Paskalya, inananlar için sıradan bir bayram değil; bir dirilişin müjdecisi…
-Hristos Anesti.
-İsa dirildi.
Çarmıha gerildiği üçüncü günün gecesinde böyle bağırdı inananlar hep bir ağızdan.
O geceye Paskalya dendi. O günden bugüne coşkuyla kutlandı. Ellerde mumlar, dillerde dualarla…
Sabah çocukları bekleyen soğan kabuğuyla boyanmış yumurtalar, orucun bitişini kutlayan sofralar… 40 gün boyunca dile değmeyen şarap masanın baş köşesinde. Evler hep kalabalık, insanlar kucak kucağa sarılırken birbirine, dilde yine aynı cümle; Hristos Anesti.
Dünya böyle ziyafetini çekerken, bir yer var gözü yaşlı, ruhu yaralı… Sessizce enkazın arasında kutluyor peygamberinin dirilişini.
Antakya.
ANTAKYA’DA BURUK PASKALYA
11 ili vuran Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan Antakya’da Hristiyan toplumu Paskalya’yı buruk bir şekilde kutluyor.
İlk kez Antakya’ya gelen Antakya ve Tüm Doğu Patriği 10’uncu Yuhanna, Perşembe gününden beri çevre il ve ilçelerdeki kiliselerde ayin düzenleyerek cemaatiyle bir araya geldi.
Hazreti İsa’nın dirilişini simgeleyen Paskalya gecesi Mersin’deki kilisede düzenlenen ayinle kutlandı.
Paskalya ayini ise Hazreti İsa’nın havarileri Petrus ve Pavlus’un kurucusu olduğu Antakya Kilisesi’nde yapıldı. Depremde yıkılan kilisede enkazın arasında dualar edildi. Cemaatinin neredeyse yarısından fazlası göç eden Antakya Ortodoksları da Patrik Yuhanna’nın yönettiği ayine katıldı. Ellerde mum, yüzlerde keder, yüreklerde umutla…
Antakya Kilisesi Vakfı Başkanı Fadi Hurigil, eski Antakya’ya hala girilemediği ve ilçede cemaat üyelerinin hiç kalmadığını söylüyor. Kalanlarsa çevredeki köy ve ilçelerde kurulan konteyner ve çadırlarda kalıyor.
Paskalya ayinin yıkılan Antakya Kilisesi’nde yapmalarının kendileri için çok önemli olduğunu söylüyor, Hurigil:
“Burası Hristiyanlığın yayıldığı yer. Antakya’nın tarihsel konumu açısından buradaki maneviyatın ve yerleşik hayatın diğer mukaddes dinlerle olan ilişkimizin devam etmesi için büyük bir adım atıyoruz.”
Yani kısaca “Buradayız” diyor Hurigil.
ANTAKYA DİRİLECEK
Antakya da dirilmek istiyor. Üzerindeki enkazdan kurtulmayı, eskisi gibi rengarenk olmayı, bahçelerde yumurta tokuşturmayı, çocukların koşuşturmasını, Affan’ın kahve kokmasını, çanların yeniden duyulmasını istiyor. Yeniden doğmak istiyor Antakya.
Biraz şefkat, biraz dua, biraz umut… İnandıkları peygamber adına enkazın ortasında yakılan mumlarda tek bir dilek var: Yeniden doğacak Antakya.
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***