RİHA – Kürtlerin yaşanan felaket karşısında büyük bir dayanışma örneği gösterdiğini belirten PYD Eş Genel Başkanı Salih Müslim, “Türk Devleti ve Suriye rejiminin hakikati de ortaya çıktı. AFAD faşist devletin bir kurumu, İHH üzerinden çeteleri besleyen Süleyman Soylu’ya bağlı bir yapı” dedi.
Kurdistan, Türkiye ve Suriye’de büyük bir yıkıma neden olan Mereş merkezli depremin yaraları sarılırken, Türkiye ve denetimindeki paramiliter grupların Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları devam etti. Kobanê Kantonu’ndaki siviller Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) ile hedef alınırken, Şehba ve Eyn İsa bölgelerinde yerleşim yerleri ağır silahlarla bombardımana tabi tutuldu.
Deprem sürecindeki saldırılarda Kobanê’de Mahmut Kobanê ve Til Rıfat’ta 70 yaşındaki Yusef Ebid adlı siviller katledildi. Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Genel Başkanı Salih Müslim, deprem sürecinde de devam saldırılara dair konuştu.
SURİYE VE TÜRKİYE’NİN HAKİKATİ
Depremden dolayı yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı dileyerek, konuşmasına başlayan Müslim, Kürtlerin yaşanan felaket karşısında büyük bir dayanışma örneği gösterdiğini söyledi. Depremin sadece doğal değil, aynı zamanda siyasi olduğunun altını çizen Müslim, “Kurdistan’ın başına gelen bu felaketi kısa zamanda atlatacağımızı umut ediyorum. Depremle birlikte Türk Devleti ve Suriye rejiminin hakikati de ortaya çıktı. Kürt halkına nasıl baktıkları çok net bir şekilde ortaya çıktı. Halen enkaz altında olan birçok insan varken, Kürt oldukları için yardım edilmiyor. Suriye’de depremden etkilenen insanlara gönderdiğimiz yardımlar Türk Devleti ve Suriye rejimi tarafından engellendi. Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) elindeki kısıtlı imkanlarla depremzedelere gönderdiği yardımlar, Türk Devleti tarafından engellendi. Depremzedeler için AFAD’a yapılan yardımlar ise saklanıyor, halka ulaştırılmıyor” diye belirtti.
‘İHH ÜZERİNDEN ÇETELER BESLENİYOR’
Türkiye’deki yetkilerin ve hükümetin deprem bölgesine geç müdahale etmesine değinen Müslim, iktidarın sorumluluk almak yerine suçu Allah’a attığını söyledi. Deprem felaketinin üzerinden günler geçmesine rağmen halen enkazların altında insanların olduğunu anımsatan Müslim, “AFAD ekipleri uzun süre depreme müdahale etmedi. Kurdistan’ın birçok şehrinde Kürt halkı depremzedelere yardım etti. AFAD faşist devletin bir kurumudur. İHH üzerinden çeteleri besliyor. İnsanlara yardım etmek için kurulan bir yapı değildir. AFAD, çeteleri besleyen Süleyman Soylu’ya bağlı bir yapı. Soylu’da Erdoğan’a bağlı. Bu nedenle yardım etmelerini beklemiyoruz zaten. Belki de insanların ölümüne seviniyorlardır” ifadelerini kullandı.
AMAÇ DEMOGRAFİYİ DEĞİŞTİRMEK
Depremin Halep’in Şêxmaqsud, Eşrefiye mahalleleri ile Efrîn’in Cindirês ilçesini etkilediğini anımsatan Müslim, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin depremzedeler için gönderdiği yardımların Türkiye ve Suriye rejimi tarafından engellendiğini hatırlattı. Cindirês ilçesinde bine yakın insanın yaşamını yitirdiğini ve halen enkaz altında insanların olduğu bilgisini paylaşan Müslim, şunları aktardı: “Deprem’in yaşandığı bölgeler Suriye rejimi ve Türk Devleti’ne bağlı çetelerin elinde. Bu nedenle bizde çeşitli yollarla yardım göndermeye çalışıyoruz. Cindirês’den bize ulaşan görüntülere göre halka hiçbir şekilde yardım edilmiyor. Orada depremzedeler bahane edilerek kurulan çadırlara dışardan getirilen insanlar yerleştiriliyor. Halka yardım etmeyerek, göçe zorluyorlar. Katar’ın ‘Onur şehri’ projesi kapsamında dışardan getirilen insanları yerleştirmek istiyorlar. Amaç kentin demografyasını değiştirmek. Çünkü Cindirês tarımsal olarak çok stratejik bir öneme sahip. Enkaz altındakiler Kürt ise yardım etmiyorlar, gönderdiğimiz yardımları da engelleniyorlar. Yani halkımız böyle bir zulmün altında.”
TÜRKİYE’NİN SALDIRILARI
Türkiye’nin Rojava’ya yönelik devam eden saldırılarını hatırlatan Müslim, yaşanan deprem felaketine rağmen Türkiye’nin saldırılarının durmadığını söyledi. Türkiye’nin bölgedeki sivilleri hedef alındığının altını çizen Müslim, “Mahmud Beşar isimli 3 çocuğu olan sivil bir yurttaşı Kobanê’nin Menaz köyünde katlettiler. Aynı şekilde Til Rifat’ta 70 yaşındaki sivil bir yurttaşı katlettiler. Saldırıların denetimlerindeki çeteler eliyle gerçekleştiğini iddia ediyorlar ancak buna inanmıyoruz. Onların emri olmadan çeteler burada tek bir mermi dahi sıkamaz. Aynı şekilde Eyn İsa tarafına bombardıman yapılıyor. Bütün bunlara hazırlıklı olan halk, bombardımanlara rağmen bölgeyi terk etmedi. Tedbirlerini almış durumdalar. Devletin bu saldırıları yeni değil. 7 yıldır saldırı altındayız. İktidar seçimle ömrünü uzatmak için tekrardan buraya saldırabilir. Ancak bu saldırılar o kadar kolay olmayacak biz ve halkımız her türlü tedbiri almış durumdayız” dedi.
GARANTÖR DEVLETLER
Çatışmasızlık için bölgede olan garantör devletlerin Türkiye’nin saldırılarına sesiz kaldıklarını ifade eden Müslim, garantör devletlerin halkın huzuru için değil kendi çıkarları için bölgede olduklarına dikkat çekti. Müslim, “Kobanê’nin Menaz köyüne yapılan saldırılar Rusya’nın kampları üzerinden gerçekleşti. Özelikle Rusya bu konuda çok sesiz. Onların da 30 askeri bu saldırılarda öldü, ancak hiçbir açıklamalarında bu bilgiyi paylaşmadılar. Öyle görünüyor ki herkes Kürtlerin yok olmasını istiyor. Bugüne kadar hiç kimse Kürtlere yardım etmedi. Eğer bir yardım var ise de o da kendi çıkarları için olmuştur. Çatışmasızlık ve ölümler yaşanmasın diye bölgede olan garantörler ölen Kürt olunca seslerini çıkarmıyor” diye belirtti.
DEVLETLERİN KURDİSTAN PROJELERİ
Garantör devletlerin ve bölgedeki diğer devletlerin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarının altında Kürtlerin statüsüne yönelik tahammülsüzlük olduğunu söyleyen Müslim, “Hepsi hesaplarını Kürtlerin yok olması üzerinden yaptı. Türkler 100 yıldan fazladır Kürtlere yönelik soykırım planlarını gerçekleştirmek istiyor. Aynı şekilde Baas Rejimi de Kürtleri aç bırakıp göçe zorlamak istedi. Bu şekilde Kürt bölgelerini boşaltıp Arapları yerleştirmek istediler. Hepsinin Kurdistan üzerine projeleri var. Kürtlerin yok olmasını umuyorlar. Onlara göre Kürt hastaydı ve ölmek üzereydi. Ama öyle olmadı. ‘Ölecek’ dedikleri Kürt bugün ayakta ve bir projeye sahip. Bu proje Rojava’da hayata geçmiş durumda. Demokratik ulus projesiyle bütün halkları ayaklandırıyor. Onlarda buna tahammül edemiyor. Bu yüzden düşmanlıkları artıyor. Diyorlar ki: ‘Sen ölüydün, seni tarihten silmiştik, nasıl ayağa kalktın ve diğer halkları da bize karşı ayaklandırdın.’ Bu şekilde tarihin intikamını Kürtlerden almak istiyorlar. Tüm Kürtler bunun farkında olmalı” ifadelerini kullandı.
BAŞARANIN ANAHTARI BİRLİK
Saldırılara karşı Kürtlerin birlik olması gerektiğinin altını çizen Müslim, şöyle devam etti: “Öncelikle başkaldıran Kürdü hedef alıyorlar. Başkaldıran Kürt’ten kurtulduktan sonra sıra yanlarına aldıkları Kürde gelecek. Tüm halkımızın bunu anlaması için çaba harcamalıyız. Bugün ‘Türk’ diyoruz, ancak bakanlarına baktığımızda birçoğu Kürt. Yani bu nasıl oluyor, o bakanlar düşünmüyor mu? Senin halkını yok edecekler, sen ise gidip devlete hizmet edeceksin. Diğer halklar da aynı şekilde. Burada önemli olan düşman gerçekliğini iyi anlamamız. Eğer düşmanımızın gerçekliğini anlarsak buna karşı tedbir alabiliriz. Bunu doğru anlayıp önce kendimizden başlayıp bu nokta da kendimizi ve çevremizi örgütlemeliyiz. Bütün ulus devletler kendi çıkarlarını gözetir. ‘Şu devlet bize yardım eder, bu devlet bize yardım eder’ diye bir şey yok, hepsi kendi çıkarına bakar. Onlar satacağı silaha bakar. Kürtler öldürülmüş, Ermeniler öldürülmüş veya başka bir halk öldürülmüş onların umurunda olmaz. Bu saldırı politikalarına karşı eğer bir olursak, kendi öz gücümüze dayanıp birliğimizi sağlarsak başarabiliriz.”
MA / Mahmut Altıntaş
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***