Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Av. Sarıca: Avrupa ahlak ve demokraside sınıfta kaldı


İSTANBUL –  Birçok devletin ortaklaşarak dünya da eşi benzeri olmayan bir komployla PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirildiğini belirten avukat Rezan Sarıca, “Tüm Avrupa devletleri, demokrasi, hukuk ve hakikat adına çok önemli bir sınavla karşı karşıyaydı ama bu sınavdan geçemediler” dedi.

Marmara Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MA TUHAY-DER), dernek binasında “Tecrit ve hak ihlalleri” konulu panel gerçekleştirdi. Panele, tutuklu yakınlarından Fince Akman, MA TUHAY-DER yöneticilerinden avukat Abdullah Çakmak ve Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Rezan Sarıca konuşmacı olarak katıldı. Moderatörlüğünü MA TUHAY-DER Eşbaşkanı Mehmet Şafi Erol’un yaptığı panelde, “Tecrit insanlık suçudur” pankartı asılırken, birçok tutuklu yakını da katılımcı olarak bulundu.

‘AVRUPA SINIFTA KALDI’

Saygı duruşuyla başlayan panelde ilk olarak konuşan avukat Rezan Sarıca, Şubat ayının Kürt halkı için “kara” bir ay olduğunu belirterek, “Kürt halkının yaşadığı sorun sadece Kürt halkıyla sınırlı olmayan diğer ülkeleri, Ortadoğu da planları olan ülkeleri etkileyen bir duruma geldi. O yüzden Sayın Öcalan hegomonik güçlerin hedefi haline geldi” dedi.

PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik birçok devletin ortaklaşarak dünya da eşi benzeri olmayan komplonun gerçekleştirildiğini belirten Sarıca, “Tüm Avrupa devletleri, demokrasi, hukuk ve hakikat adına çok önemli bir sınavla karşı karşıyaydı ama bu sınavdan geçemediler. Avrupa ahlak, demokrasi adına sınıfta kaldı” ifadelerini kullandı. Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getiriliş sürecine değinen Sarıca, şöyle dedi: “Sayın Öcalan’ın bu iş birliğine karşı tutumu bu tasfiye sürecini darbeledi, çıkmaza soktu. Egemen güçlerin, Kurdistan üzerindeki politikalarını halklar aleyhine geliştirdikleri bir plandı. 24 yıl içerisinde gördüğümüz bütün ihlallerin, kanların, mağduriyetlerin sorumluluğu bu komployu gerçekleştirenlerin sorumluluğudur. Tarih onları affetmeyecek.”

TÜRKİYE AİHM KARARLARINA UYMADI

Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına uymadığını söyleyen Sarıca, “Öcalan’ın sağlık, hukuki, psikolojik koşullarının nasıl olduğuna dair hiçbir bilgimiz yok. Bu durumu aşabilmek için bütün hukuki yolları denedik. Sorumlulara yaptığımız bütün başvurular sonuçsuz kalıyor. Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) de Sayın Öcalan’a ulaşmamız, koşullarını öğrenmemiz noktasında başvurduk. AYM, bu taleplerimizi ret etti. Bu sefer talebimizi Birleşmiş Milletlere (BM) taşıdık. Çünkü AYM’nin siyasal olarak belli bir yere geldiği belli oluyor. Uluslararası hukuki dinlemiyor. O yüzden BM’ye tedbir talebiyle başvurduk. Esas kararını sonra verecek ama tedbir kararını verdi ve Türkiye’ye 2-3 ay içerisinde birkaç defa ‘bu koşullara son verin, avukatlarla görüşü sağlayın’ çağrısında bulundu. Taleplerimizi kabul edip Türkiye’ye iletti ama buna karşı da bir gelişme yok. Türkiye politikasında en ufak bir değişikliğe gitmiş değil” dedi.

TECRİT ‘İNSANLIK SUÇU’

Ardından konuşan avukat Abdullah Çakmak, TUHAY-DER olarak amaçlarının cezaevindeki hak ihlallerini gündemleştirmek ve yöneticiler üzerinde bir baskı oluşturmak olduğunu ifade etti.

Avukatlar konuşmalarının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı.

‘ÖNCELİĞİMİZ ÖCALAN İDİ’

Daha sonra konuşan tutuklu yakını Fince Akman, Abdullah Öcalan ve diğer tüm tutuklulara sahip çıkmak için 11 ay boyunca Adalet Nöbeti gerçekleştirdiklerini anımsatarak, şöyle devam etti: “Öncelikli amacımız Abdullah Öcalan’dı. Bize dayak atıldı, küfür, hakaret edildi. 11 ay boyunca direndik. Biz onları iyi tanıdık, onlarda bizi. Biz onlardan korkmuyoruz ama onlar bizden korkuyor. Polis, ‘bir tek siz mi varsınız, bir sürü kişi var, siz 5 kişi geliyorsunuz’ diyordu. Bizde ‘size yeteriz’ diyorduk. Bizi korkutmaya çalışıyorlardı ama biz onlara, ‘sizin silahlarınız, tankınız, topunuz var ancak bizim de cesaretimiz var’ diyorduk. Bizi öldürebileceklerini, tutuklayabileceklerini biliyorduk ama her şeyi göze alıyorduk. 10 yaşındaki çocuk ‘HDP’ye destek olacağım’ diyorsa bu dava bitmez. Yürümeye devam edeceğiz. ‘Namuslu, şerefli Kürdüm’ diyen Öcalan’a sahip çıkar. İnsanlığımızı Öcalan’la anladık. O olmasaydı bugün burada oturamazdık. Çocuklarımıza sahip çıkalım. Her şey çabayla, çalışmayla olur. Tüm tutuklu anneleri el ele mücadele etmesi gerekiyor.”

Son olarak konuşan MA TUHAY-DER Eşbaşkanı Dilek Demir, 15 Şubat’ta saat 10.00’da Mecidiyeköy’de uluslararası komployu protesto edeceklerini belirterek, katılım çağrısında bulundu.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version