Türkiye’yi 6 Şubat’ta vuran ve ülke tarihinin en ağır felaketlerinden birine neden olan depremlerin ardından dünyanın dört bir yanından ülkeler bağışlar ve yardım ekipleriyle dayanışmasını gösterdi.
Bu ülkelerin başını ABD çekti. Ankara’nın İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerine veto koyması, F-16 savaş uçaklarının satışı için bastırması, Rusya’nın S-400 hava savunma sistemleri satın alması, Suriye’nin kuzeyine olası bir kara harekatı planlaması ve Yunanistan’la Ege Denizi’nde gerilim yaşaması gibi birçok konudaki tutumunun Washington’la ters düşmesine neden olmasına rağmen, Maraş depremi ile bu konular bir kenara bırakıldı.
Biden yönetimi ilk aşamada 85 milyon dolarlık insani yardım açıkladı. ABD Uluslararası Kalkınma Dairesi (USAID) ekipleri 200 kişi, 12 köpek ve 77 tonluk yardım malzemesi ile deprem bölgesine giderek, Adıyaman’daki arama kurtarma ekiplerine katıldı. ABD üssünün bulunduğu İncirlik’te konuşlu helikopterlerle en ücra yerlere ulaşıldı, malzemeler götürüldü, yaralılar taşındı.
ABD’nin sahadaki bu çalışmaları ile ilgili Amerikalı yetkililer neredeyse her gün toplantı yaptı, gazetecilere bilgilendirme brifingleri verdi. Amerikalı kurumların internet siteleri ve sosyal medya hesapları aracılığıyla Türkiye yardımları ve faaliyetleri, fotoğraflı ve videolu olarak sıklıkla paylaşıldı.
Başkan Joe Biden ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ABD’nin çabalarını en üst düzeyde anlatan, paylaşan hatta bağış çağrıları yapan isimleri oldu. Son olarak da Blinken’ın Almanya’da katıldığı Münih Güvenlik Konferansı’ndan sonra, Türkiye ve Yunanistan’ı ziyaret edeceği açıklandı.
Blinken’ın Türkiye ziyareti geçen aydan bu yana konuşuluyordu
Aslında Blinken’ın Türkiye’yi ziyaret edebileceği ilk defa Ocak ayında dile getirilmeye başlamıştı. Çavuşoğlu Washington’u ziyaret etmiş ve 19 Ocak’ta ABD Dışişleri Bakanlığı’nda Blinken ile görüşmüştü.
Depremden neredeyse üç hafta önceki görüşmede gündem F-16’ların satışı ve Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerine karşı tutumuydu. Görüşme sonrası Çavuşoğlu, Blinken’ı Ankara’ya davet ettiğini açıklamıştı.
Kulisleri meşgul eden bu ziyaret tam bir ay sonra nihayet 19 Şubat’ta, depremin ağırlığı altında gerçekleşecek.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Blinken, İncirlik Üssü’nü ziyaret ettikten sonra Ankara’ya geçerek, yıkıcı depremlerin ardından ABD’nin Türkiye ve Türk halkına devam eden desteğini ve ABD’nin değerli bir NATO müttefiki olarak Türkiye ile ortaklığını güçlendirmenin yollarını görüşmek üzere, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve diğer üst düzey yetkililerle biraraya gelecek.
ABD Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Karen Donfried da, “Bakan Blinken ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu birlikte ortak bir basın toplantısı düzenleyecekler. Pazartesi günü Bakan Blinken Anıtkabir’i ziyaret ederek Mustafa Kemal Atatürk’ün anısına düzenlenen çelenk koyma törenine katılacak” açıklaması yaptı.
“Blinken’ın ziyareti hem ABD hem Türkiye için bir fırsat”
Peki bu ziyaretin esas amacı ne? Başkent Washington’daki ABD Deniz Piyadeleri Üniversitesi’nden Doçent Doktor Sinan Ciddi’ye göre bu ziyaret Rusya’ya karşı bir hamle ve hem ABD için hem Türkiye için bir fırsat.
Blinken’ın Türkiye’nin gerçek arkadaşlarının, gerçek müttefiklerinin kim olduğunu bilfiil hatırlatmak istediğini söyleyen Ciddi, “Bu fırsatçılıktan çok büyük bir fırsat. Gerçekten yardım elini uzatan Batılı müttefiklerin ‘Türkiye’nin yanındayız’ demesi çok önemli. Türkiye’nin de Batı ittifakı ile kendini yeniden konumlandırması için büyük bir fırsat var. Bu saatten sonra Batı karşıtlığı söylemi üzerinden bir politika izlemesi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için, Türkiye için oldukça zorlaştı’’ diyor.
Blinken Türkiye ziyaretinden önce ise Almanya’da Münih Güvenlik Konferansı’na katılıyor. Konferansın ana gündemi Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş. Finlandiya ve komşusu İsveç, savaş nedeniyle Rusya’ya karşı NATO’nun güvenlik şemsiyesi altına girmek istiyor ve Mayıs ayında NATO’ya katılım başvurusu yaptı.
İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusu gündeme gelir mi?
Türkiye 71 yıldır NATO üyesi hatta tam da bugün yani 18 Şubat, NATO’ya katılımının yıldönümü. Türkiye, İskandinav ülkelerini Kürt terör gruplarına yataklık etmekle suçlayarak üyeliklerine karşı çıkıyor.
ABD, NATO üyeliğine itirazlarını kaldırması için Erdoğan’ı teşvik etmenin yollarını ararken, Blinken’ın deprem nedeniyle gerçekleştirdiği ziyarette, bu konunun gündeme gelip gelmeyeceği merak konusu.
VOA Türkçe’ye konuşan jeopolitik uzmanı John Sitilides’e göre sadece bu konu değil, ABD’nin Türkiye’ye F-16 savaş uçakları ve modernizasyon ekipmanı satışı ve Rusya-Ukrayna savaşı da Bakan Blinken’ın gündeminin üst sıralarında yer alacak.
Ancak Sitilides, “Ankara’nın güneydoğuda depremden zarar gören bölgelerin yeniden inşasına olağanüstü önem vermesi gerektiği düşünüldüğünde, önümüzdeki aylarda İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımı konusundaki anlaşmazlıkları çözmeye ayıracak çok az diplomatik zamanı olabilir. Macaristan’ın bu iki ülkenin NATO üyeliğine karşı çıkmaya devam etmesi, Ankara’yı tutumunu gözden geçirmeye ikna etme çabalarını daha da zorlaştırıyor’’ görüşünü paylaşıyor.
Sinan Ciddi ise Blinken’ın açıkça NATO mesajları hatırlatmasını beklemiyor, “Bu konu zaten odadaki fil’’ diyen Ciddi, “Blinken’ın bir şey demesi, bu konunun irdelenmesi için daha çok erken. Zaten Batı depremdeki hareketleriyle kendini ispatlıyor. Türkiye’nin mesajı alması gerekir zaten’’ ifadelerini kullanıyor.
Biden yönetimi Türkiye’nin F-16 savaş uçağı satın alma talebine destek veriyor. Ancak satış, Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 hava savunma sistemleri, insan hakları sicili ve Yunanistan’a yönelik tehditler konusundaki endişeler nedeniyle Kongre’de engelleniyor.
“Blinken’in Atina ziyareti, bölgedeki denge politikasının bir uzantısı”
Blinken’in Pazartesi günü Atina’ya yapacağı ziyarette Türkiye ile yaşanan gerilimleri ele alması bekleniyor, ancak depremden bu yana Yunanistan’ın komşusuna yaptığı yardımlar nedeniyle tansiyon düşmüş durumda.
Dışişleri Bakanı’nın Ankara’dan Atina’ya geçmesinin, ABD’nin bölgedeki denge politikasının bir uzantısı olduğu yorumları da öne çıkıyor.
“Blinken’ın şu anda Türkiye’ye gidip de Yunanistan’a gitmemesi şu anda bir dengesizlik oluşturur’’ diyen Ciddi, Yunanistan’ın hala ABD’den F-35 savaş uçakları tedarik etmesinin, Türkiye’nin de hala F-16 satın almasının masada olduğu hatırlatıyor.
Ciddi ayrıca, ABD’nin özellikle bölgesel müttefiklerden Rusya’ya karşı alınan önlemler konusunda çok daha büyük istemleri olduğunu, Yunanistan’a da bunu ciddiyetle bildirmeleri gerektiğine dikkat çekiyor.
John Sitilides ise Yunanistan ve Türkiye’nin Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Karadeniz bölgelerinden ittifaka yönelik ortak tehditlerin yanısıra terör örgütleri, organize suçlar ve silahların yayılmasından kaynaklanan devlet dışı tehditlere karşı NATO ittifakını birlikte desteklemesi gerektiğini söylüyor.
“Bakan Blinken, Yunanistan’ın stratejik limanları Dedeağaç, Selanik ve Kavala üzerinden Ukrayna savaş cephesine yapılan devasa askeri ikmal ağı başta olmak üzere bir dizi paralel ve bazen de örtüşen jeopolitik kaygıyı ele almak üzere Atina ile temaslarda bulunacaktır” diyen Sitilides, ziyaretin Çin Başbakan Yardımcısı Sun Chunlan’ın ziyaretinin hemen ardından gerçekleştiğini de dikkat çekiyor ve Pekin’in güney ve doğu Avrupa’daki jeopolitik nüfuzunu genişletme çabalarına güçlü bir karşı duruş teşkil edeceğini kaydediyor.
Biden da Clinton gibi deprem sonrası Türkiye’yi ziyaret eder mi?
Blinken’ın ziyareti, göreve gelmesinden bu yana Biden yönetiminden Türkiye’ye en üst düzey ziyaret olacak. Başkan Joe Biden bugüne kadar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la ilişkisini belli bir mesafede tutmayı tercih etti ve görüşmelerini uluslararası zirvelerde gerçekleştirdi.
Blinken’ın bu ziyaretinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’la biraraya gelip gelmeyeceği ise henüz netlik kazanmadı. Dışişleri Bakan Yardımcısı Donfried, Çarşamba günkü brifingde, açıkladıkları gezi programının tüm ayrıntıları içermediğini söylemişti. Beklentiler bu görüşmenin gerçekleşmesi yönünde.
Peki 1999’daki Marmara Depreminden üç ay sonra deprem bölgesini ziyaret eden dönemin ABD Başkanı Bill Clinton gibi Biden da Türkiye’ye başkan olarak ziyaretini Maraş depremi sonrası yapar mı?
‘’Biden yönetimi ve özellikle Biden’ın kendisinin Erdoğan’a karşı hiçbir samimiyeti hiçbir yakınlığı yok’’ diyen Ciddi bu nedenle, Biden’ın giderek Putin’in aksine Türkiye’nin yanında durmasının çok anlamlı ve manalı olabileceğini söyledi. Ciddi, “Blinken da bu konu hakkında bir zemin araştırması yapıyor olabilir” dedi.
“Ters etki yaratan içi boş bir sembolizm yaratmamalı’’
John Sitilides ise ABD hükümetinin, Türk halkının maruz kaldığı feci yıkım ve akıl almaz insani acılar karşısında Amerikan halkının gerçek sempatisini göstermek isteyecek olsa da Türkiye’de genel seçimler yaklaşırken herhangi bir ABD başkanının herhangi bir adayı desteklediği ya da desteklemediği şeklinde yanlış algılanmamak için dikkatli olması gerektiğine dikkat çekti.
Jeopolitik uzmanı, “Başkan Clinton, Ağustos 1999 depreminden üç ay sonra, tüm dikkatler yeniden yapılanma üzerindeyken Türkiye’yi ziyaret etmişti. Başkan Biden’ın bölgeyi ziyaret etmeyi düşünmek için, Türkiye’de yıkıma uğramış bölgelerin yeniden inşasına odaklanıldığı bir ortamda, seçim sonuçlarının açıklanmasını beklemesi akıllıca olabilir. Daha erken bir zamanda yapılacak bir ziyaret, acı çeken milyonlarca Türk vatandaşı için umutsuzca ihtiyaç duyulan insani yardım ve acil müdahale çalışmalarını engellemekten başka bir işe yaramayacaktır. Bu da zaten kötü durumda olan ABD-Türkiye ilişkilerini daha da kötüleştirebilecek, hoş karşılanmayan, ters etki yaratan ve hatta içi boş bir sembolizm yaratacaktır. Ölenlere, acı çekenlere ve hayatta kalanlara saygı kadar sabır da önemlidir ve ABD hükümetinin hedefi de bu olmalıdır” ifadelerini kullandı.