Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan’ın da evi yıkıldı: Yardım gelseydi, birçok insan yaşayacaktı iki kişi dışında beni kimse aramadı

Ahmet Atakan'ın annesi Emsal Atakan'ın da evi yıkıldı: Yardım gelseydi, birçok insan yaşayacaktı iki kişi dışında beni kimse aramadı


Gezi eylemlerinde polis tarafından öldürülen Ahmet Atakan’ın ailesinin Hatay’da yaşadıkları ev depremde yıkıldı. Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan “arkadaşları, yoldaşları” dışında kendisini kimsenin aramadığını söyledi.

Atakan, “Arkadaşlarım, yoldaşlarım aradı. Siyasi partilerden kimse sormadı. Beni arayan sadece Alper Taş ve Canan Kaftancıoğlu oldu. Başka kimse aramadı” ifadelerini kullandı.

İLK DÖRT GÜN HATAY’DA KİMSE YOKTU, BURADAKİ HALK YALNIZ BIRAKILDI

Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan Hatay’ın Defne’ye bağlı Çekmece Mahallesi’nde depremi yaşadı. Atakan o geceyi şu sözlerle anlattı:

“Deprem gecesi oğlumdaydım, onun binası altı katlıydı. Ben, eşim, oğlum, gelinim ve üç aylık torunum altıncı katta depreme yakalandık. Bina ağır hasar aldı ama yıkılmadı. Yaşadığım binada ise akrabalarım vardı. O bina yıkıldı. Yakınlarım saniyelerle binadan çıkabildiler.

Burada korkunç şeyler yaşandı. Resmi rakamlar doğru değil, çok daha fazla insan öldü. Daha enkaz altında olanlar var, bulunamayanlar var Herkes uykuda yakalandı. Kurtulanlar kurtuldu ama dışarısı soğuktu. Zifiri karanlıkta herkes ıslandı, insanlar çığlık çığlığaydı.

İlk dört güne kadar Hatay’ın sesini kimse duymadı. Sonra öğrendik ki, sadece Hatay değil, 11 il bu halde… Şebekeler gittiği için kimse kimseye ulaşamadı. Elektrik yok, su yok, insanları ısıtmak için hiçbir şey yok.”

“KİRALAR 4 BİN İKEN, 10 BİN DEDİLER. BU KÖTÜLÜKTÜR”

Emsal Atakan, depremden hemen sonra yaşadıklarını şöyle aktardı:

“Oğlum Edirne’de çalışıyordu. Haberi alır almaz yola çıkmış. Benzin, el fenerleri, battaniye getirdi. Hatay’da sekiz gün kaldık. Yaşlı annem var, 90 yaşında. Onu ve engelli görümcemi enkaz altından biz kurtardık. Herkes, telefonlarının ışığı ile eğer telefonu evden çıkartabilmişse bir şeyler yapmaya çalıştı.

Oğlum bizi alıp Edirne’ye götürdü. Orada AFAD’a kaydolduk. Bizi bir hotele yerleştirdiler. 15 gün orada kaldık. Sonra oradan tahliye edildik. Başladık ev aramaya… Edirne Belediye’sini aradık, yardım talep ettik. Sağ olsunlar, ev bulmamıza yardımcı oldular. Edirne’deki emlakçılardan bahsetmek istiyorum. Kiralar 4 bin iken, 10 bin dediler. Bu kötülüktür.”

Atakan, Edirne’de bir eve yerleştikten sonra yeniden Hatay’a döndüklerini söylüyor:

“Ben ve eşim şimdi Hatay’dayız, evimize bakmaya geldik. Hükümetin yapmaya çalıştığını herkes anlıyor. Buradaki halk toprağına, memleketine sahip çıkmalı. Burası boş bırakılmamalı. Buranın halkı geri dönmeli. Şimdi Çekme’de çadırda kalıyoruz. Abimin iki odalı, bahçeli evinde duş alıyoruz, yemek pişiriyoruz.”

‘HATİCE ABLA İLE GÖRÜŞMEK İÇİN SÖZLEŞMİŞTİK, DEPREM OLDU’

Emsal Atakan, Hatice Can’la son görüşmesini ise şöyle anlatıyor:

“Hatice Abla, Mithat abi maalesef enkaz altında kaldı. Çok üzgünüm, çok üzgünüm, çok üzgünüm…

Hatice Abla cumartesi günü öğlen beni aramıştı. Ahmet’in davasını üst mahkemeye taşıdık, bir yıl oldu, daha bize cevap gelmedi. Hatice abla ile onu da konuşacaktık. Bana ‘Emsalcim, haberin olsun, ben Hatay’dayım ama pazartesi günü İstanbul’a torunlarımı görmek için gideceğim, bir iki hafta kalacağım öyle geleceğim. Mithat abin gelmiyor, onu ikna etmeye çalışıyorum, anca beraber kanca beraber’ deyip kahkaha attı. Güldük, ‘Gitmeden önce görüşelim Hatice abla’ dedim. Pazartesi 13:00 gibi sözleştik. Akşam 17:00 gibi uçağı vardı. Son görüşmemizdi. (Emsal Hanım bir süre ağladığı için konuşamadı.)

Görüşemedik, pazarı pazartesiye bağlayan gece deprem oldu ve enkaz altında kaldılar. Ben bu haberi iki gün sonra öğrendim çünkü şebeke yok, iletişim yok, kimse kimseden haber alamıyor. Kimin öldüğünü, kimin hangi halde kaldığını bilmiyorduk ki…”

‘DEPREMDEN KURTULAN AMCAMIN KIZI DONARAK ÖLDÜ’

Atakan son olarak hükümetin bile isteye Hatay’ı yalnızlığa mahkûm ettiğini söyleyerek şunları söylüyor:

“Hala kâbusun içindeyim, uyuyamıyorum. Bu toplum için büyük bir travma. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Hatay ölüme terk edildi. Dört gün kimse gelmedi. Ne asker ne polis ne AFAD, kimse gelmedi. Eğer düzgün bir şekilde yardım gelseydi, birçok insan yaşayacaktı. Depremden kurtulanlar dışarıda donarak öldü. 27 yaşında amcamın kızı depremden kurtuldu ama gel gör ki depremin 4. günü çadırda donarak öldü. Çadır da değil naylon barakanın içinde donarak öldü. Gencecik akrabalarım, komşularım, yoldaşlarım öldü. Yuvalarımızı kaybettik. Depremin üzerinden 40 gün geçmiş halen daha çadır talebi karşılanmış değil. Hatay’a yardımların kesilmemesi gerekiyor, havalar soğuk.

‘BU BOZUK SİSTEMİ KABUL ETMİYORUM’

İnsanlar gitmek zorunda kaldı; engellisi, yaşlısı, hamile kadını var. Haberlerde ‘Hatay göç ediyor’ diyor, göç etmiyor, gitmek zorunda bırakıldılar. Çünkü Hatay ölüme terk edildi. İnsan nereye giderse gitsin, toprağı gibi olamaz.

Binalar bütün insanlara mezar oldu. Müteahhitleri yakalıyorlar ama onlara imza atanlar nerde? Acımız çok büyük, asla dinmeyecek bir acı… Helallik isteyenlere asla hakkımı helal etmiyorum. Bu bozuk sistemi kabul etmiyorum.

Biz memleketimize aşığız, burası medeniyetler kenti, burası kardeşlik kenti…  Asla! Nefes aldığımız sürece kendi toprağımızı, memleketimizi bırakmayacağız. Bunu herkes böyle bilsin.”

AVUKATLARI DA DEPREMDE HAYATLARINI KAYBETTİ

Ahmet Atakan, 10 Eylül 2013 tarihinde Hatay’ın Armutlu Mahallesi’nde polisin attığı gaz kapsülünün başına isabet etmesi sonucu çatıdan düşerek öldü.

Atakan ailesi avukatlarından Hatice Can, İnsan Hakları Derneği kurucularındandı. 6 Şubat’ta yaşanan depremde hayatını kaybedenler arasında Avukat Hatice Can ve onun gibi insan hakları savunucusu olan eşi Avukat Mithat Can da vardı.

Hatice Can, Ahmet Atakan dışında Gezi direnişinde öldürülen bir diğer isim olan Abdullah Cömert’in de avukatlarındandı.

Kaynak: Gerçek Gündem

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version