Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Sema’nın direniş köprüsünden milyonlar geçiyor


ÊLIH – Sema Yüce’nin eylemiyle Newroz’u tanıdığını ve 8 Mart ile 21 Mart arasında oluşturduğu köprüden milyonların direniş ruhuyla geçtiğini dile getiren anne Zennure Yüce, herkesi Newroz alanlarına çağırdı. 

 

Asur Kralı Dehaq’ı tarihe gömen Demirci Kawa’nın yaktığı ateşi günümüze taşıyan Çağdaş Kawa’nın (Mazlum Doğan) 1982 yılında Diyarbakır zindanında tutuşturduğu 3 kibrit çöpü Kürtlerin yolunu aydınlatmaya devam ediyor. Mazlum Doğan’ı takip eden Rahşan Demirel, Sema Yüce, Zekiye Alkan, Bedriye Taş (Ronahi) ve Nilgün Yıldırım (Berivan) eylemleriyle Newroz’a anlam kattı. 

 

‘ARARAT’IN İSYAN KIZI’

 

Kürt halkına yönelik baskılara karşı 21 Mart 1998 yılında tutuklu bulunduğu cezaevinde yaşamına son veren ve Hozan Serhat’ın “Ararat’ın isyan kızı” şarkısının atfedildiği Sema Yüce, aradan geçen yıllara rağmen direnişi ve eylemiyle hafızlardaki yerini koruyor.  

 

1971 yılında Agirî’nin Dutax (Tutak) ilçesine bağlı Qerxelixa Jêrê köyünde dünyaya gelen Yüce, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Sosyoloji Bölümü’nden ayrılarak 1991 yılına PKK’ye katıldı. 1992 yılında bir ihbar sonucu gözaltına alınan Yüce, Çanakkale Cezaevi’ne 21 Mart 1998 yılında Newroz gecesi yaptığı eylem sonucu 80 gün İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi görürken 17 Haziran’da yaşamını yitirdi. 

 

MEKTUP

 

Yüce, eylemi öncesi kaleme aldığı mektupta “Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ın ve diğer tüm şehitlerimizin iyi bir öğrencisi olabilmek için, Zekiye gibi yanmak, Rahşan gibi Newrozlaşmak istiyorum. Kadınlar, küllenen Kürt ateşinin kıvılcımlarıdırlar. Küllerinden yeniden doğmayı başaran, bunun kıvılcımı olan her kadın, özgür Kürdistan’ın dokuyucusu olacaktır” sözleriyle ardılı kadınlara ilham kaynağı oldu. 

 

BARZANİCİ AİLENİN APOCU ÇOCUĞU

 

Anne Zennure Yüce, “Barzanici” bir ailenin “Apocu” çocuğu diye bahsettiği Yüce’nin direnişçi yönlerine dikkati çekti. Kız çocuklarının okunmasına karşı çıkılan bir yerde, kızının ODTÜ’yü kazanarak Ankara’ya gittiğini hatırlatan anne Yüce, “Sema herkes tarafından sevilen ve söylemi dikkate alınan biriydi. Tüm herkesle ilişkileri çok iyiydi. Sema’nın okuduğu dönemlerde kızlar okula gönderilmiyordu. Babası çok iyi bir insandı ve asla kırmıyordu. Sema 2 yıl Ankara’da kaldıktan sonra beni de yanına çağırdı. Ev tuttuk ve onunla yaşamaya başladım. Bir gün Newroz günüydü. Mahalle polislerle dolmuştu. Sema odaya giderek bana ‘eğer polisler beni sorarsa burada değil de’ dedi. O zaman tabii şüphelenmeye başlamıştım. Bir arkadaşı bana Beritan’ın fotoğrafını göstererek, ‘Anne Sema da bir gün böyle olabilir mi?’ diye sordu. ‘Beritan nerede Sema nerede’ diyerek cevap verdim. Sema gitti, 3 gün aradık, en son gelen bir telefonla PKK’ye katıldığını öğrendik” dedi. 

 

‘KIZIMA İHANET EDEMEM’

 

Kızının dönmesi için evlerine gelen askerlerin “yardım” taleplerini “Kızıma ihanet edemem” diyerek reddettiğini vurgulayan Yüce, çocuğunun bağırışları ile kızının eylemini televizyonda öğrendiklerini dile getirdi. Hastaneye gittiğinde kızının kendisine ilk olarak, “Anne Başkan (PKK Lideri Abdullah Öcalan) benim eylemim için ne dedi? Kızdı mı?” sorusunu sorduğunu kaydeden Yüce, kızının ona ‘Ne mutlu ki benim annem sensin, senden güç alıyorum” dediğini hatırlattı. Kızının cenaze törenine dikkati çeken anne Yüce, “Baskı ve zulmün yoğun olduğu bir dönemde cenazeyi İstanbul’dan alarak Ağrı’ya getirdik. Kızımın direnişine sadece ben değil cenazeye katılan on binlerce kişi sahip çıktı. Görkemli bir şekilde defnedildi” diye konuştu. 

 

‘8 MART İLE 21 MART ARASI KÖPRÜ OLDU’

 

Kızının arkasında hiç ağlamadığını dile getiren anne Yüce, “Yaptığı eylemden her zaman gurur duydum. Bir gün olsun bile ağlamadım. Ağlamak eylemini reddetmektir. Onun eylemi bir köprü oldu. Mektubunda belirtiği gibi 8 Mart ile 21 Mart arasında bir köprü. O köprüden milyonlar direniş ruhu ile geçiyor şimdi. Bu mücadele içerisinde Beritan’ları, Zilan’ları ve Rewşan’ları tanıdık, onlardan güç aldık. Şu an bile ‘Keşke Sema gibi 10 çocuğum daha olsaydı da halklarının özgürlüğü için çalışsalardı’ diyorum. Yıllarca kızıma layık olmak için üzerime düşen her ne varsa yapmaya devam ettim” diye konuştu. 

 

‘NEWROZDA OLACAĞIM’ 

 

Newroz’u kızının eylemi ile tanıdığını vurgulayan anne Yüce, şunları dile getirdi: “Sema’dan önce ne Newroz, ne Öcalan, ne de Kürt özgürlük hareketini tanıyorduk. Onunla birlikte hem biz hem de on binler tanıdı. Hiçbir Newroz’u kaçırmıyorum. Ömrüm yetiği sürece tüm Newrozlarda olacağım.” Bu yıl ki Newroz için hazırladığı sarı, kırmızı ve yeşil desenli tülbentini (Meles) gösteren anne Yüce, Newroz’a katılım çağrısında bulundu.

 

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version