Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Yaşamını kadın mücadelesiyle geçiren Kaya: Değiştirecek gücümüz var


AMED – Hayatının büyük bir bölümünü kadın özgürlük mücadelesiyle geçiren Yeşil Sol Parti Amed adayı Adalet Kaya, değiştirecek güçlerinin olduğunu ve yeni yaşamın inşası için de ilk hedefin bu iktidarı göndermek olduğunu söyledi. 

 

Türkiye tarihinin en tartışmalı ve sonuçlarının da en çok konuşulacağı şimdiden okunan 14 Mayıs seçimlerine yaklaşıyoruz. Seçim sonuçlarının kaderini belirleyecek Kürt seçmeninin kalbi ise Amed’te atıyor. Meclis’e 12 vekil gönderen kenttin ana rengi dünden bugüne Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ve onun geldiği gelenekten yana. Kadın kazanımlarına yönelik ciddi saldırıların düzenlendiği, belediye eşbaşkanlarının tutuklu olduğu, kadın cinayetlerinde artışın yaşandığı, özel savaş politikalarının çok etkin kullanıldığı Amed’te Yeşil Sol Parti’nin eşit temsiliyet bağlamında uyguladığı fermuar sistemi sebebiyle kentteki kadın aday sayısı 6. Yeşil Sol Parti’nin adaylarında Adalet Kaya ile yürüttüğü kadın mücadelesini, seçimleri konuştuk. 

 

ROSA’DAN BUGÜNE

 

Kentte 5 yıldır faaliyette olan Rosa Kadın Derneği ile özdeşleşmiş, birçok kez düzenlenen siyasi operasyonlarla gözaltına alınmış, tutuklanmış Adalet Kaya ile tanışıklığım 2018’deki genel seçimlere dayanıyor. Seçimler için Mêrdîn’in nabzını tutmak için gittiğimiz kentte Şahmaran Kadın Platformu adına bize kadınların seçimlere dair beklentilerini anlatmıştı. Bir sonraki karşılaşmamız ise Özgür Kadın Hareketi’nin (TJA) Amed’te düzenlediği bir buluşmadaydı. Kürsüye çıkan Adalet Kaya heyecanı sesi ve yüzüne yansır bir bicimde Rosa Kadın Derneği’nin kuruluş müjdesini verdi. Tüm kadın kurumlarının OHAL süreciyle birlikte kapatıldığı bir ortamda böylesi bir derneğin açılışı da salonu dolduran yüzlerce kadında büyük bir mutluluk yaratmıştı. Adalet Kaya, “Kadın kadının Kurdudur” diyenlere karşı “Kadın kadının yurdu” olduğunu haykırıyordu. Geçen 5 yıl içinde de Rosa Kadın Derneği’nin kadınların yurdu olması için büyük mücadele verdi. 

 

KURDİSTAN GERÇEKLİĞİNDE BÜYÜMEK

 

Amed’in Pasur (Kulp) ilçesinde dünyaya gelir ve yaşamının temelini, kişiliğini oluşturacak süreci burada geçirir. Tüketim ürünlerini kendilerinin yetiştirdiği bir ortamda büyür, bahçelerinde meyve –sebze yetiştirilir, hayvanlarından süt ve yumurta elde ederler. Komşularıyla birlikte her şeyin kolektif yapıldığı bir ortam ancak tam da Kurdistan’daki savaş gerçekliğinin ortasında büyür. Köyler yakılır, ilçeler taranır… Babasının şoförlük yaptığı araç da taranır ve onlara da o küçük ilçeden şehre Amed’e göç ederler. Evlerinden, topraklarından üretim alanlarından koparılırlar. Geniş bir aile olarak Amed’e gelirler ancak burada da şiddet bitmez. Hizbullah’ın sokaklarda kol gezdiği bir döneme tanıklık eder bu koşullarda yaşar.

 

KADIN MÜCADELESİNE GİRİŞ

 

Üniversite eğitimini Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimleri üzerine yapar Adalet Kaya bir müddet Milli Eğitim Müdürlüğü’nde çalışır ardından Meclis’e ardından da Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne geçiş yapar. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilinceye kadar belediyede kadınlara yaşam alanları açma, şiddeti önleme üzerine politika üretme, koruyucu önlemleri gibi politikalarla kadın çalışmaları yapar. 

 

YENİDEN ÖRGÜTLENMENİN HEYECANI

 

İhraç edildikten sonra da kadın platformları içinde örgütlü mücadelesini sürdürdüğünü anlatan Adalet Kaya, Amed’e taşınır ve burada çalışmalarını sürdürür ve nihayetinde kentin en önemli kurumlarından biri olan Rosa Kadın Derneği’nin kuruluşunda yer alır. O günden bugüne Amed’te düzenlenen 7 operasyonda hedef alınan dernek ve yöneticileri tüm engellemelere rağmen kadın mücadelesini yürütür. Rosa’nın kuruluş sürecini anlatan Kaya, şunları söyledi; “Yeniden bir şeyler yapıyor olma heyecanı hepimizde vardı. Danışma, dayanışma merkezlerinin hepsi kayyımlar tarafından talan edilmişti. Birçok dernek kapatılmış, kalanlar da sindirilmişti. OHAL döneminden çıkmış olmak herkeste korku, sinmişlik vardı. Herkes KHK’lerle işinden atılmıştı. Pek çok insan gözaltına alınmış, tutuklanmıştı. Böyle bir süreç söz konusuydu. En hızlı toparlanan yine kadın hareketiydi. O konferansla (TJA Kadın Buluşması) beraber biz bu kurumun kuruluş müjdesini verdik. Çalışma arkadaşlarımız değişti ama bugün baktığımızda derneğimiz -depremle beraber fark ettik- dünyanın birçok yerinde sesini duyurabilmiş bir kuruma dönüşmüş. Yaptığımız her çalışma büyük bir etki yaratmış. Toplumsal anlamda da bir etkisi oldu. Hem görünürlük hem de kadınların ulaşabilmesi açısından bir alan açabilmek biraz STÖ’lerle ortak çalışmalar yürütmüş olabilmek bizi güçlendirdi.” 

 

KADIN HAREKETİNİN TOPLUMDA YARATTIĞI DÖNÜŞÜM

 

Kentteki sivil toplum ve meslek örgütleriyle ortak çalışmalar yürüttüklerini ve o dönem kentteki tabloyu yakından görme fırsatına sahip olduğunu belirten Adalet Kaya, “Baktığımız zaman sadece ev içi şiddet yüzde 500’lere çıkmıştı. Çocuk istismarı muazzam boyutlara ulaşmış. Şunu da belirtmek gerekiyor, kadın hareketinin güçlü olduğu dönemlere baktığımız zaman kadın cinayeti yok, ev içi şiddet yok, sokakta taciz yok özellikle cinsel istismar neredeyse hiç yok. Azalmış, gerilemiş ve şüpheli ölüm mesela hiç yoktu. Özellikle o dönemlerde Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖHK) ve Özgür Kadın Kongresi (KJA) olduğu döneme bakıyoruz mesela, kadın hareketinin en güçlü olduğu dönemler. Hem kurumsallaşma, hem de tabandan örgütlenme meselesinin en güçlü olduğu dönemler. O dönemde erkekler toplum içinde her davranışına, evde, işyerinde ne yaptığını düşünerek adım atıyordu. Ben şunu yapacağım ama kadın hareketinin varlığını düşünerek hareket ediyor. Örgütlü ya da örgütsüz kahvedeki, top toplayan erkekten parti içinde veya herhangi bir kurumda çalışan erkeğe kadar aynı psikoloji vardı. Kadın hareketinin böyle bir etkisi vardı o dönemde.  Sonraki sürece baktığımız zaman savaşla beraber yeniden şiddetin artmasıyla beraber ev içi şiddetinde arttığını görüyoruz. Sokaktaki şiddetinde artığını görüyoruz. Bu hep söylüyoruz yapısal olarak üretilen şiddet mutlaka toplumun her hücresine nüfus ediyor.” 

 

AMED’İN TABLOSU

 

Son yıllarda kadına yönelik her tür şiddetin arttığı, özel savaş politikalarının arttığı Amed’te kadınların ana taleplerini sorduğum Kaya, seçim çalışmaları kapsamında gittiği Yenişehir ilçesinin Fiskaya semtindeki durumu aktardı. Bölgede yerinden etme politikasının izlendiğini söyleyen Kaya, “Bu tamamen aslında toplumu özel savaş politikaları dediğimizin farklı bir boyutu. Yerinden edilmeyle, hafızasızlaştırma çalışmak bu insanların hepsi yoksul ve gerçekten göçle gelmiş insanlar. Burada yaşadığım göç sürecini farklı şekillerde yaşayan aileler. Orada yeni bir yaşam kurmuş, bir dayanışma kültürü var. Aslında bir yandan da Amed’in, direnişin kalbi orada. Sur sürecinin devamı olarak Fiskaya yok edilmek isteniyor. Oradaki aslında yok edilmek istenen o toplumsal kodlardan en önemlileri: direniş ve dayanışmayadır. En önemli kültürel yapımıza dönük saldırı var. Okullarında eğitim yapılmıyor, sağlık ocakları ya da aile hekimleri çalışmıyor. Çünkü insanların başka yerlere gidip orada ikamet etmesini sağlamaya çalışıyorlar. Böyle çok kirli oyunlar dönüyor. Baktığımız zaman Amed çok büyük, devasa bir kent. Bu kentin her köşesinde farklı sorunlar var” diye anlattı.

 

ÖZEL SAVAŞ POLİTİKALARI

 

Bağlar’da çok sayıda Suriyeli mültecinin yaşadığını seçim çalışmaları sırasında da bunu yakından gördüklerini, insanların yoksulluk içinde yaşamlarını idame ettirmeye çalıştığını dile getiren Kaya, bu insanların devlet bağlantılı çeteler eliyle uyuşturucu ve fuhuş batağına düşürüldüğünü ifade etti. Benzer tablonun kentin birçok yerinde olduğunu, kadın ve gençlerin bu tarz özel savaş politikalarıyla kimyasının değiştirildiğine işaret eden Kaya, Kurdistan’a özel uygulanan yoksullaştırma politikasının olduğunu, depremle birlikte bunun daha fazla arttığını ifade etti. 

 

‘DEĞİŞİM İÇİN İKTİDAR GİTMELİ’

 

Kentin fotoğrafını çekip durumu Meclis’e taşıyacaklarını belirten Kaya, var olan tabloyu değiştirebilmek için var olan tekçi, oligarklara hizmet eden, toplumdan uzaklaşan iktidarı göndermek gerektiğini söyledi. Mücadelenin seçimle bitmeyeceğini yönetimi devralacak ittifakı da dönüştürmek gibi bir misyon edindiklerini sözlerine ekleyen Kaya, “Bizim oluşturacağımız güçlendirilmiş yerel yönetim sisteminden bahsediyoruz, çoğulcu bir parlamentodan söz ediyoruz ama yeni oluşacak bir hükümet var ama içine baktığımız zaman onlarda aslında içinde Kürt düşmanlığı, kadın düşmanlığı yapmış oldukça eril, oldukça erkek ittifak var. Dolayısıyla mücadelemiz yine devam edecek. Bu iktidarın gitmesinden sonra belki daha demokratik, hukukun, yargının bağımsız olduğu bir süreç başlatmak açısından nefes aldıran bir dönem başlayacak” diyor. 

 

ÇOĞULCU YENİ ANAYASA İLE DEĞİŞİMİN ÖNCÜ GÜCÜ OLMAK

 

Yeşil Sol Parti olarak yeni süreçte kurucu bir rol üstleneceklerini söyleyen Kaya, “Mesele oluşacak olan hükümette bir bakanlık kapma değildir. Biz bir bütün sistemin değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Muhaliflerle, Kürtlerle, kadınlarla, Alevilerle, bu toplumun içerisindeki herkesi ifade edecek bir anayasaya ihtiyaç var. Dolayısıyla Kürtler ne istiyor. Bunların hepsinin anayasada güvence altına alınması gerekiyor. Bunların hepsi bizim için öncelik, başat meseleler. Biz yeni bir sistemin inşası, yeni bir dönemin başlaması, ikinci yüzyılın başlamasına dair daha büyük bir çalışmayı esas alıyoruz. Asıl mesele kurulacak sistemin itici gücü olabilmek. Dolayısıyla da bunu başaracağımıza inanıyoruz. Toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla bir anayasa yapılmalı. Sokakta gezdiğimiz zaman annelerin hepsi artık bu savaşın son bulmasını istiyor. Onarıcı adaletin gerçekleşeceği zeminin yaratılmasını istiyor. Dolayısıyla önce onarıcı adaletin sağlanması, daha sonra da diğer mekanizmalarım, hakikat komisyonu gibi pek çok yapı oluşturularak onurlu barışın tesisine dair çalışma başlatılabilir.”

 

Kadın kazanımlarına yönelik saldırılar bu kapsamda İstanbul Sözleşmesinin hedef haline getirilerek tek gecede kaldırılmasına değinen Kaya, Amed’te yaşanan bir kadın cinayetinin uluslararası hukukta tartışılmaya başlanması ardından kadın hareketlerinin emekleriyle hazırlandığını, iktidarın politikaları nedeniyle toplumsallaşamadığını dile getirdi. 

 

‘DEĞİŞTİRECEK GÜCÜMÜZ VAR’

 

Yeşil Sol Parti ve kadınlar olarak var olan tabloyu değiştirebilecek güçlerinin olduğunu söyleyen Kaya, “Gerçekten değiştirebilecek gücümüz var. Biz bunu halk olarak, toplum olarak defalarca başarabilmişiz, bu defa da başarabiliriz. Parlamentoda çok güçlü bir şekilde temsil hakkı kazanmak hep beraber başarabileceğimiz bir şey. Hep beraber değiştirebilir, dönüştürebiliriz. İstediğimiz yaşamı inşa edebiliriz. O yüzden de herkesi bu konuda çalışmaya, desteklemeye çağırıyorum. Özellikle sandık güvenliği konusunda herkese görev düşüyor. Oylarımızı kimsenin çalmasına izin vermeyelim” dedi. 

 

MA / Dicle Müftüoğlu

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version