Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

4 kez bozulan 25 yıllık dava: ‘Pınar Selek için bu kez gerçek bir beraat istiyoruz’

4 kez bozulan 25 yıllık dava: ‘Pınar Selek için bu kez gerçek bir beraat istiyoruz’


“Mısır Çarşısı Davası 25 yıldır sürüyor. Hayatımın yarısı. 25 yıldır sürdürdüğümüz hukuk mücadelesini boğmaya çalışan mafya çete sisteminin bir aynası. Ve bu dava ülkemizde çok daha uzun süredir kökleşen örgütlü kötülüğün bir göstergesi. Sahte belgelere dayalı bu sahte karar, seçimden önce gündeme sokulan karanlık senaryolardan sadece bir paragraf. Farklılıkların eşitlik ve özgürlük temelinde birlikte yaşamasından yana olanlara reva görülen kirli oyunların sadece bir parçası. Yani bizim mücadelemiz, ülkemizdeki ağır bedellerle süren yaşam direnişinin sadece küçük bir parçası. Birlikte kazanacağız. 13 yıl önce ayrıldığım topraklara döneceğim ve tanıdığım tanımadığım dostlarla büyük bir halaya duracağım.”

Sosyolog-yazar Pınar Selek; 25 yılda 4 kez beraat edip, 4’üncü kez beraatin bozularak yeniden yargılanmasının talep edilmesinin ardından böyle sesleniyordu.

Mısır Çarşısı patlamasına ilişkin davada AYM’nin ihlal kararını dikkate almayan Yargıtay, Pınar Selek hakkındaki beraat kararını 16 Ocak 2023’de 4’üncü kez bozdu, Selek için tutuklama ve kırmızı bülten kararı çıkarıldı. 8 sene sonra verilen bu son bozma kararının ardından Selek için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen ilk duruşma bugün görülecek.

KARAR DAVA DOSYASINA GİRMEDEN AA DUYURDU

Yargıtay’dan ‘hızlı’ davranan Anadolu Ajansı (AA), 2022 Haziran’da bozulan beraat kararı haberini daha karar imzadan çıkmadan, dava dosyasına konulmadan yayınlayabilecek kadar ‘öngörülüydü.’

Dosyaya ilişkin karar, henüz Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’ne (UYAP) düşmeden AA’nın haberleştirmesi üzerine Pınar Selek’in avukatı ve kardeşi Seyda Selek, ”UYAP’a düşmeden her zamanki gibi önce haber yapılmış. Eğer karar bu şekildeyse, bu çok büyük bir hukuksuzluk, kabul edilebilir bir şey değil” derken, durumun akıl dışılığına şöyle dikkat çekiyordu:

AV. SEYDA SELEK: BERAAT KARARINI BOZMAK İÇİN 8 SENE Mİ BEKLEDİNİZ?

“Raporlar ve deliller ortada. Patlamanın gaz kaçağından olduğu ortaya çıktı. Pınar’ın bu olaya dahil edilmesi, işkence altına alınan bir çocuğun ifadesiyle gerçekleşti. O çocuk beraat etti. O çocuğun ifadesine bakarak, Pınar’a mahkumiyet istediler. Pınar’a Mısır Çarşısı’yla ilgili tek bir soru sormadı kimse. Pınar’ı mahkum etmek isteyenler, ifadesine hiç bakmadı. O çocuğun ifadesiyle hareket ettiler. Bu artık çin işkencesine döndü. Bu dosyaya beraatten başka bir karar giremez, bu durum çok akıl dışı. 4. beraat kararı verileli 8 sene oldu, bozmak için 8 sene mi beklediniz? Çok merak ediyorum gerekçe nedir? Her şeyden önce haklıyız. Olmayan bir bomba üzerinden mahkumiyet vermeye çalışıyorlar.”

Selek’in 25 yıldır yargılandığı Mısır Çarşısı’ndaki patlama 9 Temmuz 1998’de İstanbul’da meydana gelmiş, patlamada 7 kişi hayatını kaybetmiş, 127 kişi de yaralanmıştı.

CEZAEVİNDE TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİ

Pınar Selek, olaydan iki gün sonra gözaltına alındı. Gözaltına alınan Selek’e patlamayla ilgili tek bir soru dahi sorulmamıştı. O sırada Kürtlerle ilgili yaptığı araştırmasına el konulan Selek, ağır işkencelere maruz bırakıldı. Filistin askısında sol kolu çıkan Selek için kolunun üstüne düştüğüne dair tutanak tutuldu. ‘Terör örgütü propagandası yapmak’ suçlamasıyla dönemin DGM mahkemesince tutuklanan Selek, Mısır Çarşısı Patlaması’ndan yargılanacağını Ümraniye Cezaevi’ndeyken televizyondan öğrendi.

BİLİRKİŞİ RAPORLARI: PATLAMA BOMBADAN DEĞİL, TÜPGAZ SIKIŞMASINDAN

Mahkeme süreci boyunca emniyet bomba uzmanlarının olay yeri inceleme raporu dahil, çok sayıda bilirkişi raporunda patlamanın bombadan değil tüpgaz sıkışmasından kaynaklandığına dair görüşler belirtildi.

Selek’i suçlayan sanıklardan Abdülmecit Öztürk, söz konusu ifadeleri işkence altında verdiğini mahkemede kabul etti.

Kadınlar, transseksüeller, sokak çocukları ve Kürtlerle ilgili pek çok çalışması bulunan sosyolog Pınar Selek,  Mısır Çarşısı davası nedeniyle 2,5 yıl hapis yattı. 2006 yılında yurt dışı yasağı kaldırılan Selek, önce Almanya’da yaşadı şimdi de Fransa’da yaşıyor.

Ülkenin en prestijli eğitim kurumlarından kabul edilen Lyon’daki Ecole Normale Supérieure Selek’e fahri doktora ünvanı verirken, öğretim üyesi olarak çalıştığı Cote d’Azur Üniversitesi de eğitim fakültesi kampüsüne Pınar Selek’in adını verdi.

100 KİŞİLİK FRANSIZ HEYET TÜRKİYE’DE

Selek hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen duruşma öncesi Fransa’dan milletvekilleri, belediye yöneticileri, insan hakları örgütleri ve savunucuları, akademisyen, gazeteci ve avukatlardan oluşan yaklaşık 100 kişilik geniş bir heyet davayı takip etmek üzere Türkiye’ye geldi.

Hâlâ Tanığız Platformu’nun, İstanbul Karşı Sanat’ta düzenlediği toplantıda bir araya gelen Fransız heyet, Pınar Selek için bu kez ‘gerçek bir beraat’ istedi.

MİLLETVEKİLİ PASCALE MARTIN: PINAR İÇİN ADALET İSTİYORUZ  

La France Insoumise partisinden Milletvekili Pascale Martin, “Pınar Selek’e bu yapılan işkencedir. Bu yargılama onun hayatının yarısına mal olan bir süreç. Biz bu davaya komplodan başka bir şey diyemeyiz. Bu kadın yaptığı araştırmalarla hükümeti rahatsız etti ve bir kurban olarak seçildi. Bu davayı, tam bir hukuk skandalı olarak görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletine diyebileceğimiz tek şey, ‘Pınar için adalet.’ Bu kez gerçek bir beraat, saygı duyulan, bozulmayacak bir beraat istiyoruz” dedi.

“Siyasetin müdahalesi altında bağımsızlığını kaybetmiş Türkiye yargısı Fransa’dan nasıl görünüyor?” sorusuna Martin’in yanıtı şöyle:

“‘Türkiye hükümetine mesajınız olacak mı?’ diye sordunuz. Bu bile bir gösterge… Çünkü böyle şeylere hükümetin karışmıyor olması gerekir. Fakat Fransa’da da bir süredir benzer bir durum var. Adaletin bağımsız olmadığını söyleyebiliriz. Bunun sonucu olarak Selek davası ve onun gibi başka durumlar doğuyor. En büyük temennim siyasetin adaletle bu dendi iç içe olmaması ve yargıyı etkilememesi.”

Selek’in son kitabı Cümbüşçü Karıncalar’a gönderme yapan Martin, “Burada biz aslında karınca gibi hissettik. Pınar’ın son kitabı gibi… Buradaki dayanışma hali bendeki karıncalık hissini güçlendirdi. Bizim bundan sonra yapabileceğimiz en iyi şey, mücadeleyi dayanıklılıkla devam ettiren karıncalık olabilir.

MİLLETVEKİLİ ELİSE LEBOUCHER: BU SON DAVA OLSUN

La France Insoumise Partisi Milletvekili Elise Leboucher de Pınar için adalet istiyoruz. Verilecek bir başka beraatin yine bir yerden dönmesini, bozulmasını istemiyoruz. Bu, son dava olsun. Pınarı yıllardır tanıyan insanlar buradalar. Benim hissettiğim şey en başta hayranlık, bu mücadeleyi destekleme isteği ve umut. Dayanışmayı büyütmek istiyoruz aynı zamanda. Yapabileceğimiz şey, konuyu Fransız bakanlara da iletmek” dedi.

AKADEMİSYEN SENDİKASI: PINAR’IN GÜCÜNE, İŞLERİNE, İNSANİ ANGAJMANLARINA HAYRANIZ

Öğretim görevlisi ve Fransız Yüksek Öğretim Öğretmenleri Sendikası (SNESUP-FSU) ulusal direktörü Michel Marich ise bir araştırmacının görevinin tam da Selek’in yaptığı gibi ezilenlerle ilgili çalışmalar yapmak olduğunu hatırlatarak, “Translar, kadınlar, sokak çocukları ve Kürtler gibi… Pınar geçmişte yaptığı Kürtlerle ilgili bir araştırmada 70 görüşmecisinin ismini polise vermediği için bu ülkede terörist ilan edildi. Bizler ise Fransa’da Pınar’ın gücüne, işlerine ve tüm insani angajmanlarına hayranız” dedi.

BİLİM ÖZGÜR DEĞİLSE TOPLUM DA ÖZGÜR OLAMAYACAKTIR 

Marich’in Türkiye kamouyuna bir de mesajı var:

“Tıpkı gazetecilerin ve Pınar’ın örneğinde olduğu gibi bizlere haber veren, araştırma yapan kişileri koruyamıyorsak orada demokrasi yoktur. O yüzden birlik olmalıyız. O sebeple şimdi sizin yanınızdayız, aynı durum bizim için de geçerli olabilirdi. Dünyanın her yerinde üniversite ve bilimsel araştırma neo-liberal politikaların etkisi atında zayıflatılmaya çalışılıyor. Biz üniversite çalışanları olarak devletlerin saldırısı altındayız, bu gazeteciler için de geçerli. İfade özgürlüğünün, akademisyenlerin, araştırmacıların, gazetecilerin yanında olun. Çünkü onların özgürlüğü yoksa toplumun da özgürlüğü olmayacak. Bilim özgür değilse, toplum da özgür olamayacaktır.”

YASEMİN ÖZ: ‘AİHM, DAVALAR 8 YILDAN UZUN SÜREMEZ’ DİYOR

Selek’in avukatı Yasemin Öz ise yeni mezun genç bir avukat olarak başladığı davada ve meslekte 25 yılı tamamladığını hatırlattı. Bunun gibi bir başka dava daha bilmediğini söyleyen Öz, “4 kere beraat eden ve her seferinde savcılığın temyiz ettiği ve Yargıtay’ın cezalandırılması istemiyle bozduğu bir dava Türkiye’de hiç duymadım. Bunlar normal olarak kullanılan yollar değil. Zaten normalde en fazla 2 kere beraat kararı verilebilir, davanın bir noktada bitmesi gerekir. Ama bu davada o kadar çok usul hatası yapıldı, hukuk çiğnendi ki, teknik olarak olamayacak şeyler de oldu” ifadelerini kullandı.

AİHM’e göre, 8 yıldan uzun süren yargılamaların ‘adil yargılamanın başlı başına ihlali’ anlama geldiğini söyleyen Öz, davaların 8 yıl içinde bitirilmesi gerektiğini belirtti. Öz, dayanışmayı kıymetli ve umut verici bulduğunu da ekledi:

“Davanın bitirilmemesinin sebebinin Pınar Selek’in kişisel kimliğiyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Dava uluslararası kamuoyunda da biliniyor artık. Dünyanın her yerinden insanların adaleti önemseyip, zaman ayırıp, tek bir duruşma için bu kadar kilometre yol gelmesi çok kıymetli ve çok umut verici.”

KARİN KARAKAŞLI: ARKADAŞIMI BU MENGENEDEN AZAT ETMEK İÇİN…

Yazar Karin Karakaşlı ise beraat kararının hayatın bir parçası olacağını söyledi: “Bugün de yine hep beraber arkadaşımın meselesine sahip çıkmak için buradayım. Onu bu mengeneden azat etmeyi kendim için de istiyorum. Elbette artık onun dünyası çok geniş ancak yaşamak için ülkesini de seçebilmesini de istiyorum. Kahkahalarımız yarım kalmasın istiyorum. O yüzden bu beraat hayatın bir parçası olacak. Bütün olmak için, sizlerle biraz daha tam olmak için…”

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version