Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

80 mahallede sağlık taraması


MEREŞ – Deprem bölgesinde koruyucu sağlık hizmetine dair planlama yapılması gerektiğini belirten gönüllü sağlıkçı Murat Özbey, 80’e yakın kırsal mahalleye giderek yurttaşları sağlık taramasından geçirdiklerini ve ilaç dağıttıklarını söyledi. 

 

Mereş merkezli depremlerin yıkıma yol açtığı kentlerde enkaz kaldırma faaliyetleri yürütülürken, bölgede görev yapan sağlıkçılar, salgın tehlikesi ile birlikte buna alınacak önlemlere dikkat çekiyor. Deprem bölgesinde yurttaşların ağır travma yaşadığını belirten gönüllü sağlıkçılar, kırsal mahalle ve köyleri gezerek depremzedelerin hem ilaç ihtiyaçlarını karşılıyor hem de sağlık sorunlarıyla ilgileniyor. 

 

Şirnex’ten deprem bölgesi Bazarcix’a gelen gönüllü sağlıkçı Murat Özbey, depremin olduğu günden bu yana depremzedelerin sağlık sorunlarını gidermek için çalışıyor. Depremin ilk 5 günü daha çok depremde yaşanan yaralanmalara ilişkin bir tedavi süreci başlattıklarını, daha sonra ekipler oluşturarak kırsal alanlara yönelik bir sağlık taraması çalışması yürüttüklerini belirden Özbey, şu ana kadar 80’e yakın mahalle gezdiklerini söyledi. Depremin 18’inci gününde mahallelere tekrar ziyaretler gerçekleştirdiklerini söyleyen Özbey, yaşlı kesimin çok olmasından kaynaklı daha çok kronik rahatsızlıkları olan depremzedelere ilaç götürdüklerini söyledi.

 

 

KORUYUCU SAĞLIK

 

Depremzedelere nasıl sağlıklı kalabilecekleri konusunda bilgilendirmelerde bulunduklarını söyleyen Özbey, bu tür afet olaylarında koruyucu sağlığın çok daha fazla önem arz ettiğinin altını çizdi. Deprem nedeniyle oluşan yaraların tedavi edilmesi noktasındaki süreci atlattıklarını ve şu an daha çok koruyucu sağlık hizmetlerine dair çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Özbey, “Bu kapsamda toplu barınma alanlarında çöplerin toplanmasından tutalım da suyun doğru kullanımına ve teminine, yine çevrenin temizliğine, sağlıklı beslenme alışkanlıklarına ilişkin köyde halka bilgilendirmeler yapıyoruz. Yine hastalıkları olan depremzedelere ilaç vermeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

 

KADINLAR VE ÇOCUKLAR DEZAVANTAJLI

 

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) depremin olduğu bütün il ve bağlı ilçelerde sağlık çadırları kurarak sağlık hizmeti verdiğini belirten Özbey, gönüllü sağlıkçıların daha çok toplumsal sağlığı önceleyen branşlardaki sağlıkçılardan oluştuğunu aktardı. Çocuk gelişimcilerin, psikologların, hekimlerin ve hemşirelerin içinde olduğu sağlıkçıların, deprem bölgelerinde konumlandığını dile getiren Özbey, bu tür afet olaylarında en çok ortaya çıkan sağlık sorununun yaşanan travmalar olduğuna dikkati çekti. Bu konuda en dezavantajlı olan kesimin kadınlar ve çocuklar olduğunu sözlerine ekleyen Özbey, “O yönüyle buraya gelen gönüllü sağlık emekçisi arkadaşlarımız, halkımızın bu tramvayı atlatması adına belli çalışmalar yürütüyor. Sağlıkçı arkadaşlarımız özellikle çocuklarla çeşitli oyunlar oynayarak, psikolog arkadaşlarımız travmayı çok daha fazla yaşayan insanlarla birlikte birebir sohbet ederek, birebir gözlem, değerlendirme yaparak bir sağlık hizmeti üretmeye çalışıyor” dedi.

 

DEPREMZEDELERE SAĞLIK BİLGİSİ VERİLİYOR

 

Deprem bölgelerinde çok yaygın olmasa da uyuz vakalarına rastladıklarını aktaran Özbey, toplu yaşam alanlarında bu tür salgın hastalıkların önlem alınmadığı zaman çok hızlı bir şekilde yayıldığına dikkati çekti. Bu anlamda bulaşıcı hastalıkların önüne geçebilecek çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Özbey, mahallelere gittikleri zamanlarda topluma bu konuda da bilgilendirmelerde bulunduklarını dile getirdi. Özbey, “Bu çok önemli bir konu. Etrafın temizlenmesinden, çöplerin toplanmasına, doğru beslenmeye kadar her anlamda sağlık bilgisi paylaşıyoruz. O travmayı atlatabilmek ve birbirleriyle olan o dayanışmayı arttırabilmek adına da sağlık bilgisi paylaşıyoruz” şeklinde konuştu.

 

‘BAKANLIK SÜRECE HAZIRLIKSIZ YAKALANDI’

 

Bazarcix’a geldiklerinden bu yana ciddi sorunlarla karşılaştıklarını dile getiren Özbey, Sağlık Bakanlığı’nın sürece çok hazırlıksız yakalandığını belirterek, koruyucu sağlık hizmetine önem verilmediğini söyledi. Türkiye’de tamamen hastanelere daralan bir sağlık anlayışının hakim olduğunu sözlerine ekleyen Özbey, “Biz buna daha önce de çok defa itiraz etmiştik. Ki bu depremle ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha açığa çıktı. Koruyucu sağlık hizmetini öncelemeyen bir sağlık anlayışının bu tür olaylarda, afetlerde toplumsal sağlık ihtiyacına cevap olamayacağını gördük” diyerek, Sağlık Bakanlığı’nın koruyucu sağlığa ilişkin ciddi bir planlamaya gitmesi gerektiğini vurguladı.

 

‘BELEDİYELER SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMİYOR’

 

Bulaşıcı hastalıkların ve ishal vakalarının ortaya çıktığını belirten Özbey, bunun nedenini ise şu sözlerle açıkladı: “Bu kentte hala su akmıyor. Hala yerel yönetimler, belediyeler üzerine düşen sorumluluğu yere getirmiş değil. Halbuki bu tür süreçlerde en önemli sağlık mücadelesini yürüten kurumların başında belediyeler geliyor. Halen toplanma alanlarında tuvalet eksiği var, çöpler düzgün toplanmıyor, birçok yerde su ihtiyacı giderilmiş değil. Tüm bu olumsuzlukları yan yana getirdiğiniz zaman salgın hastalıkların ortaya çıkması zaten şaşırılmayacak bir durumdur.”

 

YARDIMIN ULAŞMADIĞI KÖYLER VAR

 

Depremin üzerinden 18 gün geçmesine rağmen hala çadırın, gıdanın ve sağlık hizmetinin götürülmediği mahalleler olduğunu hatırlatan Özbey, “80 köyün en az 15’iyle hiçbir şekilde yardım kurulmamış. Bu çok ciddi bir eksiklik. Şu an oralarda kaç tane insanın yaşamını yitirdiğini, kaç tane hastanın olduğunu, kaç tane gebenin olduğunu bilmiyoruz. Gebe takiplerinin yapılması gerekiyor. Çocuk takiplerinin yapılması gerekiyor. Orada çevre temizliğinin ne düzeyde olduğunu, suya ulaşılıp ulaşılamadığını kontrol etmek gerekiyor. Eğer gerçekten doğru bir sağlık anlayışıyla doğru sağlık hizmeti üretmek istiyorsak, Sağlık Bakanlığı’nın üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

 

DEPREMZEDELER İÇİN YAPILMASI GEREKNELER

 

Özbey, bundan sonra depremzedeler için atılması gereken adımları şu sözlerle sıraladı: “Suyun temin edilmesi, ulaşılmayan köylere sağlık hizmetinin ulaştırılması, çevre temizliğinin sağlanması, belediyenin belli periyotlarla çöpleri toplaması ve sağlık açısından olumsuzluk teşkil etmeyecek şekilde bu çöplerin imha edilmesi gerekiyor. İnsanların 18 gündür banyo yapamamalarından kaynaklı ciddi salgın hastalıklar ortaya çıkıyor. Hızlı bir şekilde insanların banyo yapabilecekleri alanların oluşturulması gerekiyor. Yine gözlemlerimize göre belli başlı bazı çadır kentlerde veya AFAD’ın açmış olduğu çadırlara yakın tuvaletlerin getirildiğini ama çok işlevsiz olduğunu görüyoruz. Özellikle bu tür süreçlerde dezavantajlı olan kadın ve çocuklar, tuvalet ihtiyaçlarını gideremiyorlar. Kadın tuvaletleri genelde çadırlara uzak ve karanlık yerlere kurulmuş. Kadınlar oraya korkularından, kaygılarından kaynaklı rahat gidip gelemiyor. Oraların aydınlatılması ve çadırlara yakın yere kurulması gerekiyor. Aksi taktirde getirilen tuvaletlerin ihtiyaçlara cevap olamayacağını söylüyoruz.”

 

‘KADINLAR VE ÇOCUKLAR DÜŞÜNÜLMÜYOR’

 

Sağlık Bakanlığı’nın ve iktidarın kadınları ve çocukları düşünmeyerek erkek aklıyla hareket ettiğini dile getiren Özbey, “Çadırların kurulma düzeninden tutalım da tuvaletlerin konumlandığı yere kadar hepsi sanki sadece erkeklere hizmet ediyormuş izlenimi yaratıyor. Ve bu konuda gerçekten kadınlar ve çocukların ciddi mağduriyet yaşadığını da gözlemledik. Bütünlüklü olarak gerçekten bu halkın bu travmayı çok çabuk atlatabilmesi adına herkesin üzerine düşen görevi ve sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.

 

MA / Rukiye Adıgüzel – Abdurrahman Gök

 

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version