Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’ı alkışlayan komutanlara: Hadlerini bilsinler, siyaset askerin işi değil

Kılıçdaroğlu: 3 Aralık’a kadar sabredin, yeni bir vizyonu açıklayacağız


CHP Genel Bakanı Kemal Kılıçdaroğlu,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini hedef alan sözlerini alkışlayan komutanlara tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Yalan, dolan, küfürü alkışlayan askerler. Şahsen umurumda değil. Ama devlet açısından çürümüşlük göstergesidir. Komuta kademesi haddini bilsin. Siyaset askerin işi değildir” dedi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu:

Erdoğan ne yaptı? Eleştirdiği her şeye şimdi bizzat kendisi dönüştü. Korkunç bir tiran oldu. Militarizmin savunucu oldu. Askerlere kendini alkışlattı.

Komuta kademesi haddini bilsin, siyaset askerin işi değildir.https://t.co/c7CfQcYqFs pic.twitter.com/q9uyBQNuyj

— Kronos (@KronosHaber) January 10, 2023

Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:

“Temel sloganımız Cumhuriyeti ikinci yüzyılında demokrasi ile taçlandırmaktır. Önümüzdeki seçimler bu bağlamda önemli seçimlerdir. Artık demokrasilerde siyasal partiler kapatılmaz. Çünkü hangi partinin iktidar olacağını egemen güçler değil, bizzat halk karar verir. Öyle bir noktaya geldik ki tehdit ediyorlar. İki vekilin dokunulmazlıklarını kaldırmak için komisyon topluyorlar. Bizi dokunulmazlıklarla tehdit ediyorlar. Korkmuyoruz, inandığımız yolda yürüyeceğiz

Biz demokrasiyi savunduk öteden beri, biz herkesin kimliğine saygı gösterdik. Biz sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın huzur içinde olmasını isteriz. Çünkü biz halkın partisiyiz. Biz, demokrasiye inanıyoruz.

‘HAZİNE YARDIMINI KESMELERİNİ DOĞRU BULMUYORUZ’

Demokrasiye inanıyorsak, düşünce özgürlüğüne de inanacağız. Artık demokrasilerde siyasi partiler kapatılmaz. Çünkü buna egemen güçler değil. T.C. vatandaşı kararı verecektik. Hazine yardımını kesmek gibi uygulamaları doğru bulmuyoruz.

Bu ülkeye hesap verilecekse, hesap vermekten korkmayız, korkmuyoruz, korkmayacağız. İnandığımız yolda kararlıkla yürüyeceğiz.

Ziraat Mühendislerinin sorunları var. Geçen yıl bir tweet atmıştım. “Sevgili Ziraat Mühendislerimiz, Yaşadığınız tüm sorunları biliyorum. Hiç umutsuzluğa kapılmayın; bu bereketli topraklarımızda mesleğinizi mutlulukla icra edeceğiniz, meslek gününüzü coşkuyla kutlayacağınız günler çok yakındır. Dünya Ziraat Mühendisleri Günü’nüz kutlu olsun!” Bir daha söylüyorum, kutlu olsun.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü… Kalemini satmayan, haber peşinde koşan, namuslu bütün gazetecilere hepimizin şükranları var. Onurlu bir gazeteci kalemini satmaz. Onuruyla haberini yapar. Baskıdan çekinmez, ürkmez. Gerçek demokrasilerde gazeteciliğin dördüncü güç olmasının sebebi topluma aktarım yapmaktır.

Metin Göktepe, Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu, Hrant Dink, bir ocak ayında vurulup katledildiler. Kalemini satan ama kendine gazeteci diyenleri biliyoruz. Düşüncesini satan aklını saraya kiralayan gazetecileri biliyoruz. Gün geldiğinde onlar b ir daha televizyona çıkamayacak.

Kalemini satmayan gazetecilerin günü kutlu olsun.

Bizim çocuklarımız rahat uyusun diye kendi çocuklarının yetim kalmasını göze olan polislerimizin, jandarmalarımızın, bekçilerimizin tamamına sevgilerimizi gönderiyoruz.

‘SARAYIN SORFASINDA OTURAN HAKİMİN KARARINDAN HAYIR GELMEZ’

Devleti yönetmek aslında vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamaktık. Aslında hukuku sağlamaktır. Elinizi vicdanınıza koyun, düşünün: Bu memleket huzur içinde midir? Bu memlekette 10 dakika sonra ne olacağını bilmiyoruz. Akıl alacak şey değil. Bütün bunlardan Türkiye’nin kurtulması lazım. Eğer hakim hukukun üstünlüğüne göre karar vermiyorsa orada hukuk yoktur. O gerçek anlamda bir hakim değildir. O kişiden adalet beklenmez. Saray’ın sofrasına oturan hakimin kararından bir hayır gelmez.

Devletin görevini biliyoruz. Kamu yönetiminin bir amacı var. Toplumda huzuru, güveni sağlamak. Eğer huzuru ve güveni sağlamazsanız o zaman toplum kutuplaşır, kamplaşır ve iç çatışmalara zemin hazırlayan bir ortama sürüklenir. Türkiye için en büyük risk şu anda budur. Sukunetimizi koruyacağız, vicdanımızın sesini dinleyeceğiz. Sandığa gittiğimiz zaman demokrasiden, insan haklarından yana bir anlayışla oyumuzu kullanacağız. Böylece saray sosyetesini, beşli çetelere artık bu ülkeden temizleyip atacağız.

Erdoğan, Cumhurbaşkanı olduğunda kişi başına gelir 12 bin 582 dolardı bugün 9 bin 584 dolara düştü. Her kişiden 3 bin 97 dolar çalındı. Bunu kim yaptı. Bunu kim milletin başına bela etti. Kaynakların beşli çetelere aktarılmasının sebebi budur.

En düşük emekli aylığı asgari ücret rakamına yükseltilsin diye önerge verdik. AK Parti ve MHP’li milletvekilleri reddetti. Emekliye ne veriyorsun? Asgari ücreti bile çok görüyorsun! Vatandaşa soruyorlar siz milletvekili olsaydınız CHP’nin bu kanun teklifi görüşüldüğünde ne oy kullanırdınız diye, kabul oyu verirdim diyenlerin oranı yüzde 83.3. AK Partili seçmene soruyorlar, yüzde 72.4. MHP’li seçmene soruyorlar, yüzde 74,5 evet oyu verirdik diyor. Bu, CHP’nin parlamentoda toplumun yakıcı sorunlarına ne kadar akılcı yaklaştığını gösteriyor. Sağlıklı bir yönetimin şartı toplanan vergilerin halk için harcanması refah düzeyinin yükseltilmesi için şarttır ama aynı zamanda saydamlık da şarttır. Halka hesap vermek… Bir siyasetçinin onurlanacağı en büyük görev, vatandaştan toplanan vergilerin nerelere harcandığının hesabını vermesidir.

Serbest Görüş:

 

‘YALANI, KÜFÜRÜ ALKIŞLAYAN ASKERLER’

Beyefendi Tank-Palet fabrikasına gitti bir sürü laf etti. Erdoğan bildiğimiz Erdoğan, sürekli küfür, iftira… Çünkü cumhurbaşkanlığının ne olduğunu bilmiyor. Mahalle kabadayısı gibi o makama oturulmaz. Maalesef, Erdoğan bildiğimiz Erdoğan. Öyle bir noktaya geldi ki zavallı kendi troll oldu. Devleti ne kadar çürüttüğünün göstergesi de dün yaşandı. Yalan, dolan, iftiralarını alkışlayan kurmay askerler. Biz CHP olarak bize düşeni cesurca yaptık, kan kusup kızılcık şerbeti içtik ama değişmeyi bildik ve başardık. Her değişim önce içeriden başlar sonra dışarıya taşar. İç reformlarımızı yapmaya başladık. Kolay olmadı bu dostlar, her taraftan şikayetler geldi. İnanın, hiç kolay olmadı ama önemli olan zoru başarmaktı, başardık. Şimdi CHP gerçek anlamda halkın partisidir. Biz böyle yaptık. Peki Erdoğan ne yaptı? Eleştirdiği her şeye şimdi bizzat kendisi dönüştü. Korkunç bir tiran oldu. Militarizmin savunucu oldu. Değişimin önüne büyük bir engel olarak çıktı.

Dün beni siyasal olarak eleştirirken askerlere alkışlatır oldu. Askerlerin alkışlaması şahsen hiç umurumda değil ama devlet açısında büyük bir çürümenin göstergesidir bu. Etrafınıza siyaset koridorlarında kariyer devşiren askerler koyarsınız elinizde bol yıldızlı, apoletli Orta Doğu üniformaları kalır. Onun için komuta kademesi haddini bilsin, siyaset askerin işi değildir. Herkes haddini bilecek, bulunduğu makamın ne olduğunu anlayacak.

BAHÇELİ’YE SİNAN ATEŞ YANITI

CHP lideri Kemal #Kılıçdaroğlu:

Sinan Ateş bizim de evladımızdır. CHP’de ülkücü arkadaşlarımız var. Yanında cinayete azmettirenleri barındırıyorsun, teslim edeceksin!

Şimdi çık, istediğin kadar bağır; biz Sinan’ın kızlarına adaleti mutlaka getireceğiz.https://t.co/c7CfQcYqFs pic.twitter.com/qZspv2X0op

— Kronos (@KronosHaber) January 10, 2023

Sinan Ateş bizim de evladımızdır. CHP’de ülkücü arkadaşlarımız var. Yanında cinayete azmettirenleri barındırıyorsun, teslim edeceksin Şimdi çık, istediğin kadar bağır; biz Sinan’ın kızlarına adaleti mutlaka getireceğiz.”


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version