Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Adli tıp uzmanı: 5 bin kişi kimliksiz defnedildi

Adli tıp uzmanı: 5 bin kişi kimliksiz defnedildi


Artı Gerçek – Maraş merkezli depremlerin ardından can kaybı 45 bini geçti. Deprem bölgesinde kimliksiz cenazelerin ve kayıpların bulunması için yakınları DHA testi yapıyor.

Bölgede incele yapan Adli Tıp Hekimleri Derneği Başkanı ve Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Hilal ve Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halis Dokgöz, toprağa verilen 5 bine yakın kişinin kimliğinin meçhul olduğunu söyledi.

BirGün’den Semra Kardeşoğlu’na konuşan Prof. Dr Hilal, iktidarın bu konuda şeffaf davranması ve kayıp olarak arananların sayısını açıklaması gerektiğini belirtti.

‘SAVCILIKLAR BEYANA GÖRE CENAZELERİ TESLİM ETMİŞ’

Prof. Dr. Hilal,“Antakya’da kimliği belirsiz gömülenlerin oranı yüzde 10, İskenderun, Maraş, Adana ve Osmaniye’de yüzde 5” diyerek şunları söyledi:

“Bu bizim gördüğümüz kentler. Yakınlarına ölü ya da diri ulaşamamak çok ağır. Depremin hemen sonrasında savcılıklar beyana göre cenazeleri teslim etmiş. Normalde yakını olsa da DNA örneği alınmalıydı.

‘ENKAZDAN GEÇ ÇIKARILIP PARMAK İZİ ALINAMAYAN KİŞİLER ÇOK’

Hatay ve Adana’da iki aile yanlış cenazeleri teslim almış. O iki kişi sonra hastanede çıkınca durum aydınlandı. Polis ve jandarma ölenlerden parmak izi aldı. Bu izlerle yeni tip kimlik kartı ya da pasaportu olanların kimlikleri karşılaştırıldı. En çok kimlik tespiti bu yolla yapıldı. Ama bu tür kimliği olmayan ya da enkazdan geç çıkarılıp parmak izi alınamayan kişiler de çok.” Prof. Dr. Hilal bölgedeki izlenimlerini rapor haline getirerek yetkili birimlere sunacağını aktararak “Bu raporda öncelikle bu tür kitlesel olaylarda çalışacak özel ekipler kurulması, bir çalıştay yapılmasını önereceğiz” dedi.

“Adli Tıp Kurumu’nun üniversitelerle işbirliği yapmasını isteyeceğiz” iyen Prof. Dr. Hilal, “Bir de bu tür durumlarda adli tıp uzmanlarının 5 günde bir değişmesini isteyeceğiz. Onlar da travmatik koşullara maruz kalıyor” vurgusu yaptı.

‘KİMLİKLENDİRME İÇİN KRİTİK OLAN İLK 24 SAAT BU DEPREMDE GEREKTİĞİ GİBİ KULLANILAMADI’

Prof. Dr. Halis Dokgöz, bu tür durumlarda yapılan çalışmaya ‘Felaket kurbanlarının kimliklendirilmesi’ denildiğini belirterek şunları söyledi:

“Bu çalışmada akut evre çok önemli. Kimliklendirme için kritik olan ilk 24 saat bu depremde gerektiği gibi kullanılamadı. Deprem bölgesinde bu kez bu çalışmayı ilk olarak aile hekimi ve pratisyen hekimler yapmış. Normalde adli tıp uzmanları yapar. Normalde kurbanın kan örneğini alıp FTA kartlarına koymak gerekir. Ancak ilk gün geçmişse bu mümkün olmuyor. Bu durumda kemik ve dişten DNA örneği alınıyor. Polis ya da jandarma ise parmak izini alıyor.”

‘KAYIPLARIN BİR BÖLÜMÜ İLK DÖNEMDE KİMLİK BELİRLEMEDEN GÖMÜLMÜŞ OLABİLİR’

Prof. Dr. Dokgöz, sonrasında yakınlarını arayan kişilerden de örnek alınarak eldeki bu kayıtlarla eşleştirme arandığını belirterek, “Ölen kişinin hayatta olan çocuk, anne ve babadan örnek almak ilk tercih. Eğer onlar yoksa baba ise amca, dede, dayı gibi soydaki erkeklerden kadınsa teyze, anneanneden örnek alınıyor” ifadelerini kullanarak, “Üniversitelerden de destek istenebilirdi. Kayıpların bir bölümü ilk dönemde kimlik belirlemeden gömülmüş olabilir. Böyle bir şüphede mezarı açıp test yapılır. Bu daha zorlu bir süreç” diye konuştu.(Kaynak)

Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version