Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İktidar Kobanê Davası’nı sonuçlandırmak istiyor


ANKARA – İktidarın önlem almaması sonucu polis ve askerlerin açtığı ateş sonucu 6-8 Ekim 2014’teki eylemlerde 54 kişinin yaşamını yitirmesiyle suçlanan HDP’li siyasetçiler hakkında açılan Kobanê Davası, bir an önce sonuçlandırılmak isteniyor. 

 

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları karşısında 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 17’si tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobanê Davası’nda savunmalar bitmeden esasa ilişkin mütalaa alınacak. Davanın 7-8-9 Şubat’ta görülecek duruşmasında savcının esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sunması bekleniyor. 

 

Kobanê eylemlerinden 6 yıl 3 ay sonra kabul edilen iddianameyle başlayan davada, yargılananlar hakkında, “devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak” ve “37 kez insan öldürme” başta olmak üzere pek çok suçtan ceza isteniyor. Bu suçlamalara karşın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Kobanê için yapılan çağrıların şiddet içermediğini ve siyasi sınırlar kapsamında yapıldığını belirtti.  Ancak AİHM kararlarını tanımayan iktidarın yargıya açık talimat vermesiyle dava sürdürüldü. Şimdi karara çıkılması için acele edilen davada, tüm bu suçlamalara karşı, ilk duruşmanın görüldüğü 26 Nisan 2021’den bu yana, yargılanan siyasetçiler 6-8 Ekim 2014’de yaşananlardan asıl sorumlunun iktidar olduğunu sundukları belge, bilgi ve anlatımlarıyla ortaya koydu.

 

AMAÇ İNSANİ YARDIM KORİDORUNUN AÇILMASI 

 

Davada suçlama konusu yapılan 6-8 Ekim 2014’te neler yaşandığını derledik. 

 

Suriye iç savaşıyla birlikte 2014 yılında sivillere yönelik katliam yapan DAİŞ, Êzidîlere yaptığı soykırım sonrası Eylül 2014’te Kobanê’ye yönelerek orada yaşayan halkları yok etmek istedi. Ekim ayı başında DAİŞ’in saldırıları yoğunlaşarak devam etti. DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı Türkiye ve bütün dünyadan Kobanê için destek çağrıları yapıldı. 

 

Türkiye ve Kurdistan kentlerinde Kürt halkı ve demokrasi güçleri, Eylül 2014 sonu sokaklara çıkarak eylemler düzenlemeye başladı. 

 

TÜRKİYE’NİN KOBANÊ’YE YAKLAŞIMI

 

Eylemlerde Suriye’nin kuzeyindeki diğer bölgeler ve Federe Kurdistan Bölgesi üzerinden gelecek askeri yardımın ulaşması için Türkiye üzerinden Kobanê’ye bir koridor açılması, Türkiye’nin DAİŞ’e verdiği desteği kesmesi talep edildi. Yurttaşların bu tavrına karşılık ise devlet eylemlerin yaşandığı birçok ilde polis ve askerleri devreye koyup, halka gaz bombası ve plastik mermilerle cevap verdi. Türkiye’nin Kobanê eylemleri olan yaklaşımının altında ise Suriye sınırında bulunan İdlib, Halep ve Kobanê hattında “güvenli/tampon bölge oluşturmak” istemesiydi. Türkiye’nin oluşturmak istediği tampon bölge talebini Kürt kazanımlarını tehlikeye atacağı gerekçesiyle, Kürt güçleri tarafından uygun bulunmadı.  DAİŞ’in 11 Haziran’da Musul’da rehin aldığı Türkiye konsolosluğunun 49 çalışanını 20 Eylül’de Girê Spî’de teslim etmesine ilişkin Türkiye ile DAİŞ’in Kobanê üzerinde anlaşmaya vardığı söylentileri yayıldı. Rehine pazarlığı Kürtler tarafından “Türkiye’nin DAİŞ’e karşı sessiz kalışına ve destek vermeye devam etmesine bir ödül” şeklinde yorumlandı. 

 

‘KONTROL EDEMEDİĞİMİZ GÜÇLER VAR’ 

 

DAİŞ’in Kobanê’ye dönük saldırıları ve iktidarın başta Kobanê sınırı olan Riha’nın Pirsûs (Suruç) ilçesi olmak üzere birçok ilde eylemlere katılan kitleye karşı polis şiddeti artarken, HDP heyeti, devlet yetkilileri ile yaptığı görüşmeleri hızlandırdı. 

 

İmralı Adası, devlet ve KCK arasında mekik dokuyan HDP’li heyet, hükümet yetkilileri ile yaptığı tüm görüşmelerden Kobanê olayları için sonuç ve sürdürülen “çözüm sürecine” ise bir ivme kazandırmayı planladı. Kürt siyasetçiler dönemin yetkili isimleriyle görüşmeler gerçekleştirdi. Eylemler sürerken HDP’li İdris Baluken ve Sırrı Süreyya Önder dönemin içişleri bakanı Efkan Ala ile görüştü. Ala bu görüşmede, “Bizim kontrol edemediğimiz güçler var” ifadesini kullandı.

 

PYD’NİN ÇAĞRISI 

 

HDP’nin girişimlerinin yanıtsız bırakıldığı süreçte, PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, 26 Eylül 2014’te yaptığı açıklamada, “Öyle görülüyor ki Kobanê’nin düşürülme kararı verilmiş. Şu anda Türk devleti desteği ile IŞİD çeteleri 3 koldan, tank ve top gibi ağır silahlar ile Kobanê’ye saldırıyor. Başta NATO, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) olmak üzere bütün dünya kamuoyuna Kobanê’de yaşanması muhtemel katliamın önüne geçmek için acil bir şekilde harekete geçmelerini istiyoruz” çağrısında bulundu. Bu çağrının ardından Türkiye’nin birçok ilinden on binlerce Kürt harekete geçerek Kobanê’ye sınır olan Riha’nın Pirsûs ilçesine doğru yola koyuldu. İlçede günlerce süren dayanışma gösterileri burada da devletin sert tavrına maruz kaldı. 

 

KOBANÊ SINIRINA TANK YERLEŞTİRİLDİ 

 

Bir yandan eylemler devam ederken diğer yandan iktidar yetkililerinin söylemleri barış sürecinin dışına çıktı ve Kobanê sınıra tank yerleştirildi. Meclis’e Suriye’ye yönelik tezkere çıkarıldı. Bu süreçte HDP eski Eş Genel Başkanı Salahattin Demirtaş, 1 Ekim 2014’te dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşme gerçekleştirdi. Demirtaş bu görüşmede, “Türkiye Kobanê’de yaşanan katliama sessiz kalırsa, çözüm süreci önemli oranda zarar görür. Hükümetin, ‘IŞİD’e destek veriyorlar’ algısını yıkması için pratik adımlar atması gerekiyor” uyarılarını yaptı. Ertesi gün ise HDP heyeti PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşme gerçekleştirdi. Abdullah Öcalan, Rojava’da olası bir katliam girişiminin amacına ulaşması takdirde yeni ve uzun sürecek darbenin temellerinin atılacağı uyarısında bulundu.

 

İLK ÖLÜM ERDOĞAN’IN AÇIKLAMASINDAN SONRA OLDU

 

DAİŞ Kobanê’ye yönelik işgal girişiminde insanlık suçları işlerken Türkiye ve Kurdistan kentlerindeki Kürtler ve demokrasi güçleri, DAİŞ’in katliam girişimine karşı iktidarın adım atması amacıyla eylemler düzenledi ve HDP ve siyasetçiler de bu süreçte kitlelere demokratik çağrılarda bulundu. 2014 Eylül ayında başlayıp Ekim ayının başlarına kadar süren destek ve dayanışma gösterilerinde herhangi bir yaralanma veya ölüm gerçekleşmedi. 7 Ekim 2014’de AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Dilok’ta yaptığı mitingde “Kobanê düştü düşecek” sözlerinin ardından Mûş’un Gimgim (Varto) ilçesinde polisin eylemcilere otomatik silahla ateş açması sonucu Hakan Buksur katledildi. 

 

54 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ

 

Efkan Ala, “kontrol edemedikleri güçler” dese de eylemlerde polis, asker ve Hizbullah tarafından yapılan saldırılarda çoğu HDP üyesi 54 kişi yaşamını yitirdi. Ölümlere dair etkin bir soruşturma yürütülmediği için yaşamını yitirenlerin failleri bugüne kadar bulunmadı, yargılanmadı. 

 

HDP SUÇLU İLAN EDİLDİ 

 

Soruşturmaların yürütülmediği Kobanê eylemleri nedeniyle HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yaptığı “Sokakta karşı karşıya getirme senaryolarına karşı herkes bilinçle hareket etmeli ve sokaktan çekilmelidir” içerikli sanal medya paylaşımı, iktidar tarafından “Demirtaş şiddeti artırmaya yönelik twit” olarak yorumlandı ve 6-8 Ekim 2014’te yaşananların sorumlusu olarak HDP’li siyasetçiler gösterildi. 

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version