YORUM | İDRİS GÜRSOY
Fikirleri insanları hapis ederek, sürgüne göndererek ve hatta öldürerek yok edebilir misiniz?
Bütün otoriter rejimlerin denediği ancak sonunda hep kaybettikleri yöntemler bunlar.
Tarih o kadar örnekleri ile dolu ki! Hele de bizim tarihimiz. Yazarlar, şairler, gazeteciler, aydınlar ve alimlerden bir liste yapsak uzar gider.
Sürgün deyince ilk akla gelen isimlerden biri Namık Kemal’dir.
“Vatan şairi” diye tarihe geçen Namık Kemal, 1840, Tekirdağ doğumlu. Osmanlı’nın son dönemlerinde kalemin gücünü kullanarak hürriyetçi ve milliyetçi fikirleri savunur.
Muhaliftir. Padişahı ve hükümeti eleştirmekten kaçınmaz. “Hokkamı dilenci çanağı, kalemimi iktidar değneği yapmayacağım” der.
Ve bedel öder. Babıali Tercüme odasındasındaki görevinden alınır, Erzurum’a tayin edilir. Ancak gitmez ve Paris’e kaçar. Yazdığı gazete (Tasvir-i Efkar) kapanır. Muhbir gazetesinde bir süre yazar, Hürriyet’i çıkarır.
1870’te İstanbul’a döner. İbret’teki bir yazısı hükümeti yine rahatsız eder. Gazete 4 ay süreyle kapatılır. Namık Kemal, Gelibolu mutasarrıflığına atanır.
“Vatan Yahut Silistre “ oyunu sahnelendiğinde büyük yankı uyandırır. Ancak Padişah ve hükümetin en küçük muhalif düşünceye tahammülü yoktur. Baskı rejimlerinin en iyi bildiği şey yapılır. Namık Kemal ve 4 arkadaşı gözaltına alınır. Yargılama yoktur. Neyle suçlandığını bilmez.
Magosa’ya sürgüne gönderilir. Kaldığı küçük taş hücreyi “adeta yeryüzünde bir lahd içindeydim” sözleri ile mezara benzetir. Sık sık hastalanır, sıtmaya yakalanır. Ailesinden, gazetecilikten uzak kalması onu çok üzer ve yıpratır.
Ama Namık Kemal, neredeyse bütün edebi eserlerini 3 yıl kaldığı bu sürgün yıllarında yazar.
1876’da 1. Meşrûtiyet ilan edilir. Vatan şairi Kemal İstanbul’a döner. Danıştay üyesi olur. Kanun-i Esasiyi ( anayasa) hazırlayan kurulda yer alır. 2. Abdülhamid’in Meclis-i Mebusan’ı kapatmasından sonra yine tutuklanır. 5 ay hapsin ardından Midilli adasına sürülür.
İktidar onu İstanbul’dan uzak tutarak susturmaya çalışır. Ancak o fikir mücadelesinden hiç vazgeçmez. Kendi ismini kullanamadığı zamanlarda başka müstear isimlerle yazar.
Namık Kemal 2 Aralık 1888’de Sakız Adasında ölür. Aciz iktidarların Namık Kemal’e yönelttiği suçlar ne biliyor musunuz?
-Adab-ı devlet ü hükümete aykırı yayın yapmak.
-Gazetecilik ve neşriyat-ı muzurrada bulunmak.
Son yıllarda binlerce gazeteci, yazar aynı suçlamalarla yargılandı. Hala hapishanelerde yüzlerce gazeteci, yazar var. Televizyon kanalları, dergiler, gazeteler ve yayınevleri kapatıldı. Elbet bu baskı dönemi de bir gün bitecek. Namık Kemal’in tarihe geçen sözleri ile bitirelim:
“Halkına zulmü reva gören bir anlayışı lanetliyoruz. Zulüm ile abad olunmaz.”
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***