Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Yeşil Sol Parti Konya milletvekili adayı Şimşek: ‘AKP 7 Haziran’ndan daha sert düşüş yaşayacak’

Yeşil Sol Parti Konya milletvekili adayı Şimşek: ‘AKP 7 Haziran’ndan daha sert düşüş yaşayacak’


Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ


Artı Gerçek – Konya uzun yıllardır yüksek oranda muhafazakar seçmene sahip bir kent. Yüzölçümü olarak Türkiye’nin en büyük ili olan Konya aynı zamanda ülkenin “tarım deposu” olarak tanımlanıyor. Giderek sanayisi de büyüyen kenti en çok etkileyen mesele ise ekonomik durum.

Ayrıca çok ciddi bir Kürt nüfusuna sahip olan Konya, sık sık Kürtlere yönelik ırkçı saldırılarla da gündeme geldi. Daha önce iki dönem Gölyazı Belediye Başkanlığı yapan Mulla Şimşek, Yeşil Sol Parti’nin Konya’dan birinci sıra milletvekili adayı oldu.

Şimşek ile Konya’nın sorunlarını, Kürtlere yönelik saldırıları, seçim çalışmalarını ve mecliste neler yapacağını konuştuk.

‘KONYA’DA KÜRTLER ASİMİLASYONA MARUZ BIRAKILIYOR’

Konya Yeşil ve Sol Parti 1. sıra milletvekili adayısınız. Adaylık süreciniz nasıl gelişti?

Doğrusu ülkenin geldiği koşullar bizi aday bırakmaya zorladı desek yerinde olur. Ülkede demokrasi kesintisiz uygulanmış olsaydı, adalet tarafsız ve bağımsız işlemiş olsa ve evrensel hukuk değerleri yaşam bulsaydı adaylık hususunu bu kadar zaruri görmeyebilirdim. Ancak dostlarımız, arkadaşlarımız bedel öderken izleyici kalmanın vicdanen rahatsız edeceği ortadaydı. Bu nedenle de tarihi gördüğüm bu dönemde sorumluluk alarak başvurumuzu yaptık. Partimizin ilgili organları da göreve layık gördüler.

Siz geçmişte Konya’da belediye başkanlığı yaptınız. Bu süreçte Konya’da neler değişti? Sizce Konya’nın bugünkü en önemli sorunları neler?

Konya’nın en önemli sorunlarının başında elbette Kürt sorunu bulunmaktadır. Konya’da sayıları 400 bini bulan Kürtler kendi kimliği, dili ile kendisini ifade edememektedir. Yüzyıllardır Konya’da Cihanbeyli , Kulu ve Yunak ilçelerinde yaşayan Kürtlerin şehir merkezine göç etmek zorunda kaldığından dolayı dillerini ve kültürlerini kullanamadıkları, hızlı bir asimilasyona maruz kaldıkları görülmektedir. En önemli sebeplerinden birini elbette anayasal güvenceden mahrum bırakılmaları olarak görüyoruz.

Diğer sorunların başında ekonomi geliyor. Geçim sıkıntısı her geçen gün artıyor. Kentteki orta sınıf iyice yoksullaşıyor. Konya bilindiği üzere tarımda en önemli şehirlerinden biri ancak artan maliyetler nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Hayvancılık hakeza yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Kırsal kesimler insansızlaştırılmış, yaylalar, köyler hayalet şehirlere dönüştürülmüş durumda. Kapitalist sisteme dayalı ekonomi politikaları toplumu köleleştirmiş vaziyette.

‘ÖDÜL GİBİ CEZALAR İNSANLARI CESARETLENDİRİYOR’

Konya’da geçtiğimiz süreçler fazla sayıda Kürt ailelerin ırkçı saldırılara maruz kaldığına şahit olduk. Meram’da ırkçı saldırıda Dedeoğlu ailesinden 7 kişi öldürüldü. Ayrıca, Konya ciddi bir Kürt nüfusuna sahip. Sizce iktidarın dili, politikaları, cezasızlık politikaları yaşanılan saldırılarda ne kadar etkili?

Konya’da yaklaşık 400 bine yakın Kürt nüfusu var. Son yıllarda bilindiği üzere ırkçı saldırılara tanık olduk. Özellikle yargılamalardaki mahkemelerin tutumu kabul edilebilir değil. Netice olarak ödül gibi cezalar verildi sanıklara. Elbette gerek iktidarın ve ortağının ötekileştirici dili ile yargının vicdanları inciten kararları gözetildiğinde ırkçı kesimin daha da cesaretlendirildiği kanaatindeyim.

Düşünün Dedeoğlu dosyasında sanık aynı aileden 7 kişiyi katletti. Evin kalan son çocuğu o gün İngiltere’de olmasa o da kurbanlar arasında olacaktı Mahkeme mağdur ailenin ve avukatların hiçbir talebini kabul etmeden apar topar o dosyada sadece tetiği çekeni cezalandırıp dosyayı gündemden düşürmeyi amaçladı. Bu olayları gören, duyan, benzer niyetleri olanlar sizce daha da cesaretlenmez mi?

İşte bu yüzden yargı tarafsız ve bağımsız olmalı diyoruz. Bu yüzden “adalet herkes için” diyoruz.

Seçim süreçleri içerisinde iktidarın söylemlerinin toplumu nasıl kutuplaştırdığını bizzat alanda görüyoruz. Bu nedenle alanda her zaman sağduyulu, birbirimize tahammül eden bireyler olmamız gerektiğini ifade ediyoruz. Unutmayalım ki bütün kavgalar konuşmaya fırsat verilmediğinden başlar.

Toplumun büyük kesiminin iktidarın bu ötekileştiren dilinden hayli rahatsız olduğu kanaatindeyim. İktidar kendi kazdığı kuyuya 15 mayıs sabahı düşecek.

‘OYLARININ 500 BİNİN ALTINA DÜŞECEĞİ GÖRÜLÜYOR’

Konya AKP’nin kalelerinden olan sembolik bir kent. Uzunca bir süredir tablo değişmedi. Ancak bugünkü tabloda başta milletvekilliği alanında olmak üzere Cumhur İttifakı’nın kan kaybettiği söyleniyor. Sizin kente yönelik seçim gözleminiz nedir?

Seçim süreci kapsamında halk ile sürekli temas halindeyiz. Konya uzunca süredir AKP’nin kalelerinden idi. Ama özellikle 7 Haziran seçimlerinde ciddi bir düşüşe tanık olmuştuk.

Bu süreçte düşüşün 7 Haziran’dan daha sert olacağı görülüyor. 2018’de 800 bin oy almışlardı. Bu seçimde toplumdaki değişim ihtiyacı oylarının 500 binin altına düşeceğini gösteriyor.

Bu saldırgan dili de bu yüzden kullanıyorlar elbette. Sokakta, pazarda, çarşıda bir kesimin kısık sesle bir kesimin yüksek sesle söylediği ortak söz “Yeter artık!” ifadesidir. Gerçekten de 21 yıllık iktidarlarında kendi çevresini bolluk, lüks ve şatafata boğan bu iktidar giderek halktan uzaklaşmış, halktan kopmuştur.

Kentte nasıl bir çalışma yapıyorsunuz? Seçilirseniz neler yapacaksınız?

Yoğun bir temponun içerisindeyiz. Bildiğiniz üzere yüzölçümü olarak en geniş araziye sahip il Konya. 31 ilçesi var ve bunların 28’i dış ilçe. İl ve ilçe yönetimleri ile koordineli çalışarak her kesime ulaşmaya çalışıyoruz. Özellikle ilk kez oy kullanacak olan genç seçmeni önemsiyoruz.

Yine AKP’nin eriyen bir oyu var ve bu eriyen oylar içerisinde potansiyel olarak bizlere yakın olan kesimler var. Bu kesimler ile irtibat sağlıyoruz. Özellikle de bu kesimden bize yönelik olumlu dönüşler alıyoruz. Yüz yüze görüşmeleri önemsiyoruz. Gençlerimiz, kadınlarımız her gün sokak sokak gezip ilkelerimizi, programlarımızı anlatıyorlar.

Seçildiğimiz gün halkımızla ilk işimiz rahat bir nefes almak olacak. Sonra da bu karanlık, kirli, yozlaşmış yapıların bütün kirli işlerini açığa çıkaracağız. Aydınlık yarınlara olan umudu büyüteceğiz. Örneğin şeffaf olacağız. Kamu yararını en önemli kıstas olarak kabul edeceğiz. Kutuplaştırmayı reddedip farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul edeceğiz. Sorunlarımızı birlikte çözmenin yollarını birlikte arayacağız.

Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version