Remzi BUDANCİR
ADIYAMAN – Maraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen depremin vurduğu Adıyaman’da yüzlerce enkaz olduğu gibi dururken, evsiz kalanlar barınma sorununu gidermeye çalışıyor. Kentte sağlık hizmeti verenler, psikolojik desteğin önemini vurguluyor.
Depremin ardından Adıyaman kent merkezinde nüfus oldukça azalmış durumda. Kentte hala sağlıklı bir hasar tespit çalışması yapılamadığı için hangi evin hasarlı, hangisinin sağlam olduğu bilinmiyor. Hasarlı evlerde kalmak istemeyen birçok aile batı illeri başta olmak üzere çevre kentlere göç ederken, en büyük nüfus artışı ise köylerde oldu.
Merkezde oturanların nerdeyse yüzde 50’den fazlası daha güvenli buldukları için köylerde yakınlarının yanına sığındı. Köy nüfusları üçe, dörde katlanmış durumda.
SİVİL TOPLUM DAYANIŞMASI SÜRÜYOR
Depremin ardından kentte sivil toplumun oluşturduğu dayanışma ağı ise oldukça güçlü. Bir taraftan depremzedelerin barınma sorunu çözmek için çalışma yapan sivil toplum, bir taraftan da sağlık hizmeti vermeye çalışıyor. Sağlık alanında çalışmayı ise TTB ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) yürütüyor. Çadır kentlerde kurulan çadırlarda ilk adımsa sağlık hizmeti verilirken, bir yandan da kırsal kesimde sağlık taraması yapılıyor. Bu çalışmalar dönüşümlü sürüyor.
‘KORKU, KAYGI VE ENDİŞE VAR’
Sahada yapılan taramada deremin etkisinin sadece fiziki yıkım olmadığı görülüyor. Evlerini, ailelerini, akrabalarını, dostlarını, koşularını kaybeden depremzedeler büyük travma yaşıyor. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Batman Şubesi ekibinden olan Sosyal Hizmetler Uzamanı Ercan Şahin, sahada çalışma yapan isimlerden. Bölgede 5-6 gündür çalışma yaptıklarını anlatan Ercan, çadır kentlerde, kırsal kesimlerde ve köylerde sağlık hizmeti verdiklerini söyledi.
Ağırlıklı olarak kırsal kesimi taradıklarını anlatan Şahin, önceliklerinin depremzedelere poliklinik hizmeti vermek olduğunu söyledi. Saha çalışmasında birçok aile ile konuşma imkânı bulduklarını hatırlatan Şahin, “Önceliğimiz poliklinik hizmeti vermek. Hem fizyolojik rahatsızlığını tespit etmek, hem de psikolojik bir sıkıntı varsa tespit edebileceğimiz düzeyde tespit edip yönlendirme hizmeti verme çabasındayız. Bu birinci basamak sağlık hizmeti oluyor” dedi. Sahaya ilişkin gözlemlerini paylaşan Şahin, depremden etkilenenlerin genel olarak korku, kaygı ve endişe yaşadığını ve buna bağlı olarak bunun üzerinden gelememe sorunu yaşadığını söyledi.
EŞİ VE DÖRT ÇOCUĞUNU KAYBETTİ: DONUK BİR YÜZ İFADESİYLE SÖYLÜYORDU
Depremi yaşayanlar, yakınlarını kaybedenlerin ciddi travma yaşadığını anlatan Şahin, birkaç örnek verdi: “Gittiğimiz köyde bir yaşlı dayı ile görüştük. Kendimiz tanıtıp sizin için geldik dedikten ‘Çocuk var mı’ diye sorduk, dört çocuğum var dedi. Onlarla görüşebilir miyiz dediğimizde ‘Eşim rahmet etti’ dedi. ‘Çocuklarınızla görüşebilir miyiz’ dediğimizde ‘Dördü de rahmet etti’ dedi. Çocukları enkaz altında kalmıştı. ‘Ben o gün tesadüfen şehir dışında olduğum için orada değildim’ dedi. Bunu gayet rahat, donuk bir yüz ifadesi ile söylüyordu. O şoku atlatamamıştı. O kadar uzun süreye rağmen atlatamamıştı, atlatamayacakta… Öyle bir ifadeyle bakıyordu. Onu söylerken ağlama yok, çünkü hala şok etkisinde.
“BABAMIN KOPAN AYAĞINI GÖRÜYORUM”
Bir başka köyde bir kadınla görüştük. Çocukları eğitim alanında çok iyi. LGS’de Adıyaman birincileri, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyorlar. Depremde babasını kaybetmiş. Anlattığına göre o çıktığı sırada ev babasının üzerine çökmüş, sadece ayağı kapıda kalmış. Kadın ağlayamıyor, halüsinasyonlar görüyor. Konuştuğumuzda ‘biri izliyor’ diyordu. Dönüp ‘buradan mı izliyor’ diye sorduğumda ‘evet görmüyor musunuz, oradan izliyor’ diyor. Etrafımızda ise kimse yoktu. Sürekli babasının ayağını gördüğünü söylüyor. Ne zaman gözümü kapatsam babamın ayağını görüyorum diyor. O anı unutamıyorum diyor. Bazen ayağı hareket ediyor diyor. Kadının çok ciddi psikolojik desteğe ihtiyacı var. Ona bu kısa vadede dokunmak gerekiyor, dokunmadığınızda bu ilerleyebilir. Çünkü kadın hayatla bütün bağını koparmış. Profesyonel anlamda sosyal destek ekiplerinden destek alması gerekiyor.
‘KEŞKE BEN O YIKILAN TARAFTA OLSAYDIM’
Sadece o değil, neredeyse herkes aynı travmayı yaşıyor. Bir başka köyde başka bir kadınla konuştuk. Depremde eşini ve bir çocuğunu kaybetmiş. Ağlayamıyor, şokta. ‘Deprem anında bir çocuğumuz bir odada, diğer çocuğum diğer odadaydı. Deprem olduğunda ben bir çocuğumuza, eşim diğer çocuğa koştu. Evin yarısı yıkıldı. Eşimin gittiği oda üzerine ev çöktü. Eşim ve çocuğum öldü. Şimdi her düşündüğümde keşke o tarafa ben gitseydim diyorum’ diye anlatıyor. Bu travmayı aşması çok zor.”
‘İNSANLAR TAZİYE KURMUYOR’
Kentte herkes şok hali var. her köyde, ilçede, beldede taziye ziyaretleri sürüyor ama bir çok yerde taziye kurulmamış. Kendi ailesinden 2-3 kişiyi kaybedenlerin komşusunun acısını kendisinden daha ağır gördüğünü anlatan Şahin, “Herkes şok halinde, kimse yaşadığı travmanın farkında bile değil. Farkında değil derken, hangi acının daha ağır basacağının farkında değil. Bazı aileler var kişi kendi taziyesine, kendi ölüsüne, kendi acısını yaşamaya utanır hale geliyor. ‘Benim evimden iki kişi ölmüş ağlayamıyorum. Komşumun 12-13 kişisi ölmüş. Hepsi bir aileden’ diyor. Ben ona daha çok üzülmeliyim diyor. Kendi kendini baskılıyor. Taziyesini bile kurmuyor” dedi.
‘UZMANLARIN SAHADA ÇALIŞMA YAPMASI LAZIM’
İnsanın daha çok konuşamaya ihtiyacı olduğunu fark ettiklerini anlatan Şahin, herkes afetzede olduğu için kimse duygularını bir birine anlatamadığını söyledi. Birisine merhaba dedikten sonra anlatmaya başladığını söyleyen Şahin, yapılması gerekenleri sıraladı: “Bizim saha çalışmamızda daha çok psikolojik ilk yardım gibi. Bu bireylerin ilerde çok daha büyük travmalar yaşayacağı durumu vardı. Kesinlikle bu aşama müdahale edilmezse kalıcı sorunlara sebep olabilecek durumdalar. Bu bir ilaç vereyim, bir haftada geçsin durumu değil. Daha çok orta ve uzun vade de desteklenmesi gereken, özellikle sosyal hizmet uzmanlarının öncülüğünde bireysel, grup, ya da aile ile çalışan ekiplerin bu çalışmayı yapması gerekiyor.”
‘BÖLGEDE ÇALIŞANLARIN DA DESTEK GÖRMESİ GEREKİYOR’
Şahin’in anlattığına göre travma yaşayanlar sadece depremzede olanlar değil. Sahada çalışma yapan gönüllüler, enkaz kaldıralar, sağlıkçılar, deprem bölgesinde uzun süre kalanların tümünün psikolojik sorunlar yaşayabileceği görüşünde. Sahada çalışanların birçok acıta tanık olduğunu anlatan Şahin, “Gördükleri manzaralar çok acı ve atlatamıyorlar. Eve döndüklerinde, normal yaşam alanlarına döndüklerinde, onlarda da psikolojik sorunlar çıkma olasılığı yüksek. Bu alanda çalışma yapılması gerekiyor. Bunlarında destek görmesi gerekiyor” dedi.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***