Avrupa’dan çok sayıda siyasi heyet, 14 Mayıs’ta düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçim sürecini ve özellikle de Pazar günkü oy verme işlemlerini yerinde izlemek üzere Türkiye’ye gitti.
En kapsamlı gözlem heyetlerini gönderenler arasında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gibi kurumlar da bulunuyor.
AKPM, seçimler için Alman Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) Federal Parlamento milletvekili Frank Schwabe‘nın başkanlığında 33 kişilik bir ekibi Türkiye’ye gönderdi. AGİT de Türk makamlarının davetlisi olarak seçimleri yerinde gözlemleyecek.
Norveçli diplomat Jan Petersen başkanlığındaki heyet toplam 350 kişilik gözlemci ile Türkiye’de bulunuyor. VOA Türkçe’nin elde ettiği bilgilere göre, gözlemciler arasında göçmen ve İslam karşıtı Almanya için Alternatif (AfD) partisinden iki Federal Parlamento milletvekili de yer alıyor. Buna göre, seçim gözlem misyonuna katılan Stefan Keuter ve Malte Kaufmann Ankara’da bugün düzenlenen seçim brifingine katıldıktan sonra, Doğu Anadolu’da, Van’daki gözlem bölgesine gidecekler. Pazar günü yerinde yapacakları gözlemler AGİT’in seçimle ilgili nihai raporunda yer alacak.
Her iki siyasetçi, Türkiye’ye gitmeden yaptıkları açıklamalarda, AfD’den parlamenterlerin de seçime gözlemci olarak katılmasının önemine vurgu yaptı. Stefan Keuter, “Özellikle bu dönemde AFD’nin bu heyette temsil edilmesi önem taşıyor” derken, “Seçim Almanya’da da büyük ilgi görüyor. Seçimi ve ilgili süreçleri yoğun bir şekilde gözlemleyeceğim ve böylece Türkiye’de özgür, gizli ve eşit bir seçimin gerçekleşmesine katkıda bulunacağım” şeklinde bir açıklama yaptı.
Malte Kaufmann, AGİT’in Türkiye’ye yüzden fazla parlamenter seçim gözlemcisi göndermesinin, ülkenin Avrupa için jeostratejik önemini gösterdiğine ifade etti ve “Türkiye için sosyal ve ekonomik refahın koşulu, özgür ve adil seçimlerin yapılması, basın özgürlüğünün ve temel hakların korunması ve demokrasidir. Bu da tüm bölgenin istikrara kavuşmasına katkıda bulunur. AGİT Seçim Gözlem Komisyonu’nun bir üyesi olarak buna katkıda bulunabildiğim için çok memnunum” dedi.
Söz konusu milletvekillerinden Reuter, 4 Eylül 2020’de Federal Hükümet’e çağrıda bulunarak, Türkiye ile olan ilişkilerin gözden geçirilmesi istemiş ve “Türkiye’nin iç siyasi çatışmaları Almanya topraklarında yürütülmemelidir. Özellikle de Türk hükümetinin Almanya’da yaşayan Türk kökenlileri etkilemesine izin verilmemelidir. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın davranışları özgür ve demokratik bir topluma uyuma aykırıdır” demişti.
AfD, parti programında ve seçim kampanyalarında özellikle göçmen karşıtlığı, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığına vurgu yapıyor. Partinin lider isimleri geçmişte Türkiye’nin olası Avrupa Birliği (AB) üyeliği konusunda da sert açıklamalar yaptılar. AfD’nin meclis grubu 2019 yılında Federal Meclis’e sunduğu bir önergede, Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinin “Hemen durdurulması” talebini gündeme getirmişti.
AfD anketlerde yükseliyor
2015 yılında mülteci akınıyla yıldızı parlayan ve geride kalan yıllarda göçmenler ve İslam karşıtlığı üzerinden korkuları körükleyerek eyalet meclisleri ve Federal Meclis‘te yer alan AfD, Almanya’da yapılan son anketlere göre giderek güçleniyor.
Son kamuoyu araştırmalarına göre, 26 Eylül 2021 tarihinde yapılan genel seçimlerde toplam oyların yüzde 10,3’ünü alan AfD’nin şu anki oy oranı yüzde 17’ye çıkmış durumda. Parti, bu konumuyla, hükümetteki Yeşiller’in önüne geçerken, yüzde 28 bandında bulunan Hristiyan Demokrat Birlik CDU/CSU’nun ardından, SPD ile de aynı oy oranına sahip şekilde ikinci sırada yer bulunuyor. Almanya’da yeniden artan sığınmacı sayıları nedeniyle AfD’nin önümüzdeki aylarda gücünü daha da arttırması bekleniyor.