Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Muharrem İnce, seçimi kazanma planını açıkladı: Belki vazgeçerler!

Muharrem İnce, seçimi kazanma planını açıkladı: Belki vazgeçerler!


Millet İttifakı’nın 14 Mayıs’ta gerçekleşecek olan cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamayacağını iddia eden Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, “Ben illa Muharrem İnce aday olsun derdinde değilim. Ben diyorum ki, bu 6’lı Masa seçim kazanamaz, kazansa da ömrü olmaz.” dedi.

Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu lehine çekilip çekilmeyeceği merak edilen Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, Habertürk TV’de Fatih Altaylı’nın sorularını cevapladı.

VİDEO | BAKARSIN ÇEKİLİRLER!

Fatih Altaylı: “Erdoğan %40 aldı, Kılıçdaroğlu %37 aldı, siz de %23 aldınız, ikinci tura onlar kalıyor sonuçta.”

Muharrem İnce: “Bakarsın çekilirler, üçüncü ile birinci yarışır.” pic.twitter.com/RS43NmVcie

— Tr724 (@Tr724) March 21, 2023

Seçimin ikinci tura kalacağını ileri süren Muharrem İnce’ye “Erdoğan % 40 aldı, Kılıçdaroğlu % 37 aldı, siz de % 23 aldınız, ikinci tura onlar kalıyor sonuçta.” diyen Fatih Altaylı’ya İnce şöyle cevap verdi: “Kalsın. Çekilirler bakarsın, üçüncü ile birinci yarışır. Belli olmaz” dedi.

Seçimin ikinci tura kalması durumunda Millet İttifakı lehine seçimden çekilip çekilmeyeceğini sorduğu için Memleket Partililerinin aksine AKP’liler tarafından sosyal medyada linç edildiğini söyleyen Altaylı’ya İnce şöyle cevap verdi: “Olabilir, ona bir şey diyemem. Ben en çok AK Parti’den oy alacağım”

👉Fatih Altaylı: “Sizi zorluyorum diye AK Partililer bana küfrediyor.”
👉Muharrem İnce: “AK Partililerden o kadar çok oy alacağım ki…”
👉Fatih Altaylı: “İkinci turda onlar gidip Erdoğan’a verecek ama.”
👉Muharrem İnce: “Olabilir, ona bir şey diyemem.” … #cokusdonemi pic.twitter.com/UxNiwsKb1M

— Who? (@who98408150) March 21, 2023

Muharrem İnce’nin açıklamaları şöyle:

‘’Yorgun bir Erdoğan var. Bu Erdoğan gidecek de, peki bu 6’lı Masa ile bu olur mu? Erdoğan’ın gitmesinde hemfikiriz. Hayal görmeyin diyorum. 1,5 yılda adayı zor belirlediler. Masa devrildi, kalktı. Mesela Kılıçdaroğlu diyor ki, ‘Ali Dibo’dan Adalet Bakanı olur mu?’ Sadullah Ergin’den bahsediyor. Sadullah Ergin şimdi nerede? DEVA Parti’den milletvekillerini belirleyecek komisyonunun temsilcisi. Sayın Kılıçdaroğlu, Ali Babacan’ı Yüce Divan’a gönderecekti, şimdi Cumhurbaşkanı Yardımcısı yapıyor. Buradan nasıl bir umut çıkar, birisi anlatsın bana. İttifaklar olabilir mi, tabii ki olur. Mesela Türkiye’ye ittifak öneriyorum; CHP, İYİ Parti, Memleket Partisi. Anayasa’nın ilk 4 maddesini tartışmaz, Türk bayrağını tartışmaz, tarikatları tartışmaz.

“CUMHUR VE MİLLET İTTİFAKI ÇIKAR İTTİFAKIDIR”

HÜDAPAR’la ittifak kuruyor AK Parti. MHP de susuyor. İlke yok çünkü. Cumhur İttifakı çünkü çıkar ittifakı. Millet İttifakı da bir çıkar ittifakı. 59 yaşındayım. 21 sene önce milletvekili oldum. 1 Mart 2003 tezkeresinde oy kullandım. 15,5 milyon oy alıp, Cumhurbaşkanlığı seçiminde 2. oldum. Ağrı’ya 3 kez gittim. Hakkari-Şırnak arasını 3 kere geçtim. Artvin’den Edirne’ye Türkiye’nin dört bir yerini karış karış dolaşıyorum, bütün Akdeniz sahilini uzun kollu gömlekle dolaştım. Kısa kollu gömlek siyasetçiye yakışmaz. Babacan’ı Yüce Divan’a göndereceksin, vazgeçmişin Cumhurbaşkanı yardımcısı yapacaksın. Masayı yönetemediler, Türkiye’yi nasıl yönetecekler?

“ORTADA OLMAYACAK BİR DUA GÖRÜYORUM”

Bu iktidarı göndermek için bu muhalefeti de göndermek lazım. Türkiye bu hale muhalefet getirmedi, iktidar getirdi, buna itirazım yok. Olmayacak duaya amin demek istemiyorum. Ortada olmayacak bir dua görüyorum; siyasette algı yöntemiyle, siyasi mühendislikle bu işler yürümez. Salon adamları ile salon adamları. Ben sokak siyasetçisiyim. Dokunurum insanlara. Nişantaşı’nda kafeleri de bilirim, sanayi sitelerini de bilirim. Muhalefet yüzde 60’la kazanacakmış, ben çıkıntı oluyormuşum! CHP’li Faik Öztrak, Ekmeleddin İhsanoğlu aday olduğu zaman ‘Yüzde 60’la kazanıyoruz’ demişti. Aynı kişi şimdi aynı lafları ediyor. Ben sadece CHP’nin adayıydım. Ekmeleddin İhsanoğlu 14 partinin adayıydı. Ben sadece CHP’den yüzde 30 fazla oy aldım. İstanbul mitingini keşke yapmasaydım, pişmanım. ‘Kazanıyor bu’ dendi, keşke o mitingi başladığımızda yapabilseydik.

“O MESAJ İÇİN PİŞMANIM”

Mansur Yavaş bir kaybetti, bir daha kaybetti, kazandı. Kılıçdaroğlu 13 kere kaybetti, ben bir kere kaybettim. Bir kere penaltı kaçırdım. O mesajı ben açtım, pişman mısın, pişmanım. Ben diyeceğim ki, ‘seçim ikinci tura kaldı’. Kaybettiğimi bilmiyorum, kazandığımı bilmiyorum. CHP görevini yapmamış. Ben Cumhurbaşkanı adayıyım. 12 bin 843 sandığa gözlemci koymamış CHP. Bu 4 milyon oy demek. Bu kadar sandığa gözlemci koymazsanız. YSK’nın bu belgesi ortada iken bana daha seçim gecesini sormak. Beni satmışlar resmen satmışlar! Binim hatam partime güvenmekti. Ben o gençlik, kadın kolları, ilçe başkanlıkları canım ciğerdi. Yukarıda operasyon yapan bu sistemi göçertti. Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu neredeydi? Herkes bana soruyor. Beni o akşam hançerlediler.

“CHP’LİLERE ‘SİZE ZEYTİN DALI UZATAYIM’ DEDİM”

Siyaset uzlaşma işidir. Cumhurbaşkanı adayı olduğumda Erdoğan’ı, Akşener’i, Demirtaş’ı, Karamollaoğlu’nu ziyaret ettim. Troller Erdoğan’la o gün çekilmiş fotoğrafı bugün çekilmiş gibi yayınlıyorlar. İstanbul il başkanımızı birisi arıyor. Kemal Bey’in iyi dostu. Genel başkanınızla görüşmek istiyorum demiş, olur dedim. Buyrun benimle görüşmek istiyormuşsunuz dedim. Çok üzülüyorum sizi buluşturayım dedi. Olur dedim, aradan 2 ay geçti. 2 kişi ofisime geldi. Bir uzlaşma yolu bulamaz mıyız dediler. Ben size zeytindalı uzatayım dedim. Şu trolleriniz var, üç kişi dedim. T’nin, E’nin, O’nun trolleri. Bu troller ikide bir de hakaret etmesinler dedim. CHP Genel Merkezi’nde birtakım insanlar oturuyor Muharrem İnce’yi kötülemek için. Sadece AK troller yok.

“AKŞENER CHP’Lİ TROLLERİN GAZABINA UĞRADI”

Ben AK Parti’den çok oy alıyorum. Kemal Bey alamıyor, ben alıyorum. Onlar da beni görüyor. Bugün CHP’de uçakta bir milletvekille yanyana oturduk, kendisine de söyledim ‘ayıp oluyor’ dedim. Eğer oturup konuşacaksak, ben size zeytindalı uzatayım dedim. Şu ‘sarayın adamı, AK Parti destekliyor’ iftiralarını atmayın dedim. AK Parti’ye gerek yok; CHP kendi evlatlarını yemekte çok mahir zaten. Sayın Akşener masada ‘kazanacak aday istiyorum’ dedi, masadan kalktı. Aynı mahfiller Meral Akşener’e neler söylemediler. CHP Genel Merkezi’ndeki trollerin gazabına uğradı.

“BENİM OYUM O MASADAKİ DİĞERLERİNİN DÖRT KATI”

Beni kimse aday yapmadı. Genel başkanların birini Cumhurbaşkanı aday yapma hakları olmamalı. Ben partimde sandık kurdum, 105 bin kişi oy kullandı. Bu insanlar bana güvenmiş, 105 bin kişi oy kullanmış. Ben bunların kararı olmadan ne çekilirim ne bir şey yaparım. Burada bir örgüt var. Ama Milli Yol Partisi’yle görüştü, BTP ile görüştü, DP’yi Cumhurbaşkanı yardımcısı yaptı. Masada İYİ Parti’yi ayrı tutuyorum. Geri kalan 4’ünün toplamının 4 katı oyum var.

“10 NİSAN AKŞAMI GÖRÜŞÜRÜZ! YANDI GÜLÜM KETEN HELVA”

Öneriyorum, 1 yıldır bağırıyorum. 6’lı Masa Cumhurbaşkanlığı seçimini ayrı yapsın, sandık güvenliği için bütün muhalefet partileri hepimiz bir araya gelelim sandıkları koruyalım diyorum. Mesela Kırşehir bizim olsun, biz koruyalım sandıkları. 200 bin sandığı birlikte koruyalım. Bunu söylüyorum, hala karşılık bulmadı. 10 Nisan’da listeler açıklandığında göreceksiniz. Benim kehanetlerim var ya, dolar 10 lira olacak, deprem meselesi, 3 Mart’ta görürsünüz diyorum ya. Bana ‘bölücü’ diyenlere ’10 Nisan akşamı görüşürüz’ diyorum. Yandı gülüm keten helva.

“CUMHURBAŞKANLIĞI İLE BELEDİYE SEÇİMLERİ BİR DEĞİL”

İnsanlar şu travmadan çıkamadılar. DYP, DSP, ANAP, SHP dördü 10’la 20 arasında dağıldı. Tayyip Erdoğan 20-25 arasında seçildi. Şu anda girdik; 25 Muharrem İnce aldı, Kılıçdaroğlu 35 aldı, 40 Erdoğan aldı. Seçilemiyor. Seçilemiyorsa oy bölmesi niye? Belediye başkanı olsa seçiliyor. Belediye başkanlığı seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi aynı ölçüde ölçüyorlar. Matematik bilen adamlar bunu söylüyor. Burada oy bölmesi olmaz.

“BEN O RİSKİ GÖRÜYORUM, SOKAĞI DA GÖRÜYORUM”

Olağanüstü oy olacağım. CHP Cumhurbaşkanı adaylığımda arkamda değildi ki, belki de yüktü. Para harcamadılar. Afişlerimi asmadılar. Sıfır moralle çalıştırdılar. Kan kusturdular bana. Oy verdikleri şüpheli. Ben CHP’nin oylarına, AK Parti’ye oy verip bugün pişman olanların oylarına, MHP’nin, HDP’nin oylarına da talibim. İYİ Partililerin, sandığa gitmeyenlerin oylarına talibim. Emin olun, üyelerimiz içinde CHP’den istifa edip gelenlerin oranı yüzde 20. Oy bölünmesi olmaz. İnsanları korkutup oy almaya çalışıyorlar. Altyazıları okuyorum televizyonlarda ‘Muharrem İnce çekil, yoksa hesap veremezsin’ deniyor. Ben o riski görüyorum, sokağı da görüyorum. Ben salon siyasetçisi değilim.

“ERDOĞAN’I KAZANDIRMAK İSTİYORLAR”

Muharrem İnce bu ülkede seçmeni, taraftarı olan bir insan. Beğenirsin, beğenmezsin. İnce’yi destekleyenlere belki ikinci turda ihtiyacınız olacak. Niye bunlara ‘sarayın adamı, troller’ diye iftira atıyorsunuz. Bu insanlar ikinci turda oy vermezlerse. Bunu neden yapıyorlar biliyor musunuz? Erdoğan’ı kazandırmak istiyorlar. Bunlar Kemal Bey’in yanındalar. Kemal Bey’den kurtulacaklarını hesaplıyorlar. Yüzde 100 garanti belediye başkanlığı yerler var. Çankaya, Beşiktaş var. Dertleri Türkiye değil. Buralar. Benim CHP ile hiçbir sorunum yok. O arkadaşlar canım ciğerim. Biz onlarla aynı ekmeği bölüştük.

“BİR OTOBÜS, BİR TELEFON VE GÖNÜLLÜLERLE YENECEĞİM BUNLARI”

Geçen gün Şaban Sevinç, gazeteci arkadaşımla ofisimizde oturuyoruz. Telefonumda partinin hesabını dakika dakika görebiliyorum. Bağışlara bakıyorum. Şahidim orada. ‘Şaban partiye bağış yapıyor insanlar’ diye gösterdim. 1-2 milyon para vardı. Bir 20 dakika geçti, bir daha girdim, hesaba, 8 bin lira artmış, 20 dakikada. 50 lira, 100 lira ile 8 bin lira olmuş. Bugün sabah kalktığımızda 5 bin üye daha gelmiş. Millet 50 lira, 100 lira yağdırıyor parayı. En fazla 2 bin lira gördük. Bir yanda Hazine parası ile koca hükümet, bir yanda belediyeleri ile muhalefet, bir otobüs bir telefonla yeneceğim bunları. Bir otobüs, bir telefon ve gönüllülerle yeneceğim bunları. Yüzde 30 alacağım, ikinci tura ben kalacağım. 4 Mayıs 2018 günü herkes burun kıvırdı benim adaylığıma. İlk mitingimi Edirne’de yaptım. Edirne’nin performansını hiç beğenmedim. Hakkari’ye gittim. Ayağa kaldırmam lazım dedim. Hakkari de olmadı. 10 gün sonra ayağa kaldırabildim. İlk kez televizyona çıkıyorum kampanyada. Arkadaşlarıma MKY’da sordum ‘en saygın hangi kanalda çıkabilirim’ diye. Arkadaşlar ‘Habertürk’te Fatih Altaylı’da’ cevabı verdi. Ondan sonra size mesaj attım.

“TAYYİP BEY, İMAMOĞLU VE BEN KAMPANYALARIN ADAMIYIZ”

Kampanyaya başlarken benim oyum 19-20’ydi. 24 Haziran 2018’de 30,64’e geldim. 11 puan artırdım. Bazen kampanyalarda 3’le başlarsınız, 13’le bitirirsiniz. Bazen 23’le başlar 13’le bitirirsiniz. Kampanyanın ruhu önemlidir. Ben kampanyaların adamıyım. Tayyip Bey, Ekrem İmamoğlu ve ben kampanyaların adamlarıyız. Daha 45-50 zamanımız var. Ben yaşama sevincini temsil ediyorum. Gençlere naro teknoloji, füzyon diyorum. Benden başka füzyonu anlatabilecek, tanımlayabilecek başka bir siyasetçi var.

“KENDİSİNİN BİLE HABERİ YOK BENİM EKİBİME GİRECEĞİNDEN”

Kafamda 300 isim var. Bunların bir kısmı partide şu anda. Bir kurul kuracağım. O kurulda size de teklif edeceğim mesela. Bir danışma kurulu kuracağım. Taha Akyol, Naci Görür, Celal Şengör’e de teklif edeceğim. ‘Bana yardımcı olacaksınız’ diye teklif edeceğim. Maaş falan yok; masraflarını vereceğim. Devlet evinde konaklanacak o kadar. Şu anda kamuda görevli bürokratlar var. Kendinin bile haberi yok benim ekibimde olacağından. 81 vali, emniyet müdürü, Hazineci, planlamacı, Dışişleri bürokratı. Bir emekli büyükelçi var, haftalık rapor yazıyor. ‘Kenarda dur, bana gelme, sana zarar gelir’ diyorum.

“ALİ BABACAN’I YÜCE DİVAN’A GÖNDERECEĞİM”

Kemal Bey’e tek kelime laf söylemedim, yanındakilerini eleştiriyorum. Kemal Bey, devleti bilir. Ben 6’lı Masa’nın neden haricindeyim biliyor musunuz? YSK’ya dilekçe yazdım, Erdoğan aday olamaz diye. 6’lı Masa, ‘Anayasaya göre olamaz ama bu YSK onaylar’ diyor. O zaman doğrusunu yapsınlar, Meclis’i toplasınlar Anayasa’yı değiştirsinler. Muharrem İnce ilkeli adamdır. Yani Anayasaya aykırı, ben şimdi itiraz edersem Erdoğan mağdur olur, YSK da bunu kabul eder, gerek yok buna anayasayı delsinler, olur mu öyle şey! Ben Anayasa’ya bağlı kalacağım diye yemin ettim, arkasında dururum. Ben Ali Babacan’ı Yüce Divan’a göndereceğim. Davutoğlu, Esad’la son konuşmayı yapan sensin, açıklayacaksın, konuşacaksın, öyle yağma yok. Kemal Bey, Davutoğlu’na ‘Sen başbakandın, neden öldü o çocuklar, o bombalar neden patladı?’ diye sormayacak mı?

“BEN KİMSENİN YEDEK ADAYI OLMAM DEDİM”

Zafer Partisi ile imzalanmış bir metin yok ortada. Ümit Özdağ’a dedim ki, ‘İkide bir Mansur Yavaş diyorsun, kabak tadı verdi, onda o cesaret yok, çıkamaz, artık bu konuyu kapat’ dedim. İki gün geçti Ümit Hoca, ‘Bizim adayımız Mansur Yavaş, olmazsa Muharrem İnce’ dedi. ‘Ben kimsenin yedek adayı değilim’ dedim, whatsapp grubuna yazdım. Ben risk alıyorum, öngörülerim var. Bu ülkede iki şey yapmak istiyorum. Bir, çocuklara düzgün beslendirmek ve iyi eğitmek istiyorum. Çocuklar et yiyemiyor. Bu çocuklara et, yumurta, balık yedirmemiz lazım. Çocuklarımın, torunlarımın güzel yaşamasını istiyorum bu ülkede.

“TEK ADAMIN KARŞISINDA TEK ADAY VAR”

Ben illa Muharrem İnce aday olsun derdinde değilim. Ben diyorum ki, bu 6’lı Masa seçim kazanamaz, kazansa da ömrü olmaz. 6 aylık ömürleri olur. Şimdi Libya tezkeresi geldi. Ne olacak? CHP hayır verdi, İYİ Parti evet verdi, çatlak ses çıkmayacaktı. Bunlar bir Cumhurbaşkanı adayını 1,5 senede belirlediler, İstanbul valisinde nasıl anlaşacaklar? Erdoğan’ı gönderelim, Muharrem İnce’yi seçin diyorum. Bir tek adam var değil mi? Tek adamın karşısına önerilen tek aday var. Neden tek aday? Çoklu aday katılımı arttırır. Katılımın artması Erdoğan’ı kaybettirir. Demokratik hakkımı kullanıyorum. Yarın 100 bin kişi gidip imza verecek.

“BU PARTİYİ PARASIZ PULSUZ, GÖNÜLLÜLERLE KURDUM”

Yaşadığım sürece milletvekili olurdum. Benden çok daha yetkili adamlar mı var orada? Önseçime girseydim kazanırdım. Cumhurbaşkanı adayı yaptığınız adamı herhalde milletvekili adayı yaparsınız. Sokakta karşılığı olan adamı harcayamazsın. Siyasette öyle bir karşılık vardır. Ben zor olanı seçtim. Kendimi düşünseydim yan gelip yatar, orada milletvekili olurdum. 3 defa Ağrı’ya gittim. Karış karış dolaştım. Pandemide maskelerle Türkiye’yi dolaştım. Parasız, pulsuz, bir partiyi kurmak, örgütlemek gerçekten zor iş. Gönüllülerle kurdum partiyi, parasız pulsuz.

“O MAKBUZU OFİSİME ASTIM, HER GÜN GÖRÜYORUM”

Benim makam oramda, o makbuz tam karşımda duruyor. Gece 1-2 suları, deprem bölgesinde arabanın içindeyim. Otel yok zaten. Gece 2’de arabanın içinde uyukluyoruz. Günlerce öyle geçirdik. Gece 1-2 gibi arabanın kapısı çaldı. Koruma kapıyı açtı. Benden yaşça büyük bir ağabey. Varlıklı bir adam. Depremde malım mülküm zarar görse de varlıklı adamım. Senin belediyen, Hazine paran yok. Arkadaşlarından topladığın parayla gece yarısı buraya gelmişsin, bize yardımcı olmak istiyorsun, arabanın içinde uyukluyorsun, seni unutmayacağım, partine bağış yapmak istiyorum, dedi. Abi olmaz, ben size yardım etmeye geldim, utanırım bu parayı almaya dedim. Ben size yardım etmek istiyorum dedi, varlıklı adamım dedi. Döndüm arkadaşlarıma baktım, ‘alın’ dedim. 5 bin lira yardım etti. Makbuzu büyüttüm, ofisime astım. Her seferinde bu makbuzu göreceğim dedim.

“CHP’NİN YAKLAŞIMINI GAYRİ CİDDİ BULUYORUM”

CHP’ye katılmıyorum, Ümit Özdağ gibi düşünüyorum. CHP’nin bu tavırlarını meşrulaştırıcı buluyorum. Geçmişte de bana söylemişlerdi ‘sandıklara hakimiz’ demişlerdi. Aynı numara. Ümit Özdağ’a yakın düşünüyorum. Cumhurbaşkanı adayının kim olacağından önce, kim seçecek? Bütün muhalefet bir araya gelelim, seçmenleri tartışalım, Suriyeli, mükerrer, ölü ne kadar? Hala ses yok biliyor musunuz? Bunlar hala Cumhurbaşkanı yardımcısı, Bakan olacaklar. Bırakın liste pazarlıklarını. 63 milyon seçmeni inceleyelim. Konut satışı ile vatandaş olmuş ne kadar? Bu konuda Özdağ’a yakın düşünüyorum, CHP’nin ‘herşey kontrolümüzde’ açıklamasını gayriciddi buluyorum.

“NEVŞİN MENGÜ’YE ‘SENİN KARDEŞİN DEĞİL BABANIN ARKADAŞIYIM’ DEDİM”

Özgür Demirtaş hocayı aradım, ‘hocam bunu dedim ama alınma, siyasetten anlamıyorsun’ dedim. Onunla barıştık. Nevşin Mengü, rahmetli babasıyla milletvekilliği yaptım. Nevşin Mengü kızım yaşımda. Babası arkadaşımdı. Bir haber yapmış kendisini aradım. Şahidim var, kamera kayıtları da var. Ağız okutabiliriz. Zaten konuşmamız 1 dakika bile sürmedi. Ankara’da onunla konuşurken bir simitçide oturuyordum. ‘Nevşin Hanım bu haberin doğru değil’ dedim. ‘Doğru’ dedi. ‘Belgen var mı’ dedim, ‘var kardeşim’ dedi. ‘Ben senin kardeşin değilim, babanın arkadaşıyım’ dedim. Tak telefonu suratıma kapattı. Burada kim haklı, vatandaşımız karar versin. Fatih Portakal açıklamasında sıkıntı yok. Anket yapmış ‘Tayyip Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu?’ Ben de sitem ettim, neden ikili yapıyorsun, üçlü yap dedim. ‘Program yapacağım geliyor musun’ dedi. ‘Ben de gelmiyorum’ dedim, sitem ettim. Olay bundan ibaret.

“EĞER ÖYLEYSE SAYMAZ’IN TELEFONUNU ENGELLERİM BİLE”

İsmail Saymaz’ın telefonunu açmadım doğru. Kendisi program yaparken ‘Muharrem şöyle yaptı, Muharrem böyle yaptı’ diyormuş. Yarın izleyeceğim. Eğer öyleyse telefonunu engellerim bile. Ben böyle bir adamım. Fatih Altaylı beni tabii eleştirecek. Onun işi bu. Ne derse desin. Ben de cevabını vereceğim. Ama böyle Memleket Partisi’nin genel başkanına yaşı küçük birisi ‘Muharrem şöyle Muharrem böyle’ diyemez. Doğru değil bu.

“CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ DE GÜÇLENDİRİLMİŞ SİSTEM DE YOKTUR”

Binlerce yıl Türk tarihi geleneklerine bakarım. Yönetim anlayışımızda hep bir ikinci adam vardır. Bilge Kağan’ın yanında Tonyukuk vardır. Alparslan’ın yanında Nizamülmülk vardır. Sokullu’lar vardır. Atatürk varsa İsmet Paşa vardır. İkinci, üçüncü adamlar vardır. Bunlar yok oldu. Bir adam, ikinci adam kim? Meclis başkanı bile değil. Sağlığına dua ediyorum, yaşasın ki memleketi ne hale getirdiğini görsün. Cumhurbaşkanı’nın başına bir şey gelse. Fuat Oktay. Böyle bir şey olabilir mi? Padişahların yetkisi Recep Tayyip Erdoğan’dan daha azdı. Padişahların başbakanları, sadrazamları vardı. Padişahların partisi yoktu, bunun partisi var. Bu sistemden mutlaka vazgeçmeliyiz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye bir sistem yoktur, ucubedir. Fakat güçlendirilmiş parlamenter sistem de yoktur.

“BEN NE SARAYIN ADAMIYIM NE TERÖRİSTİM”

CHP’nin en az 80 milletvekili olmayacak. Genel başkan listeyi alacak, çizik atacak, iki dudağının arasında. Bütün partiler böyle. Elektronik düzenekleri kurup, partide referandumu yapacağız, hedefim o. Herhangi bir konu, üyelere danışmak istiyorum. Arkadaşlarıma bu sistemi kurun, maliyeti ne ise bulacağız dedim. Biz yeni oluşumuz. Bu seçim için bizi affetsinler. Emin olun, kaç üyemiz var 220 bin. Arkadaşlar bu konuda ne diyorsunuz? Görüşlerinizi bildirin diyeceğiz. Bizim tüzüğümüzde de var bu. Cumhurbaşkanı adayıyla ilgili koy sandık. Ekrem İmamoğlu da olsun, Mansur Yavaş da olsun, Kılıçdaroğlu da olsun. Yarın Memleket Partisi’nde bakarsın bana rakip çıkacak? Hemen üyelerin önüne koyarım sandığı, delegelerin değil. Bir genel başkan yanılabilir ama 100 bin kişi, 1 milyon kişi yanılmaz. 1 ilde 10 bin üye varsa koy sandığı hiç korkma. Bir tarafta Hizbullah bir tarafta PKK. Ben üçüncü yoldayım. Ben ne sarayın adamıyım ne teröristim. Bu millete üçüncü yolu öneriyorum.

“ERDOĞAN YORGUN, BİTMİŞ, YÜRÜMEYE HALİ YOK”

Bu seçimde mesaj atmayacağım. Kendi kendime mesaj atamam. Ben kazanacağım. Göreceğim kazanacağım. Ben bu seçimi kazanacağım. Ben Türkiye’yi ateşe atmam, hiç merak etmeyin. 3’lerde, 4’lerde bir durum yoktur. Bunlar salon siyasetçileridir. Ben sokak, saha siyasetçisiyim. Daha ilk televizyon programım. Daha çıkacağım bu millete anlatacağım. Meydanlar var.

Erdoğan’dan hiçbir şeyi olmadığını gördük. 500 milyar dolar ihracat olacaktı, 25 bin dolar olacaktı üçte bir oldu. Erdoğan’dan olmadığını gördük. Erdoğan yorgun, bitmiş zaten, yürümeye hali yok. Bu masa da anlaşamaz. İkisi de kötü ama en kötüsü Erdoğan. Erdoğan artık ortak aklı kullanmıyor. Her şeyi o biliyor. Erdoğan’ı gönderelim, göndermesine. Diyorum ki, bir cesaret gösterelim. Bir dönemlik istiyorum. Benim okumadığım bir sürü kitap var. Güney Amerika’ya hiç gitmedim. Benim kafamda roman var. Roman yazma kursuna gideceğim. Benim sonra bunu yazmam lazım. Sağlıklı yaşamam lazım. Ben torunlarımla matematik çalışmak istiyorum.

“AĞLAYAN, GÜLEN, GÖZYAŞI DÖKEN, KÜFREDEN BİR ADAMIM”

Bu ülkede yapacağımız işler var. Matematiği, bilimi sevdirmeliyiz. Bu ülkede yolsuzluğu sona erdirmeliyiz. Bir dönem sonra çekip gideceğim, torunlarımla bahçede matematik çalışacağım. Bahçede matematik. Mesela hacmi ölçerken kuyu kazarak. Ben ağlayan, gülen, üzülen, gözyaşı döken, küfreden bir adamım.

 

 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇


Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version