Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Herkes her şeyi biliyor!

Herkes her şeyi biliyor!


İLKER DOĞAN | HABER YORUM  

Eski Ülkü Ocakları Başkanı ve akademisyen Sinan Ateş, Ankara’da 30 Aralık’ta uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Cinayetin üzerinden 23 gün geçti. Soruşturma kapsamında aralarında ‘azmettirici’ olmakla suçlanan Doğukan Çep’in de bulunduğu 13 kişi tutuklandı ancak tetikçi olduğu ileri sürülen Eray Özyağcı’dan haftalardır haber yok! Bulunamıyor… Sinan Ateş suikatında MHP bağlantısının üzerine gidilip gidilmeyeceği de bilinmiyor.

İktidar ve ortağı MHP kanadında derin bir sessizlik var.

Konu önceki gün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da gündemindeydi. Konuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Ülkücü Sinan Ateş’in katillerini 4 ay sonra adalet önüne çıkarmak üzere çalışmaya başlayacağız. Her şeyi biliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kemal Kılıçdaroğlu, “Her şeyi biliyoruz.” diyor. Sinan Ateş’in katillerini adalet önüne çıkarmak için 4 ay sonra çalışmaya başlayacaklarını söylüyor.

Kemal Kılıçdaroğlu her şeyi biliyorsa neden 4 ay bekliyor? 4 ay sonra seçimi kazanacağının garantisi mi var? Diyelim ki seçim oldu ve kaybetti; bu durumda bildiklerini açıklamayacak mı?

BÜLENT ARINÇ, KİMDEN KORKUYOR?

Eski Başbakan Yardımcısı, AKP’nin önemli isimlerinden Bülent Arınç’ın da Sinan Ateş cinayetiyle ilgili açıklamaları kayda değerdi. 19 Ocak’ta DW Türkçe’de yayınlanan röportajında Arınç, “Bir defa bu çok alçakla işlenmiş bir cinayettir. Fevkalade üzüldüm. Yapabileceğim tek şey onun hakkında bir Fatiha okumaktı, Yasin okumaktı. Bunu da yaptım. Bunun dışında bir yorum yapmayı çok şeyler bilsem de doğru bulmam. Çünkü birilerinin hedefi olmak istemem.” diyordu.

Söz konusu açıklamalardan Bülent Arınç’ın da Sinan Ateş suikastıyla ilgili bilgisi olduğun anlıyoruz. Ancak ‘birilerinin hedefi olmaktan’ korkuyor. Kimden/kimlerden korktuğunu bilmiyoruz; ancak MHP parti yönetimi kanadındaki sessizlik ve Ülkü Ocakları’ndan Sinan Ateş için yapılan ‘hain’ yorumları bir ipucu veriyor.

AKİT’TE KURULAN F.TÖ BORSASI!

Eski Akit’çi Mehmet Özmen’in önceki gün sosyal medyaya yansıyan ‘Akit’teki FETÖ borsası’ itirafları da yukarıdaki olaylardan bağımsız değil. Türkiye’nin nasıl bir pislik çukurunda olduğunu net olarak gösteriyor yaşananlar…

Mehmet Özmen’in itirafları, güncel yargılamalarının tamamen siyasi olduğunu, ‘parayı verenin’ aklandığını gözler önüne seriyor. Özmen, “Türkiye’nin en iyi tanıdığı o işadamının FETÖ dosyasını kapatıp karşılığında kaç milyon aldığınızı çok iyi biliyorum. Biz kelle koltukta mücadele ediyoruz, siz FETÖ’cülerin dosyasını kapatmak için milyonları götürdünüz.” diyor.

Burada temel soru şu; Akit, Mehmet Özmen’i tazminatsız işten atmasaydı bunları söyler miydi? Akit’teki ‘f.tö’ borsası dün kurulmadı, muhtemelen yıllardır faaliyette. Ancak Mehmet Özmen’in aklına ‘tazminatsız’ işten atıldıktan sonra gelmiş!

ÇİN, İSLAM’A SAVAŞ AÇTI; İSLAMCILARDAN ‘TIK’ YOK!

İsveç’teki ‘Kur’an yakma provokasyonu İslamcıların büyük tepkisini çekti. Eylemler yapıldı. Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan’ın bu ilk provokasyonu değil. Paludan, daha önce de benzer provokasyonlara imza attı.

Burada sorun şu; Rasmus Paludan’a gösterilen tepkinin onda biri Çin’e gösterilmiyor! Doğu Türkistan’da müslümanlar soykırıma uğruyor. Camiler yıkılıyor, Kur’an’lar yakılıyor; kutsal ne kadar değer varsa ayaklar altına alınıyor. Doğu Türkistan’lı Müslüman ailelerin evlerine Çinli erkekler yerleştiriliyor ama iktidar temsilcileri ve ‘İslamcı’ yığınlar, Paludan’a gösterdikleri tepkinin onda birini Çin’e göstermiyor!

Neden?

Kur’an’ın ayetleriyle ‘bakara-makara’ diyerek dalga geçen Egemen Bağış’ı büyükelçi olarak atayan bu iktidar değil mi?

KİM DARBECİ, KİM VATANSEVER HERKES BİLİYOR

Bütün bunlara bakarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; Türkiye’de herkes herşeyi biliyor! Özellikle siyasiler ve gazeteciler. Kim hain, kim vatansever; kim demokrat, kim darbeci; kim hırsız, kim değil herkes biliyor.

17/25 Aralık’ı da biliyorlar, MİT TIR’larındaki silah ve mühimmatın kimlere gittiğini de, 15 Temmuz’un arkasında kimlerin olduğunu da…

Ama susuyorlar; zira gerçekleri söyler, doğru soruları sorarlarsa Cemaat’in haklı çıkma ihtimali var…

Öyle dememiş miydi Sözcü yazarı Aytunç Erkin, katıldığı bir televizyon programında; “Ya Fethullahçıların haklılığı ortaya çıkarsa…”

Cemaat ‘haklı’ çıkmasın da ne olursa olsun; gerekirse bunun için gerçeklerin üzeri örtülebilir, çarpıtılabilir hatta rejimin dili kullanılarak yalan haberler yapılabilir…

Memleket yangın yerine bile dönse önemi yok; yeter ki Cemaat haklı çıkmasın!

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version