Millet İttifakı’nın seçimde avantaj sağladığına dair işaretlerin ardından Erdoğan panikle yeni arayışlara girdi ve ilk olarak Hizbullah’ın siyasi kanadı HÜDA PAR’ın desteğini aldı. Ardından Yeniden Refah Partisi’ni ortaklık önerisi götürdü.
HÜDA PAR’ın 160 bin civarında bir seçmen desteği bulunuyor. Yuvarlarsak bu rakam 200 bin olabilir en fazla. Yeniden Refah Partisi’nin seçmen sayısı belki bundan biraz fazla, belki 300-400 bin civarında. Erdoğan’ın 200 bin ve 400 bin oyu olan bir siyasi partilerle pazarlığa oturması içinde bulunduğu zor durumu net bir şekilde göstermeye yeter.
Hizbullah konusu uzun süredir Türkiye’nin gündeminden düşmüştü. Hatırlamakta fayda var. Her şey İstanbul polisinin 2000 yılının ocak ayında Hizbullah’ın lideri Hüseyin Velioğlu’nu Beykoz’da bir villada öldürmesiyle başladı. Polisin iddiasına göre burada örgütle ilgili dokümanları ele geçirilmiş ve yakalanan üst düzey iki ismi konuşturulmuş ve örgütün öldürdüğü kişileri ve nereye gömüldüklerini açıklamıştı. Çok sayıda insan gözaltına alındı.
Verilen bilgiler doğrultusunda Adana, Ankara, Konya ve İstanbul gibi illerde evlerin bodrum katlarından, bahçelerinden ve şehir dışındaki ıssız alanlarda çok sayıda ceset çıkarıldı. Çıkarılan cesetlerden birisi farklı bir İslam yorumu olan Gonca Kuriş’e aitti. Bir diperi de Kürtler üzerinde etkili olan Zehra Vakfı Başkanı İzzettin Yıldırım idi.
KARŞIMIZDA FARKLI BİR TERÖR ÖRGÜTÜ VARDI
O günleri yaşayan gazeteciler iyi hatırlar. Yirmi iki yıl önce akşam saatlerinde Konya’nın Meram ilçesinde bir villada Gonca Kuriş’in cenazesinin bulunduğu haberi ulaştı gazetecilere. Akıllı telefonlar hayatımıza bu denli girmediği için evin yerini hızlı bir şekilde bulmak mümkün değildi. Villaya ulaşanlar sadece polisler buldu karşılarında. Ama az sonra bütün yerel ve ulusal medya villaya akın edecekti. Gonca Kuriş’in cesedinin işkence edildikten sonra bodrum katına gömüldüğü ve üzerine beton döküldüğü açıklandı. Günlerce ülke gündeminin birinci maddesi oldu.
Gonca Kuriş o günlerde çok popüler bir isimdi. Televizyon ekranlarında farklı bir İslam yorumu yapıyordu ve kısa süre içerisinde fikirleriyle toplumda tanınmıştı. 1998 yılında evinin önünden eşi etkisiz hale getirilerek kaçırılmıştı. 35 gün işkence gördüğü ve sonra domuz bağıyla öldürüldüğü belirlenmişti. Başka bir evin bodrum katına gömülmüş 8 ceset daha bulunmuştu. Öncesinde Konya’nın şehir girişinde iki kişinin cesedinin bir alana gömüldüğü belirlenmişti.
Risale Nur öğrencisi Zehra Vakfı İzzettin Yıldırım da İstanbul’da kaçırılmış ve uzun süre işkence edilmişti. Yıldırım, Güneydoğu Anadolu bölgesinde tanın bir isimdi ve Hizbullah’a iyi bakmıyordu. Yıldırım’a yapılan işkençe görüntüleri Elazığ’daki polis baskınıda ele geçirilmişti. Yıldırım’ın cenazesi İstanbul’da bir eve gömülü olarak bulundu.
O dönem yapılan açıklamalara göre polis örgüte büyük bir darbe vurmuş ve etkin elamanlarının çoğunu gözaltına almıştı. Ancak bu örgütün yok olduğu anlamına gelmiyordu. Örgüt ‘ben ayaktayım demek’ için bir yıl sonra Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan’ı Emniyet Müdürlüğü’ne 500 metre uzaklıkta katletti.
Hizbullah dendiğinde Güneydoğu Anadolu’da ensesinden vurulan insanlar akla geliyordu. Bölgedeki, yüzlerce faili meçhulde parmakları vardı.
2011 yılında CMK’da uzun tutukluluk süresiyle ilgili yapılan düzenlemeyle 34 üst düzey Hizbullah örgütü üyesi tahliye edildi. Adli kontrolle tahliye edilen bu kişilerin hızlı bir şekilde İran’a kaçtığı iddia edildi.
DEVAMLI ERDOĞAN’A DESTEK VERDİ
Hizbullah 2000’li yıllarda bocalama dönemi yaşadıktan sonra 2012 yılında siyasi partiye dönüşme kararı aldı.Parti olarak 2014 yılındaki yerel seçimlere bölgesel bazda belediye başkanı adayı çıkardı. HÜDA PAR’ın adayı Ağrı’da %1.37, Batman’da %7.80, Bingöl’de %3.06, Bitlis’te %5.58, Diyarbakır’da %4.77, Mardin’de %2.00, Muş’ta %1.46, Siirt’te %1.16, Şırnak’ta %2.32 ve Van’da %0.65 oranında oy aldı.
Örgütün siyasi partiye dönüştüğü tarih AKP’nin gücünü kaybettiği ve dışarıdan destekle ayakta durabildiği bir döneme rast geldi. 7 Haziran 2015 seçimlerine bağımsız adaylarla katılan partinin toplam oyu 157 binde kaldı. 1 Kasım 2015 seçimlerin ise parti katılmadı, üstü örtülü olarak AKP’yi destekledi.
2017 yılındaki Cumhurbaşkanlığı referandumuna ‘evet’ diyeceğini açıklayan HÜDA PAR, 2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Erdoğan’ı destekledi. Parti, 2019 yerel seçimlerinde de AKP’ye destek verdi. Bu desteğinin karşılığında cezaevindeki Hizbullah üyeleri AKP yargısının uydurduğu bir formülle tahliye edildi. Tarihi bir seçim öncesinde HÜDA PAR Erdoğan’a destek vereceğini açıkladı.
AKP’nin ve Erdoğan rejiminin HÜDA PAR’la kurduğu seçim ittifakı ilişkisi aslında kimse için sürpriz değil. AKP ve Erdoğan 90’larda bölgede yapılanan ve 2000’li yıllarda kan donduran cinayetler işleyen bir örgütün siyasi kanadı ile ittifak kuruyor yıllardır. HDP ile yan yana gelmeye bile çekinen muhalefeti PKK ile işbirliği yapmakla suçlayarak üstelik.
Bakalım muhalefet bir kez daha Erdoğan rejiminin çizdiği sınırları aşmayı başaracak mı?
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***