– İngiliz The Guardian gazetesinin eski Türkiye muhabiri Constanze Letsch Maraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Türkiye hakkında bir analiz kaleme aldı. Türkiye ve Suriye’de enkaz altında kalarak ölen kişi sayısının resmi rakamlara göre 37 bini aştığını hatırlatan Letsch, Türkiye’de depremlerden ötürü yıkılan binaların pek çoğunun son çıkan inşaat yönetmeliklerine uyumlu olduğu öne sürülerek satıldığını hatırlattı.
‘Türkiye’deki deprem doğal afet olsa da, ölümlere kana susamış yolsuzluk sebep oldu’ başlıklı analizde Letsch, “Depremlerin ardından ortaya çıkan yıkımın sorumlularının hesap verebilmesi için önce yolsuzluk, kayırmacılık ve açgözlülük ağının çözülmesi gerektiğine” vurgu yaptı.
‘RANT ODAKLI YAPILAŞMA ON BİNLERCE İNSANIN ÖLÜMÜNÜ HAZIRLADI’
2002’de tek başına iktidar olan AKP’nin güvenli ve sıkı denetime tabi yapı stoku sağlama sorumluluğunu serbest piyasa güçlerine terk ettiğinin altını çizen The Guardian yazarı, rant odaklı yapılaşmanın müsebbibi olan açgözlü müteahhitler ve onlarla işbirliği yapan mühendislerin yasal düzenlemelerin etrafından dolaşarak on binlerce insanın ölümünü hazırladığını belirtti. Guardian yazarı, malzemeden çalan müteahhitlerin yeni binaları güvenli olduğunu ileri sürerek sattığını, ancak bu binalara izin veren ve gerekli denetimleri yapmayarak depreme dayanıksız yapı stokunun yaygınlaşmasına sebep olan yetkililerin de bir o kadar suçlu olduğuna dikkat çekti.
Böylesi bir açgözlülük ve vurgunculuğun tek başına işlenebilecek suçlar olmadığını vurgulayan Constanze Letsch, “Söz konusu binalar devlet tarafından verilen inşaat ruhsatları, sözde bağımsız yapı müfettişlerinin onayı ve inşaat malzemelerinin kalite kontrolünü yapan laboratuvarlardan gerekli raporlar olmadan inşa edilemezdi” dedi. Letsch, “Hükümetin, yıkıcı ve doymak bilmez bir inşaat sektörünün şişirilmiş büyümesini kolaylaştırmak için mevzuatta yaptığı birçok değişiklik olmasaydı, bu konutların inşa edilemeyeceğini” belirtti.
‘AKP’NİN YETERİ KADAR VAKTİ VARDI’
Analizde ayrıca, “20 yılı aşkın süredir iktidarda olan AKP’nin, dolandırıcılığıyla nam salmış inşaat sektörüyle mücadele etmek, sorumsuz müteahhitleri cezalandırmak ve deprem ülkesi olan Türkiye’de yaşayan insanlara güvenli, sağlıklı barınma hakkı sağlamak için yeteri kadar vakti olduğunun, ancak bunu yapmayı tercih etmediğinin” altı çizildi. Letsch, “Hükümetin bunun yerine, toplumsal ve çevresel maliyetleri ne olursa olsun, ekonomik büyümenin ana motoru olarak devasa altyapı ve inşaat projelerine odaklandığını” hatırlattı.
İMAR AFLARI İLE KAÇAK YAPILAŞMA TEŞVİK EDİLDİ
İlk olarak 1984’te uygulanan imar affının yasadışı konutlara resmi izinler verildiği hatırlatılan haberde, son olarak 2018’de AKP’nin çıkardığı cumhuriyet tarihinin en büyük imar affı ile 7 milyon 400 bin yasadışı binanın affedildiği ve hükümetin bu yolla yaklaşık 4 milyar 200 milyon dolar gelir elde ettiği belirtildi. Letsch, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, bu parayı depreme dayanıksız binaları güçlendirmek için kullanması gerekiyordu” dedi.
‘UZMANLAR TERÖRİST İLAN EDİLDİ, YETKİLERİ ELLERİNDEN ALINDI’
Letsch tüm bunların yanında, AKP’nin inşaatları denetleyen uzmanların görüşlerini ‘engel’ olarak gören ve denetimsiz yapılaşmaya göz yuman yönetim anlayışına, yapı denetiminden sorumlu mimar ve mühendis odalarını hedef hâline getiren siyasi söylemlerinin eşlik ettiğini vurguladı. Letsch’e göre, AKP her türlü bağımsız uzman gözetimini ciddi şekilde zayıflattı. Mühendisler, mimarlar ve şehir plancıların odaları, inşaat projelerindeki kusurları ortaya çıkardığı ve dava açtığı için sürekli olarak çapulcu, hain ve hatta terörist olarak aşağılandı.
2011 ve 2013’te çıkarılan yasalarla odaların denetleme ve onay yetkilerinin elinden alındığını da hatırlatan Guardian yazarı, Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’nin (TMMOB) önde gelen üyeleri ve AKP hükümetini uzun süredir eleştiren mimar Mücella Yapıcı ile avukat Can Atalay ve şehir plancısı Tayfun Kahraman’ın sahte suçlamalarla hapse atıldığını dile getirdi. Letsch analizini “Bu felaketin tüm sorumlularından hesap sorulacaksa, öncelikle çözülmesi gereken bu yolsuzluk, kayırmacılık ve açgözlülük ağıdır” diyerek tamamladı. (DIŞ HABERLER)
The Guardian: Depremler Erdoğan’ın siyasi geleceğini belirleyecek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***