AMED/ÊLIH – İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları, bu haftaki eylemlerinde şair Tanile Varujan’ın şahsından Ermeni Soykırımı sırasında kaybettirilenlerin akıbetini sordu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eylemini 741’inci haftasında Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde buluşarak, kayıpların akıbetini sordu. Kaybettirilenlerin fotoğraflarının bulunduğu pankartın açıldığı eylemde, 1915’te kaybettirilen şair Tanile Varujan’ın akıbeti soruldu.
SOYKIRIM KAYIPLARI
Bu haftaki eylemin hikayesi 24 Nisan 1915 Ermeni Soykırımı’nın 108’inci yılı vesilesiyle şair Taniel Varujan şahsında kaybettirilen ve bir mezar taşları dahi olmayan Ermeni aydınları oldu. İHD Amed Şubesi Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz, “Unutmadık unutmayacağız” diyerek Varujan’ın hikayesini okudu.
‘250 ERMENİ AYDIN EVLERİNDEN ALINDI’
Akdeniz, “24 Nisan 1915 tarihinde İttihat ve Terakki hükümetinin İçişleri Bakam Talat Paşa’nın emriyle başlatılan operasyonlarda, 250 İstanbullu Ermeni aydını evlerinden ‘Bir saat içinde döneceksiniz’ denilerek, gözaltına alındı. Gözaltına alındıkları andan itibaren, başlarına geleceklerden hükümetin sorumlu olduğu bu insanların çoğu Ermeni toplumunun en saygın isimleri, kanaat önderleriydi. Milletvekili, yazar, şair, avukat, doktor, gazeteci, müzikolog, yayım ve siyasetçi olan aydınlar Osmanlı toplumunun da en parlak beyinleriydi” diye belirtti.
‘KAYBETRİLMENİN BAŞLANGIC TARİHİ’
Gözaltına alınanlar önce karakollara götürüldüğünü ardından Merkez Cezaevi’ne nakledildiğini hatırlatan Akdeniz, “25 Nisan 1915 tarihinde kendilerine hiçbir bilgi verilmeden Haydarpaşa’dan özel bir trenle Ankara’ya doğru yola çıkarıldılar. 158 kişilik grup Çankırı’ya, 92 kişilik grup Ayaş’a götürüldü. Gözetim altında bulunan bu insanlardan 174’ü jandarma ve polis korumasındayken ıssız vadi ve ormanlarda vahşice öldürüldü. Açıkta bırakılan bedenleri doğanın yok etmesine terk edildi. Bir mezar taşlan bile olmadı. Resmi kayıtlarda ya firar ettikleri ya da serbest bırakıldıkları yazıldı,24 Nisan’da aydınların hedef alınması, Ermeni toplumunun sesini kesme ve bu toprakları Ermenisizleştirme operasyonun başlangıcı olması yanında, bu topraklarda toplu kaybetme tarihinin de başlangıcı oldu” diye konuştu.
‘KALANLARA ÖLÜME GİDİYORUZ DEDİ’
24 Nisan’da İstanbul’ da gözaltına alınanlardan biri de “Yoksulluğun, alın terinin, emeğin, aşkın ve yurtseverliğin şairi” olarak bilinen Varujan olduğunu dile getiren Akdeniz, şöyle devam etti: “Taniel Varujan, 20 Nişan 1884 tarihinde Sivas’a bağlı Pırkınik köyünde doğdu. İlkokulu bitirdikten sonra İstanbul’a geldi. Çok parlak bir öğrenci olan Varujan, eğitim için Venedik’e gönderildi. 1905 yılında Venedik’teki okulundan mezun oldu ve üniversite eğitimi için Belçika’ya gitti. Genk Üniversitesi’nde edebiyat, sosyoloji ve ekonomi eğitimi gördü. Belçika’da sosyalist düşünce ile tanıştı ve bu düşüncenin savunucusu oldu. 1909 yılında üniversiteden mezun olunca İstanbul’a geldi. Kısa süre içinde edebiyat çevresinde tanınan biri oldu.31yaşnda ve üç çocuk babası Taniel Varujan, 24 Nisan 1915 gecesi Pangaltı Nalbant Sokak’ta bulunan Karavela Apartmanındaki evinden gözaltına alındı. 25 Nisan 1915 de Çankırı’ya şevk edilenleri arasında o da vardı, 26 Ağustos 1915 tarihinde Taniel Varujan 4 arkadaşı ile birlikte, Ayaş’ta hapishanede tutulan diğer Ermeni aydınların yanına götürülecekleri söylenerek, polis ve asker gözetiminde bir konvoyla Çankırı’dan yola çıkarıldı. Önceki tecrübelerinden bunun bir ölüm yolculuğu olduğunu hem yola çıkanlar hem de onları uğurlayan diğer tutuklular biliyordu. Gidenler, ‘kalanlara biz ölüme gidiyoruz, yetimlerimize iyi bakın’ dediler. Ankara’nın Kalecik’e bağlı Tüney Köyü yakınlarına ulaşan konvoya önceden organize edilmiş bir çete saldırır. Tutukluları korumakla görevli jandarma ve polis saldırıyı seyretmekle yetinir. Taniel Varujan ve dört arkadaşını vahşice öldürenler, onların paralarını, giysilerini de alır. Yeni çalışmalarım yazdığı defter Varujan’ın yanındaydı. Kendisiyle birlikte şiirleri de yok olur. Bir şiirinde ‘Kendimi gömülü buldum bu sabah / çevremde açmış güllerin selinde.”
Açıklamada, Varujan şahsında diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için bir dakika oturma eylemi yapıldı.
ÊLIH
Êlih’te kayıp yakınları ve İHD Şubesi üyeleri, eylemlerinin 577’nci haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde toplandı. “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” yazılı pankart ile kayıpların fotoğrafının açıldığı eylemde, bu hafta 1998 yılı Nisan ayında Êlih’te kaybedilen İzzet Seven’in akıbetini sormak için bir gelindi.
Kayıp hikayesi İHD Şube Yöneticisi Zeki Tangüner tarafından okundu. Tangüner, şunları dile getirdi: “Kayıp İzzet Seven’in eşi Emine Seven; ‘Eşim İzzetin Seven, TÜPRAŞ Bölge Müdürlüğünde işçi olarak çalışıyordu, evinden işine, işinden de evine gider gelirdi. Herhangi bir kötü alışkanlığı yoktu. Nisan/1998 tarihinde ikindi vakti namazını da kıldıktan sonra evden çıktı, işe gittiğini biliyorduk. Sabaha kadar eve gelmeyince işyerinde arkadaşlarından sorduk. İşe gelmediğini söylediler. Yakınlarımıza haber verdik, gören olmamıştı. Bunun üzerine ağlayıp feryat etmeye başladık. 90’lı yıllarda Batman’da her gün sokak ortasında birkaç kişi infaz ediliyor veya kaçırılıyordu. Yetkililere yazılı olarak başvuru yaptık, ifadelerimiz alındı. Emniyet yetkilileri eşimin kendilerinde olmadığını söylediler. ‘Hizbullah örgütü tarafından kaçırılmış olabilir’ dediler. Yuvam yıkılmış, çocuklarım yetim kalmıştı. Aradan yıllar geçti hep ağlayıp inledim, gözlerim yollarda kaldı derdimize çare olacak kişi ve kurum bulamadık. Ta ki; İnsan Hakları Derneği’nin ‘Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın’ adı altında başlattıkları eylem ve etkinlikleri bize bir ışık kaynağı oldu. Belki vicdan sahibi biri çıkar da eşimin ve eşim gibi kayıpların hakkında ölü veya dirisi hakkında bilgi verecek diye. Tekrar umutlandık halen de umutlarımızı yitirmiş değiliz.”
Açıklama oturma eylemiyle son buldu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***