Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Türkiye’de olası iktidar değişikliği Ermenistan ile ilişkileri nasıl etkiler?


Ermenistan ve Türkiye, Euro-2024 Elemeleri kapsamında cumartesi günü karşı karşıya gelirken euronews iki ülke arasındaki ‘sorunlu geçmişe’ göz attı.

1915’te yüz binlerce Ermeninin Osmanlı yönetimi altında hayatını kaybetmesinin üzerinden bir asırdan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen iki komşu ülke arasında diplomatik ilişki bulunmuyor.

Ancak futbol, Erivan-Ankara hattında köprü vazifesi gördü ve 2008’le 2009 yıllarında biri Erivan’da diğeri de Bursa’da olmak üzere iki maç oynandı. 

Meşhur “futbol diplomasisi”, diplomatik ilişkileri geliştirmeyi amaçlayan 2009 Zürih Protokollerinin imzalanmasının yolunu açtı.

Gazeteci Tigrane Yegavin’e göre bu protokoller, karşılıklı olumlu görüşmelere rağmen sonuçsuz kaldı ve statüko devam edecek gibi görünüyor.

Yegavin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘yeniden cumhurbaşkanı olarak göreve gelmek için seçmen tabanına çok fazla güvendiğini’ söylüyor. 

Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ sorunundaki merkezi rolü

Yegavin, Erdoğan’ın iç politikada “büyük ölçüde aşırı milliyetçi seçmen kitlesine güvendiğini” söylüyor ve ekliyor:

“Bir de Azerbaycan’la ittifakın getirdiği jeopolitik faktör var. Bu, kendilerini ‘iki devlet ve bir millet’ olarak gören Ankara ve Bakü hükümetlerinin düzenli olarak kullandığı bir sloganla özetlenebilecek bir ilişki.”

Siyaset bilimci Ahmet İnsel ise Erivan’ın ilk Dağlık Karabağ savaşındaki zaferinin ardından Azerbaycan’la dayanışma içerisindeki Türkiye’nin 1993’te Ermenistan ile ilişkilerini tek taraflı olarak askıya aldığını belirtiyor.

O tarihten bu yana Bakü, Ermeni-Türk meselesinin merkezinde yer alan bir oyuncu haline geldi. 

Ayrıca Bakü, Erivan’dan Ermenilerin yaşadığı tartışmalı topraklar üzerindeki egemenliğini tanımasını talep ediyor.

Ankara’nın, Ermenistan sınırının kapalı tutulması konusunda Azerbaycan’ın talebi doğrultusunda hareket ettiğini öne süren Yegavian, “Ermeni-Türk normalleşmesinin maliyeti Türk cumhurbaşkanı için hayli yüksek.” diyor. 

Koridor, Ermenistan’a erişiminin engellenmesini istemeyen İran tarafından da bir tehdit olarak görülüyor.

Ahmet İnsel, 2020’deki ikinci Karabağ savsavaşına atıfla, “Türkiye, Bakü’ye insansız hava araçları tedarik etti ve bunlar Ermenilerin geri çekilmesinde belirleyici oldu.” diyor.

Savaşın kaybı Erivan’da “ulusal bir aşağılanma” olarak görüldü.

Zürih protokolleri sırasında Azerbaycanlıların bu sürece karşı silahlandığını iddia eden Tigrane Yegavian, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Türkiye, Ermeniler Karabağ sorununu bir kenara bırakır ve her şeyden önce Azerilerin taleplerine yanıt verirse sınırların açılmasına hiç de karşı değil. Yani toprak tavizleri ve Ermenistan’ın güneyinde bir koridor. Çünkü Türkler, bu ülkeyi kendilerini Azerbaycan’a bağlayacak önemli bir iletişim yolu olarak görüyor.”

Azerbaycan tarafından talep edilen bu imtiyaz, Ermenistan tarafından egemenliğini ihlal ettiği inancı ile kategorik olarak reddediliyor. 

Türkiye’deki seçimlerin ardından Ankara-Erivan ilişkilerinde ne beklenebilir?

Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri Erivan ve Ankara arasında bir yakınlaşmaya yol açabilir mi?

Ahmet Insel, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı etrafında olusan koalisyonun, İYİ Parti de dahil olmak üzere özellikle milliyetçi çizgideki partilerden oluştuğunu belirterek, “Eger bir hükümet ve çoğunluk değişikliği olursa, bu alanda hızlı ve önemli değişiklikler beklememeliyiz.” değerlendirmesinde bulunuyor. 

Bu siyasi grubun aşırı sağcı, milliyetçi bir kökenden geldiğini belirten İnsel, bu partinin Azerbaycan’ın iradesini çiğneme konusunda oldukça isteksiz olacağına işaret ediyor. 

Diğer yandan Yunanistan, Libya, Suriye ve Irak örneklerini sıralayarak, “Değişebilecek olan şey, belki de komşu ülkelere karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasisinin son zamanlarda uyguladığı tutumdan daha az saldırgan ve tehditkar bir tutum benimsemektir.” yorumunda bulunuyor. 

İnsel, muhalefetin zafer kazanması durumunda, “belki biraz sükunet, biraz barışçıl ilişkiler bekleyebiliriz ve belki de Ermenistan ile Türkiye arasında uygun zamanda ilişki kurabilmek için sağduyulu bir diplomasiye zemin hazırlayabiliriz” diyor.   

Ermenistan, 6 Şubat’ta Türkiye’de yaşanan depremin kurbanlarına yardım göndermiş, bu vesileyle 7 Şubat’ta Ermeni-Türk sınırı istisnai olarak açılmıştı.

“Türk kamuoyu, tamamen hayal ürünü olan komşusu Ermenistan’dan böyle bir dayanışma gösterisi beklemiyordu” diyen Tigrane Yegavian ise 1915 olaylarına atıfla, “Türkiye’de bu katliamı tanımadıkları için hala iç düşman, hain ya da Türkiye’nin imajını zedelemeyi amaçlayan dış düşmanlar olarak algılanan Ermenilere karşı son derece düşmanca bir söylem var” değerlendirmesinde bulunuyor. 

“Bir yakınlaşma var ve futbol bu dinamiğe katkıda bulunabilir” diyen Ahmet İnsel, iki halk arasında bir diyaloğun mümkün olduğunu belirtiyor. 

İnsel şu ifadeleri kullanıyor:

“Normalleşme ve uzlaşma iki farklı şeydir. Ancak diplomatik ilişkilerin tesisiyle, sivil toplumlar arasındaki değişimler, ölümleri görmezden gelen veya tanımayı reddeden Türklerin çoğunluğu tarafından çok daha fazla anlayış gösterilmesini sağlayacak ve bu da tanımanın önünü açacaktır, ancak yine de uzun yıllar alabilir.” 

Erivan hükümeti, Rusya’ya olan aşırı bağımlılıktan kurtulmak için Türkiye ile ilişki kurmaya hazır olduğunu ima etse de ‘Azerbaycan engelinin’ şimdilik Ermeni-Türk ilişkilerine engel olduğu görülüyor.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version