Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Hileli Hint pırlantaları Türkiye pazarına da girdi

Hileli Hint pırlantaları Türkiye pazarına da girdi

HRD Antwerp’ten sızdırılan ve iç yazışmalar, slaytlarla toplantı kayıtlarını içeren çok sayıda belge, pırlanta sektörünün kalbi Antwerp’te son yıllarda neler olup bittiğini gözler önüne seriyor. Belgelere göre hileyle değerinde oynama yapılan düşük fiyatlı pırlantaların Türkiye’ye de satıldığı ortaya çıktı.

15’inci yüzyıldan beri elmas ticaretinin merkezi

Belçika’nın liman kenti Antwerp (Anvers), 15’inci yüzyıldan beri elmas ticareti yapıyor. Elmas madeninin belirli bir formda işlenmiş hali olan pırlanta ise 1919’da Belçikalı matematikçi Marcel Tolkowsky tarafından yaratılan 57 yüzeyli (fasetli) kesime verilen isim. Bu kesimde ışık, taşın içinde kırılır ve yüksek bir parlaklık vererek geri yansır.

Antwerp’te trafiğe kapalı üç cadde pırlanta bölgesi olarak adlandırılıyor. Antwerp, Dünya Pırlanta Merkezi’nin (AWDC) verilerine göre bu caddeler yaklaşık bin 700 şirket ve 4 bin 500 pırlanta satıcısına ev sahipliği yapıyor.

Hoge Raad voor Diamant (HRD), Pırlanta Yüksek Konseyi olarak Belçika hükümeti ve pırlanta endüstrisi temsilcilerinin girişimiyle ülkedeki pırlanta sektörünü korumak ve teşvik etmek amacıyla 1973’te kurulan bir oluşum. Konsey’in sertifika vermek için ticari bir şubesi de vardı. Konsey 2007 yılında yeniden yapılandırılarak iki farklı kuruluşa bölündü: Antwerp Dünya Pırlanta Merkezi (AWDC) ve HRD Antwerp.

AWDC, Belçika pırlanta endüstrisinin çıkarlarını temsil etmek ve Antwerp’i pırlanta endüstrisinin küresel başkenti olarak tanıtmaktan sorumlu tutulurken Konsey’in bağımsız bir iştiraki olan HRD Antwerp, kendi laboratuvarlarında pırlanta ve değerli taş sertifikası veren ticari bir kuruluş olarak yapılandırıldı. Ancak HRD Antwerp’in yüzde 100 hissesi hâlâ sektör federasyonu AWDC’ye ait.

Uluslararası Elmas Konseyi onayını çekti

Ancak DW Türkçe’nin araştırması, HRD Antwerp’in neredeyse altı yıldır Uluslararası Elmas Konseyi (IDC) tarafından onaylanmadığını ortaya koydu. IDC, 1970’lerden bu yana pırlanta derecelendirmesinde genel kuralları belirleyen bir konsey. Konsey’in onayı derecelendirme kuruluşlarının standartlara uygun çalıştığını gösteriyor.

Sızdırılan belgelere göre IDC, 20 Temmuz 2017 tarihli bir e-postayla HRD Antwerp’in o zamanki CEO’su Michel Janssens’ten HRD’nin pırlantaları IDC kurallarına göre derecelendirdiğini iddia etmeyi bırakmasını istedi. IDC Başkanı Harry Levy, gösterdiği e-postada “Artık durumun böyle olmadığı açık” diye yazdı. Yazışmaya göre HRD, pırlantaların “kesim” dereceleri için oranları “bir kez daha tek taraflı olarak” yükseltmiş ve böylece daha fazla taşın “mükemmel derece” almasını sağlamıştı. Ancak HRD Antwerp bundan sonra da 2021 yılına kadar müşteri formlarında yer alan genel hüküm ve koşullarında IDC’ye atıfta bulunmaya devam etti.

IDC Kurucu Üyesi ve aynı zamanda Almanya’nın en eski pırlanta üretim şirketi olan Philipp Hahn Sons’un sahibi olan Dieter Hahn, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, pırlanta derecelendirme parametrelerini değiştirdiği için Konsey’in, hileli sertifikakaları Türkiye’de de bulunan bu kuruluşla beraber çalışmayı bıraktığını söyledi. Hahn, “Bu parametreler IDC için kabul edilebilir değildi çünkü sistemimizden çıkıyorlardı. ‘Eğer IDC kurallarına ve IDC parametrelerine uymazsanız, artık IDC’de kalamazsınız’ dedik. Bu yüzden birlikte çalışmayı sonlandırdık” dedi.

İki derece yükseltme kararı

Şirket kayıtlarına göre HRD Antwerp, IDC tarafından reddedildiği 2017 yılında finansal açıdan kötü durumdaydı. 2017’nin sonlarında hazırlanan raporlarda, hiçbir şey değişmezse “tamamen nakit çıkışı” olacağı öngörülüyordu. 2017’yi yeniden yapılandırmak için stratejik girişimler oluşturuldu. Bunlar arasında Hindistan’ın Mumbai kentindeki operasyonlara daha fazla odaklanma ve Antwerp bölgesinde derece yükseltme işini sürdürmeye ilişkin kararlar da yer aldı.

Sızdırılan belgelere göre şirketin 2020’de gerçekleştirdiği bir toplantıda sunulan slaytlar, tüm HRD Antwerp laboratuvarlarında yeni bir çalışma şeklinin devreye alındığını gösterdi. Buna göre HRD Antwerp’in analiz sonuçlarının rakipleri GIA ve IGI ile karşılaştıran slaytlarda, esnek bir derecelendirme politikası olan IGI tarafından sertifikalandırılmış taşlar için herhangi bir yükseltme yapılmayabileceği, ancak ABD’li rakip GIA tarafından sertifikalandırılmış taşlar için laboratuvarlarının renk açısından bir ila iki yükseltme yapabileceği, berraklık açısından ise bir yükseltmenin mümkün olduğu ifade edildi. Bunlar aynı zamanda Antwerp’ten gelen şirket içi derecelendirme yazılımı ‘Eureka’ya da otomatik olarak girildi. Söz konusu yükseltme kuralları Mart 2020’de bir iç protokolle belirlendi.

HRD Antwerp; Çin, Hong Kong, Dubai, Hindistan ve Türkiye’de de faaliyet gösteriyor. Şirketin İstanbul ve Dubai’deki faaliyetleri 2021 sonuna kadar yaklaşık yedi yıl boyunca Türkiye’deki Enstitü İstanbul Bilim Akademisi Yönetim Danışmanlığı A.Ş. ortaklığında yürütülüyordu.

“Bunun adı piyasa dolandırıcılığı”

Temmuz 2021’de HRD Antwerp’te yapılan bir iç toplantıda gündeme gelen Mart 2020 tarihli bir iç protokol de hileyle sertifikalandırılmış pırlantaların Türkiye’ye de satıldığını gösterdi.

Ancak belgelere göre Türkiye’deki HRD Antwerp ortağı, yükseltme kurallarını uygulamayı reddetti. Hileli pırlantalar Türkiye’ye Hint kenti Mumbai üzerinden geldi. DW Türkçe’nin izlediği toplantı videosunda Ocak 2020’de HRD Antwerp CEO’luğu görevine getirilen Ellen Joncheere, yükseltmeler için dahili bir derecelendirme prosedürü olduğunu ve prosedürde herhangi bir değişiklik yapmadan önce sürecin ticari etkisini değerlendirmeleri gerektiğini söyledi. DW Türkçe’nin haber yayınlanmadan önce sorular yönelttiği Johcheere, burada ne tür bir ticari etkiden bahsettiğine dair soruya yanıt vermedi.

Toplantı videosunda HRD Antwerp’in İstanbul ve Dubai’den sorumlu Ortadoğu Bağımsız Direktörü Michael Davey, “Buna artık prosedür demeyelim. Bu, piyasa dolandırıcılığı yapmanın bir yoludur. Bunu yapmamamız gerekir. Ve bunu kesinlikle kağıda dökmemeliyiz. Eğer yapmaya devam edersek ve (HRD’nin) adını sürekli değersizleştirir ve batarız” diyerek Ellen Joncheere’e seslendi. Joncheere ise bu çıkışı “Hayır, hayır, hayır. Bu dolandırıcılık değil. Bunu yasal olarak kontrol ettik” diye yanıtladı. HRD İstanbul’un Türk ortağı ve direktörü Mehmet-Can Özdemir de toplantıda “Pırlantalara değer biçerken belli bir miktar öznellik söz konusudur. Derecelendirmeler daha yüksek veya daha düşük olabilir. Ancak bizim senaryomuzda hemen iki kademe atlıyoruz” diyerek prosedürün durdurulması çağrısında bulundu.

Mayıs 2021’e ait bir toplantı kaydında da CEO Joncheere, ABD’li rakibi GIA tarafından derecelendirilmiş taşları HRD Antwerp’e getirenlerin nasıl sadece bir yükseltme istediklerini açıklıyor. Joncheere kayıtta, “İki tür müşteriniz var: Yeni taş getirenler ve GIA taşları getirenler. GIA taşlarını getirenler yükseltme yapmak istiyorlar, tamam mı?” diyori. CEO, HRD Antwerp’in bu yükseltme işinden vazgeçemeyeceği, aksi takdirde Antwerp ve Hindistan’da çok fazla iş kaybedileceği konusunda uyarıyor:

“Eğer bugün GIA kadar katı standartlara geçersek şirketi kapatmak durumunda kalabiliriz.” 

Bu iç prosedür bugün HRD Antwerp grubu içinde hâlâ yürürlükte.

Konuyla ilgili olarak DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Michael Davey de “Yükseltilen veya yanlış derecelendirilen taşların sahiplerinin elde ettikleri kârın yılda yaklaşık 240 milyon euro olduğunu tahmin ediyoruz. Bu çok büyük bir para. Yani kirli derecelendirme nedeniyle birileri bu kadar kazanıyor, bu da birilerinin bu kadar kaybettiği anlamına geliyor. Ve günün sonunda kaybeden tüketicilerdir” dedi.

“Mumbai pazarını kazanmak istediler”

HRD Antwerp’te derecelendirme standartlarıyla oynandığına ilişkin ilk tartışmalar şirketin Hindistan operasyonuyla ilgiliydi. Dünyadaki elmasların yaklaşık yüzde 90’ının kesim ve cilalama işlemleri Hint kenti Mumbai’de gerçekleşiyor. Bağımsız Direktörü Michael Davey, büyük potansiyeli olan bu pazara erişim konusunda başarısız olan HRD Antwerp’in bu yüzden bazı üreticilere gidip ‘derece yükseltme’ teklifinde bulunduğunu iddia ediyor.

DW Türkçe’ye 2019’da pazarın birden büyümeye başladığını ve Türkiye’deki mücevhercilerin de daha düşük fiyatlı HRD Antwerp sertifikalı taşlara yöneldiğini anlatan Davey, mücevhercilerin bunun ne demek olduğunu farkına vardıklarında çok mutsuz olduklarını, çünkü itibarlarının zedelendiğini aktardı. Kendilerine gelen şikayetler sonucu harekete geçtiklerini ve HRD Antwerp’e Mumbai operasyonunun ihlallerini bildirdiklerini belirten Davey, günün sonunda şirketin bunu düzeltmek için adım atmadığını ifade etti.

Şirketin sızdırılan kayıtları da gelen şikayetlerin Ağustos 2019’da HRD Antwerp’te bir iç denetim yapılmasına yol açtığını gösteriyor. Eylül 2019’da yazılan iç denetim raporuna göre, Mumbai’deki değerleme sonuçları ile Antwerp ve İstanbul’dakiler arasında gerçekten de ‘önemli bir fark’ olduğu sonucuna varıldı.

Yine şirket kayıtlarına göre HRD Antwerp İstanbul’un direktörleri, Kasım 2019’da HRD Antwerp yöneticilerine resmi bir mektup gönderdi. Mektupta, HRD’nin üst düzey yöneticilerinin her türlü toplantıya rağmen durumun ciddiyetini kavrayamadıkları, HRD Antwerp’in tamamına sahip olduğu HRD Mumbai’deki anormalliklerin kabul edilebilir olmadığı ve şirkete olan güvenin sarsılacağı ifade ediliyor.

Ancak Türkiye’deki ortağın Temmuz 2021’de kendi topladıkları 78 taş üzerinde yaptığı yeni bir iç denetim Mumbai’de sorunların halen sürdüğünü gösterdi.

Türkiye’deki kuyumcular: İtibarımız sarsıldı

Türkiye hem pazar olarak hem de ihracatçı olarak mücevher piyasasında yükselen bir ülke. Türkiye’ye gelen pırlantaların başlıca kaynaklarından biri ise Hindistan.

DW Türkçe’nin konuştuğu İstanbul’daki kuyumcular ve mücevherciler de Hindistan’dan gelen taşlardan dolayı tedirgin olduklarını belirtti. HRD Antwerp Mumbai sertifikalı pırlantalardan dolayı yaşadıkları mağduriyeti anlatan kuyumcular, ihracat pazarlarına ve turistlere satılan doğru şekilde derecelendirilmemiş taşlar nedeniyle sektörün itibar kaybına uğradığını aktardı.

Türkiye piyasasında artık HRD Antwerp sertifikalarının daha az tercih edildiğini, çünkü müşterilerinden geri geldiğini ifade ettiler.

Şirket hakkında soruşturma başlatıldı

Ekim 2021’de ise HRD Antwerp, Türkiye’deki ortağıyla iş birliğini keserek İstanbul ve Dubai’deki ortak girişimleri durdurdu. Türkiye ortağı, HRD Antwerp ve AWDC aleyhine Antwerp’teki şirket mahkemesinde hukuk davası açtı. Ayrıca suç duyurusunda bulundu ve ardından bir soruşturma hâkimi HRD Antwerp hakkında adli soruşturma başlattı.

Mahkeme, diğer hususların yanı sıra, HRD laboratuvarlarının elmaslara biçtiği değerin şüpheli derecede yüksek olup olmadığını araştırıyor. Antwerp savcılık sözcüsü Kristof Aerts, Belçika’nın ekonomi gazetesi De Tijd’e yaptığı açıklamada adli soruşturmanın devam ettiğini doğruladı, ancak içeriği hakkında yorum yapmadı. Cezai suç işlenip işlenmediğine adli soruşturma sonucunda karar verilecek.

HRD Antwerp: Sertifikalarımıza güven yüksek

HRD Antwerp, DW Türkçe’nin, pırlantanın değerini iki derece yükselten iç prosedürün şirketin mali tablolarında nasıl bir değişime yol açtığı, piyasayı nasıl etkilediği, müşterileriyle bu konuda özel anlaşmalar yapıp yapmadığı ve IDC’nin neden şirketle iş birliğini bıraktığına dair ayrıntılı sorularına yanıt vermedi.

Şirket Üst Finans Yöneticisi (CFO) Mark Meukens devam eden soruşturma ve davalar nedeniyle sorulara spesifik olarak yanıt vermeyeceklerini belirterek ‘pırlantalar için tek tip, uluslararası kabul görmüş bir derecelendirme standardı olmadığını’ vurguladı. Meukens, “Sonuç olarak, pırlanta derecelendirmesi yapan her şirket kendine özgü bir standart uyguluyor. Bugüne kadar HRD’nin ya da başka bir elmas şirketinin hiçbir müşterisi bu konuda resmi bir şikâyette bulunmamıştır. Gün geçtikçe, müşterilerimizin HRD sertifikalarının kalitesine yüksek düzeyde bir güven olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Pırlantanın değeri nasıl ölçülüyor?

Pırlanta derecelendirme kuruluşları, bir pırlantayı karat, renk, berraklık ve kesime göre değerlendiriyor. İşlenmiş bir elmas için kullanılan ağırlık birimi karat ve bir karat 0,2 grama eşit. Ancak eşit karatta olan iki pırlantanın fiyatı renk, berraklık ve kesimine göre büyük değişiklikler gösteriyor.

Bir pırlantanın rengi, renksizden hafif sarıya kadar derecelendirilirken pırlanta renksize ne kadar yakınsa değeri de o kadar artıyor.

Berraklık ise pırlantadaki kusur ve izlerin görünürlük derecesini ifade ediyor. Kusur ve izler çıplak gözle rahatça görülebiliyorsa bu pırlanta “pike taş” olarak nitelendiriliyor. Pırlantanın kesimi için de mükemmel (exc.) ile zayıf (poor) aralığında derecelendirme söz konusu.

Örneğin 1 karatlık I rengindeki taşın rengi iki derece yükseltilip G’ye çıkarıldığında fiyatı 6 bin 100 dolardan 8 bin 700 dolara çıkıyor. Yanlış derecelendirmeden bin 600 dolarlık fark oluşuyor. 5 karatlık bir pırlantanın değeri ise aynı işlemde 181 bin dolardan 259 bin dolara yükseliyor. Aynı taşa berraklık ve kesim için de derece yükseltmeler yapılırsa hileli derecelendirmeden elde edilen kâr daha da büyüyor.

Sertifikalandırma nedir?

Dünyanın dört bir yanında nişan yüzüklerine, kolyelere ve biblolara ışıltı getiren pırlantanın çok geniş bir kalite yelpazesi var. Tüketicilerin ise doğru fiyatı ödeyebilmeleri için pırlantaların kalitesini bilmeleri önem taşıyor. Mücevherciler için de ne satın aldıklarını bilmeleri piyasada sağlayacakları güven açısından önemli. Bu nedenle pırlanta sahipleri, tüccarlar ve üreticiler pırlanta derecelendirme şirketlerine başvurarak ellerindeki pırlantanın derecesini uzmanlaşmış laboratuvar ölçümleriyle sertifikalandırıyor.

Bir pırlanta derecelendirme kuruluşunun ana işi, alım satım işlemlerini kolaylaştırmak için pırlantanın kalitesinin doğru değerlendirmesini piyasaya sunmak.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version