Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Avukat Gün: İmamoğlu ve Yavaş Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanırlarsa hukuken görevlerine devam edebilirler

Avukat Gün: İmamoğlu ve Yavaş Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanırlarsa hukuken görevlerine devam edebilirler


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ortak cumhurbaşkanı adayı olarak belirleyen Millet İttifakı, açıkladığı geçiş yol haritasında İstanbul ve Ankara belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın, cumhurbaşkanı yardımcısı olacağını belirtti.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı olmasında yasal bir engel olup olmadığı tartışma konusu oldu. Avukat Mehmet Gün, İmamoğlu ve Yavaş’ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmasına dair kanunları inceledi.

Avukat Gün, Anayasa’nın 106. Maddesi ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 17. Maddesinde, İmamoğlu ve Yavaş’ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmasına dair bir engelin olmadığını belirtti.

Anayasa’nın 106. Maddesini değerlendiren Gün, “İmamoğlu ve Yavaş hem cumhurbaşkanı yardımcısı hem de büyükşehir belediye başkanlığı görevlerini (hukuken) birlikte yürütebilirler” ifadelerini kullandı.

Gün, cumhurbaşkanı Danışmanı Mehmet Ucum’un açıklamalarını eleştirerek, “Güneydoğu illerinde seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine o yerin merkezi idareyi temsil eden vali ve kaymakam gibi mülki idare amirlerinin kayyım atanmasında Anayasa’ya aykırılık görmeyen Sayın Uçum, Belediye Başkanları Merkezi İdareye atandıklarında anayasaya aykırılık görerek kendisiyle çelişmektedir” dedi.

‘CUMHURBAŞKANI, YAVAŞ VE İMAMOĞLU’NU ATAYABİLİR’

Avukat Mehmet Gün, Yetkin Report’ta yer alan yazısı şöyle:

“Anayasa’nın 106. Maddesinin 1. Fıkrasında açık bir şekilde “Cumhurbaşkanı, seçildikten sonra bir veya daha fazla Cumhurbaşkanı yardımcısı atayabilir” demektedir. Bu açık hüküm gereğince Cumhurbaşkanı seçildiği takdirde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu; 6’lı Masadaki diğer siyasi parti liderlerini ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş’ı cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atamaya yetkilidir.

Söz konusu 106. Maddenin (4.) fıkrasına göre “Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanır ve görevden alınır. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) önünde and içerler.”

‘BÜYÜKŞEHİR VE BELEDİYE KANUNU ENGEL DEĞİL’

Büyükşehir Belediye Başkanlarının yapamayacakları işleri sayan 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 17. Maddesinde İmamoğlu ve Yavaş’ın Cumhurbaşkanı Yardımcılığı yapmalarına engel olan bir ifade yok. Genel olarak belediye başkanlarının yapamayacakları işleri sayan 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 37. Maddesinde de buna bir engel bulunmuyor. Söz konusu 17. Maddenin (3.) fıkrası ile noktası virgülüne kadar aynı olan 37. Maddenin (2.) fıkrasının hükümleri oldukça açık:

“Büyükşehir ve İlçe Belediye Başkanları görevlerinin devamı süresince siyasi partilerin yönetim ve denetim organlarında görev alamaz; profesyonel spor kulüplerinin başkanlığını yapamaz ve yönetiminde bulunamaz.”

Görüldüğü üzere cumhurbaşkanı yardımcılığı görevi belediye başkanlarının yapamayacağı işler arasında sayılmıyor.

‘İMAMOĞLU VE YAVAŞ’IN BELEDİYE BAŞKANLIKLARI SÜREBİLİR’

Anayasa’nın 106. Maddesinin yukarıda sözünü ettiğim (4.) Fıkranın son cümlesinin aynen alıntıladığım “TBMM üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak atanırlarsa üyelikleri sona erer.” Dolayısı ile TBMM üyesi olmayan İmamoğlu ve Yavaş Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanırlarsa (iş yükü açısından ve siyaseten tartışmıyoruz) hukuken görevlerine devam edebilirler.

Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanacak TBMM üyelerinin milletvekillikleri düşer. Böyle bir kural Büyükşehir Belediye Başkanları için mevcut değildir. Dolayısıyla Anayasa’ya göre İmamoğlu ve Yavaş hem cumhurbaşkanı yardımcısı hem de büyükşehir belediye başkanlığı görevlerini (hukuken) birlikte yürütebilirler.

‘GÖREVLERİNİN DANIŞTAY KARARI SONA ERDİRİLECEĞİNE DAİR BİR HÜKÜM BULUNMAMAKTADIR’

Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 20. Maddesi ve Belediye Kanunu’nun 44. Maddesine göre belediye başkanlığı, ölüm ve istifa hâllerinde kendiliğinden, ya da belediye başkanının; a) mazeretsiz ve kesintisiz olarak yirmi günden fazla görevini terk etmesi b) Seçilme yeterliğini kaybetmesi, c) görevini sürdürmesine engel bir hastalık veya engellilik durumunun yetkili sağlık kuruluşu raporuyla belgelenmesi, d) belediye meclisinin feshine neden olan eylem ve işlemlere katılması hallerinde, İçişleri Bakanlığının başvurusu üzerine Danıştay kararıyla sona erer.

Büyükşehir belediye başkanları cumhurbaşkanı yardımcısı seçildiği takdirde görevlerinin kendiliğinden sona ereceğine veya Danıştay kararı sona erdirileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır.

‘ANAYASA’NIN AÇIK BİR İHLALİNDEN DE BAHSEDİLEMEZ’

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum, İmamoğlu ve Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcılığı gündeme gelir gelmez attığı bir tweet mesajında aynen “Anayasaya göre vesayet makamı ile belediye başkanlığı asla birleşemez (m.127/5). Aynı kişinin hem CB Yardımcısı hem Belediye Başkanı olması Anayasanın açık ihlalidir” dedi.

Avukat Mehmet Uçum’u bu mesajından dolayı eleştiriyorum. Çünkü mesajında (m.127/5) diyerek nokta atışı yaptığı Anayasa’nın 127. Maddesinin (5.) fıkrasında böyle bir şey demiyor.

Madde başlığı “Mahalli İdareler” olan söz konusu 5. Fıkra aynen şöyle diyor: “Merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari vesayet yetkisine sahiptir.”

Hukukçu olmayan sıradan bir okurun bile okuduğunda söz konusu 5. Fıkrada merkezi idare (vesayet makamı) ile mahalli idarelerin asla birleşemeyeceğine dair bir hüküm yoktur.

Anayasada birleşmeyi açıkça yasaklayan bir hüküm olmadığına göre Anayasa’nın açık bir ihlalinden de bahsedilemez. Kaldı ki fıkrada sözü edilen “vesayet yetkisine sahiptir” hükmünün mahalli idareler ile vesayet makamlarını neredeyse bir hale getirdiğinden, bunun yerel yönetimleri ve yerinden yönetimi kısıtladığından genel olarak şikâyet edilmektedir.

‘UÇUM KENDİSİYLE ÇELİŞMEKTEDİR’

Güneydoğu illerinde seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine o yerin merkezi idareyi temsil eden vali ve kaymakam gibi mülki idare amirlerinin kayyım atanmasında Anayasa’ya aykırılık görmeyen Sayın Uçum, Belediye Başkanları Merkezi İdareye atandıklarında anayasaya aykırılık görerek kendisiyle çelişmektedir.(Kaynak)

Kaynak:
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version