Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘’Türkiye ile ABD İlişkilerinin Seyrinde İsveç ve Finlandiya’nın NATO Üyeliği Konusu Etkili Olacak’’


Türkiye’nin seçim yılında ABD’yle ilişkilerin seyri nasıl olacak? VOA Türkçe’nin konuştuğu uzmanlara göre bu sorunun yanıtı, İsveç ile Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunda nasıl karar alacağına bağlı ve pazarlıklar sürüyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile görüşmek üzere 18 Ocak’ta Washington’da olacak. Masada F-16 askeri uçak alımı bulunduğunu anımsatan Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanlığı’nın yürüttüğü 40 adet F-16 alımı ve 79 adet F-16’nın modernize edilmesine ilişkin askeri müzakerelerin tamamlandığını söyledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın gayriresmi şekilde Kongre’ye bildirimde bulunduğunu kaydeden Çavuşoğlu, “Buradan bir itiraz gelmezse süreç tamamlanır, resmi bildirim yapılır. Başkan’ın talebi Kongre’de yüzde 51 ile reddedilirse ikinci kez talep gönderilecektir. Bu kez üçte iki çoğunlukla reddedilmesi gerekir. ABD tarihinde pek görülen bir şey değil’’ dedi.

Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Bob Menendez’in itirazlarına da değinen Çavuşoğlu, ‘’Bir senatör sürekli itirazını belirtiyor ama biz sürecin sorunsuz tamamlanmasını bekliyoruz. Her düzeyde yönetimle anlaşmalar sağlandı, yönetim bunun sadece Türkiye için değil, NATO için de önemli olduğunu belirtiyor. Yönetim kararlı durursa herhangi bir sorun yaşanmaz. Biz şartlı olarak bir ürün almak istemiyoruz” diye konuştu.

Washington’daki görüşme masasında ayrıca, 28 Aralık’ta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas’ın üçlü görüşmesiyle Ankara – Şam hattındaki diyalog kurulması var.

Türkiye ile Suriye arasında 11 yıl sonraki bu ilk üst düzey görüşmeyle birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat ile görüşmek istediğini açıklaması gündemde.

Ancak Rusya’nın etkisine rağmen Esat’ın, Türkiye’deki seçimler sonrasında kim iktidara gelecekse onunla görüşeceği belirtiliyor. ABD tarafı ise, Esat rejimi ile görüşülmesine sıcak bakmadıkları mesajını sık sık tekrarlıyor.

VOA Türkçe’nin konuştuğu uzmanlara göre dışişleri bakanlarının asıl görüşme nedeni ise, Erdoğan’ın Washington’a resmi bir ziyaret yaparak ABD Başkanı Joe Biden ile biraraya gelme isteği. Erdoğan’ın bu talebini gerçekleştirebilmek üzere Bakan Çavuşoğlu’nun, 18 Ocak’ta görüşme masasına, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği veto tavrından vazgeçme önerisini sunacağı yorumu yapılıyor.

Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığı görevinde bulunmuş deneyimli diplomat eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, Çavuşoğlu ile Blinken arasında yapılacak görüşmede en öncelikli ve ağırlıklı konunun NATO olacağını söyledi.

Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. İlhan Uzgel de, “Erdoğan yönetimi ABD’yle ilişkilerde NATO’daki veto tavrını pazarlık unsuru olarak kullanıyor” diyerek, vetodan vazgeçme karşılığında örneğin Suriye’de yeni bir askeri operasyona yeşil ışık beklendiği görüşünde.

Loğoğlu: “NATO jestiyle Biden’ın evsahipliği talep edilebilecektir”

Emekli Büyükelçi Loğoğlu, “ABD, Çavuşoğlu aracılığıyla Erdoğan yönetiminden İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini onaylayacak kararı Meclis’ten geçirmesini talep edecektir. Peki Türkiye, bu talebe ne diyecek? İsveç’teki son olaylar, duruma çok yardımcı olmuyor. Türkiye’nin son gösterilere karşı iktidarı ve muhalefetiyle gösterdiği tepki çok doğru. Bu olayları yaratanlar Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini engellemesini sağlamak için yapıyorlar. Bu oyuna da gelmemeliyiz. NATO kararıyla birlikte Erdoğan’ın ABD ziyaretine de yol açılabilecektir” dedi.

ABD’nin tabiriyle “alışveriş” listesinde ilk sırada NATO’nun bulunduğunu kaydeden Loğoğlu, “Blinken, Çavuşoğlu’ndan İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunda söz almaya çalışacaktır. Türkiye adına böyle bir söz verilip verilmediğini de Çavuşoğlu’nun döndükten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti gündeme düşürse, rivayet oluşursa o zaman anlarız ki bu söz verilmiş” öngörüsünde bulundu.

Uzun zaman sonrasında Çavuşoğlu’nun Washington’u ziyaret edeceğini ve bu ziyaretteki asıl amacın “Erdoğan’a Beyaz Saray randevusu almak” olduğunu işaret eden Loğoğlu, ABD Başkanı Joe Biden’ın Erdoğan’ın ziyaretine yeşil ışık yakıp yakmayacağı konusunda, “Çavuşoğlu – Blinken görüşmesi, bunun öncesinde gerekli görüş alışverişinde bulunulduğunu gösteriyor. Türkiye, NATO jestinde bulunursa Biden’ın Erdoğan’la görüşebileceğini düşünüyorum. Ancak unutmamak gerekir ki ABD’nin listesinde başka maddeler var. Türkiye’deki iktidar, Mısır, İsrail, Suudi Arabistan gibi ülkelerle ‘U dönüşü’ nitelinde sert politika değişimleri nasıl olduysa müttefik ilişkisi içinde olduğu ABD’yle ilişkilerdeki değişimi de rahatlıkla kamuoyuna anlatabilecektir” diye konuştu.

Uzgel: “Biden’ın tutumunu yumuşatması olasılığı var”

Prof. Dr. İlhan Uzgel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO konusunda elindeki veto kartını seçim gününe kadar tutmak istediğini söyleyerek, “Erdoğan açıkçası bu pazarlıkçı dış politika alanında uzmanlaştı. Dolayısıyla kesinlikle İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği üzerinden pazarlık yapılacaktır. ‘Biz NATO’daki vetomuzu kaldıralım siz de Suriye’ye girmemize göz yumun, biz Putin’i idare edebiliriz’ şeklinde bir pazarlığa girişilmesi mümkün. Buna Suriye’nin içinde Esat yönetimi ve muhaliflerce farklı tepkiler gösterilecektir, bunları bilemeyiz. Ama Erdoğan’ın pazarlıklarını sürdürmesini bekliyoruz” dedi.

Ancak Biden yönetimi tarafından bugüne kadar Erdoğan yönetimine “mesafe” ile yaklaşıldığını söyleyen Uzgel, “Bu durumu değiştirmek için Erdoğan’ın çok önemli bir hamle yaptı ve İsrail ile uzlaştı. Yahudi lobisi üzerinden ABD’yle, Biden yönetimiyle de ilişkileri toparlamaya çalışıyor. Bu tam normalleşme sonucu yaratır mı bilemiyorum. Biden yönetimi radikal bir değişiklik yapar mı? ‘Erdoğan’a destek’ anlamına gelecek bir görüntüden, girişimden kaçınıyor. Ancak Erdoğan bunu değiştirecek bir adım atarsa o zaman Biden yönetimi o zaman biraz daha tutumunu yumuşatabilecektir. Eğer Biden, seçimlere doğru Erdoğan’ı Beyaz Saray’da ağırlarsa bunun anlamı ilişkileri düzeltmek istiyor ve Erdoğan ile çalışmak istiyor olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan Suriye operasyonuna destek arayışında mı?

Loğoğlu ve Uzgel, Erdoğan liderliğindeki hükümetin, Türkiye’deki seçimler öncesinde terörle mücadele gerekçesiyle Suriye’de askeri operasyon gerçekleştirmek istediği görüşünde birleşti. Her iki isim de Erdoğan’ın geçen yıldan beri “Bir gece ansızın gelebiliriz” dediği askeri operasyon konusunda aradığı desteği ne Rusya ne de ABD’den bulabildiği düşüncesinde.

Prof. Dr. İlhan Uzgel, Putin yönetiminin Erdoğan’a Esat ile anlaşması gerektiği mesajı verdiğini; ancak şimdilik Şam’ın henüz liderler düzeyinde görüşmeyi kabul etmediğini kaydetti.

ABD’nin ise “Fırat’ın doğusuna müdahale edilmemesi” şartıyla askeri operasyona engel olmayacağını ancak Esat ile görüşülmesine karşı çıktığını belirten Uzgel, “Dolayısıyla Erdoğan yönetimi açısından Rusya ile ABD’nin tutumu arasında sıkışmışlık var. Washington yönetimi bunun farkında ve NATO’daki veto meselesini bu arada çözmek istiyor. Suriye konusunun yanısıra Türkiye’nin Rusya ve ABD’yle ilişkileri çok aktörlü ve çok katmanlı dar bir koridora sıkışmış görünüyor” yorumunu paylaştı.

Daruk Loğoğlu, ABD’nin askeri operasyona kesinlikle karşı olduğu görüşünde. Uzgel’in aksine Loğoğlu, Ankara – Şam arasındaki diyaloğa karşı Biden yönetiminin yaptığı açıklamaları ise çok fazla ciddiye almamak gerektiğini belirterek, Türkiye’nin komşusuyla ilişkileri düzeltmesi gerektiğini ve ABD’nin de durumu kabulleneceğini söyledi.

Erdoğan’ın askeri operasyon sinyalini vermesi üzerinden aylar geçtiğini anımsatan Loğoğlu, araya başka gelişmeler girmediği takdirde ABD’nin, Rusya’nın, İran’ın ve Şam’ın karşı çıktığı böylesi bir operasyonun şimdilik rafa kaldırıldığı düşüncesinde.

Loğoğlu, “Türkiye’nin Suriye’de olası askeri operasyon konusunda ABD’nin karşı tutumu, Esat ile görüşmeye karşı olmasından daha güçlü, daha somut ve daha sesli bir karşı çıkışı gösteriyor” dedi.

Askeri uçaklar ve Yunanistan lehine Ege’deki dengesizlik

Deneyimli diplomat Loğoğlu, Türkiye’nin F-35 savaş uçağı projesinden uzaklaştırılması sonrasında F-16 talep etmesiyle hava savunmasını güçlendirme konusunda aslında geri adım attığını da söyledi.

Bu meselede Biden’ın Yunanistan lehine tutum almasını asla sürpriz olarak görmemek gerektiğini de işaret eden Loğoğlu, Erdoğan yönetiminin Rusya’dan aldığı S-400 hava savunma sistemleri konusundaki ısrarı ile ABD yönetimine koz verildiğini kaydetti; bunun Yunanistan lehine dengesizliğe zemin hazırladığını aktardı.

Çavuşoğlu’nun son açıklamasıyla sanki F-16 satın almasında sorun yokmuş havası yaratıldığını ancak ABD Kongresi’nde Menendez’in tek başına dahi karşı çıkışını göz ardı etmemek gerektiğini belirten Loğoğlu, dolayısıyla henüz bunun olumlu sonuçlandığını düşünmemek gerektiğinin altını çizdi.

Prof. Dr. İlhan Uzgel ise, Donald Trump’ın başkanlık döneminde ABD’nin Ege’deki dengeyi Yunanistan lehine değiştirme politikası izlediğini söyleyerek, Biden döneminde de bunun devam ettiğini ifade etti.

Uzgel, “Amerikan yönetimi Türkiye’yi işbirliği yapılacak, güvenilir ortak olarak görmemeye başladı. O yüzden ağırlığını Yunanistan’a kaydırdı. Buna şaşılacak, kızacak bir şey de yok çünkü ABD kendisine sorun çıkartılmamasını istiyor. ABD stratejik eksenini Yunanistan lehine kaydırdı. Yunanistan mesela Rusya’ya çok daha mesafeli. Ege’de bir dengesizlik var, evet ama bu durum Türkiye’nin de tercih ettiği tablo” diye konuştu.

Uzgel, F-16 ile F-35 meselesini ise Erdoğan yönetimiyle ilişkili düşünmemek gerektiğini belirterek, “ABD yönetimi F-16 satışıyla yine de NATO müttefikiyle bağını korumaya çalışıyor. Bu satış Erdoğan sonrasında gerçekleşebileceği için doğrudan mevcut iktidar ile bağlantılı bir konu değil. Ancak F-35 meselesinde ise Türkiye de vazgeçmiş görünüyor. Ya ülke bütçesi açısından F-16 satın alınmaması gerekiyor ya da ABD’nin S-400 sistemi şartını kabul ederek F-35 için ısrar etmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Exit mobile version