Sinan SAYGILI
– Maraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler, 19 Ağustos Marmara depreminden daha fazla can kaybına neden oldu. Enkaz altında son nefesini verenlerin sayısının çok daha fazla artmasından endişe edilirken, geride kalanları da hem yeni bir yaşam kurmak hem de ekonomik olarak ayakta durmak açısından çok zorlu günler bekliyor.
NÜFUSUN YÜZDE 15,7’Sİ, MİLLİ GELİRİN YÜZDE 9,3’Ü
Maraş depreminin yıkımlara yol açtığı 10 ilde (Maraş, Hatay, Adıyaman, Antep, Malatya, Osmaniye, Adana, Kilis, Urfa, Diyarbakır) Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 13,4 milyon kişi yaşıyor. Bu rakam, Türkiye nüfusunun yüzde 15,7’sine karşılık geliyor.
Yine TÜİK’in verilerine göre bu 10 ilin milli gelirdeki (Gayrisafi Yurt İçi Hasıla/GSYH) payı yüzde 9,3 seviyesinde. Türkiye’nin milli geliriyse 2022 yılında 4 trilyon 258 milyar 168 milyon TL olarak açıklandı. GSYH, ABD doları bazında 241 milyar 523 milyon olarak gerçekleşti. Sektörel olarak bakıldığında 10 ilin tarımdaki payı yüzde 14,3, sanayideki payı yüzde 11,2 seviyesinde. Söz konusu illerin turizmdeki payı ise (yüzde 1 civarında) düşük.
Özetle, GSYH bazında bakıldığında deprem bölgesinde ekonomik büyüklük olarak ortaya 20 milyar dolarlık bir rakam çıkıyor.
Ancak tarım ve sanayinin yanısıra yıkılan ya da hasar gören yapıların ekonomik faturasını da ekleyince, depremin ekonomik boyutunun en az 25 milyar doları bulacağı hesaplanıyor. Bazı ekonomi yazarları ise rakamın 50-60 milyar doları bulabileceğini ifade ediyor.
İLLERİN EKONOMİK ÜRETİMİ
Depremden etkilenen iller arasında sanayi açısından Antep’in ağırlığı var. Buradaki ekonomik yıkımın boyutu da önemli bir belirleyici olacak. Antep’in ardından gelen Maraş’ta ise durum içler acısı…
Maraş özellikle iplik, kumaş ve mutfak eşyaları üretiminde ekonominin ağırlık merkezi durumunda. Maraş geçen yıl 1 milyar 464 milyon dolarlık ihracatla, 17’nci sırada yer aldı.
Antep geçen yıl Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sanayi Veritabanı esas alınarak hazırlanan ‘Sanayinin Liderleri’ listesinde 130 üründe birinci, 117 üründe ikinci ve 94 üründe üçüncü olmak üzere 341 ürün ile 8’inci sırada bulunuyordu. Antep’ten üç kategoride de en fazla tekstil, gıda, deri ürünleri, plastik ve makine-metal sektörlerinden ürünler listede yer aldı. Birincilik kategorisinde 42 tekstil, 20 gıda, 18 plastik ve kimyevi ürünler, 15 makine-metal ürünü listeye girdi. İkincilik kategorisinde 25 plastik ve kimyevi ürünler, 24 tekstil, 22 gıda, 21 makine-metal ürünü listeye irdi. Üçüncülük kategorisinde de 28 makine-metal, 21 gıda, 17 tekstil, 10 plastik ve kimyevi ürünler listeye yer aldı. Ocak-Kasım 2022’de 9 milyar 622 milyon dolarlık ihracat yapıldı.
Hatay’ın 2022’deki ihracatı 3 milyar 564 milyon doları buldu.
Bölge ihracatı açısından önemli konumda bulunan İskenderun Limanı ise depremde yıkılan konteynerlerin alev alması sonucu çıkan yangında büyük hasar aldı.
Depremden yoğun olarak etkilenen illerden Adıyaman sanayisi ağırlıklı olarak tarıma dayansa da son yıllarda tekstil, gıda ve mermer alanında da öne çıkmaya başladı. Kayısı diyarı Malatya geçen yıl 455 milyon dolarlık ihracatıyla 32’nci sırada bulunuyor.
BÜYÜMEYE BEKLENEN ETKİSİ YÜZDE 1
Ekonomistler ise ilk analizlerinde, depremin, Türkiye’nin ekonomik büyümesini ortalama yüzde 1 düşüreceği öngörüsünde bulundu. Dünya Bankası’nın 11 Ocak 2023 tarihli tahmininde, Türkiye ekonomisinin yüzde 2,7’lik büyüme performansı sağlayacağı öngörüsünde bulunmuştu. Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göreyse büyüme beklentisi yüzde 4,1’di.
Sonuçta, henüz net olarak bilinmeyen üretim kaybının boyutu ve zamanı ekonomik tabloyu daha belirginleştirecek.
4 MİLYON ÜZERİNDE YAPI
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) verilerine göre, depremin ilk dört gününde hasar başvurusu yapılan bina sayısı 30 bini aştı. Bu sayının önümüzdeki gün ve haftalarda katlanması bekleniyor. Üstelik, bölgede yapıların büyük çoğunluğu DASK sigortası kapsamında değil. Depremin etkilediği illerdeki yapı sayısı 4 milyonun üzerinde ve özellikle Maraş ve Hatay’da yakımın boyutu büyük. DASK Genel Müdürü Selva Eren’in verdiği bilgiye göre, deprem fonlarının büyüklüğü 23 milyar lira (yaklaşık 1,2 milyar dolar) civarında. Eren, sigortacılık tekniği çerçevesinde bu tutarın üzerine eklenen reasürans koruması ile toplamda 117 milyar TL (yaklaşık 6 milyar dolar) ödeme gücüne sahip olduklarını söylüyor. Bu noktada, DASK sigortasının sadece konutları kapsadığını akılda tutmak gerek.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch ise sadece bina yıkımlarından kaynaklı yıkım için “Durum gelişmekte olduğu için ekonomik kayıpları tahmin etmek zor, ancak iki milyar doları aşması muhtemel görünüyor ve kayıplar 4 milyar doları aşabilir” hesaplamasını yaptı. Aynı zamanda da, sigortalı yapı sayısının çok düşük olması nedeniyle yapılacak ödemenin bir milyar doları aşmayacağı öngörüsünde bulundu, yani şu an evleri hasar gören yüzbinlerce kişi ‘kaderiyle’ baş başa kalmış durumda. Elbette yıkılan ya da hasar gören yapılar konutlarla sınırlı değil. Fabrikaları, işletmeleri, hastaneleri, kamu binalarını, çöken yolları ve iletim yapılarını da göz önünde bulundurmak gerek.
1999 DEPREMİNİN MALİYETİ 15-19 MİLYAR DOLAR
Resmi verilere göre 17 bin 480 kişinin öldüğü ve 7 ili etkileyen 17 Ağustos 1999 depreminin ekonomik faturasını; o zamanın Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) 15 ila 19 milyar dolar, Türkiye İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) 17 milyar dolar, Dünya Bankası ise 12-17 milyar dolar olarak hesaplamıştı. GSYH’ye oranı ise ortalama yüzde 6 olmuştu. Ekonomi yüzde 3,3 daralmıştı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***