Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Deprem sonrası uykusuzluk ve diş sıkma şikayetleri arttı

Deprem sonrası uykusuzluk ve diş sıkma şikayetleri arttı


Osman ÇAKLI


İSTANBUL – Uzmanlara göre travmatik olaylardan sonra en çok yaşanan sorunlardan biri uykusuzluk, bir diğeri ise strese bağlı diş sıkma şikayetleri. Özel bir çalışma yapılmasa da uzmanlar, 6 Şubat Maraş merkezli depremlerden sonra bu konudaki şikayetlerin arttığını belirtiyor.

Travma sonrası ortaya çıkan psikiyatrik belirtilere ilişkin saha gözlemlerini, yapılması gerekenleri ve sorunların çözülmemesi durumunda risklerin neler olduğunu Uzman Psikiyatrist Dr. Şahut Duran ile konuştuk.

‘BEYİN SAVUNMA MEKANİZMASI GELİŞTİRİYOR’

Yapılan araştırmalara göre deprem gibi beklenmeyen doğa olayları karşısında maddi ve manevi kayıp yaşayan insanlarda psikiyatrik belirtiler sıkça yaşanabiliyor. Kitlesel travma nedeniyle uykusuzluk ve diş sıkma şikayetlerinde artış gözleniyor. Deprem bölgesinde gözlemlerine dayanarak konuşan Şahut Duran, depremzedeler arasında özellikle uyku problemlerinin çok sık olduğunu, bunu yaşayanların oranının yüzde 90’lara ulaştığını tahmin ettiğini belirtti. Duran, depremden sonra gelişen psikiyatrik belirtilerin, insan beyninin normal dışı duruma karşı geliştirdiği psikolojik savunma mekanizması olduğuna ancak yine de bu durumun travmanın olmadığı normal koşullardaki davranışlardan farklı olduğuna dikkat çekti. Özellikle uyku sorununun ilk günlerde ortaya çıkan sorun olduğuna değinen Duran, beynin hayatta kalma üzerine çalıştığını belirterek şöyle konuştu:

‘UYURSAN ÖLÜRSÜN’ REFLEKSİ

“Beyin tehlike altında uyumamaya ayarlar kendini. ‘Uyursan ölürsün’ duygusu nedeniyle uykusuzluk artar. Bu koruma amaçlı bir reflekstir. Zamanla ve normale dönüşle düzelmesi gerekir. Ancak, artçılar depremler devam ediyor. Üstelik depremden sonra gerçekçi olmayan söylentiler insanlarda kaygıya yol açıyor. İki aydır normale dönülmemesinin nedenlerinden biri artçıların devam ediyor olması. Deprem bölgesinde gördüğüm, şikayetlerde artış olduğu yönünde.”

Psikiyatrist Şahut Duran

‘TRAVMAYA PARALEL PSİKOLOJİK SORUNLAR DA DEVAM EDECEK’

Deprem bölgesi dışında toparlanma sürecinin daha hızlı olduğunu söyleyen Şahut Duran, Van ve İzmir depremlerinde yaşadığı pratiklerden örnekler verdi:

“Van ve İzmir depremlerinden sonra takip ettiğim hastalarım oldu. Normale dönüşle birlikte şikayetlerin azaldığını daha önce gördük. Şu an deprem bölgesinde travmatik olayların devam etmesiyle birlikte psikolojik belirtilerin de devam edeceğini düşünüyorum. Ancak bölge dışına gidenlerin ya da depremi yaşamayanların diş sıkması gibi sorunlara karşı daha hızlı toparlandığını söyleyebilirim.”

‘GÜVENİN SAĞLANMASI BELİRSİZLİĞİN GİDERİLMESİ GEREKİYOR’

Kaygı halinin devam etmesi ve sosyal medyada travmatik görüntülerin yaygınlaşmasının da bir takım sonuçları olabileceği uyarısında bulunan Duran, psikiyatrik belirtilerin kendiliğinden geçmesi için normalleşmeye bağlı olarak güven ortamının sağlanması ve belirsizliğin giderilmesi gerektiğini söyledi. Fakat bu iki sorunun da devam ettiğini sözlerine ekleyen Duran, deprem bölgesindeki şikayetlerde artışla, İstanbul gibi deprem bölgesi olan kentlerdeki artışın aynı olmayacağını belirtti.

‘EN ÇOK İNTİHAR OLAYLARININ ARTMASINDAN ÇEKİNİYORUZ’

Psikiyatrik belirtilerin daha büyük soruna neden olmadan güven ortamının sağlaması ve belirsizliğin giderilmesi gerektiğini anlatan Duran, bunu gerçekleştirmekle yükümlü olanın hükümet olduğunu ifade etti. Hükümetin böyle bir perspektifinin olmaması durumunda ise sorunların artarak devam edeceğini düşünen Duran, insanların yalnız başına sorunlara çözüm aradığını ve her an tehdit altında hissetmesinin istenmeyen sonuçları doğurabileceği uyarısında bulundu. Duran’a göre bir sonraki aşamada şöyle:

“Toplumsal anlamda akut stres bozukluğu dediğimiz sorunlar akabinde post travmatik stres bozukluğu gelişebilir. Bunun birçok komplikasyonu vardır. Depresyonlar, intihar girişimleri, iş yapamama, alkol ve madde kullanımında artış yaşanabilir. Hayata sirayet etme riski taşıyor. Bizim en çok korktuğumuz intihar girişimlerinin olması. İnsanlar yalnız başına bırakılmamalı, uzun vadede güven ortamının sağlanması gerekiyor. Sadece bu bölge için değil, deprem riski olan yerlerde insanlara güven verilmesi ruh sağlığı için oldukça önem arz ediyor.”

Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version