– Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla, T24’ten Cansu Çamlıbel‘e verdiği röportajda, ABD’deki davayı, hakkındaki iddiaları, tutukluk süreci sonrası Türkiye dönüşünde havalimanında dönemin bakanlarından Berat Albayrak tarafından karşılanmasını, iktidara bakışını ve Borsa İstanbul’daki görevinden neden ayrıldığını anlattı.
‘ERDOĞAN’LA HAVADAN SUDAN KONUŞTUK’
‘Kutuplaşmaya malzeme olmaktan’ hoşlanmadığını belirten Atilla, hükümetin kendisine özel bir desteği olduğunu da düşünmediğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la hayatında bir kez görüştüğünü söyleyen Atilla, “Nasıl geçti o görüşme. Amerika’da yaşadıklarınıza dair bir şey sordu mu?” sorusu üzerine, görüşmenin içeriğini şöyle aktardı: “Yok, o detaylara girmedik. Havadan sudan konuştuk. Ailevi konuları konuştuk. Benim o görevi yapıp yapmaya psikolojik olarak kendimi hazır hissedip hissetmediğimi sordu.
‘KENDİMİ HİÇBİR İKTİDARIN BÜROKRATI OLARAK GÖRMEDİM’
“Türkiye’ye dönüşümde beni karşılayan Berat Albayrak olmasaydı diye düşündüğünüz oldu mu?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Karşılıklı kutuplar arasında böyle bir şeye malzeme olmaktan hoşnut değilim tabii ki. Ben ne Berat Albayrak’ın adamıyım ne o benimle ilgili böyle bir tasarrufun içinde oldu. İkimiz birlikte herhangi bir şeyin parçası hiç olmadık. O görevi nedeniyle karşılamayı uygun bulmuş diye düşünüyorum. Sonuçta ekonomiden sorumlu bakandı o zaman. Bazen de tam tersini düşüyorum. Ben geliyorum, kimse yok. O da tuhaf olmaz mıydı?.. Kimin iktidarın bürokratı olup olmadığı tartışmaya açık bir konu. Ben kendimi hiçbir iktidarın bürokratı olarak görmedim. Tabii ki hükûmetler icradan sorumlu olduğu için hangi hükûmet gelirse bürokratlar onlarla çalışıyor ama bu siyaseten de aynı görüşü paylaşıyorum ya da politikalarla hemfikirim anlamına gelmez. Bürokratın işi kendi sorumluluk alanıyla sınırlı. Siyaset işi başka taraf. Ama siyasetin içinde olmak isteyen bürokratlar da olabilir- ki var-. Heves edenler de var. Ben onlardan değilim. Hükûmetin o anlamda bana normal bürokratlara olduğunun dışında bir desteği olduğunu düşünmüyorum.”
“Borsa’da ters düştüklerimin herhangi bir politikayı yürütebileceğini zannetmiyorum” diyen Atilla, kalması için hükümetten bir telkin ya da tepki olmadığını da ifade etti.
‘SAVCILAR HÜKÜMETLE İLGİLİ SORULARI BAŞKA RAUNDA SAKLAMIŞ OLABİLİR’
Halkbank davasının birincil aktörü Reza Zarrab’ın kendisinin konularla ilgisi olmadığını bildiğini, hatta bunu yüzüne söylediğini aktaran Atilla, Zarrab’ın Halkbank müşterisi olmasına en baştan itiraz ettim” dedi. ABD’de devam eden dava içinse “Savcılar hükûmetle ilgili soruları başka raunda saklamış olabilir” dedi.
‘ABD NEDEN BİZİ UYARMADI, ORASI MUAMMA’
Zarrab’a ilişkin ABD’nin tutumunu da eleştiren Atilla, şu soruyu gündeme getirdi: “Zarrab’ın babasının, Dubai’deki şirketlerinin ABD tarafından soruşturmaya tabi olmasına rağmen neden Halkbank’a ya da Türkiye’deki diğer muhataplarına bu konuda herhangi bir bilgi verip uyarıda bulunmadıklarını muamma. Ben de zaten en son IMF toplantısı için ABD’ye gittiğimizde Zarrab’la ilgili konu açıldığında Amerikalı muhataplarıma onu neden yaptırım kapsamına almadıklarını sormuştum. Bu sorularımıza rağmen Amerikan tarafı hiçbir şey yokmuş gibi devam etti. Bu da bana arka planda başka şeyler planladıklarını gösteriyor. Görevini yapmamış yani. Normalde kendisinden beklenen belli kişiler hakkında açıkça istihbarat var ve o kişileri yaptırıma tabi tutup finans sisteminden dışlamıyorsanız, devam etmesine müsaade ediyorsanız başka bir beklentiniz var demek ki.”
‘O DÖNEM BABACAN’IN HER KONUYA VAKIF OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM’
Dönemin ekonomiden sorumlu bakanı Ali Babacan’ın her konuya vakıf olduğunu düşündüğünü vurgulayan Atilla, aksi bir iddia içinse “Ali Babacan konulara vakıf değilse demek ki görevini yapmıyordu” ifadesini kullandı. Ayrıca “ABD, Zarrablar hakkında bizi neden uyarmadı orası muamma” sorusunu yönelten Atilla, “Zarrab o dönem İran için kullanışlıydı, belki de bugün Yahudiler için kullanışlı. Zarrab’ı muhtemelen Halkbank duruşmalarında yeniden tanık koltuğunda görürüz” değerlendirmesinde bulundu.
4 bakan yolsuzluk iddiasıyla istifasıyla sonuçlanan 17-25 Aralık operasyonları için “Tabii farklı bir boyut olduğuna ilişkin bir fikrimiz oluştu. Tuhaf bir durum olduğu aşikardı. Ama neyin ne kadarının doğru ne kadarının fabrikasyon olduğunu bilmediğimiz için flu kaldı bir çok şey. Zaten o noktada artık Zarrab’la kesinlikle çalışılmaması gerektiği konusunda fikrim netleşmişti benim” dedi.
‘PAPAZLA TAKASTAN UMUTLANMADIM’
Hakan Atilla, tutuklu olduğu dönemde Ankara’nın ‘Zarrab’a karşı rahip Andrew Brunson’la takas pazarlığı yaptığı iddiası için de şunları söyledi:
“Ben o detaylara vakıf değilim. Ama şunu biliyorum; Reza Zarrab’ın kendisine seçtiği avukatlar arasında -her ne kadar mahkemeye hiç gelmediyse de- Giuliani de vardı. Onun Trump’a olan yakınlığından istifade ederek kendi lehine bir senaryo oluşmasını sağlamak istemiş olabilir. Veya birileri Zarrab’a bunu yapmasının ona fayda sağlayacağını da söylemiş olabilir. (“Bu takas aklınıza yattı mı? ‘Bizim dava da düşebilir’ gibi bir umudunuz oldu mu bunları okuyunca?” sorusu üzerine) Oldu desem yalan olur çünkü öyle bir konuşmanın gerçekleştiği konusunda bir umuda kapılmak istemedim. İki ülke arasında, mesela Amerika ile Rusya arasında, bu tarz şeyler daha önce olmuştur. Ama o papazın Amerika için ne görev yaptığını, Amerika için ne ifade ettiğini tam olarak bilmediğim için oradan kendime bir pay çıkarmayı hiç düşünmedim. Zaten böyle bir şey de hiç gerçekleşmedi.”
‘EŞİM ABD’YE GELEMESİN DİYE PASAPORTUNA EL KOYULDU’
Halbank’ın temyiz duruşması için iyimser olmadığını anlatan Atilla, tutuklu olduğu dönemde eşinin ABD gelmesinin engellenmeye çalışıldığını açıklayarak, “Devletin içinde birileri ABD’ye gelemesin diye eşimin pasaportuna el koydu” bilgisini paylaştı.
ABD’de savcılık bastırıyor: ‘Halkbank lehine karar İran’la mücadeleyi engeller’
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***