Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Erdoğan’ın yüzündeki o ifade

Erdoğan’ın yüzündeki o ifade


YORUM | BARIŞ YURTERİ 

R.T. Erdoğan’ın eski metin yazarı, Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, son haftalarda Erdoğan’ın yüzünde ‘farklı bir ifade’ görüldüğünü yazdı. Bunun okunması zor bir ifade olduğunu söyleyen Ünal, “Önceleri ‘bu ifadeyi okumakta zorlanan bir ben miyim?’ diyordum ama çevremde de benzer bir merak olduğunu gördüm. Bildiğimiz, tanıdığımız, aşina olduğumuz bir ifade değil bu” dedi.

İşte ben de şimdi sizlere o yüz ifadesinin ne anlama geldiğini anlatacağım. Aydın Bey yap(a)mamış ama ben konuyu aydınlatacağım. Gerçi Erdoğan ile çok uzun yıllar çalışmış, ağzından çıkan kelimeleri yazıp-çizmiş bir kişinin bu yüz ifadesinin anlamını anlamaması tuhaf ama neyse… 

Bakın o “rahatlamış” yüz ifadesi ne anlama geliyor? Erdoğan’ın kafasında ne türlü tilkiler dolaşıyor…

  1. Öncelikle Erdoğan kendisini bir siyasi parti lideri vs. olarak görmüyor. O, kendisini bu ülkenin yegane sahibi, halkın velinimeti ve dünyanın en karizmatik lideri olarak görüyor. Yenilmez, yenilemez olduğunu varsayıyor.
  2. Erdoğan artık seçim sonuçlarını fazlaca önemsemiyor. İktidara gelme sürecinde insanları kendisine ‘isteye isteye’ oy vermeye çağırmıştı. Meclis’te karar alma  çoğunluğunu kaybettiği 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonraki 1 Kasım seçimlerinde insanlara birkaç ay içinde yaşananları göstererek ‘isterseniz bana oy vermeyin, bakın başınıza neler geliyor!’ dedi. Şimdi ise işi çok daha ileri götürmüş durumda. ‘İster oyunuzu bana verin, ister vermeyin. Biz iktidarı asla bunlara teslim edemeyiz, etmeyeceğiz’ diyor.  
  3. Erdoğan için 14 Mayıs seçimleri bir formaliteden ibaret. Halktan beklediği desteği aldı aldı. Alamazsa;

A – Tek tek bizzat seçerek atadığı  yandaşlarından oluşan YSK eliyle seçimi iptal ettirmeyi planlıyor. Yahut kısa yoldan kendisini ve partisini seçimin galibi ilan ettirebileceğini düşünüyor.

B- İl ve ilçelerdeki tüm sandık seçim kurulları kontrolünde gibi. Cumhur ittifakının sandık görevlilerine kaybettikleri her yerde sonuçlara itiraz etmeleri söylendi. Böylelikle yandaş sandık kurullarının sonuçları Cumhur İttifakı lehine olacak şekilde  kayda geçirmesi bekleniyor. Buna itiraz edenlere, resmi / gayri resmi unsurlar eliyle şiddetle müdahale edilmesi planlanıyor.

C- AKP ve ortaklarının usulsüzlükle seçimi kazandığı yerlerde ise muhalefetin yapacağı tüm itirazlar, yandaş sandık kurulu görevlileri tarafından reddedilecek. İtirazda ısrar edenlere resmi / gayri resmi kuvvetler eliyle gereken yapılacak. 

D- İşler iyice karıştığında ise yaşanan olaylar gerekçe gösterilerek, tıpkı 20 Temmuz 2016’da yapıldığı gibi, ülkede olağanüstü hal rejimi ilan edilmesi öngörülüyor. Ama bu defa olağanüstü hal uygulaması süreli değil süresiz olacak. Ve zaten rafta olan Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik bir hukuk devleti olma ilkesi, anayasadan fiilen sökülüp atılacak.

4. Sandıkta daima kazanan Erdoğan, siyasi muhalefeti bugüne kadar ciddiye almıyor, kendisi için yakın bir tehdit olarak görmüyordu. Dahası bölük pörçük halleriyle onları değirmenine su, yelkenine rüzgar taşıyan particikler olarak değerlendiriyordu. Artık işler değişti. Erdoğan şimdi muhalefeti derhal tasfiye edilmesi gereken bir “düşman kuvvet” olarak algılıyor. Gerekirse muhalefet partilerinin yönetim kademelerine fiili operasyonlar yapmayı bile düşünüyor.

Seçimden hemen sonra ya da seçimin ikinci tura kalması halinde 14-28 Mayıs arasındaki iki haftalık süre içinde, muhalif siyasi parti liderlerinin evlerinin sabahın köründe basıldığını, ‘FETÖ’cülük, PKK’cılık, DHKPC’lilik ya da ajanlık’ ile suçlanıp, götürülmeye kalkışıldığını görürseniz şaşırmayın derim. Zaten böylesi iftiraların tohumları çoktan atıldı ve günaşırı da sulanıyor. 

İşte Erdoğan’ın yüzündeki o ‘dayanılmaz hafiflik’ bu anlama geliyor. Rakiplerine “Ne yaparsanız yapın beyhude. Ne sandık umurumda, ne seçim. Sıkıysa gelip indirin.” demek istiyor. 

O surat ifadesini değiştirmek, Erdoğan’ı bugüne kadar yaptığı haksızlıklara, hukuksuzluklara pişman etmekse yine sandığa gidecek halkın elinde. Verecekleri oylarla ya iradelerini tümden kendisini ülkenin ve halkın sahibi zanneden hastalıklı bir iktidara teslim edecekler veya hastayı hastaneye yatırıp, ülkenin yeniden imarı konusunda bir duruş sergileyecekler. 

Hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version