Rusya-Ukrayna savaşının birinci yılı geride kalırken, son bir yılda Rus vatandaşlarının en çok yaşamayı tercih ettiği ülkelerden biri Türkiye oldu. Rus işadamları ve oligarklar, Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımlardan dolayı sermayelerini Türkiye’ye getirirken, bazı savaş karşıtı ve muhalif Ruslar ise vizeden muaf oldukları Türkiye’de yaşamayı tercih etti.
Türkiye’ye gelen Rus vatandaşlarının çoğuna son aylarda, ülkede bir yıla kadar kalmalarına ve serbestçe giriş-çıkış yapmalarına olanak sağlayan kısa süreli ikamet izni verilmediği iddia ediliyor.
Dolayısıyla Türkiye’nin Putin yanlısı işadamları ve oligarklar için “güvenli liman” olmaya devam ettiği, savaş karşıtı ve muhalif Ruslar içinse son dönemde yaşadıkları ikamet izni sorunu dolayısıyla “güvenli ülke” olmaktan çıktığı öne sürülüyor.
Rusya’daki seferberlik ilanı Türkiye’ye gelişleri arttırdı
VOA Türkçe konuyla ilgili, Türkiye’ye gelmek isteyen ve gelen savaş karşıtı ve muhalif Rusya vatandaşlarına geçici barınma, ikamet izni, göçmenlik gibi konularda danışmanlık veren “Ark” isimli yardım kuruluşunun İstanbul koordinatörü Eva Rapoport, İngiltere Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi’nin eski Türkiye Özel Danışmanı Güney Yıldız ve Antalya Emlakçılar Odası Başkanı İsmail Çağlar ile konuştu.
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre 2022 yılında “hudut kapılarından Türkiye’ye giriş yapan ülkeler” sıralamasında Rusya, 5 milyon 219 bin kişiyle Almanya’dan sonra ikinci sırada geliyor.
Savaşın başladığı ilk üç haftada 14 bin civarı Rusya vatandaşının Türkiye’ye geldiği biliniyor, ancak sonrasına ilişkin net resmi bir istatistik bulunmuyor. Özellikle Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in kısmi seferberlik ilan ettiği ve gençleri askere çağırdığı geçen yılın Eylül ayında Türkiye’ye gelişlerde artış olduğu ve Ruslar’ın pahalı uçak biletlerine rağmen ülkelerinden ayrılarak Türkiye’ye geldiği biliniyor.
“Türkiye hem Putin yanlıları hem muhalifler için çekici bir yer haline geldi”
“Türkiye’nin son bir yılda neden Ruslar için güvenli liman olduğu” sorusuna, İngiltere Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi’nin eski Türkiye Özel Danışmanı Güney Yıldız, savaştan sonra ABD ve Avrupa ülkelerinin Rusya’ya uyguladığı yaptırımların, üçüncü ülkeler üzerinden delinerek atlatılabildiğine dikkat çekerek yanıt veriyor.
“Bu noktada Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler, yaptırımları baypas ederek ticaret yapmak isteyen Rus sermayesi için imkan sağlayarak tercih edilen ülkeler haline geldiler” diyen Yıldız, Türkiye’nin ayrıca yaptırımlardan etkilenmek istemeyen hem Putin yanlısı hem de Batı’daki Rus karşıtı tavırdan dolayı Batı ülkelerine gidemeyen muhalif bireyler için çekici bir yer haline geldiğini belirtti.
“Türkiye Ruslar için artık güvenli bir liman değil”
Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre Rus vatandaşları, 2023 Şubat ayı itibariyle 134 bin 443 kişiyle Türkiye’de en fazla ikamet izni alan yabancı ülke vatandaşları oldu.
Ruslar Türkiye’ye vizesiz gelebiliyor ve ülkede 6 ay içerisinde toplamda 60 gün kalabiliyor. Ülkeye tekrar giriş-çıkış yaparak da bu süreyi uzatabiliyor. Bu sürede Rus vatandaşları kısa süreli ikamet iznine de başvurabiliyor.
Rusya vatandaşları kısa süreli ikamet aldıklarında bir yıla kadar Türkiye’de kalabiliyor ve ülkeye serbestçe giriş-çıkış yapabiliyor. Ancak ikamet izni alamayan veya uzatamayanlar 6 ay içerisinde en fazla 60 gün Türkiye’de kalabiliyor ve ülkeye tekrar giriş-çıkış yapmaları gerekiyor.
Kısa süreli ikamet izni sahibi olan kişiler banka hesabı açabiliyor ve çocuklarını okula kaydettirme hakkı oluyor.
Ancak “Ark” yardım kuruluşunun İstanbul koordinatörü Eva Rapoport, Göç İdaresi’nin 134 bin rakamının çok az olduğunu, son 1 yılda Türkiye’de ikamet iznine başvuranların sayısının 300-400 bini bulduğunu tahmin ediyor.
Türkiye’ye gelmek isteyen ve gelen savaş karşıtı ve muhalif Rusya vatandaşlarına geçici barınma, ikamet izni ve göçmenlik gibi konularda danışmanlık veren ve savaşın başlamasının hemen ardından 2022 yılı Mart ayında kurulan “Ark” isimli yardım kuruluşunun İstanbul koordinatörü Rapoport, özellikle muhalif Ruslar için Türkiye’nin artık “güvenli liman” olmadığını, durumun özellikle son aylarda değiştiğini söylüyor.
Eva Rapoport VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Rusya’dan Avrupa’ya seyahat etmek mümkün olmadığı için Ruslar’ın Türkiye, Ermenistan, Gürcistan ve Kazakistan gibi ülkelere gitmeyi tercih ettiğine dikkat çekerek, “Ruslar’ın gidebileceği ülkeler arasında Türkiye ve İstanbul en cazip yerlerin başında geliyor. Ruslar için Türkiye’ye gelmek kolay ve Türkiye çok daha ucuz” dedi.
“Türkiye’deki Ruslar son dönemde ikamet izni alamıyor”
Rapoport, Rusya vatandaşlarının Türkiye’yi tercih etmelerinin en önemli nedenlerinden birinin de vizesiz ülkeye girebilmeleri olduğunu belirtti. Ancak “Ark” İstanbul koordinatörü, bu durumun son zamanlarda değiştiğini savundu.
“Aralık ayından bu yana ikamet izni almak için başvuranların birçoğunun başvurusu reddediliyor ve bunun nedenini bilmiyoruz, gerekçesi bize söylenmiyor. Muhalif Ruslar’ın gönderilmesine ilişkin Erdoğan ile Putin arasında gizli bir anlaşma olduğuna dair söylentiler var” iddiasında bulunan Rapoport, dolayısıyla artık Türkiye’de daha uzun süre kalmak isteyen Ruslar’ın durumunun belirsiz olduğunu dile getirdi.
Rapoport, “Bu durumun yaklaşan seçimden sonra daha iyi mi daha mı kötü olacağını kimse bilmiyor. Belki de bundan sonraki süreçte yabancıların ikamet izni almaları, emlak edinmeleri yasaklanacak. Ülkeden atılacaklar” dedi.
VOA Türkçe, “son aylarda Türkiye’de muhalif Ruslara ikamet izni verilmediği” iddiasını Göç İdaresi Başkanlığı’na sordu, ancak bir yanıt alamadı.
Ruslar’ın konut fiyatlarını arttırdığı eleştirilerinin de ikamet izinlerinin son dönemde reddedilmesinin etkenlerinden biri olabileceğini ifade eden Eva Rapoport, “Ruslar Türkler’in işlerini elinden almıyor, aksine ekonomiye katkıda bulunuyor” dese de, Ruslar’ın Türkiye’de en çok yaşamayı tercih ettiği Antalya’da 4 bin üyesi olan Antalya Emlakçılar Odası Başkanı İsmail Çağlar farklı düşünüyor.
“Antalya halkı artık uygun fiyata ev bulamıyor, Antalya yaşanmaz halde”
Antalya Emlakçılar, Oto Galericileri ve İş Takipçileri Odası Başkanı Çağlar, Ruslar’ın ödediği yüksek emlak bedelleri dolayısıyla artık Antalya’nın yaşanmaz bir şehir hale geldiğini söylüyor. Çağlar, Antalya’nın savaştan önce de Ruslar için tercih edilen bir şehir olduğunu ancak gelen Ruslar’ın sayısının savaşın başlamasının ardından çok arttığını anlatıyor.
Savaştan önce Ruslar’ın daha çok konut satın aldığını ancak şimdi çoğunun kiralamayı tercih ettiğini belirten Çağlar, bölgede özellikle çok fazla sahte yabancı emlakçının kurduğu internet siteleri aracılığıyla vergi ödemeden, yüksek komisyonlarla Ruslar’a emlak satmaya çalıştığını ve bu durumun şehirdeki emlak fiyatlarını çok arttırdığını belirtti.
“Antalya’da artık gençler evleneceği zaman kiralık ev bulamıyoruz. Bulsak da 15-20 bin liradan aşağıya ev bulamıyoruz” diyen Çağlar, pandemi ve ardından Ukrayna-Rusya savaşının etkisiyle “Antalya’nın artık emekli şehri olmaktan çıktığını, Antalya halkının artık uygun fiyata kiralık ev bulamadığını ve yaşanmaz hale geldiğini” dile getirdi. Antalya Emlakçılar Odası’na kayıtlı 4 bin emlakçı bulunduğuna, diğer yandan ise 15 bine yakın kaçak emlakçı olduğuna dikkat çeken Çağlar, devletin gerekli denetimleri bir an önce yapması çağrısında bulundu.
ABD Türkiye’yi yaptırımları delmemesi konusunda sıklıkla uyardı
Türkiye ile Rusya yönetimleri arasındaki iyi ilişkiler özellikle Putin yanlısı işadamlarına ve oligarklara güvenli bir alan sunuyor. Son bir yılda Roman Abramoviç gibi Rus milyarderlerin lüks yatlarını Türkiye limanlarına demirledikleri görüldü.
Türkiye’nin Rusya’ya son bir yılda uygulanan yaptırımlara katılmaması Batı’nın tepkisine neden oldu. ABD ve Avrupa sıklıkla Türkiye’ye, Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımları delmeme çağrısında bulundu.
ABD Maliye Bakanlığı son bir yılda yapılan ziyaretlerle ve açıklamalarla Türkiye’yi, yaptırım uygulanan Rus kurum ve kişileriyle iş yapılmaması konusunda uyardı. ABD Maliye Bakanı Yardımcısı Wally Adeyemo geçen yıl TÜSİAD’a gönderdiği mektupta, “Rus kurumlarının ve kişilerinin, Türkiye’yi kullanarak yaptırımdan kaçınma girişimlerinden” endişe duyduğunu ifade etti.
Adımlara rağmen “ikisinden de vazgeçmeyiz” görüşü
Türkiye’deki bazı bankalar geçen yıl, ABD’nin çağrısının ardından Rus ödeme sistemi MIR’in kullanımını askıya aldı. MIR ödeme sistemi, Rusya Merkez Bankası tarafından Visa ve Mastercard dışında bir alternatif olarak geliştirilmişti.
Türk hükümeti son bir yılda Batı’nın istediği bazı adımlar atsa da, savaşın başlangıcından beri Batı’nın Rusya’ya yönelik yaptırımlarına ilkesel olarak karşı çıkıyor ve “hem Moskova hem de Kiev ile dengeli bir dış politika izlediğini” vurguluyor. Hatta hükümet savaşta olası bir ateşkesin Türkiye sayesinde olabileceğini savunarak, “arabuluculuk” rolü üstleniyor.
Örneğin, Türkiye savaşa rağmen Ukrayna’dan tahıl ihracatının devamını sağlayan BM koordinasyonundaki tahıl koridoru konusunda anlaşılmasına arabuluculuk etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen yıl yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin iki ülke ile siyasi, askeri, ekonomik ilişkileri olduğunu belirterek, “İkisinden de vazgeçmemiz mümkün değil” görüşünü sıklıkla tekrarladı.
“Erdoğan, Batı’nın aksine Putin’in kendisini Türkiye’de lider olarak görmek istediğine inanıyor”
İngiltere Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi’nin eski Türkiye Özel Danışmanı Güney Yıldız Türkiye ile Rusya arasındaki yakın ilişkilerin nedenlerinin birinin de “rejim benzerliği” olduğunu vurguluyor.
Yıldız, “İki ülkenin de tepeden karar alan güçlü liderler tarafından yönetiliyor olması ve bu liderlerin ikili ilişkilerde, farklı politika dosyalarını kompartmantalize ederek doğrudan etkin pazarlık yapabilme yeteneğine sahip olmalarıdır. Rejim benzerliği konusundaki bir diğer boyut ise, Erdoğan’ın Batı’nın aksine Putin’in kendisini Türkiye’de lider olarak görmek istediğine inanmasıdır” diye konuştu.
“Rusya’nın Türkiye’deki seçim sonucunu değiştirebilecek bir etkisi yok”
Rusya’nın Türkiye’de yaklaşan seçimlere olası etkisi konusunda ise Yıldız, “Rusya’nın Türkiye’de sınırlı ancak etkili bir medya varlığı bulunduğunu” belirterek, şunları ifade etti:
“Rus devletine bağlı medya kanalları, yatırım ve etki oranları göz önüne alındığında Türkiye’de en başarılı oldukları ülkelerden biridir. Bunun nedeni, laik, dindar, solcu, muhafazakar veya milliyetçi olsun, Türkiye’deki insanların Batı karşıtı mesajları almaya daha elverişli bir zihni-kültürel yapıya sahip olmasıdır. Ancak Rusya’nın özellikle istihbarat servisi aracılığıyla, özellikle mülteciler gibi birçok konuda manipülasyon yapma kapasitesi de bulunuyor. Geçmişte bu tür faaliyetlerde bulunduğuna inanan Türk kaynakları var. Ancak bütün bunların seçim sonucunu etkileyecek düzeyde ciddi bir etkisi olduğunu düşünmüyorum.”