MÊRDÎN – Yöresel kıyafet giyen biri çocuk iki kişiyi darp eden polisler, görüntülere rağmen şiddet olmadığını savunarak, “Dostane şekilde ayrıldık” ifadelerini kullandı.
Mêrdîn’in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesi Dicle Mahallesi Can sokakta 31 Aralık 2022 tarihinde yöresel kıyafet giyen B.K. (16) ile Hüseyin G. (18), bir yakınlarının kına gecesinden dönerken kendilerini durduran özel harekat polisleri tarafından darp edildi. Polislerin biri çocuk iki kişiyi darp ettikleri anlar bir iş yerinin kamerasına yansıdı. Görüntülerde yolda yürüyen iki kişinin yanına yanaşan zırhlı polis aracından inen polislerin iki kişiyi darp etmeye başladığı görülüyor. Polislerin B.K.’nin kafasını zırhlı araca çarptıkları, Hüseyin G.’yi de yere yatırarak darp ettikleri kameralara yansırken, görüntülerin ortaya çıkmasının ardından Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) şubeleri ile Mêrdîn Barosu İnsan Hakları Komisyonu olaya dair suç duyurusunda bulundu.
‘BU NE KIYAFET’ DİYEREK DARP ETTİLER
Polis şiddetine maruz kalan B.K. ve Hüseyin G., yaşananlara dair verdikleri ifadelerinde şiddeti anlatarak, polislerin araçtan iner inmez “(…) çocukları bu ne kıyafet” diye hakaret ettiklerini dile getirdi.
4 POLİS TESPİT EDİLDİ
Polis şiddetine ilişkin Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatırken, şiddet olayına karışan 4 polis tespit edildi. Polis Ali A., Fatih Ş., Naim K. ve Murat Y.’nin başlatılan soruşturma kapsamında ifadeleri alındı. Nusaybin Cumhuriyet Savcılığı tarafından sorguları yapılan polisler, görüntülere rağmen, 16 yaşındaki B.K. ve 18 yaşındaki Hüseyin G.’nin kendilerine mukavemet gösterdiklerini iddia etti.
ŞAPKASINDA YILDIZI GÖRÜNCE…
Polislerden Ali A., savcılık sorgusunda; ilçe genelinde yoğun silah ve havai fişek atışı olduğunu iddia ederek, “O gün 6 adet silaha el konulmuş, el konulan silahlardan birine işlem yapılırken, ekiplere bir saldırı olduğu ihbarı haber merkezine anons edildi. Saldırının silahla mı, taşla mı yapıldığı hususu belirtilmedi, ekiplerin yardım istemesi üzerine haber merkezi olan o bölgeye en yakın biz olduğumuz için ‘Tufan 733 unsuru olarak’ bölgeye görevlendirildik. Bölgeye intikal ettiğimizde aracımızı gören 2 şüpheli şahsın aracımızı görmesi üzerine ara sokağa kaçmaya başladılar, biz de bu şahısları yakalamak için ara sokaklarda arama ve inceleme yapmaya başladık” iddiasında bulundu.
İlerleyen saatlerde B.K. ve Hüseyin G.’yi gördüklerini belirten polis Ali A. iddialarını “Üstlerinde leşker kıyafeti ve şapkasında daire içerisinde yıldız bulunan terör örgütünü simgeleyen amblem vardı, şahısların üstleri kabarıktı. Şahıslara unsur amirimiz tarafından dur ihtarında bulunup ellerini görebileceğimiz şekilde havaya kaldırmaları için aracımızda bulunan megafon ile ikazlarda bulunduk. Şahıslar bu ikazların hiçbirine kulak asmadı ve üzerimize doğru geldiler” sözleriyle sürdürdü.
DOSTANE ŞEKİLDE AYRILDIK
Zırhlı araçtan indikleri sırada B.K. ve Hüseyin G.’nin kendilerine küfür ettiğini ve “siz bizi arayamazsınız” dediğini öne süren Ali A., görüntülere rağmen B.K. ve Hüseyin G.’nin kendilerine direndiğini iddia etti. Ali A., “Hüseyin G.’nin üstünü aramak istediğim anda şahıs ayaklarıyla geriye doğru benim bacaklarıma tekme attı. Hatta tekmelerden bir tanesi benim sağ diz kapağıma geldi. Ben de daha fazla tekme atmaması için etkili güç kullanarak, diz kapağıma onun tekmelerini engellemek ve savurmak için diz kapağının arkasından direnç uyguladım” iddiasında bulundu. Ali A., ifadesinin devamında B.K. ve Hüseyin G.’nin ifadelerinin “kurgu olduğu” savunmasında bulunarak, “Olay günü zaten biz bu şahsıların kimlik kontrollerini yaptıktan sonra dostane bir şekilde ayrıldık” dedi.
Ali A., ayrıca olay sırasında B.K. ve Hüseyin G.’ye gece saatlerinin tehlikeli olduğu ve evde olmanın daha güvenli olduğu şeklinde nasihatlerde bulunduklarını savundu.
KOPYALA, YAPIŞTIR SAVUNMA
Murat Y. de, sıralaması değişmeden Ali A.’nın cümlelerini tekrar ederken, B.K. ve Hüseyin G.’ye şiddet uygulamadıklarını savundu. Polis Naim K. de aynı sıralama ile kelime kelime aynı şeyleri tekrar etti. Diğer polislerin “unsur amiri” dediği Fatih Ş. de, ifadesinde sıralamasıyla beraber aynı ifadeleri kullanırken, “unsur amiri” kendisi olmasına rağmen “Tekrar unsur amirimiz ikazlarda bulundu ancak şahısların hiçbir uyarıya uymadıkları görülünce, biz de aracımızla önlerinde durduk” ifadeleri de iddia edilen nasihate kadar aynı şekilde yer aldı.
ŞİDDETİ ‘EL MARİFETİYLE YÖNLENDİRDİM’ DİYE SAVUNDU
Fatih Ş., görüntülerde şiddet uyguladığı net şekilde görülmesine rağmen, “Araçtan indikten sonra benim 2 numaralı şahıs olarak belirtilen B.K.’yi zırhlı araca iteklediğim görüntüsünü şöyle açıklamak isterim, ben şahıslar güç kullandıkları için el marifetiyle yönlendirdim, kesinlikle bir itekleme, vurma söz konusu değildir. Diğer ekip arkadaşlarımdan hiçbiri de bu iki şahsa kesinlikle ne hakaret ne de darp eyleminde bulunmadılar” iddiasında bulundu.
‘HAKARET’ SUÇLAMALARINA TAKİPSİZLİK
Soruşturma kapsamında savcılık B.K. ve Hüseyin G.’nin şikayeti üzerine polisler hakkında, polislerin ifadeleri üzerine de B.K. ve Hüseyin G. hakkında “hakaret” soruşturması başlattı. Ancak savcılık hem polisler hem de B.K. ile Hüseyin G. hakkında “hakaret” suçlamasına takipsizlik kararı verdi.
MA / Ahmet Kanbal
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***