Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kılıçdaroğlu’ndan yeni video: Sığınmacılar, ‘Kaçaklar’

Kılıçdaroğlu'ndan yeni video: Sığınmacılar, 'Kaçaklar'


Artı Gerçek – Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, oldukça ses getiren “Kürtler” ve “Alevi” başlıklı videolarından sonra bu kez “Sığınmacılar.Kaçaklar” başlıklı bir video yayınladı. “Türkiye’nin suyu, enerjisi, alt yapıları kendi insanının ihtiyaçlarına yanıt verebilecek değil” değil diyen Kılıçdaroğlu, sığınmacı sorunu için çözüm önerisi olarak Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler’in de (BM) dahil olacağı protokol için Suriye yönetimiyle görüşeceklerini söyledi. Videonun sonunda Avrupa Birliği ve Akdeniz havzası ülkelerine seslenen Kılıçdaroğlu, “Ya iş birliği yapmayı öğreneceğiz, ya da hep birlikte yok olacağız. Hepsi bizim elimizde” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, “Bu meseleyle son kez karşınızdayım” diyerek şöyle konuştu:

‘ASLA IRKÇI BİR ZEMİNE TAŞINMAYACAK’

“Sevgili halkım, seçime çok az kaldı. Sığınmacılarla ilgili son kez karşınızdayım. “Bu işi çözeceğiz demek için bu videoyu çekiyorum. Sığınmacı konusu asla ama asla ırkçı bir zemine taşınmayacak. Sorun zaten bir ırk sorunu değil. Bizim sığınmacı sorunumuz temelde bir kaynak sorunu. Kimseyi korkutmak değil amacım. Ancak açık konuşmak gerekiyor. Bütün analizler gösteriyor ki, önlem almazsak Fırat ve Dicle, önümüzdeki 20 yıl içerisinde kuruma riskiyle karşı karşıya kalacak. Bugün sadece Türkiye’nin Güneydoğu bölgesinde tarımın zarar görmesi, hidroelektrik santrallerimizin işlevini kaybetmesi ve ciddi bir susuzluk sorunu yaşanması anlamına gelmiyor.

‘SUYUMUZU KAYBEDERSEK TÜRKİYE’NİN VATANDAŞLARINI DAHİ TUTAMAYIZ’

Hem Türkiye hem güney komşularımız Suriye Irakta yaşayan 60 milyondan fazla insanın kıtlık ve susuzlukla karşı karşıya kalması demek. Önlem almazsak Suriye ve Irak’tan aç mültecilerin Türkiye’ye akın etmesi demek. Türkiye’nin suyu, enerjisi, alt yapıları kendi insanının ihtiyaçlarına yanıt verebilecek değil. Tüm bunların üzerine, ülkemiz böyle bir yükü daha fazla kaldıramaz. Mümkün değil. Bunu çözmek zorundayız. Eğer Türkiye, kendi altyapısını, suyunu kaybederse Avrupa şunu anlamak zorundadır ki, bırakın bu sığınmacıları ve kaçakları barındırmayı, Türkiye’nin vatandaşlarını dahi tutamayız. Avrupa Birliği “Rüşveti verdim kurtuldum kafasından çıkmak zorundadır. Açık söylemek gerekiyor ki, Türkiye geniş Akdeniz havzası ve tüm Avrupa için bambaşka bir vizyon çizmek zorundadır.

‘BÜYÜK MESELENİN BİR PARÇASI’

Bakın, Akdeniz havzası iklim krizini en şiddetli yaşayan bölge. Bu havza, tüm dünyadan yüzde 20 daha fazla ısınıyor. Aynı ekosistemi paylaşan 500 milyondan fazla insandan bahsediyoruz. Bu yüzden Akdeniz havzası ülkelerine liderlik etmek zorundayız. Sığınmacı ve kaçak sorununu da bu büyük meselenin bir parçası olarak okumalıyız. Hep beraber oturup bu sorunu çözeceğiz. Önce Suriyelileri en geç 2 yıl içinde Türkiye-Avrupa Birliği ve Akdeniz Bölgesi ülkeleri olarak vatanlarına kavuşturmak için birlikte çalışacağız. Suriye yönetimiyle görüşeceğiz.

‘YOKSA NE IRAK NE SURİYE KALACAK’

Buradan gidenlerin can ve mal güvenliği için meşru hükümetle protokol yapacağız. Ve AB ile BM bu protokole dahil olacak. Suriye’ye gidecek olan sığınmacıların evlerini okullarını yollarını kreşlerini bu işbirliğinden çıkan fonlarla Türk müteahhitler yapacak. Hem ülkemiz hem Suriyeliler kazanacak. Ama bu fonların bir kısmıyla da Türkiye’nin iklim direncini artıracağız. Buna zorunluyuz. Buna dahil olmaya mecburlar. Yoksa ne Irak ne Suriye kalacak. Herkes Avrupa’nın kapılarına dayanacak. Türkiye2nin iklim mültecileri bir tampon olma ihtimali yok. Türkiye kendi insanını durduramaz.

‘YA İŞ BİRLİĞİ YAPMAYI ÖĞRENECEĞİZ YA YOK OLACAĞIZ’

Bu yüzden, başlatacağımız bu dönüşümle Akdeniz havzası ülkelerine vizyonumuzla liderlik edeceğiz. Avrupa Birliği ile birlikte bu sorunu çözeceğiz. Hem iklim direncimiz artırılacak hem bölge tarımı ayağa kaldırılacak hem ticaret gelişecek hem de herkes kendi toprağında huzur içinde yaşayacak. Dediğim gibi, yoksa ne Suriye ne Irak ne de Avrupa Birliği kalır. Ben şimdi Avrupa Birliği’ne sesleniyorum, Akdeniz havzası ülkelerine sesleniyorum: Ya birlikte çalışmayı, iş birliği yapmayı öğreneceğiz ya da hep birlikte yok olacağız. Hepsi bizim elimizde.

(HABER MERKEZİ)


Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version