Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Haller: Yargılamalar TTB’nin önemini gösteriyor


ANKARA- Dünya Tabipleri Birliği Temsilcisi Jacques de Haller, TTB’ye yönelik baskılara ilişkin, “Yargılamalar TTB’nin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor” açıklamasında bulundu.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Merkez binasında “Meslek Örgütü Özerkliğini ve Mesleki Bağımsızlığı Savunuyoruz: TTB Susturulamaz” başlıklı panel düzenledi. “TTB’ye dokunma, Mesleğimize ve Örgütümüze Sahip Çıkıyoruz” yazılı pankartın açıldığı panele Dünya Tabipleri Birliği temsilcisi Jacques de Haller, ulusal ve uluslararası örgüt temsilcileri, çok sayıda emek ve meslek örgütü temsilcisi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu ve çok sayıda hekim katıldı.

‘UMUT VAR’

Panelde ilk olarak söz alan Haller, Türkiye’de gücün tekelleştiğini belirterek, TTB’ye yönelik saldırılara karşı dayanışma içinde olduklarını belirtti. Değişim için çaba sarf ettiklerini söyleyen Haller, şöyle konuştu: “Değişimin yaşanması tekrardan normale dönülmesi konusunda umut var. Yargılamalar TTB’nin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Hükümet siyaseten sizi görmezden gelebilecek durumda olsaydı sizinle uğraşmazdı.  Ancak siz hekimler, son derece önemlisiniz. Hali hazırda hekimler olarak hastalarla kurduğunuz ilişki sonrasında toplumu tanımanız ve onlarla ilişkide olmanız bu yargılamanın açıklaması ve işareti olabilir.”

HERŞEYDEN ÖNCE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

Toplumsal düzeydeki hekim ve toplum arasındaki ilişkinin serbest olması gerektiğini belirten Haller, “Hekimler olarak kamuoyuna hitap ettiğimizde neyin ihtiyaç, neyin doğru olduğunu, toplum açısından neyin tehlikeli olduğunu söyleyebilmemiz gerekiyor ki bu mesleği yerine getirebilelim. İfade özgürlüğü ve mesleki özerklik olmadığında tıbbın kendisinin olma imkanı yok” dedi.

‘ANAYASA’DA İSVİÇRE UYGULAMADA TÜRKİYE’

Ardından söz alan CHP’li İbrahim Kaboğlu, TTB’nin karşı karşıya kaldığı durumun tıp biliminin ötesinde olduğunu söyledi. Anayasa’nın 135’inci maddesinde bulunan kamu ve kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin önemine değinen Kaboğlu, şunları söyledi: “Hangi hak ve özgürlükleri güvence altına almışsan devleti de ona göre örgütlemeliyiz. Anayasamızda hak ve özgürlükler eksik, tamamlayalım. Anayasamızı hak ve özgürlükler açısından İsviçre anayasasıyla karşılaştırabilirsiniz. 1999 da yapılan ve 2000 de yürürlüğe giren İsviçre Konfederasyonu anayasası sistematik olarak bizim anayasamızda hak ve özgürlükler kadar geniş bir yelpaze sunmaktadır. Ama tabi ki uygulama ya bakıldığı zaman İsviçre ile Türkiye karşılaştırılabilir değil.”

‘ERDOĞAN, BAŞKANLIK İLE YARGIYI GÜDÜMÜNE ALDI’

2017 referandumu ile anayasal kurguda değişiklik yapıldığını aktaran Kaboğlu, Türkiye tarihinde ilk defa hükümetin lağvedildiğini söyledi. Yasama, yürütme ve yargı erklerinin tek başına Cumhurbaşkanlığı’na verildiğine dikkat çeker Kaboğlu, “Bütün devlet güçlerinin bir kişinin kişiliğinde toplanmış olması ve arkasında büyük bir güç olarak siyasal partinin bulunması böyle olduğu için madde 12’den başlayan ve 74’e kadar devam eden hak ve özgürlükler büyük ölçüde kağıt üzerinde kalmış bulunuyor” diye konuştu.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version