ermenek’te Can vardı. 25 kişinin katledildiği Çorlu tren katliamı yedisi çocuk en küçüğü 6 aylık benim yeğenim annesiyle beraber… Orada onların hakkını arayan Can vardı. Yedi kişinin ölümüne sebep olan Hendek Havai Fişek katliamında Can vardı. Bu ve bunun gibi davaların gönüllü avukatıydı. Topluma mal olmuş davalarda Can ve Can’ın ekibi vardı. Neden Can içeride? Soma’da 301 can dedik, Aladağ’da 12 can dedik, Ermenek’te 18 can dedik, Çorlu’da 25 can dedik, Hendek’te yedi can dedik. Hani adalet nerede? Bu canları katledenlerin katilleri dışarıda ama bizim adalet arayan avukatımız tutuklu…
‘CAN ATALAY MECLİS’TE BİZİM SESİMİZİ HAYKIRMAK ZORUNDADIR’
Halkın seçilmiş vekilidir. Anayasaya uygun davranılması gerekiyorsa, 19 Temmuz’da Can Atalay’ın Çorlu’nun 13’üncü davasında yanımızda olması gerekmektedir. Eğer bu ülkede adalet varsa Can Atalay’ın yanımızda olması gerekir. Can Atalay 5 yıldır bize adalet saraylarında adaleti dağıtmaya, bulmaya çalıştı. Can Atalay şu anda milletin seçtiği bir vekil olarak Meclis’te bizim sesimizi haykırmak zorundadır çünkü biz bu adaleti bulamıyoruz. Biz ve bizim gibi toplumsal davalarla adaleti arayan insanların sesi oluyor.
‘ÇOCUKLARIN ADALETİNİ SORDUĞUNU HAYAL ETTİM’
Bu seçimden yüzümü tek güldüren Can Atalay’dı. Can’ı o Meclis’te görmeyi bir an hayal ettim. Oradan vekil çıktığını duyduğum anda yüzümü güldüren tek şey buydu. Onu bir an hayal ettim, Meclis’e çıkıp orada ‘Bihter’, ‘Beren’, ‘Oğuz Arda’, ‘Sena’, ‘Özge’ ‘Gülce’, ‘Ömer Alperen’, ‘Beren’ bizim çocuklarımızdı bunlar. Bu çocukların adaletini sorduğunu hayal ettim. Benim çocuğumun ve diğer yedi çocuğumuzun isimlerini haykırdığını hissettim. Hatay’ın yarasına merhem olacağına, bizlere adalet olacağına o kadar canı gönülden inanıyorum ki.”
‘İŞÇİLERİN YANINDA OLAN CAN ATALAY HUKUKSUZ ŞEKİLDE TUTUKLU’
Sakarya’nın Hendek ilçesinde 3 Temmuz 2020 tarihinde 7 işçinin yaşamını yitirdiği Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’ndaki patlamada oğlu Halis Yılmaz’ı kaybeden Halis Yılmaz’ın babası Muammer Yılmaz, şunları söyledi:
“3 Temmuz 2020 Sakarya Hendek katliamında, katledilen Halis Yılmaz’ın babası Muammer Yılmaz olarak davamız gönüllü müdahil avukatlarından ve benim ayrıca şahsi avukatım olan Şerafettin Can Atalay’ın bir an önce millet iradesiyle ve hakkıyla seçilmiş olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderilmesini bekliyoruz. Haksız ve hukuksuz yere tutuklu olan Can Atalay’ın tutukluluğuna son verilmesini bekliyoruz. Hendek Havai Fişek Davası özelinde yargılanmaya kamu görevlileri, denetleme yapmayanlar, suçunu itiraf edenler, bilirkişi raporlarıyla ispatlı olanlar yargılanmadı. Bu davaları takip eden işçilerin yanında olan, mazlumun yanında olan avukat Şerafettin Can Atalay hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunuyor. Bu adaletsizliğe bir an önce son verilsin. Adalet herkes için lazımdır. Geç kalan adalet, adalet değildir. Can Atalay’a özgürlük ve adalet diyoruz.”
CAN ATALAY’IN BENİM VEKİLİM VE SESİM OLACAĞINA SONUNA KADAR İNANIYORUM
Halis Yılmaz’ın kardeşi Mervenur Yılmaz ise şunları kaydetti:
“Soma, Çorlu, Aladağ ve birçok sosyal cinayette olduğu gibi 3 Temmuz 2020 Hendek işçi katliamında da Can Atalay bizlerin yanında olmuştur. Can Atalay bizler için yalnızca davamıza müdahil olan bir avukat değil; sesimiz, sözümüz, isyanımız olmuştur. Ben çok genç yaşta ağabey kamusal ihmaller sebebiyle bir iş cinayetine kurban veren ve adalet arayan bir genç olarak Can Atalay’ın benim vekilim ve sesim olacağına sonuna kadar inanıyorum. Bu yüzden Can Atalay yalnızca Hatay’ın değil, tüm Türkiye’nin vekilidir. Şu anda hukuksuzca içerde tutulan yalnızca Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay değil, milletimizin iradesi ve hukukun üstünlüğüdür. Bir an önce bu yanlıştan dönülmesini ve Can Atalay’ın Meclis’teki görevini ve yerini almasını bekliyoruz.
‘CAN ATALAY’I DERHAL SERBEST BIRAKIN’
Gezi Parkı direnişi sırasında polisin attığı biber gazı fişeğiyle başından vurularak öldürülen Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ise şunları kaydetti:
“Avukatımız, dava arkadaşımız Can Atalay milletvekili seçilmesine rağmen, halkın oyuyla seçilmesine rağmen tutuklu. Benim çocuğumun katili 16 yıl almasına rağmen bir gün dahi içeride yatmamışken Can Atalay tutuklu, halen içeride. Can Atalay’ı derhal serbest bırakılsın. Derhal Yargıtay görevine gelsin. Can Atalay görevini yapsın. Can Atalay’ın tahliyesini istiyoruz.” (ANKA)
Erkan Baş’tan Can Atalay tepkisi: Burası Dingo’nun ahırı değil
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***