Artı Gerçek – Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İMO Bursa Şubesi üyesi mühendisler, Maraş merkezli depremlerin ardından incelemelerde bulunarak izlenimlerini paylaştı.
Deprem bölgesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile birlikte gerçekleştirdikleri numune alımlarını ve ortaya çıkan sonuçları aktaran Yaşar Poyraz, “Beton kalitesinde çok büyük problemler var. Özellikle eski binalarımızda tuvenan malzeme dediğimiz bizim dere malzemesiyle yıkanmamış belli gradasyona sahip olmayan malzemeyle üretilmiş betonların büyük eksikliğini, hatalarını gördük, izledik. İşçilik hataları çok büyük” dedi.
‘BETON KALİTESİNDE ÇOK BÜYÜK PROBLEMLER VAR’
Poyraz, Hatay’da en büyük hasarların 1999 öncesi yapılarda oluştuğunu belirtti. Poyraz, izlenimlerini şu sözlerle anlattı:
“Bölgelerde yaptığımız gözlemlerde birçok sorun gördük. Bunlardan bir tanesi, planlamada zemin sıvılaşmasının dikkate alınmadığı bölgeler var ki özellikle Amik Ovası’nda ve o bölgede çok fazla. İslahiye’de aynı şeyleri gördük. Bunun dışında beton kalitesinde çok büyük problemler var. Özellikle eski binalarımızda tuvenan malzeme dediğimiz bizim dere malzemesiyle yıkanmamış belli gradasyona sahip olmayan malzemeyle üretilmiş betonların büyük eksikliğini, hatalarını gördük, izledik. İşçilik hataları çok büyük.
‘BÜYÜK UYGULAMA HATALARININ YAŞANDI’
Özellikle uygulamada biz meslek odası olarak, inşaat mühendisleri olarak sürekli şunu talep ediyoruz, ‘Her şantiyeye 1 şef, her şef için 1 şantiye’ gibi. Dolayısıyla orada izlediğimiz en büyük eksiklerden birisi, uygulamalarda, şantiyelerde herhangi bir mühendislik hizmetinin alınmadığı. Dolayısıyla çok büyük uygulama hatalarının yaşandığını izledik. Bunlardan bir tanesi betondu, ki yeni yapılan binalarda bile bu beton hatasını izledik. Bunun dışında uygulama, işçilik hataları, donatı hataları, demir hataları, demir eksikliği, testi veyahut da kontrolü yapılmamış donatılardan üretilmiş yapılar. En büyük izlenimlerimiz bizim bunlar.”
‘KAROT NUMUNESİNİ ALMADAN DAĞILAN, PARÇALANAN, ELLE UFALANAN BETONLAR İZLEDİK’
Poyraz, beton kalitesi nedeniyle numune toplama ve delil alma aşamalarında çok zorlandıklarını söyleyerek, şunları belirtti:
“Dere malzemesi, tuvenan malzeme veya denizden mavnalarla çekilmiş, içerisinde organik malzemelerin çok fazla bulunduğu malzemelerle üretilmiş betonlar var. Adalet Bakanlığı bünyesinde delil numuneleri alırken, daha karot numunesini almadan dağılan, parçalanan, elle ufalanan betonlar izledik biz burada. Dolayısıyla bu nitelikteki bir betonun, bu tür yapıları ayakta tutması bile bırakın depremi, kendi halinde bile ayakta durması bizim için mucize gibi geliyor. Bu deprem belki bir sebebi oldu. Tüm ülkemizde herkes yapı niteliğinin, mühendisliğinin, donatının, işçiliğin ve betonun ne kadar önemli olduğunu hepimiz birlikte izledik.”
‘2,5 MİLYON YAPININ 151 BİNİ YAPI DENETİMLİ’
11 ilde toplam 2,5 milyon yapı bulunduğunu, bunlardan 1 milyonunun 1999 sonrası yapıldığını söyleyen Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Genel Başkan Yardımcısı Oktay Altun ise bu binalardan sadece 151 bininin denetlendiğini, yapı denetimi bulunan 292 binanın da 6 Şubat depremlerinde yıkıldığına dikkat çekerek, şöyle konuştu:
“Burada şunu demek gerekiyor. Bu 292’nin içinde yıkılan binalar bütünüyle yapı denetim hizmeti almış mıdır, almamış mıdır? Ya da farklı uygulamalar yapılmış mıdır, yapılmamış mıdır? Çünkü televizyonlarda biz de gördük, yerinde de gördüğümüz noktalardan bir tanesi, 1 müteahhidin 5 tane bloğu yapılmış, altında kolonunu kesmiş ve 2 tane bloğu yıkılmış. Bu da yapı denetimli. Hani dışarıdan buna benzer müdahalelerin yapıldığı binalar da var. Bu 292’nin içinde olan binalar. Hatta işte eski binanın, yeni binanın üzerine yıkılıp da yıkılanlar var.”
‘BİNADA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER TAŞIYICI SİSTEME ZARAR VERİYOR’
Yapı denetimi yapılan binaların yıkılmasındaki etkenlerin, düzenli olarak denetimlerin devam etmemesi ve yapı denetiminden sonra binada yapılan değişiklikler olduğuna dikkat çeken Altun, şunları söyledi:
“Bunlar da var, imar barışı da var. Yani 4 katı yapı denetimle yapılmış, 2 katı sonrasında eklenmiş, imar barışına alınmış. Biz yapı kullanmaya aldıktan sonra, binayı aslında mal sahibine ve oradaki kişilere teslim ediyoruz. Hani ondan sonraki değişiklikler, şöyle değişiklikler yaşanıyor, bir yerde bir emlakçı var ama emlakçı çıktı orası kafe oldu. Kafe olduğunda, bu sefer kafe yapan kendi tesisatını ona göre yapıyor ve bu sefer de kontrolsüz, oradaki taşıyıcı sisteme zarar veriyorlar. Ya da fırın yapıyor, zarar veriyor. O çıkıyor başka birisi geliyor, yine zarar veriyor. Bu tür zararları kontrol etmek lazım.”
‘BEŞ KERE YIKILAN HATAY’IN ALTINCI KEZ YAPILMASI TARİHSEL BİR DATA’
Hatay’da yaptığı incelemelerle ilgili çarpıcı tespitlerde bulunan Altun, şunları belirtti:
“Bir de Hatay’da şunu da gördüm ben. Orada saha ziyaretlerimde, ‘Hatay beş kere yıkıldı, altı kere yapıldı’ dediler. Beş kere yıkılan bir yerin altıncı kez yapılması bile aslında tarihsel bir hani elimizde datalarımız var, her türlü bilgilerimiz var. Depremin 2 sene öncesinde de hocalarımızın söylediği, ‘Burada bir deprem olacak’ diye bir durumumuz var. Yani bilgimiz var ama biz işte biraz hazırlıksız ya da bu planların doğru yapılmamasının sıkıntılarını yaşıyoruz.”(DHA)
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***