Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İstanbul Küresel Finans Merkezi Olabilir mi?


AKP’nin iktidarının ilk yıllarından beri İstanbul’u dünya finans merkezlerinden biri haline getirme hayalinin en güçlü adımı bugün atıldı. 65 milyar lira yatırımla 50 bin kişiye istihdam sağlaması hedeflenen İstanbul Finans Merkezi (İFM) bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıldı.

Ümraniye-Ataşehir ilçelerinin sınırlarında inşa edilen İFM’ye kuruldukları günden beri başkent Ankara’da bulunan kamu bankaları Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıflar Bankası’nın genel müdürlükleri taşındı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) da bu yıl bitmeden İstanbul Finans Merkezi’nde inşa edilmekte olan 60 katlı kule binaya yerleşmesi bekleniyor. Borsa İstanbul, Sermaye Piyasaları Kurulu (SPK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) da İstanbul Finans Merkezi’ne yerleşecek.

Erdoğan: “İstanbul Finans Merkezi, Türkiye’yi finans alanında bir üst lige çıkaracak”

Bugün İFM’nin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu merkez sayesinde İstanbul’un New York, Londra, Frankfurt, Dubai, Singapur, Hong Kong gibi dünyanın finans merkezlerinden biri olacağını söyledi.

Erdoğan, “Küresel finansın ağırlık merkezi belirgin bir şekilde batıdan doğuya kayıyor. Bu çerçevede jeopolitik konumu İstanbul’un önünde fırsat penceresi açıyor. Tarihi olarak doğu batı arasında ticari köprü kurma görevi üstlenen İstanbul, günümüzde finansal piyasalar arasında aynı bağı kurma potansiyeline sahip. İstanbul Finans Merkezi, ülkemizi küresel bir finans merkezi haline getirmek amacıyla geliştirilen vizyoner bir projedir. Bu merkez Türkiye’yi finans liginde bir üst lige çıkaracaktır. İFM, yerli ve yabancı finans kuruluşlarının bölgede faaliyet göstermeye başlamalarıyla çok geniş bir yelpazede ülkemiz ekonomisine ciddi katkılar sağlayacaktır. Bu merkez, 3 kıtanın buluşma noktası olan İstanbul’da yeni bir finansal ekosistem oluşturacaktır” dedi

Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı, İstanbul Finans Merkezi’nin hem uluslararası sermaye akışını kolaylaştırarak Türkiye’nin yatırım çekme potansiyelini arttıracağını hem de tasarrufları yeni finansal araçlara yönlendirmek suretiyle ekonomiye kazandıracağını ifade etti.

Durmuş Yılmaz: “Bu aslında İstanbul Finans Merkezi değil İstanbul İnşaat Merkezi projesidir”

İstanbul Finans Merkezi tartışmaları aslında Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınması önerisinin gündeme geldiği 2006 yılında başladı. O dönemde Merkez Bankası Başkanı olan İyi Parti Ankara milletvekili Durmuş Yılmaz, o gün olduğu gibi bugün de bu projenin doğru olmadığını savunuyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Durmuş Yılmaz, “Bu aslında İstanbul Finans Merkezi değil İstanbul İnşaat Merkezi projesidir. Bakın bir yerin finans merkezi olması için yerli ile yabancı finans şirketleri arasında ayrımcılık olmayacak, muhasebe standardı uluslararası bütün talepleri karşılayacak, ulusal paranın itibarı yerlerde sürünmeyecek itibarı olacak. Hukuk işleyecek. Bu finans merkezinde çalışacak insanların hayat standardı olacak. O şehirde tiyatrolar, operalar olacak. Bugün yabancıların buraya gelmesi için neredeyse gerekli hiçbir şart yok. Üstelik pandemi sonrası insanların fiziki olarak bir yerde olması da gerekmiyor. Herkes evden çalışıyor. Misal Marmaris’te ayakların denize sokarak finans işlemleri yapabilirsiniz. Bu finans merkezinin bir çekiciliği olması lazım. BuradaTürk hukuku, Türk dili hatta Türk mahkemeleri geçerli olmayacak. Londra ve New York’ta böyle bir durum var mı? Yok. Neden? Çünkü oralar zamanla oluşmuş, kendi geleneklerini oluşturmuş ve tarihsel süreç içinde düzenlemeler yaparak gelişmişler. İstanbul bir deprem kenti ve kamu kurumları güvenli olmayan buraya taşınmaya mecbur ediliyor. Üstelik kiracı olarak götürülüyorlar. Bütün mesele budur” dedi.

Prof. Başlevent: “Finans merkezi şu an için kuru gürültüden ibaret, finans merkezi güven ve serbestlik gerektirir”

Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Cem Başlevent de ekonomi politikaları her geçen gün daha da güven vermez hale gelen Türkiye’nin kısa vadede bir finans merkezine dönüşmesini gerçekçi bulmuyor.

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde buluna Profesör Başlevent, “Öncelikle şunu söylemek gerek: İstanbul Finans Merkezi ilk anons edildiği andan beri yabancı sermaye gelmek yerine gidiyor. Finans merkezi olmak bina yapmaktan değil rasyonel davranmak ve güven vermekten geçiyor. Ankara’dan bankaları zorla getiriyorlar. Peki yabancılar gelecek mi? Yeni düzende yerinden çalışma gerekmiyor. Bir ülkenin, bir kentin finans merkezi olması için serbestlik olması lazım. Fakat bugünün Türkiye’sinde bankalara ciddi kısıtlamalar var. Müşterilerin kendi hesabındaki dolarları bankaların mümkün mertebe vermemesi isteniyor. Bunlar serbest piyasaya aykırı durumlar. Yanlış para politikalarından dönüş yapılmadığı için polisiye tedbirlerle dövize talebi dizginlemeye çalışıyorlar. İnsanların fiziki dövize talebi arttıkça her an film kopabilir. Finans merkezi şu an için kuru gürültüden ibaret. 14 Mayıs Seçimleri sonrası yeni ekonomiyi gördükten sonra sağlıklı yorum yapmak mümkün olabilir” diye konuştu.

Exit mobile version