RİHA– Riha’da STK, muhtarlar ve meslek odalarının temsilcileriyle bir araya gelen HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, seçimlerin Türkiye’de yeni bir başlangıcın imkânını verdiğini belirterek, aynı zamanda değişimin de miladı olduğunu ifade etti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Partisi) Riha Milletvekili Adayı Mithat Sancar, Riha’da Sivil Toplum Örgütleri (STK), muhtarlar ve meslek odalarının temsilcileriyle bir araya geldi. Haliliye ilçesinde bulunan bir otelde gerçekleşen STK buluşmasına, Yeşil Sol Parti Riha milletvekili adayları da eşlik etti.
‘AİLELERİN SESİ OLACAĞIZ’
Programda ilk olarak konuşan Yeşil Sol Parti Riha Milletvekili Adayı Ferit Şenyaşar, annesi Emine Şenyaşar ile başlattıkları adalet mücadelesinin 5 yılını geride bıraktığını hatırlatarak, “Bu mücadelemizin iki yılı Urfa Adliyesi önünde devam ediyor. Nöbetimiz sürecinde sürekli zor kullanılarak hapis, gözaltı tehdidiyle bizi uzaklaştırmaya ve yıldırmaya çalıştılar. Ama bizler kararlılığımızla mücadelemize hala devam ediyoruz. Davamız, hak ve adalet mücadelesidir” dedi.
Kamuoyunda, “Bu mücadeleyi meclise taşıyın” önerileri üzerine mücadelelerini meclise taşıma kararı aldıklarını ifade Şenyaşar, “Bizde mücadelemizi ilk günden bu güne yanımızda olan HDP’den yani Yeşil Sol Parti ile büyütmek ve meclise taşıma kararı aldık. Türkiye’ye adalet ve demokrasiyi getireceğiz. Mücadelemizi sadece ailemiz için yürütmüyoruz. Kürdistan coğrafyasında bizim gibi katliama maruz kalan binlerce aile var. Meclise gittiğim zaman bu ailelerimizin sesi olacağım” diye konuştu.
‘STÖ’LER, TOPLUMUN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN TEMELİDİR’
Ardından konuşan HDP Eş Genel Başkanı ve Yeşil Sol Parti Riha Milletvekili Adayı Mithat Sancar, Kürtçe, Türkçe ve Arapça selamla başladı. Riha’nın halkların bir arada yaşadığı çok kültürlü ve kadim medeniyeti olan bir kent olduğunu belirten Sancar, Riha’nın yapısı itibariyle Mêrdîn’e çok benzediğini söyledi. Yukarı Mezopotamya’nın bu iki kentinde siyaset yapmanın kendisi için büyük bir onur ve şeref olduğunu kaydeden Sancar, Rihalılardan beklentisinin bu gururu daha çok yaşayacak temsilci çıkartmaları olduğunu kaydetti.
STÖ’lerin olmasının temel şartının özgürlük olduğunu dile getiren Sancar, “Aynı zamanda özgürlüklerin olmadığı yerlerde de sivil toplum kuruluşlarının mücadelesi de önemli rol oynar. Onun için iktidarların ilk olarak hedef aldığı kişilerde sivil toplum kurumlarıdır. AKP-MHP’de bu süreçte en çok sivil toplum kuruluşlarına saldırdı. Yine seçime doğru giderken yaptıkları ilk iş sivil toplum kuruluşlarına tutuklama, gözaltına almayla susturmaya çalışıyorlar” dedi.
HALKLA BİRLİKTE SİYASET
Toplumsal mücadele alanlarını birleştirerek özgürlüğü sağlayabileceklerine dikkat çeken Sancar, “Eğer gerçekten bu sistemi değiştirmek istiyorsak halkın içinde olmalıyız Toplum için siyaset yapmak yerine toplumla beraber siyaset yapmak gerekiyor. Bunun için bugün sizlerle yapacağımız istişare çok önemlidir. Çalışmalarımızı sizlerle istişare yaparak yürüteceğiz. Eksikleri, hataları gördüğünüzde bizleri eleştirmeniz bizlerin sizden beklediğimiz şeydir. Eksikleri hataları açıkça dile getirmeniz bizlerin bunları düzeltmesi için önemlidir” diye konuştu.
‘BU SEÇİMLER, DEĞİŞİMİN MİLADIDIR’
Yaklaşan seçimleri hatırlatan Sancar, “Bu seçimler, Türkiye’de yeni bir başlangıcın imkânını veriyor. Uzun süredir devam eden baskıcı ve yozlaşmış sistemi yıkmak için bir başlangıçtır. Krizler çok derinleşmiş durumda. Ama krizlerin bu kadar derinleşmesi değişimin kaçınılmaz olduğunu ortaya koyuyor. Bu seçimleri, yeni bir başlangıcın miladı olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Mevcut ittifakların Türkiye’deki köklü sorunları çözebilecek politikalarının olmadığını belirten Sancar, “Elbette Erdoğan’ın kaybetmesi önemlidir ama yeni bir başlangıç bizimle olabilir. Bunun için Yeşil Sol’un en güçlü bir temsiliyetle meclise taşınması gerekiyor. Dönüşümün dinamiklerini en güçlü temsil eden de bizleriz. Bunun için sizden talebimiz, bizleri en güçlü şekilde meclise gönderecek destektir” şeklinde konuştu.
‘YA DİKTATÖRLÜK YA DA DEMOKRATİKLEŞME’
“Türkiye baskı politikalarından dolayı nefessiz kalmıştır” diyen Sancar, “Bu nefessizliğe karşı çıkanların güçlü bir şekilde meclise taşımak gerekiyor. Bu seçim, demokrasi ile diktatörlük arasındadır. Ya bu iktidar tekrar seçilecek ve tam bir diktatörlük kurulacak ya da bu iktidar yenilecek ve tekrar demokratikleşecek. Bu seçim, savaş politikaları ile barış mücadelesi arasındadır. İktidar, kendini savaş politikalarıyla var etmek istiyor. Kürt sorununa demokratik çözüm bulunmadığı müddetçe ne Türkiye’ye ne de Ortadoğu’ya barış gelmez. Bu savaş durumunun en büyük sonuçlarını yaşayan kentlerden biri de Urfa’dır. Sınırın karşı yakası düşman olarak görülmekte. O nedenle bizler barışı tesis etmeye geliyoruz. Barış için de öncede Kürt sorunun çözülmesi gerekiyor. Kürt sorunun da demokratik çözümün, Türkiye ve Ortadoğu’da barışın temsilcisi biz olacağız. O yüzden meclise güçlü bir şekilde girmemiz bu konularda hızlı dönüş almamızda etkili olacaktır” ifadelerini kullandı.
Seçimlerin aynı zamanda adaletle adaletsizlik arasında bir seçim olduğunu dile getiren Sancar, “Emine ananın Ferit kardeşimizle yürüttüğü adalet mücadelesi, Türkiye’nin tamamında adalet arayanlar için sembol oldu. Biz inanıyoruz ki Urfa iradesini adaletten yana kullanacaktır. Adalet arayanalar burada elde edeceğimiz sonuçla çok büyük bir moral ve güç kazanacaktır” dedi.
ORTAK MÜCADELE VURGUSU
Seçim ve sandık güvenliğine değinen Sancar, konuşmasına şöyle devam etti: “Seçim güvenliğinin sağlanması açısından en önemli bakanlıklar hala iktidarın elindedir. Bunların, bütün devlet imkânları ile seçim kampanyasını yürüttüklerini görüyoruz ama seçim güvenliği tehdidinin de bu bakanlar tarafından ortaya çıktığını görüyoruz. İktidar, sürekli korku ve tehdit yayarak insanları ya sandıktan uzaklaştırmak ya da sonuçlarını kabul etmeyecekleri algısını yaratarak insanların sandığa gitmesini engelliyorlar. Eğer bu korkuları ortadan kaldıracak ortak bir mücadele kuramazsak AKP bundan faydalanacak. İnsanların kafasında, yenildikleri zaman sonuçları kabul etmeyecekleri algısını yaratmaya çalışıyorlar. Ortak mücadele, bunları boşa çıkarmak için en etkili mücadeledir.”
‘YAŞAM ALANI İNŞA EDECEĞİZ’
Halkların bir arada barış içinde eşit ve özgür olarak yaşamalarının yolu eşitlikçi ve demokratik olmakla başladığını dile getiren Sancar, “Halklar arasında oluşturulmuş uzaklıkları ve soğuklukları aşacağız ve Urfa’yı birlikte mücadele ve yaşam alanları haline getireceğiz” diye konuştu.
Program, konuşmaların ardından soru-cevap bölümüyle devam etti.
STÖ’ler, muhtarlar ve meslek odalarıyla gerçekleşen buluşmadan sonra iş insanlarıyla bir araya gelen Sancar, 14 Mayıs’ta gerçekleşecek olan seçimler için destek istedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***