Remzi BUDANCİR
ADIYAMAN – Depremin vurduğu Adıyaman’da mağduriyet sürüyor. Yıkım sadece kent merkezi değil, ilçe, belde ve köylerde de yaşandı. Kırsal kesimde bulunan bir çok köyde evler ya yıkıldı yada ağır hasar gördü. Yıkımın yaşandığı yerlerden biri Yaylakonak (Balyan) beldesiydi.
BELDENİN YÜZDE 60’I YIKILDI
Depremde yaklaşık bin hanelik Yaylakonak beldesinin neredeyse yüzde 60’ı yıkıldı. Beldenin üst taraflarında bulunan birkaç betonarme yapı tek ayakta şu an. Beldenin aşağı kesimlerinde bulunan evlerin tümü yerle bir oldu. Depremde 105 kişi enkaz altında ölürken, yüzlerce de kişi yaralandı. Yaralıların tedavisi devam ediyor.
DEPREM EKONOMİYİ DE VURDU
Beldeye gidildiğinde yaşanan yıkım tüm açıklığı ile görülüyor. Yerle bir olan evlerde bulunan tüm eşyalar kullanılamaz halde. Belde içinde depremin kullanılamaz hale getirdiği traktörler, araçlar ve ev eşyaları göze çarpıyor. Bölgenin temel geçim kaynağı hayvancılık ev tütün yetiştiriciliği. Depremin bu alanı da vurduğu görülüyor. Çok sayıda hayvan enkaz altında kalıp telef olurken, satmak için depolanan tütünlerde enkaz altında kaldı. Deprem beldede insan yaşamı kadar, ekonomiyi de olumsuz etkiledi.
‘AFAD GÜNLER SONRA GELEBİLDİ’
Deprem bölgesine geç müdahale, AFAD’ın olmaması, asıl yardımların gönüllüler tarafından ulaştırılması Yaylakonak’ta da yaşandı. Belde de konuştuğumuz herkes müdahalenin geç yada hiç yapılmadığı, enkaz altında kalan yakınlarını ise kendi çabalarıyla kurtarmaya çalıştıklarını anlattı. AFAD günler sonra beldeye gidebildi. Köyde birkaç aileye çadır verilmesinden başka bir şey yapılmadı. Depremzedeler, yardımların sivil toplum kuruluşları ve gönüller tarafından verildiğini özellikle vurguladı.
‘YARDIM GÖNÜLLÜLERDEN GELDİ’
Depremde evinde olan ve hasarlı binadan zorla dışarıya çıkabilen Gülcan Taşkaynatan, enkaz altında kalanları kendileri tarafından çıkarıldığını söyledi. Depremden günler sonra hiçbir yetkilinin gelmediğini belirten Taşkaynatan yaşadıklarını şöyle anlatı:
“Yetkililerden kimse yoktu. Bir çok cenazemizi kendimiz çıkardık. Bazı aileler tamamen yok oldu, bazılarında ise bir iki kişi sadece sağ kaldı. Tunceli’den askerler geldi, birkaç cenazeyi onlar enkazdan çıkardı. Diğer yaralı ve cenazelerin hepsini köy halkı çıkardı. Ben daha devletin yardım getirdiğini görmedim. Yardımseverlerden Allah razı olsun. En çok gönüllüler, yardımseverler yardım getiriyor. Yiyecek, kıyafet, gıda olsun hep gönüllüler getiriyor. Temel sorun barınma. Çadırlar zaten yetersiz ve ayrıca hava soğuk. Alamayan zaten alamamış, alanda soğuktan donuyor. Bir an önce konteynır verilmesi gerekiyor. Konteynır verilmezse millet perişan olacak”
YAYLAKONAK’TA EVLER HASARLIYDI
Yaylakonak beldesinde sadece depremin ardından ilgisizlik yaşanmadı, aynı zamanda ihmaller de ortaya çıktı. Bu ihmallerden biri beldede evlerin hasarlı olduğunun bilinmesine rağmen önlem alınmaması. Depremzedelerin anlattığına göre evlerin hasarlı olduğu defalarca dilekçelerle yetkililere bildirildi ancak önlem alınmadı. İnsanlar hasarlı yapılarda bu ihmaller nedeni ile can verdi.
PANDEMİ DÖNEMİNDE TOPRAKLARINA DÖNDÜ
Depremde 4 çocuğunu kaybeden Ebuzer Küçükboğa, bunlardan sadece biri. Daha önce Mersin’de ikamet ettiğini, pandemi döneminde köyüne döndüğünü anlatan Küçükboğa, “Pandemi döneminde çok sıkıntı yaşadım. İşimi kaybetmiştim, geçinemiyordum. Bende eşimi ve çocuklarımı alıp köyüme geldim. Köyde arazilerimiz vardı ama ev yoktu. Bende bir ev satın alarak yerleştim” dedi.
EVLER ELAZIĞ DEPREMİNDE HASAR GÖRDÜ
Eve geldiğinde evin duvarlarında çatlaklar olduğunu fark ettiğini anlatan Küçükboğa, “Bende arkadaşlara bu evlerin hasarlı olup olmadığını, herhangi bir girişimde bulunup bulunmadıklarını sordum. Anlattıklarına göre bizim köy 2020 yılında Elazığ’da yaşanan depremden etkilenmiş. Evler o zaman hasar görmüş. Köylüler defalarca dilekçe vermişler. Evlerin hasarlı olduğunu, devletin bu konu ile ilgilenmesini istemişler. Çok sayıda dilekçe verilmiş. Belde belediye başkanı ise dilekçeleri üst yazı ile göndermiş. Ancak bu dilekçelere olumlu cevap verilmemiş” sözleri ile verilen dilekçelere cevap verilmediğini söyledi.
‘ÇOCUKLARIM SAHİPSİZLİKTEN ÖLDÜ’
Elazığ depreminde hasar gören evde kalırken depreme yakalandığını belirten Küçükboğa, deprem anını ve çocuklarını nasıl kaybettiğini anlattı: “Deprem olduğunda duvarlar üzerime çöktü. Evimiz iki katlıydı, eşim alt kata düşerek kurtuldu. Dört çocuğum yıkılan duvarların altında kaldı. Çocuklarımı kurtarmadım. Biz sahipsizlikten öldük. Çocuklarım sahipsizlikten öldü. Deprem için verilen dilekçelere olumlu cevap verilmiş olsaydı, çocuklarım bu gün yaşıyor olacaktı.”
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***