Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Ülke nasıl batırılır?

Serbestiyet


“Tutturmuşlar erken emeklilik. İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı. Ve bizim ülkenin başına da bu erken emekliliği dolayanlar maalesef bunun bedelini ödeyecekler ve ödediler. Neden erken emeklilik? Bırakalım ne zaman emekli olması gerekiyorsa o zaman olsun ve parasını da en güzel şekilde alsın. Bu hesap kötü hesaptır, şer bir hesaptır, zararlı bir hesaptır. Biz bunu politik hesaplarla yapmayız ve yapmayacağız da… Arkadaşlarıma söylüyorum: Beni bu yola asla teşvik etmeyin. Milletimin faydası neredeyse ona varım. Milletimin ve ülkemin zararına olan şeye asla yokum. Seçim kaybetsek de yokum…”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan… 2019

***

Bir örnek vereyim mi: “İsterlerse idamı onaylarım…” Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan…

Neden idam? Oysa idama kadar yapılacak o kadar çok şey var ki… Ülkemizde sokaklar suçlularla dolu.

Sokaklarımızda kaç katil dolaşıyor? Oysa suçlulara suçları oranında hapis cezası verilse idama gerek kalır mıydı?

Siyasi suçular nedeniyle doldurulan hapishanelerden boş yer açmak için katiller salıveriliyor. Asıl gerçek bu… Tartışılması gereken nokta burası.

***

Şimdi benzer iş EYT denilen ve ülkeyi seçim uğruna batıracak bir başka konuya geldi. 1992’de rahmetli Demirel ve şimdi de Erdoğan…

İki seçim iki batış hikâyesi.

Oysa sistem düzeltilseydi ya…. Mesela neden 2000 öncesi emeklilik için 4/A’lılar da 5000 gün var da Bağ-kur’lular 7000 gün… Kimsenin aklına bunlar aynı para birimi üzerinden SGK’ya ödeme yapıyor, bunlar aynı ülkenin vatandaşlarıdır gelmiyor? Ahmet, özelde çalışırken ödediği para paradır da Mehmet Bağ-kur’lu olduğunda yine para ödemiyor mu? Ödenen para belli, ödeyen de belli… Nedir bu 4/a, 4/b veya 4/c ayrımı?

Neymiş… Şu tarihte işe girenler yararlanıyor da o tarihten sonra girenlere su bile yok. Böyle şey olur mu?

Saymakla bitmez.

Kendi özelimden örnek verdim: Geçen yıl emekli olsaydım 7700 lira civarı bir maaşım olacaktı ve bu maaş bu yılbaşında ve yıl ortasında zamlarla 14000 lira civarına gelecekti. Oysa sadece ve sadece 1 yıllık EYT yüzünden şu anda emekli olsam 9800 lira alacağım.

Sadece ve sadece 1 yıllık EYT yüzünden ömür boyu maaşımın yüzde 40 civarı eksilmesine kim neden oldu? Kim bu çalışarak düşen maaş sistemini kurdu? Ve neden insanlara çalıştıkça emekli maaşı artan bir düzen kurulmuyor?

Neden… Neden… Neden?

***

Eylül ayı itibari ile SGK’da 4/a;4/b;4/c kapsamında toplam 23 milyon 692 bin çalışan gözüküyor. Bu çalışan sayısına karşılık 13 milyon 870 bin emekli dosyası var. Buna şimdi en az 2 milyon 250 bin emekli dosyası daha eklenecek. Ve emekli sayımız 16 milyon 120 bini geçecek.

Her 1 emekliye 1,5 çalışan bakmak zorunda (aile başına düşen çocuk sayısı da 1,70). Oysa bu sistem en az 1 emekli karşılığında 4 çalışanı gerektiriyor.

SGK verileri diyor ki, yeni zam sonrası (Temmuz 2022 sonrası) emeklilere aylık ortalama 65,7 milyar lira maaş ödemesi yapılıyor. Bu demektir ki şu an ülkemizde tüm emeklilerin ortalama maaşı 4700 lira…

Aylık ortalama emekli maaşı bu…

SGK bu yılın ilk 10 ayında 472 milyar lira emekli maaş ödemesi ve 195 milyar lira da sağlık gideri yapmış: Toplam gider 667 milyar lira. SGK bu giderlerinin tam 301 milyar lirasını Hazine’den almış. Yani şu haliyle bile SGK batmış durumda… Resmi olarak değil ama Hazine olmasa bu sistem zaten yürümeyecek.

Bunları çok ama çok kez yazdım. Tekrar ediyorum: Bu sistem düzeltilmez ise sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi İskandinav ülkeleri gibi Türkiye’de batacak….

Bu kesin…

Kimse farklı sonuç beklemesin.

***

İyi ama EYT çıkmasın mı?

Tabii ki çıksın… Ama asıl sistem düzeltilsin.

Emeklilik sistemi (1) ödediğin prime ve (2) emekli olarak alacağın maaş süresine göre düzenlenmelidir. Ortada duran 4/a, 4/b, 4/c gibi anlamsız ayrılıklar derhal kaldırılmalıdır. Kim ne kadar prim ödemiş ve ne kadar yıl emekli maaşı alacak? Ortalama ömre göre bu süreler bellidir.

Devletimiz de bu sisteme BES’de olduğu gibi katkı verir.

Çok ama çok basit bir hesapla bunu izah edeyim: (A) kişi 18 yaşında işe başlamış ve 48 yaşına kadar 30 yıl çalışmış. Emekli olduğunda ortalama ömür 80 yıl olduğuna göre 32 yıl emekli maaşı alacak demektir.

Diğer kişi (B) ise yine 18 yaşında işe girmiş olsun ve aynı primle 58 yaşında emekli olsun. Burada iki temel faktör var: Çalıştığı süre A kişisinden 10 yıl daha fazla ve emekli olduğunda maaş alacağı yıl ise 10 yıl daha az.

Siz şimdi sistemde bu iki kişinin maaşı aynı mı olur; veya birbirine yakın mı olur? Ben söyleyeyim B kişisi tam iki kat emekli maaşı alır.

Bakın A kişisi bugünkü değerle ayda 3000 lira prim ödemiş olsa toplam primi 1 milyar 080 bin lira eder. Emekli olarak yaklaşık 32 yıl (384 ay) maaş alacağı için 2800 lira emekli maaşı olur. Oysa B kişisi aynı primle 30 yıl yerine 40 yıl çalışmış ve emekli maaşı alacağı süreyi de 32 yıl yerine 22 yıla düşürdüğü için emekli maaşı 5500 liraya gelir. (Örnek olsun diye kabaca hesaplardır.)

Sistem çok ama çok basit. Ne kadar prim ve ne kadar süre emekli maaşı alacaksın? Bunun üzerinden sistemi kurarsınız ve teşvik ederek çalışmayı özendirirsiniz.

Bu sistemi kurduğunuzda isteyen istediği zaman emekli olsun; EYT vs diye bir şey de zaten olmaz…

Ama asgari emekli maaşı da olmaz. Herkes ne kadar çalışıp ne alacağını bu sayede bilir.

Bugün öyle mi… Tam bir çorba hali var. Saçma sapan diyebileceğimiz bir düzen… Pardon düzensizlik. Ve şimdi bu düzensizliğe bir yanlış daha ekleniyor.

Olan bu.

***

Ve asıl tehlike… Şimdi size bir hikâye anlatayım:

2018-2021 arası ülke nüfusumuz 2 milyon 676 bin kişi artarak 84 milyon 680 bine çıkmış. Ama bu 3 yılda 20 yaş altı nüfus -403 bin kişi azalmış. Buna karşılık 60-85 yaş grubu nüfus ise tam 1 milyon 226 bin kişi artmış.

Ve en kötü hikâye… Nüfus azalmasının temeli 0-4 yaş grubundan geliyor. Son 3 yılda 0-4 yaş grubu nüfus azalması -571 bin 377 kişi…

Hikâye bu… 20 yaş altı nüfus azalırken 60 yaş üstü nüfus hızla artıyor. Ve bizler emekliliği teşvik ederek çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini satıyoruz; yiyoruz.

Ben evlatlarınızın kendi kişisel çıkarlarımıza kurban edilmesine karşıyım. Bu yanlışın bir başka büyük yanlışla çözülüyor gibi yapılması yerine sistemin doğru bir şekilde, çalışanı teşvik edici bir halde düzeltilmesi gerektiğini yine ve yeniden hatırlatmak zorundayım.

Evlatlarımızı kurban etmeyelim… Lütfen.

Sistemi düzeltelim.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version