Artı Gerçek – Ankara Ulus Meydanı’nda dün 2021 Tüm Emekliler Sendikası, basın açıklaması yaptı. Açıklamaya katılan emekliler, sıkıntılarını anlattı. 3 bin 700 lira maaş aldığını belirten bir emekli, “İnanın hiçbir doğal gaz yakmıyorum, dışarıdan topladığım otla çöple sobada su ısıtıyorum, çocuklara banyoyu öyle yaptırıyorum. Yemeğimi otla çöple yapıyorum ben” derken başka bir kişi de “Birilerinin bize lütuf olarak vereceği bir ücreti de kabul etmiyoruz” dedi.
Tüketici Hakları Derneği Çankaya Şube Başkanı Şirzat Mugan ise, “Emekli bir atık değil, emekli bir kambur değil, emekli bu ülkenin mihenk taşıdır” ifadelerini kullandı.
‘EVDE LAMBA YAKMIYORUM, ELEKTRİK GİDİYOR’
ANKA’ya konuşan bir ekmekli, “En düşük emekli maaşı 7 bin 500 lira deniyor. 7 bin 500 de bu 3 bin 700 lira ne oluyor peki?” diyerek şunları sçyledi:
“Hadi ben babamdan aldığım için bu düşük olsun, 5 bin lira olsun en azından. Bu maaşla ne doğal gaz yakıyorum. Hani doğal gazın yüzde 25’i bedavaydı. İnanın hiçbir doğal gaz yakmıyorum, dışarıdan topladığım otla çöple sobada su ısıtıyorum, çocuklara banyoyu öyle yaptırıyorum. Yemeğimi otla çöple yapıyorum ben. Dışarıdan topladığım odunlarla, mobilya atıklarıyla kıra kıra onlarla pişiriyorum. Evde lamba yakmıyorum, elektrik gidiyor, elektrik parası gelecek diye. Bu parayla hem kira veriyorum bin 500 lira. Allah razı olsun ev sahibimden fazla artırmıyor. Geri kalan parayla da yiyecek alamıyorum.
‘TÜRKİYE’DEKİ MUTLULUĞU BANA GÖSTERİN’
İki tane çocuk okutuyorum ben. Bu mu adalet, bu mu demokrasi, bu mu çözüm dedikleri? ‘Ben kimseyi mağdur etmeyeceğim’ diyerek geliyordu, kimi kandırdın sen? Yüzde 51’i kandırmakla benim hakkımı üstüne almadın mı, benim iki tane yetimimin hakkını üstüne almadın mı? Oğlum Gazi Üniversitesi’nin son sınıfında, bu sene okulu bıraktı, çalışmaya gidiyor. Kızım da Eskişehir’de okuyor, Osman Gazi Üniversitesi’nde, iktisat bölümünde. Markette çalışıyor, derslerine dahi adapte olamıyor çocuk. Staja girecek, puanı düşük diye büyük firmalar staja almıyor. Bu mu refah, bu mu huzur, bu mu mutluluk? Bu Türkiye’deki mutluluğu bana gösterin de o mutluluktan bir parça da biz alalım.”
‘BİRİLERİNİN BİZE LÜTUF OLARAK VERECEĞİ BİR ÜCRETİ DE KABUL ETMİYORUZ’
Eyleme katılan bir başka kişi ise şu an hiçbir beklentisinin olmadığını söyledi ve “Emekli maaşımın her yıl eridiğini biliyorum. Çünkü TÜİK’in rakamlarıyla benim alışveriş ettiğim marketler asla birbirini tutmuyor” diyerek şunları kaydetti:
“Şu anda maalesef hiçbir beklentimiz yok. Emekli maaşımın her yıl eridiğini biliyorum. Çünkü TÜİK’in rakamlarıyla benim alışveriş ettiğim marketler asla birbirini tutmuyor. TÜİK’in rakamlarının hiçbir inandırıcılığı yok. Milli gelir artışı da eklenmiyor. Birilerinin bize lütuf olarak vereceği bir ücreti de kabul etmiyoruz. Diğer medeni, gelişmiş bütün ülkelerdeki gibi emekli sendikasıyla hükümet oturur, ona göre ne maaş alacağımızı masada kararlaştırırız.
‘Emekli Sendikaları Statü Yasası’ çıkmadan emekli sendikaları olarak emeklileri temsilen bir masaya oturup da haklarımızı aramadıktan sonra bu kötü gidişatın da değişmeyeceğini biliyoruz. Bütçe her yıl açık veriyor ve maalesef bu bütçe açığı dolaylı vergilerle içtiğimiz çaydan, şekerden kullandığımız her şeye kadar bizlerden doldurulmaya çalışılıyor. Anayasa’da her ne kadar ‘sosyal devlet’ yazsa da uygulamaların hiçbir biçimde sosyal devlete uymadığını yaşayarak görüyoruz. Ama bu örgütsüzlüğümüzden kaynaklanıyor. Sizin aracılığınızla, tüm emeklileri örgütlenmeye, sendika çatısı altında bir araya gelmeye, topluca haklarımızı aramaya davet ediyorum.”
‘EMEKLİ BİR KAMBUR DEĞİL, DENEYİMİYLE BU ÜLKEYE YÖN VERECEK KESİMDİR’
Tüketici Hakları Derneği Çankaya Şube Başkanı Şirzat Mugan ise seçim vaatlerinde ağzına geleni söyleyen siyasiler, seçimden sonra emeklileri unuttuklarını söyledi. Mugan, “Ülkemizin emekliye sahip çıkmadığını yıllardır biliyoruz. Emekli bir atık değil, emekli bir kambur değil, emekli bu ülkenin mihenk taşıdır” vurgusu yaparak şunları kaydetti:
“Deneyimiyle, bilgisiyle, birikimiyle bu ülkeye yön verecek kesim emekli kesimidir. İsterseniz asgari ücreti 50 bin lira yapın, paranın alım gücü olmadıktan sonra piyasa denetimi olmadıktan sonra asgari ücretin hiçbir önemi yok. Bütün mesele; sıkı bir denetim, paranın alım gücünün sağlanması, enflasyonun düşürülmesi. Şu hale bakar mısın? Asgari ücret 8 bin 500 lira ama ev kiraları 13-15 bin lira. Kaç kişi çalışıyor, kaç emekli maaşı yeter ki kendisine bir sığınabileceği bir ev alabilsin. Ki zaten ev almak hayal oldu artık.
Eskiden emekli insanlar olduğunda hiç olmazsa yerli bir araba ya da bir gecekondu alıp başını sokabiliyordu, şimdi bunu hayal bile demiyoruz. Son dönemlerde görüyoruz ki finansal kesim kredileri kesmeye başladı. Özellikle emeklinin kendi maaşını aldığı bankalar, emekliye kredi vermemeye başladı. Peki bunu kim kontrol edecek? Burada, kapıcısından mühendisine kadar her katmandan insan var. Bunların önerileri göz önüne alınmayacak da…
‘BU ÜLKENİN EMEKLİLERİ BU DURUMU HAK ETMİYOR’
İthal yöneticilerle bu ülkenin ekonomisinin düzeleceğine ben inanmıyorum. Gençliğimizde, Türkiye Cumhuriyeti, tarımda kendisine yeten 7 ülkeden bir tanesiydi ve biz yerli malı haftaları kutlardık okullarımızda, o bilinci verirdik. Ama şimdi, var mı yerli malımız? Mercimek satılıyor, özellikle de Tarım Kredi Kooperatifi marketlerinde, altına bakıyorsun Kanada’dan, Çin’den geliyor. Yazık bu ülkeye. Bu ülkenin emeklileri bu durumu hak etmiyor.”(HABER MERKEZİ
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***