18 Haziran‘da yapılması gereken ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 14 Mayıs‘a çekileceği açıklanan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinin tarihi, 10 ili etkileyen depremler nedeniyle tartışma konusu oldu.
Kimileri sandığın belirlenen günde kurulacağını savunurken, kimileri ileri bir tarihe ötelenebileceğini öne sürdü. İktidar partisinin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) eliyle sandık tarihini en az altı ay erteleyebileceği, hatta bir yıl sonra yerel seçimlerle birleştirebileceği ifade edildi.
Son olarak bir dönem ‘iktidar partisinin özgül ağırlığı’ olarak anılan, AKP hükümetlerinde başbakan yardımcılığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı gibi önemli görevler üstlenen Bülent Arınç‘ın açıklaması gündem oldu: “Belki de tarihimizin en acı felaketini yaşadığımız bugünlerde, ülke bir an evvel seçim stresinden kurtulmalıdır. Daha açık ve net ifade etmek gerekirse: ne mayısta ne haziranda seçim olmaz, olamaz. Seçimlerin ivedilikle ertelenmesi lazım.”
‘ZARARINI TÜM ÜLKE ÇEKER’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu ihtimale ve çağrıya tepkili.
Gazeteci Murat Yetkin’e açıklamalarda bulunan ana muhalefet partisi lideri, “Kimseye özgü hukuk normu oluşturulamaz. Yapılması gereken, ister erken seçim olarak 14 Mayıs, ister zamanında 18 Haziran olsun, ivedilikle seçim tarihinin belirlenmesidir. Seçimden kaçmanın hiç kimseye bir yararı yoktur. Ancak zararını tüm ülke çekecektir” dedi.
Yetkinreport.com’da aktarılana göre gazetecinin soruları ve Kılıçdaroğlu’nun bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
– AK Parti’den deprem gerekçesiyle seçimin 18 Haziran ötesine ertelenmesi çıkışları geliyor. Seçim ertelenebilir mi?
Hayır. Anayasa çok açık. Ancak savaş halinde seçim ertelenebiliyor. Savaş olmadığına göre seçim ertelenemez. Hiç kimse Anayasanın, yasaların dışında gerekçeler uydurarak kendisine özgü bir hukuk normu oluşturamaz. Anayasa var. “Türkiye hukuk devletidir” diyorsak yapılamaz.
Burada bir parantez açalım: İYİ Parti lideri Meral Akşener de geçenlerde seçimin 18 Haziran’da yapılması gerektiğini vurgulamış, siyasilerin üzerine seçimin yapılması için düşen görevler oldduğunu söylemişti.
‘YSK GÖREVİNİ AKSATMADAN RAHATLIKLA YAPABİLİR’
– Bülent Arınç bir açıklama yaptı, deprem felaketi dolayısıyla derhal ve bir defaya mahsus ertelenmelidir dedi. Nasıl karşıladınız?
Ne demek bir defaya mahsus? Bu ifade “bir kişiye bir sefere özgü bir hukuk normu oluşturalım” demektir. Demokrasilerde böyle bir anlayış yoktur. Kabile devletlerinde bile bu olmaz. Kaldı ki Anayasa hiçbir yoruma yer vermeyecek kadar gayet açıktır. Yine Anayasada, hiç kimseye, sınıfa, zümreye imtiyaz tanınamaz diye bir madde de var.
Bakın, büyük bir deprem oldu, farkındayız. Göç hareketleri var, farkındayız. Ancak bugünkü teknolojik imkânlarla bu sorunlar kolaylıkla aşılabilir.
Bir kere herkesin bir T.C. numarası var. Yüksek Seçim Kurulunda herkesin kimlik bilgileri bulunuyor. Adres değişikliklerini de kolaylıkla saptamak mümkün. Seçim tarihi netleştiğinde YSK oturur çalışır, bütün bunları düzenler, seçmen listelerini oluşturur. 14 Mayıs’ta olacaksa üç ay, 18 Haziran’da, zamanında yapılacaksa dört aydan fazla zaman var. Bu süre içinde YSK görevini aksatmadan rahatlıkla yapabilir.
‘YSK ARKA BAHÇELERİ DEĞİL’
– Oysa iddialara göre AK Parti seçimi YSK üzerinden ertelemeye çalışıyor. Neden eli kolu bağlı diyorsunuz?
AK Parti öyle anlaşılıyor ki YSK’yı kendi talimatı ile hareket eden bir organ olarak görüyor. Daha açık bir anlatımla, onlar YSK’yı Ak Partinin arka bahçesi olarak görüyorlar. Gerçi YSK geçmişte bu izlenimi verecek kararlar almadı değil. Yargının bir partinin arka bahçesi konumuna düşmesi yargı adına utanılacak bir tablodur. YSK’nın bu izlenimi verecek davranışlardan, kararlardan kaçınması yargıya olan güveni pekiştirir. Aksi davranışlar yargının zaten gittikçe düşen itibarına ivme kaybettirir.
Ben Anayasa ve yasaların öngördüğü kurallardan söz ediyorum. Hukuk devletinde aslolan hukuk kurallarıdır. Hiçbir yargı kurumunun Anayasayı, yasaları çiğneme hakkı da yetkisi de yoktur. Yapılması gereken seçim tarihini ivedilikle belirlemek ve YSK’nın görevini yapmasına olanak sağlamaktır.
Yapılacak ilk iş, ivedilikle seçim tarihinin belirlenmesi ve YSK’nın da seçim hazırlıklarına başlamasının sağlanmasıdır. Yarından tezi yok yapılması gereken şey seçim tarihinin belirlenmesidir.
‘SEÇİMDEN KAÇMAK İSTİYORLAR’
– Peki, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da Arınç gibi “bir defalığına” deyip iddia edildiği gibi YSK’ya seçim erteletme girişiminde bulunabilir mi? Bu durumda tutumunuz ne olur?
Buna kalkışacaklarını sanmıyorum. Hukuk, hukukun üstünlüğü, yargıçlarda vicdan varsa buna kalkışacaklarını sanmıyorum. Anayasaya göre hâkim, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar verir.
– O zaman sizce neden bu çıkışlar yapılıyor, seçimin Anayasa’ya rağmen ertelenmesi çıkışları yapılıyor?
Seçimin ertelenmesi taleplerinin altında seçimden kaçma iradesi var. Ancak bu iradeyi YSK üzerinden hayata geçirmek yani kendi çıkarlarına göre bir defaya mahsus özel kararlar aldırmak istiyorlar. Sayın Arınç’ın açıklaması bunu gösteriyor.
Tekrar ediyorum; kimseye özgü hukuk normu oluşturulamaz. Yapılması gereken, ister erken seçim olarak 14 Mayıs, ister zamanında 18 Haziran olsun, ivedilikle seçim tarihinin belirlenmesidir. Seçimden kaçmanın hiç kimseye bir yararı yoktur. Ancak zararını tüm ülke çekecektir.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***